Çocuk gastroenteroloji polikliniğincetakip edilen çölyak hastalarının klinik bulgularının laboratuvar ve kemik dansitometri sonuçlarıyla değerlendirilmesi
Evaluation of the clinical, laboratory and bone dansitometry results of coeli̇ac di̇sease patients whoose follow up our cli̇ni̇c
- Tez No: 512407
- Danışmanlar: DOÇ. DR. SADIK SAMİ HATİPOĞLU
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2018
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: İstanbul Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 75
Özet
ÖZET Giriş ve Amaç: Çölyak hastalığı (ÇH) oldukça sık görülen bir hastalıktır. Klasik ÇH küçük yaşlarda ortaya çıkarken, atipik hastalık büyük çocuklarda ortaya çıkma eğilimindedir. Değişik klinik bulgular ve tanı- tarama yöntemleri hakkındaki bilgi birikimin artması hastalıktan etkilenen çocukların erken tanı almasına ve uygun müdahalesine olanak sağlamıştır. Serolojik testler daha güvenilir hale gelmesine rağmen, özellikle 2 yaş altındaki çocuklarda testlerle ilgili sorunlar devam etmektedir. Çölyak hastalarının büyük bir kısmı HLA DQ2 veya DQ8 kodlayan genleri taşırlar. Bu genlerin negatifliği ÇH olasılığını dışlamak için yararlı olabilir. Çölyak hastalığına tanı koymak için Glutensiz diyet başlanmadan önce, gluten içeren diyet altında duodenal biyopsi yapılmalıdır. Glutensiz diyet asemptomatik olan hastalar da dahil ÇH tanısı alan tüm çocuklara verilmelidir. Hastaların tanı aldıktan sonra laboratuvar bulguları, büyüme gelişme durumları ve kemik dansitometre ile osteoporoz durumları yakından takip edilmelidir. Bu çalışmada ÇH tanılı hastaların tanı öncesi ve sonrası durumlarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Hastanemiz Çocuk Gastroenteroloji Polikliniğinden takipli Çölyak hastalığı tanısı olan 80 hastanın başvuru yakınmaları, antropometrik verileri, başvuru sırasındaki laboratuvar bulguları ile glutensiz diyet sonrası bakılan laboratuvar bulguları ve kemik dansitometre sonuçları retrospektif olarak araştırıldı. Çölyak hastalığı tanısı serolojik değerlendirme ve ince bağırsak biyopsisinde villöz atrofi saptanması ile konuldu. Hastalar başvuru yakınmaları ve bulgularına göre GİS semptomlarıyla başvuranlar, GİS dışı semptomlarla başvuranlar ve asemptomatik hastalar olarak üç gruba ayrıldı. Kemik dansitometre sonuçlarına z skoru -1 ile -2 arası osteopeni, z skoru -2 altında olan hastalar osteoporoz olarak değerlendirildi. . Hastaların HLA doku gruplarına göre kemik dansitometre sonuçları değerlendirildi. Hastaların takibinde EMA negatifleşme durumuna göre antropometrik verileri ve labarotuvar değerleri kıyaslanmıştır. Bulgular: Çalışma Aralık 2015 ve Şubat 2016 tarihleri arasında Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Çocuk Gastroenteroloji Bölümünden takipli Çölyak Hastalığı tanılı hastalar ile yapılmıştır. Çalışma 31'i (%38,8) erkek, 69'u (%61,3) kadın toplam 80 olgu ile yapılmıştır. Olguların yaşları 20 ay ile 18 yaş arasında vii değişmekte olup, ortalama 10,01±4,75 yıldır. Hastaların şikâyet başlama yaşları 20 ay ile 16 yaş arasında değişmekte olup ortalama 6,33±4,63 yıldır. Hastalar septomlarına göre üçe ayrılmış olup hastalarda en sık GİS dışı bulgular saptanmıtır. GİS dışı en sık görülen bulgular büyüme gelişme geriliği ve anemi olmuştur. GİS bulguları olan olguların ise %35,0'inde (n=28) karın ağrısı en sık semptom olup ikinci sıkılıkta %22,5'inde (n=18) ishal görülmektedir. Diğer başvuru şikayetleri ise %17,5'inde (n=14) kabızlık, %15,0'inde (n=12) karın şişliği , %7,5'inde (n=6) kusma, %5,0'inde (n=4) reflü olduğu saptanmıştır. Olguların %13,8'i asemptomatik olduğu saptanmıştır. Hastaların çölyak tanısı konulduktan sonra bakılan hemoglobin, demir, ferritin, kalsiyum ve vitamin B12 değerlerindeki artış istatistiksel olarak anlamlı olmakla birlikte vitamin D, fosfor düzeylerindeki artış