Hastanemizde 2012 – 2017 yılları arasında histerektomi operasyonu geçiren hastalar arasında patolojik tanısı adenomyozis gelen hastaların retrospektif değerlendirilmesi
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 491793
- Danışmanlar: PROF. DR. GÜRKAN KIRAN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2018
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: İstanbul Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 59
Özet
Amaç: Çalışmanın amacı AUK, kronik pelvik ağrı ve dismenore gibi semptomlara neden olan ve kesin tanısı spesmenin histopatolojik incelenmesiyle konulabilen adenomyozis tanısı almış hastalarda, pür adenomyozis olgularıyla diğer uterin patolojilerle birlikte olan kompleks adenomyozis olgularının klinikopatolojik özelliklerini karşılaştırmaktır. Gereç ve Yöntem: Ocak 2012–Eylül 2017 tarihleri arasında Ümraniye Eğitim Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği'nde histerektomi yapılan 2028 hastadan, nihai histopatolojisi adenomyozis olan 297 hasta çalışmaya alındı. Hasta dosyalarına arşiv kayıtlarından ulaşıldı. Demografik özellikleri (yaş, obstetrik öykü), başvuru şikayetleri, muayene bulguları, P/C patoloji sonuçları, histerektomi endikasyonu, ameliyat şekli (L/T, L/S, R/S, V/H), ameliyat süresi, preoperatif ve postoperatif hemogram ve hematokrit değerleri, CA-125 değerleri, kan transfüzyon ihtiyacı, hastanede yatış süresi kayıt edildi. Ameliyat sonrası adenomyozise ek olarak leiomyoma ve/veya endometriozis birlikteliği raporlandı. Bulgular: Çalışmamıza dahil edilen 297 hastadan histopatolojik değerlendirme sonucunda yalnızca adenomyozis olarak raporlanan 119 hasta (%40.1) pür adenomyozis grubu, adenomyozise ilave olarak leiomyoma ve/ veya endometriozis ve atipik polipoid adenomyom raporlanan 178 hasta (%59.9) kompleks adenomyozis grubu olarak adlandırıldı. Kompleks adenomyozis grubu içinde en sık birliktelik görülen tanı leiomyomdu (%51.9). Hastaların yaş ortalaması 51.7 ± 8.6 (min-max:34-86) dır. Pür adenomyozis grubunun muayene yaşı kompleks adenomyozis grubundan anlamlı olarak daha yüksekti. Hastaların en sık başvuru şikayeti menorajiydi (n:165, %55.6). Pür adenomyozis grubunda başvuru şikayeti oranı kompleks adenomyozis olan gruptan anlamlı olarak daha düşüktü. P/C histopatoloji sonuçlarında en sık endometrial polip (%28.1) saptandı. Histerektomi endikasyonlarına bakıldığında en sık tedaviye dirençli anormal uterin kanama (n:73, %24.6), ikinci sırada myoma uteri ve AUK birlikteliği (n:54, %18.2) bulunmaktaydı. Pür adenomyozis grubunun bir jinekolojik malignite ile birlikteliği ve endometrium kanserine eşlik etme oranı kompleks adenomyozis grubundan anlamlı olarak daha viii yüksekti. Hastanede kalış süresi kompleks adenomyozis grubunda anlamlı olarak daha yüksekti. Sonuç: Kliniğimizde son 5 yılda yapılan histerektomilerde adenomyozis tanısı alan hastalar pür adenomyozis ve kompleks adenomyozis olarak iki kategoride sınıflandırılmıştır. Pür adenomyozis ile kompleks adenomyozisi karşılaştırdığımızda, adenomyozisin ek patolojiyle birlikte görüldüğü olguların daha semptomatik seyrettiği, daha erken tanı aldığı görülmüştür. P/C sonuçlarında pür adenomyozise en sık eşlik eden patoloji proliferatif endometrium iken, kompleks adenomyozisle en sık birlikteliği izlenen patoloji endometrial poliptir. Endometrial örneklemenin adenomyozis tanısı açısından nonspesifik olduğu görülmüştür. Adenomyozis olgularıyla leiomyoma ve endometriozis birlikteliğinin sık olduğu ve bu birlikteliğin kronik pelvik ağrı, menoraji gibi semptomları şiddetlendirdiği akılda tutulmalıdır. Bu konuda daha kapsamlı prospektif calısmalara ihtiyaç vardır.
