Pulmoner tromboembolide methemoglobin ve karboksihemoglobin düzeylerinin tanı ve prognozdaki önemi ve yeri
Diagnosis and prognostic importance of methemoglobin and carboxyhemoglobine levels in pulmonary thromboembolism
- Tez No: 484682
- Danışmanlar: PROF. DR. ÖMER ÖZBUDAK
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Göğüs Hastalıkları, Chest Diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2017
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Akdeniz Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 108
Özet
PTE tanısının konması güçtür ve özgül bir klinik tablo ile ortaya çıkmadığı için gözden kaçabilir. Buna karşılık, erken tedavinin son derece etkili olması nedeniyle, erken tanı konması çok önemlidir. PTE'de kesin tanı koydurucu bir laboratuvar belirteci yoktur. Bu nedenle çalışmalar ideal bir tanı koydurucu bir belirteç üzerine yoğunlaşmaktadır. İdeal prognostik ve tanısal markerlar kolay çalışılmalı ve kolay değerlendirilebilir olması gerekmektedir. Çalışmamızda karboksihemoglobin (COHb) ve methemoglobin (MetHb) gibi kan gazında kolayca ölçülebilen parametrelerin PTE tanı ve prognozundaki önemi ve yeri araştırılmıştır. Araştırma Pulmoner Tromboemboli (PTE)'de Karboksihemoglobin (COHb) ve Methemoglobin (MetHb) düzeylerinin PTE tanı ve prognozuna olan etkilerini incelemek üzere retrospektif yapılmıştır. Akciğer Bilgisayarlı Tomografi Anjiografi (ABTA) veya Ventilasyon /Perfüzyon Sintigrafisi ile PTE tanısı doğrulanmış olgular Pulmoner Emboli olarak kabul edildi. Aynı yöntemlerle PTE dışlanmış hastalar kontrol grubu olarak alındı. Çalışmaya karbonmonoksit zehirlenmesi, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, sepsis, pnömoni, astım, idiopatik pulmoner fibrozis, bronşiektazi, dekompanse kalp yetmezliği olan ya da Methemoglobinemi yapabilecek ilaç (sülfonamidler, dapson, fenasetin, primakin, benzokain) kullanan hastalar dahil edilmedi. Çalışmamızda 01.11.2015 ile 31.08.2016 tarihleri arasında Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde Pulmoner Tromboemboli (PTE) ön tanısıyla 762 hastanın tetkik edildiği saptandı. Bu hastalardan çalışmaya dahil edilme kriterlerini karşılayan 107 hasta çalışmaya alındı. Tüm olguların yaş ortalaması 56,44 ±17,3(21-86) olup, PTE tanısı alan hastaların yaş ortalaması 55,3 PTE dışlanmış olan hastalar ise 59 idi (p:0.27). En sık görülen komorbit hastalıklar hipertansiyon (%24) ve diabetes mellitus (%20,6) olarak tespit edildi. PTE tanısı almış olan hastaların %79,7'si(59) Non-masif PTE, %13,51'i (10) Sub-masif PTE ve %6,7'si (5) masif PTE tanısı almıştı. Her iki grupta kan gazı parametreleri karşılaştırıldığında PTE tanısı almış grupta COHb düzeyleri istatistiksel anlamlı yüksek iken (p:0.001), PO2 düzeyleri PTE tanısı ekarte edilmiş grupta istatistiksel olarak anlamlı yüksek saptandı (p:0.028). Çalışmamızda PTE nedeniyle erken dönemde 6 (%8,1) hastamız öldü. Ölen hastaların %66,6'sı (4) erkek %33,3'ü (2) si kadın idi. Ölen hastalar ile yaşayan hastalar karşılaştırıldığında Wells ve PESİ skoru ortalaması, D-dimer ve troponin düzeyleri ölen hastalarda istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek idi. Diğer bütün bakılan parametrelerde anlamlı farklılık saptanmadı. Çalışmamızda COHb düzeyleri PTE tanısı alan grupta, PTE tanısı ekarte edilmiş gruba göre istatistiksel anlamlı yüksek saptanmıştır. Ancak bu değer COHb'nin kandaki normal düzeyinden daha yüksek değildir. Literatürdeki tek çalışmadan farklı olarak MetHb ve COHb düzeylerinin PTE tanı ve prognozunda istatistiki olarak anlamlı farklılık yaratmadığını saptadık.
