Büyük azı-keser hipomineralizasyonu gözlenen dişlerdeki defektlerin remineralizasyonunda ve mine kaybında flor cila, floridli CPP-ACP ve CPP-ACP içeren bir preperatın etkinliğinin klinik olarak incelenmesi
Evaluation success of flouride varnish, fluoride containing CPP-ACP preparate and CPP-ACP preparate's clinical effects on remineralization and enamel loss of defects in molar-incisor hypomineralization teeth
- Tez No: 508384
- Danışmanlar: PROF. DR. HAYRİYE SÖNMEZ
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Diş Hekimliği, Dentistry
- Anahtar Kelimeler: Büyük azı keser hipomineralizasyonu, CPP-ACP, DIAGNOdent, ICDAS II, Remineralizasyon, Molar Incisor Hypomineralisation (MIH), CPP-ACP, DIAGNOdent, ICDAS II, Remineralisation
- Yıl: 2018
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ankara Üniversitesi
- Enstitü: Sağlık Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Pedodonti Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 183
Özet
Bir veya birden fazla daimi birinci büyük azı dişi ile birlikte sıklıkla daimi keser dişlerin de etkilendiği, etiyolojisi kesin olarak bilinmeyen gelişimsel mine defektleri Büyük Azı Keser Hipomineralizasyonu (BAKH) olarak tanımlanmaktadır. Defektler beyaz-krem veya sarı-kahverengi renginde sınırlı opasiteler olarak görülür. Mine defekti varlığının çürük gelişme riskini arttırdığı ve çürük görülme sıklığının azı dişlerinde keserlere oranla daha fazla olduğu belirtilmiştir. BAKH görülen dişlerdeki demineralize defektlerin erken aşamalarda tanısı, bu dişlerin remineralize edilerek madde kayıplarının ve çürüklerin önlenmesi çağdaş diş hekimliğinin en önemli hedeflerinden birisi olup, konu ile ilgili çalışmalar güncelliğini korumaktadır. Bu doğrultuda bu tez çalışmasında henüz çürük ve madde kaybı oluşmamış BAKH tespit edilen daimi birinci büyük azı dişlerdeki defektlerin remineralizasyonunda ve mine kaybında, florid içeren cilalar, CPP-ACP ve floridli CPP-ACP (CPP-ACFP) içeren preparatların etkinliğinin DIAGNOdent ölçümleri ve ICDAS II kriterleri ile değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Klinik olarak yürütülen bu çalışmada, yaşları 6-9 arasında değişen 49 hastanın daimi birinci büyük azı dişlerinde EAPD kriterlerine göre tanısı konan BAKH defektleri krem-beyaz ve sarı-kahverengi olmak üzere iki alt grupta incelenmiştir. Kontrol grubundaki hastalara 1450 ppm içerikli floridli diş macunu kullanımı ile birlikte günlük oral hijyen uygulamaları tavsiye edilirken, çalışma gruplarındaki hastalara bu uygulamalara ek floridli cila, CPP-ACP ve CPP-ACFP'li patlar uygulanmıştır. Ajanların etkinlikleri üç ayda bir olmak kaydıyla 24 ay boyunca DIAGNOdent ölçümleri ve ICDAS II kriterleri ile takip edilmiştir. Krem-beyaz defektli dişlerde ICDAS II skorları açısından gruplar karşılaştırıldığında erken dönemlerde floridli cila grubu ve kontrol grubu, CPP-ACP ve CPP-ACFP gruplarına oranla istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha başarısız bulunmuştur. 24 ay sonunda ise ICDAS II skorları açısından gruplar arası anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Krem-beyaz defektli dişlerdeki remineralizasyon etkinliği DIAGNOdent ölçümleri değerlendirildiğinde, CPP-ACP ve CPP-ACFP'li grupta erken dönemlerde floridli cila grubunda ise daha geç dönemde kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık saptanmıştır. 24 ay sonunda ise DIAGNOdent ölçümleri açısından krem-beyaz defektli dişlerde gruplar arası anlamlı bir farklılık saptanmadı. Başarısız olarak değerlendirilen krem-beyaz defektli dişlerin tümünde fissür çürüğü oluşumu gözlenirken defektte çürük ve mine kaybı oluşumu saptanmamıştır. Sarı-kahverengi defektli dişlerde ICDAS II skorları açısından gruplar karşılaştırıldığında erken dönemlerde floridli cila grubu ve kontrol grubu, CPP-ACP ve CPP-ACFP gruplarına oranla istatistiksel olarak daha başarısız bulunmuştur. 