istatistiksel olarak anlamlı saptanmamıştır. Çalışmamızda EMA'nın sensitivitesi (%97,5 ), tTG IgA dan(%91,3) daha yüksek saptanmıştır. Olgularımızda glutensiz diyet sonrası EMA %97'den %48,8'e gerilerken ) tTG IgA %91,2.'den %51,2 e gerilemiştir. HLA doku grubu dağılımlarına bakıldığında 51'inin (%63,7) HLA DQ2 pozitif iken, 11'inin (%13,8) HLA DQ2+ HLA DQ8 pozitif ,18'inin (%22,5) HLA DQ8 pozitif olduğu saptanmıştır. Hastaların Çölyak Hastalığı tanısı konulup, glutensiz diyete başladıktan sonraki persentil değerlerinde anlamlı olarak artış saptanmıştır. EMA negatifleşme durumuna göre olguların kalsiyum, fosfor, alkalen fosfat kemik izoenzimi ve PTH ölçümleri istatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermemektedir. EMA negatifleşme durumuna göre olguların kilo SDS ve BMD SDS ölçümleri istatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermemektedir. Fakat Çölyak Hastalığı takibinde glutensiz diyet sonrası Anti Endomisyum Antikor negatifleşen hastalardaki boy SDS değeri, henüz çölyak antikorları negatifleşmemiş hastalardan istastistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek bulunmuşıur. EMA negatifleşmesi Çölyak Hastaları takibinde boy uzaması açısından anlamlı bir parametre olabileceği saptanmıştır. Hastaların EMA negatifleşme durumuna göre kemik dansitometre sonuçlarına bakıldığı zaman; ostooporoz saptanan 6 olgunun(%75) EMA negatif olarak saptanırken viii 2 hasta(%25) EMA pozitif saptanmış olup; Çölyak Hastalığı takibinde bakılan Anti Endomisyum Antikor negatifleşmesi osteoporoz olan hastaları yakalayabilme açısından anlamlı bir parametre olarak kabul edilmemiştir. Çalışmamızda osteoporoz sıklığı %10 olup; osteoporozlu 8 hastanın dağılımına bakıldığı zaman; 6 hastanın (%75) DQ2 pozitif, 2 hastanın (%25) DQ2+DQ8+ saptanmış olup ;DQ8 pozitifliği olan hastaların hiçbirinde osteoporoz saptanmamıştır. Kemik dansitometre sonuçlarına göre osteoporoz saptanan %87 'sinde D vitamini eksikliği saptanmış olup, Alkalen Fosfat Kemik İzoenzimi ile D vitamini arasında korelasyon saptanmazken, Alkalen Fosfat Kemik İzoenzimi ile Parathormon arasında anlamlı bir ilişki saptanmıştır. Kemik dansitometre sonuçlarına göre olguların kilo ve boy SDS ölçümleri arasında istatistiksel olarak ileri düzeyde anlamlı farklılık saptanmıştır. Kemik dansitometre sonucu normal olan olguların kilo SDS ve boy SDS değeri, kemik dansitometre sonucu osteopeni ve osteoporoz olan olgulara göre anlamlı düzeyde yüksek saptanmıştır. Bu durum ÇH takibinde kemik mineral dansitometri istenmesinin önemini göstermiştir. KMD ile değerlendirilen ve osteoporoz ve osteopeni saptanan hastalar doğru tedavi ile gereken önlemler alınıp büyüme gelişme takipleri yakından yapılmadır. Sonuç: Çalışmamız Çölyak Hastalığı tanısı alan hastaların çoğunluğunun klasik olmayan (gastrointestinal sistem dışı) bulgularla başvurduğunu ve asemptomatik olduğunu göstermektedir. Bu durum hastalığın klasik olmayan, GİS dışı bulgularının da dikkatle değerlendirilmesi ve serolojik tetkiklerin bu hastalarda istenmesi önemini göstermektedir. En sık GİS dışı bulgu olarak saptanan büyüme gelişme geriliği ve demir eksikliğine dirençli anemi şikayeti ile başvuran hastalarda ÇH 'dan şüphelenip erken tanı koymak hastaların boy gelişimi açısından anlamlı fark yaratmıştır. Çalışmada osteoporoz oranı %10 saptanmış olup; bu hastaların normal KMD olan gruba göre kilo ve boy gelişimleri belirgin olarak geri saptanmıştır. Bu durum Çölyak Hastalığı takibinde hastaların KMD ile değerlendirilmesi ve osteoporoz olan hastaların tanı konmasının önemini göstermektedir. Hastaların Alkalen Fosfat Kemik İzoenzimi değeri ile Parathormon ile pozitif yönlü bir ilişki saptanmış olup , D vitamini düzeyi ile ilişkisi anlamlı bulunmamıştır. Osteoporoz saptananan hastaların D vitamini düzeyleri %87 oranında düşük saptanmıştır.
