Geri Dön

Gecikmiş grade III duodenum yaralanmalarında fibrin yapıştırıcı ve polytetrafluoroethylene yama kullanımı

The use of fibrin glue and polytetrafluoroethylene in delayed grade III duodenal injuries

  1. Tez No: 507057
  2. Yazar: AZİZ MUTLU BARLAS
  3. Danışmanlar: UZMAN ALİ ULVİ ÖNGÖREN, UZMAN AHMET KUŞDEMİR
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Genel Cerrahi, General Surgery
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2004
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bakanlığı
  10. Enstitü: Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 80

Özet

Duodenal yaralanmalar, %14- %20 mortalite ve %65 morbidite oranıyla, cerrahi açıdan çözümü güç bir problemdir. Hafif yaralanmalar primer olarak onarılabilirken, ciddi yaralanamalarda daha karmaşık ve zaman alıcı yöntemler kullanılır. Hangi teknik uygulanırsa uygulansın mortalite ve morbidite oranları yüksekliğini korur. Eşlik eden organ yaralanmalarının sıklığı ve hemodinaminin bozuk oluşu acil müdahale gerektirir. Uygun yöntemin seçimi ve operasyonun süresi hayat kurtarıcıdır. Gecikmiş grade III duodenum yaralanmalarında fibrin doku yapıştırıcı desteği ve defektin kapatılmasında ePTFE yama kullanımı, bilinen karmaşık ve zaman alıcı onarım yöntemlerine alternatif olabilir miydi? Deneysel çalışmamızda bu soruya yanıt arandı. Ratlarda grade III duodenum yaralanması oluşturulduktan sonra, 12'şerli 3 gruba ayrıldı. Onarımlar yaralanmadan 12 saat sonra yapıldı. I. gruba primer onarım, II. gruba primer yaklaştırma + fibrin doku yapıştırıcı ile onarım, III. gruba ise ePTFE yama ile onarım yapıldı. Operasyondan sonraki 14. gün yaşayan ratların hepsi sakrifiye edilerek, karın içi apse, yapışıklık, patlama basıncı ve histopatolojik olarak yara iyileşmesi değerlendirildi. Grup I'de ve grup II'de ölüm oranı %16.7, grup III'de %8.3 olarak bulundu. Duodenal kaçak ve apse I. grupta %50 oranında gözlenirken, II. grupta %10 gözlendi. III. grupta ise hiç gözlenmedi. Dilatasyon I. grupta deneklerin yarısında mevcuttu. II. grupta bir denekte gözlenirken, III. grupta rastlanmadı. Yapışıklıklar I. grupta diğer iki gruba oranla anlamlı olarak fazlaydı. II. ve III. gruplarda yapışıklıklar azdı ve benzerdi. Biyomekanik ölçümlerde, I. gruptaki deneklerin yarısında patlama onarım bölgesinden oldu. Diğer iki grupta hiçbir denekte onarım bölgesinden patlama olmadı. Basınç ölçümlerinde I. grubun ortalama patlama basıncı, diğer iki gruba göre anlamlı olarak düşük bulundu. II. ve III. gruplarda patlama basıncı ortalamaları benzerdi ve normal ince barsak patlama basıncı ortalamasına yakındı. Histopatolojik incelemede II. grup en iyi skor ortalamasına sahipti ve III. grup ile benzerdi. I. grup ise histopatolojik incelemede en kötü skorları aldı ve diğer iki gruba göre anlamlı olarak iyileşmede gecikme gözlemlendi. Bu bulgulara göre primer onarımın uygun olmayacağı gecikmiş grade III duodenum yaralanmalarında, uygulanması zaman alıcı ve karmaşık olan diğer cerrahi onarım yöntemlerine alternatif olarak, fibrin doku yapıştırıcı ve ePTFE yama kullanımı gelecekte bir umut olabilir.

Özet (Çeviri)

Duodenal injuries with 14-20% mortality and 65% morbidity rates are difficult problems to solve in surgery. Minor injuries can be repaired primarily, but in severe injuries more complex and time consuming procedures are required. Independent of the repair technique morbidity and mortality rates are still high. Due to accompanying organ injuries and unstable hemodynamic state urgent operation is essential. Appropriate surgical technique and duration of operation is life saving. Can fibrin tissue sealant and ePTFE patch application for closure of defects be alternative to known complex and time consuming procedures for delayed repair in grade III duodenal injuries? With this experimental study answer of this question is searched. After grade III duodenal injury has been performed, 36 rats were divided into 3 groups randomly and each group was composed of 12 rats. 12 hours after injury, in the first group primary repair, in the second group primary closure and repair with fibrin tissue sealant and in the third group repair with ePTFE patch was performed. 14 days after operation all of the living rats were sacrificed and intraabdominal abscess, adhesions, burst pressure and wound healing were evaluated histopathologically. Death rates were 16.7% in group I and II and 10% in group III. Duodenal leakage and abscess were observed 50% in group I and 10% in group II. In group III no duodenal leakage and abscess were observed. Dilatation was found 50% in group I, 10% in group II and none of the rats in group III. Adhesions were significantly higher in group I compared to the other two groups. In group II and III adhesions were few and similar. Biomechanical measurements showed that bursts was on the repair site in the half of the rats in group I. None of the other groups had bursts on the repair site. The mean burst pressure in group I was found significantly lower than the other two groups. The mean burst pressure in group II and III were similar and near to the normal small bowel burst pressure. On histopathological examination group II had the best scores and it was similar to group III, in group I scores were significantly lower and showed delayed healing significantly compared to the other two groups. According to these findings, we believe that in the future, when primary repair is not appropriate for delayed grade III duodenal injuries, fibrin tissue sealant and ePTFE patch may be alternative to complex and time consuming procedures.

Benzer Tezler

  1. Elektif cerrahi öncesi diyabetik hastalarda gastrik rezidüel volüme etkili faktörlerin değerlendirilmesi

    Evaluation of factors effecting gastric residual volume in diabetic patients before elective surgery

    BERRAK SEBİL AYDIN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Anestezi ve ReanimasyonSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. IŞIL KÖSE GÜLDOĞAN

  2. Subaraknoid kanama geçiren hastalarda uzun dönemde nörokognitif fonksiyonların araştırılması: Prospektif gözlemsel çalışma

    Correlation of gray-white matter ratio with long-term cognitive functions and quality of life in patients with aneurysmal subarachnoid hemorrhage: A prospective observational study

    GAMZE TANIRGAN ÇABAKLI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Anestezi ve Reanimasyonİstanbul Üniversitesi

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İBRAHİM ÖZKAN AKINCI

  3. İdrar yolu enfeksiyonu geçiren çocuklarda Tc 99m DMSA sintigrafisi ile saptanan renal skar ile primer vezikoüreteral reflü arasındaki ilişki

    The relationship between primary vesicoureteral reflux and renal scar detected by Tc 99m DMSA scintigraphy in children with urinary tract infection

    BİLGİ YAĞCI AKYOL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Radyoloji ve Nükleer TıpKaradeniz Teknik Üniversitesi

    Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. BİRCAN SÖNMEZ

  4. Süperior serebellar arter anevrizmalarında endovasküler tedavi

    Başlık çevirisi yok

    MURAT VELİOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2007

    Radyoloji ve Nükleer TıpGATA

    Radyodiagnostik Ana Bilim Dalı