24 ay sonunda ise ICDAS II skorları açısından gruplar arası anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Sarı-kahverengi defektli dişlerdeki remineralizasyon etkinliği DIAGNOdent ölçümleri değerlendirildiğinde, CPP-ACP ve CPP-ACFP'li grupta erken dönemde, floridli cila grubunda ise daha geç dönemde kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık saptanmıştır. Kontrol grubunda ise çalışmanın erken dönemlerinde istatistiksel olarak belirgin bir demineralizasyon saptanmıştır. Çalışmanın tümünde CPP-ACFP'li patlar ile istatistiksel olarak anlamlı bir remineralizasyon gerçekleşirken, CPP-ACP'li patların remineralizasyon etkisi bazı dönemlerde istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. DIAGNOdent ölçümlerine göre gruplar arası karşılaştırma yapıldığında çalışmanın erken dönemlerinde önce kontrol grubunda daha sonra ise floridli cila grubunda diğer gruplara oranla belirgin bir demineralizasyon saptanmıştır. İlerleyen zamanlarda CPP-ACP'li grupta diğer çalışma gruplarına oranla istatistiksel olarak daha az remineralizasyon saptandı. CPP-ACFP'li patlar çalışmanın tümünde daha istikrarlı remineralizasyon sağlamıştır. Sonuç olarak krem-beyaz defektli dişlerde defektlerde en erken etki eden materyallerin CPP-ACP ve CPP-ACFP'li patlar olduğu saptanmıştır. Özellikle sarı-kahverengi defektli dişlerde defektli bölgelerde meydana gelen hızlı çürük ve mine kayıplarına bağlı olarak remineralize edici ajanların mutlaka uygulanması gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu dişlerde CPP-ACFP'li patların kullanımı ile daha etkin ve daha istikrarlı bir remineralizasyon sağlanabileceğinin yanı sıra erken dönemlere en başarısız materyalin floridli cila olduğu saptanmıştır.
Özet (Çeviri)
Developmental enamel defects in which one or more permanent first molar teeth are frequently affected with permanent incisor teeth and whose aetiology is not known precisely is defined as Molar Incisor Hypomineralisation (MIH). Defects are seen as demarcated opacities in white-cream or yellow-brown shades. It has been reported that the presence of enamel defect increases the risk of caries and it is reported that the frequency of decay is higher in molars with MIH than in incisors. One of the most important goals of contemporary dentistry is the early diagnosis of demineralized defects in MIH teeth, and studies on early remineralization of these teeth to prevent enamel breakdown and decay are updated recently. From this point of view, the aim of this study was to evaluate the efficacy of fluoride-containing varnishes, CPP-ACP and fluoridated CPP-ACP (CPP-ACFP) for remineralization and enamel loss of defects by DIAGNOdent measurements and ICDAS II criteria in permanent first molar teeth, diagnosed as MIH without cavities and loss of enamel. In this in-vivo study, the defects were examined in two sub-groups, cream-white and yellow-brown in the permanent first molar teeth diagnosed as MIH according to EAPD criteria of 49 patients aged 6-9 years. Daily oral hygiene applications with the use of toothpaste with a 1450 ppm fluoride level were recommended for the patients in the control group whereas the additional fluoride varnish, CPP-ACP and CPP-ACFP were applied in the experimental groups. The efficacy of the materials were followed with DIAGNOdent measurements and ICDAS II criteria for 24 months at intervals of three months. In terms of ICDAS II scores for cream-white defect teeth, the fluoride varnish group and the control group were found to be significantly more unsuccessful than CPP-ACP and CPP-ACFP groups in the early period. At the end of 24 months, there was no significant difference between groups in terms of ICDAS II scores. When DIAGNOdent measurements were evaluated in cream-white defect teeth, there was a statistically significant difference in the CPP-ACP and CPP-ACFP group in the early period and in the fluoride polishing group in the later period compared to the control group. At the end of 24 months DIAGNOdent measurements showed no significant difference in terms of remineralization between the study groups in cream-white defect teeth. Although fissure caries formation was observed in all of the teeth