Özet (Çeviri)
The diagnosis of pulmonary embolism is difficult and may be misdiagnosed because it does not occur with a specific clinical picture. On the other hand, early diagnosis is very important because early treatment is highly effective. Pulmonary Embolism does not have a definite diagnostic laboratory marker. For this reason, studies focus on an ideal diagnostic marker. Ideal prognostic and diagnostic markers should be easy to work with and easy to evaluate. In our study, the parameters that can be easily measured in blood gases such as carboxyhemoglobin (COHb) and methemoglobin (MetHb) were investigated in the diagnosis and prognosis of pulmonary embolism. The study was retrospectively conducted to investigate the effects of Carboxyhemoglobin (COHb) and Methemoglobin (MetHb) levels on the diagnosis and prognosis of Pulmonary Thromboembolism. Pulmonary Computed Tomography Angiography (ABTA) or Ventilation / Perfusion Scintigraphy confirmed PTE diagnosis accepted as Pulmonary Embolism. Patients with pulmonary embolism excluded by the same method were included as control group. Patients who were taking medication (sulfonamides, dapsone, phenacetin, primaquine, benzocaine) that could cause Methemoglobinemia and patients who had diseases that could cause carboxyhemoglobinemia, such as; chronic obstructive pulmonary disease, sepsis, pneumonia, asthma, idiopathic pulmonary fibrosis, bronchiectasis, decompensated heart failure were not included in the study. In our study, it was determined that 762 patients were diagnosed with Pulmonary Thromboembolism (PTE) in Medical School of Akdeniz University between 01.11.2015 and 31.08.2016. Among these patients, 107 patients who met the inclusion criteria were included in the study. The mean age of all cases was 56.44 ± 17.3 (21-86). The mean age of the patients who were diagnosed with PTE was 55.3 and the patients with PTE excluded were 59 (p: 0.27). The most common comorbid diseases were hypertension (24%) and diabetes mellitus (20.6%). Of the patients who had PTE, 79.7% (59) had non-massive PTE, 13.51% (10) sub-mass PTE and 6.7% (5) massive PTE. When the blood gas parameters were compared in both groups, COHb levels were found to be significantly higher (p: 0.001) in the PTE-diagnosed group and PO2 levels were found to be statistically higher in the PTE-discarded group (p: 0.028). In our study, 6 (8,1%) patients died early due to PTE. Of the patients who died, 66.6% (4) were male and 33.3% (2) were female. When the patients who died and the patients who live were compared, the average of Wells and PESI score, D-dimer and troponin levels were statistically significantly higher in the patients who died. No significant difference was found in all other parameters examined. In our study, COHb levels were found to be statistically higher in PTE-diagnosed group with compared PTE-diagnosed discarded group. However, this value is not higher than the normal level of COHb. Unlike the only study in the literature, we found that the levels of MetHb and COHb did not differ statistically in the diagnosis and prognosis of PTE.
Benzer Tezler
- Pulmoner tromboembolili (PTE) hastalarda antikoagülan tedavinin trombosit ve eritrosit reolojisi üzerine etkisi
The effects of anticoagulant therapy in the patients with pulmonary thromboemboli on rheologic properties of erythrocytes and thrombocytes
DİLEK ÖREN
- Pulmoner tromboembolide oksidan-antioksidan dengesinin araştırılması
Oxidant-antioxidant balance investigation of pulmonary thromboemboli̇sm
BİLAL HALICI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2014
Göğüs HastalıklarıAfyon Kocatepe ÜniversitesiGöğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET ÜNLÜ
- Pulmoner tromboembolide beyin natriüretik peptid hormonunun prognostik değeri
The prognostic value of brain natriuretic peptide hormone ın pulmonary thromboemboli
ABDULLAH ŞİMŞEK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2007
Göğüs HastalıklarıBaşkent ÜniversitesiGöğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÖZGÜR KARACAN
- Pulmoner tromboembolide tanıya destek olabilecek non-invaziv tetkiklerin değerlendirilmesi
Başlık çevirisi yok
YASEMİN SAYGIDEĞER
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2010
Göğüs HastalıklarıSağlık BakanlığıGöğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SADIK ARDIÇ
- Pulmoner tromboembolide risk faktörleri ve yüzey adezyon molekülleri ile ilişkisi
Risk factors for pulmonary embolism and their correlation with surface adhesion molecules
SUNA AKBULUT
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2009
Göğüs HastalıklarıZonguldak Karaelmas ÜniversitesiGöğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. FİGEN ATALAY