Özet (Çeviri)
ABSTRACT Introduction and Objective: Celiac disease (CH) is a very common disease. While classic CH appears at an early age, atypical disease tends to occur in older children. Increased knowledge about different clinical findings and diagnostic screening methods has allowed early identification and appropriate intervention of affected children. Although serological tests have become more reliable, there are still problems with the test, especially in children under 2 years old. A large proportion of celiac patients carry genes encoding HLA DQ2 or DQ8. Negativity of these genes may be useful to exclude the possibility of CD. To diagnose celiac duodenal biopsy should be performed under a gluten-containing diet before a gluten-free diet is initiated Glutenfree diet should be given to all children with CHD including asymptomatic patients. After the diagnosis of the patients, laboratory findings, growth, development status, bone densitometry and osteoporosis status should be closely monitored. In this study, it was aimed to evaluate the pre- and post-diagnosis status of CHD-diagnosed patients. Material and Methods: Our Hospital was attended from Child Gastroenterology Polyclinic. Eighty patients with celiac disease who were referred for referral complaints, anthropometric data, laboratory findings on admission, laboratory findings after glutenfree diet, and bone densitometry were retrospectively investigated in our Hospital from Child Gastroenterology Polyclinic.Celiac disease was diagnosed by serological evaluation and villous atrophy in small bowel biopsy. Patients were divided into three groups according to their complaints and findings: patients with GIS symptoms, patients with non-GI symptoms and asymptomatic patients. Bone densitometry results were evaluated as osteopenia with z-score between -1 and -2, and osteoporosis with z-score below -2. Bone densitometry results were evaluated according to HLA tissue groups of patients. Following the patients, anthropometric data and laboratory data were compared according to EMA negative status. Findings: The study was carried out between December 2015 and February 2016. Sadi Konuk Education and Research Hospital in the Department of Pediatric Gastroenterology was performed with patients diagnosed with Celiac Disease. The study consisted of 80 cases in 31 (38.8%) male and 69 (61.3%) female in total. The ages of the cases ranged from 20 months to 18 years with an average of 10.01 ± 4.75 years. xi The age which patients complaints began ranged from 20 months to 16 years, with an average of 6.33 ± 4.63 years. Patients were separated according to their septoms and the most common non-GI findings were detected in patients. The most common findings outside of GIS were growth retardation and anemia. Abdominal pain was the most common symptom 35.0% (n = 28) and 22.5% (n = 18) diarrhea in cases with GIS findings. Other complaints were constipation in 17.5% (n = 14), abdominal distention in 15.0% (n = 12), vomiting in 7.5% (n = 6) (n = 4) were found to be reflux. 13.8% of the cases were found asymptomatic. The increase in hemoglobin, iron, ferritin, calcium and vitamin B12 values after the celiac diagnosis of the patients was statistically significant while the increase in vitamin D, phosphorus levels was not statistically significant. In our study, the sensitivity of EMA (97.5%) was higher than that of tTG IgA (91.3%). In our cases, the EMA decreased from 97% to 48.8% after the gluten-free diet), tTG IgA decreased from 91.2% to 51.2%. HLA DQ2 positive was found in 51 (63.7%), HLA DQ2 + HLA DQ8 positive in 11 (13.8%) and HLA DQ8 positive in 18 (22.5%) in the HLA tissue group distributions. Patients were diagnosed with Celiac Disease and a significant increase was found in the percentiles after the start of gluten-free dialysis. Calcium, phosphorus, alkaline phosphat bone isoenzyme and PTH measurements did not differ statistically according to EMA negative status. According to EMA negative status, the SDS and BMD SDS measurements of the cases did not show a statistically significant difference. However, following the Celiac Disease, the SDS value of the patients who became antiendomysium antibody-negative after gluten-free diet was statistically significantly higher than the patients whose celiac antibodies had not yet been negative. Negative EMA was found to be a significant