Özet (Çeviri)
AIM: The purpose of the study is to compare the clinical features of pure adenomyosis cases with complex adenomyosis cases in patients which can be diagnosed by histopathologic examination causing other uterine pathologies as abnormal uterine bleeding, dysmenorrhoea and chronic pelvic pain and other uterine pathologies. METHOD AND MATERIALS: Between January 2012 and September 2017, 297 patients who were diagnosed to the final histopathology adenomyosis of 2028 patients who were hysterectomized in Ümraniye Training and Research Hospital, Obstetrics and Gynecology Clinic were included in the study. Patient files were retrieved from archive records. Patients' demographic characteristics (age, obstetric history), referral complaints, examination findings, P/C pathology results, hysterectomy indications, operative pattern (L/T, L/S, R/S, V/H), postoperative hemogram and hematocrit measurements, CA-125 measurements, blood transfusion requirement, hospitalization time were recorded. Postoperative adenomyosis was reported in addition to leiomyoma and/or endometriosis. RESULTS: The study included 297 patients (14.6%) with a final histopathological diagnosis of adenomyosis from 2028 cases undergoing hysterectomy with different gynecological indications. Histopathologically, a total of 119 patients (40.1%) adenomyosis were reported as adenomyosis, and 178 patients (59.9%) with adenomyosis as leiomyoma and / or endometriosis and atypical polypoid adenomyoma were named as complex adenomyosis group. The most frequent association in the complex adenomyosis group was leiomyoma (51.9%). The mean age of the patients was 51.7 ± 8.6 (min-max: 34-86). The age of examination of the free adenomyosis group was significantly higher than that of the complex adenomyosis group. The most common complaint of the patients was menorrhagia (n: 165, 55.6%). The rate of admission complaints in the free adenomyosis group was significantly lower than in the group with complex adenomyosis. The most frequent endometrial polyp (28.1%) was detected in P/C histopathology results. The most frequent indications for x hysterectomy were abnormal uterine bleeding (n: 73, 24.6%), myoma uteri and abnormal uterine bleeding (n: 54, 18.2%) and pelvic mass (n: 52, 17.2%). The coexistence of the free adenomyosis group with a gynecologic malignancy was significantly higher than that of the complex adenomyosis group. The proportion of free adenomyosis group with endometrium carcinoma was significantly higher than that of complex adenomyosis group. The length of hospital stay was significantly higher than in the group with complex adenomyosis. CONCLUSION: Patients diagnosed with adenomyosis who were performed hysterectomies in our clinic in last 5 years were classified into two categories as pure adenomyosis and complex adenomyosis. When we compare pure adenomyosis with complex adenomyosis, cases with adenomyosis accompanied by an additional pathology were seen to be more symptomatic and earlier diagnosed. In P/C results, proliferative endometrium is the most common pathology associated with pure adenomyosis while endometrial polyp is the most common pathology with complex adenomyosis. The endometrial sample was found to be nonspecific in diagnosis of adenomyosis. It should be kept in mind that the co-occurrence of adenomyosis, leiomyoma and endometriosis cases is frequent. There is a need for more prospective work in this regard.
Benzer Tezler
- Akciğer kanserli olgularda D-dimer düzeyi pulmoner tromboemboli tanısını predikte eder mi?
Does D-dimer level predict pulmonary thromboembolism diagnosisin patients with lung cancer?
ZEYNEP ÜMMÜ TURSUN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
Göğüs HastalıklarıSağlık Bilimleri ÜniversitesiGöğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DURSUN ALİZOROĞLU
- Vajinal ve sezaryen doğum sürecinde ve sonrasında kan ve kan ürünleri transfüzyon ihtiyacını belirleyen faktörler
Başlık çevirisi yok
BURHANETTİN ŞAHİN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2018
Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
UZMAN AYSU AKÇA
- Trakya bölgesinde 2012-2017 yılları arasında 20-36 haftalar arasında erken membran rüptürü öyküsü olan hastaların sonraki gebelik sonuçları
Subsequent pregnancy outcomes of women who has history of pprom between 20-36 weeks of pregnancy at Trakya region between 2012-2017
DENİZ SÜZME
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
Kadın Hastalıkları ve DoğumTrakya ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
PROF. DR. GÜLİZAR FÜSUN VAROL
- Servikal konizasyon sonrası cerrahi sınır pozitifliği olan ve rekonizasyon yapılan 705 olgunun değerlendirilmesi
Evaluation of re-conization after cervical conization with positive surgical margins: A review of 705 cases
MEHMET CEYHAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
DR. İLHAN ŞANVERDİ
- Gelişimsel kalça displazisi nedeniyle total kalça artroplastisi uygulanan hastalarda çıkık risk faktörlerinin araştırılması
Investigation of dislocation risk factors in patients with total hip arthroplasty due to developmental hip dysplasia
CEM YETKİN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2018
Ortopedi ve TravmatolojiSağlık Bilimleri ÜniversitesiOrtopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. TİMUR YILDIRIM