with cream-white defects, which were counted as unsuccessful, no cavities and loss of enamel were observed in the defect area. In terms of ICDAS II scores, the fluoride varnish group and the control group were found to fail at a statistically significant level compared with CPP-ACP and CPP-ACFP groups in the teeth with yellow-brown defect. At the end of 24 months, there was no significant difference between groups in terms of ICDAS II scores. A statistically significant difference was observed in the early period in the CPP-ACP and CPP-ACFP groups compared to the control group and in the later period in the fluoride group in terms of remineralization effectiveness when evaluated with DIAGNOdent measurements in the teeth with yellow-brown defect. In the control group, a statistically significant demineralization was detected in the early periods of the study. Statistically significant remineralization occurred with CPP-ACFP throughout the study, whereas the remineralization effect of CPP-ACP was not statistically significant in some periods. When DIAGNOdent measurements were compared between the groups, a significant demineralization was found in the control group in the early period and in the later period for the fluoride varnish group compared to the other groups. In the later follow-up period, less remineralization was found in the CPP-ACP group than in the other study groups. CPP-ACFP provided more stable remineralization throughout the study in the teeth with yellow-brown defect. As a result, it was determined that CPP-ACP and CPP-ACFP were the earliest materials in terms of remineralization in cream-white defect teeth, and this was the most unsuccessful material of fluoride varnishes in early period. Especially in the teeth with yellow-brown defects, remineralizing agents have to be absolutely applied due to the rapid decay and enamel losses in the defective areas. The use of CPP-ACFP in these teeth has resulted in a more effective and more stable remineralization. It is concluded that the use of CPP-ACFP in MIH-diagnosed teeth may provide more effective and more stable remineralization at the end of follow-up.
Benzer Tezler
- Büyük azı keser hipomineralizasyonlu dişlerin tedavisinde farklı yöntemlerle uygulanan kompozit dolgu materyalinin başarısının değerlendirilmesi
Clinical evaluation of success of different application methods used for composite resine restorations ın the treatment of molar ıncisor hypomineralised teeth
SİNEM SAAT
- Molar insizör hipomineralizasyonu (MIH)'nun çocuklarda yaşam kalitesine etkisinin yaş gruplarına göre değerlendirilmesi
Evaluation of the effect of molar incisor hypomineralization (MIH) on quality of life in children according to age groups
ŞEYMA KISACIK
Diş Hekimliği Uzmanlık
Türkçe
2022
Diş HekimliğiHacettepe ÜniversitesiPedodonti Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MERİH SEVAL ÖLMEZ
- Konya ili ve çevresinde yaşayan çocuklarda büyük azı-keser hipomineralizasyonu etiyolojisinin incelenmesi
Investigation of etiology of molar-incisor hypomineralization in children living in konya and surroundings
ASLI SELOĞLU
Diş Hekimliği Uzmanlık
Türkçe
2021
Diş HekimliğiSelçuk ÜniversitesiPedodonti Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ FİRDEVS KAHVECİOĞLU
- Ankara ilindeki 8 ve 11 yaş grubu çocuklarda büyük azı keser hipomineralizasyonu etiyolojisinin, görülme sıklığının etkilenme şiddetinin ve tedavi gereksiniminin incelenmesi
Evaluation of etiology, prevalence, severity and treatment needs of molar incisor hypomineralization on 8 and 11 years old children in Ankara city
GÖZDE YILDIRIM
- Büyük azı keser hipomineralizasyonu görülen 8-12 yaş çocuklarda dental anomali sıklığının değerlendirilmesi
The effect of non-surgical periodontal treatment on IL-34, rankl and osteoprotegerin levels in smokers and non-smokers with periodontitis
EMRE AKSOY
Diş Hekimliği Uzmanlık
Türkçe
2022
Diş HekimliğiOndokuz Mayıs ÜniversitesiÇocuk Diş Hekimliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. EMİNE ŞEN TUNÇ