parameter in terms of height prognosis following Celiac disease. When the results of bone densitometry were compared according to patients' EMA negative status; 6 patients (75%) who were diagnosed as osteoporosis were negative for EMA and 2 patients (25%) were positive for EMA. Anti-endomysium xii Antibody negative detection following Celiac Disease was not considered a significant parameter in terms of catching patients with osteoporosis. In our study the incidence of osteoporosis 10%; when looking at the distribution of 8 patients with osteoporosis; six patients (75%) had DQ2 positive and two patients (25%) had DQ2 + DQ8 +, none of the patients with DQ8 positivity were found to have osteoporosis. According to bone densitometry results, 87% of patients with osteoporosis were found to have vitamin D deficiency. No correlation was found between Alkaline Phosphate Bone Isoenzymium and Vitamin D and a significant correlation was found between Alkaline Phosphate Bone Isoenzymia and Parathormon. According to bone densitometry results, statistically significant differences were found between the weight and height SDS measurements of the cases. Bone densitometry was found to be significantly higher than normal bone mass SDS and height SDS values, bone densitometry, end osteopenia and osteoporosis cases. This has shown the importance of demanding bone mineral densitometry following CH. Patients assessed with BMD and diagnosed with osteoporosis and osteopenia are not followed up closely by appropriate measures with appropriate treatment. Conclusion: Our study suggests that the majority of patients diagnosed with Celiac Disease are presenting with non-classical (non-gastrointestinal) findings and asymptomatic. This situation shows that the classical non-GI findings of the disease are carefully evaluated and that serological tests are required for these patients. Early diagnosis of CHD in patients presenting with complaints of growth retardation and resistance to iron deficiency anemia, which are the most common non-GI findings, made a meaningful difference in the height development of the patients. The rate of osteoporosis in the study was 10%; weight and height development of these patients were significantly restored according to the group with normal BMD. This demonstrates the importance of assessing patients with BMD and diagnosing osteoporotic patients following Celiac Disease. A positive correlation was found between the patients' Alkaline Phosphate Bone Isoenzymium level and Parathormone, but the relation with the D vitamine level was not significant. Vitamin D levels in patients with osteoporosis were 87% lower.
Benzer Tezler
- Çocuk gastroenteroloji bölümünde çocuk yaş grubunda yapılan karaciğer biyopsilerinin retrospektif değerlendirilmesi
Retrospective evaluation of liver biopsies performed in the pediatric age group in the pediatric gastroenterology department
MERVE HATUN ARPACIOĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıOndokuz Mayıs ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. GÖNÜL ÇALTEPE
- Çocuk gastroenteroloji polikliniğine dispeptik yakınmalar ile başvuran, üst gastrointestinal sistem endoskopisi yapılan olguların değerlendirilmesi
Başlık çevirisi yok
CEMİL CİHAD KURT
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2016
GastroenterolojiSağlık BakanlığıÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MEDİNE AYŞİN TAŞAR
- Çocuk gastroenteroloji bilim dalında yapılan karaciğer biyopsilerinin endikasyonlar, komplikasyonlar ve tanı açısından değerlendirilmesi
Evaluation of indications, complications and diagnosis of liver biopsies performed in the department of pediatric gastroenterology
HALİT BAY
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2018
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıAnkara ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AYDAN TANCA
- Ebeveynlerin besleme tarzlarının çocuklarda obezite üzerine etkisi
Effects of parental feedi̇ng styles on chi̇ldhood obesi̇ty
GİZEM KABADAYI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ÖZLEM BEKEM SOYLU
- Üst veya alt gastrointestinal kanama ile başvuran çocuk hastaların değerlendirilmesi
Evaluation of pediatric patients with upper or lower gastrointestinal bleeding
DERYA ALTAY
Tıpta Yan Dal Uzmanlık
Türkçe
2014
GastroenterolojiUludağ ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. TANJU BAŞARIR ÖZKAN