Geri Dön

Design research for an intimate experience: A study on menstrual products and practices

Mahrem Bir Deneyim için Tasarım Araştırması: Menstrüel Ürünler ve Pratikler Üzerine Bir Çalışma

  1. Tez No: 532175
  2. Yazar: PELİN EFİLTİ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ŞEBNEM TİMUR ÖĞÜT
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Endüstri Ürünleri Tasarımı, Industrial Design
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2018
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Endüstri Ürünleri Tasarımı Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Endüstriyel Tasarım Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 162

Özet

Bu çalışmanın temeli, 18-24 yaş arası genç kadınların menstrüel pratiklerini keşfetmeye ve toplumsal çerçevede tabulaşmış bu konunun altında yatan tutum ve güdüler hakkında bilgi edinmeye yönelik araştırma araçlarının ve yöntemlerinin geliştirilmesidir. Menstrüel pratikler, menstrüel kanama olayı etrafında gerçekleşen deneyimleri ve ürün kullanım etkileşimlerini kapsamaktadır. Menstrüel kanama, üreme sisteminin biyolojik bir oluşumudur ve kadın üreme sağlığının en önemli göstergelerinden birisidir. Bir kadın, hayatının yaklaşık olarak dörtte birini menstrüel kanama yaşayarak geçirir, bu nedenle menstrüasyon, kadınların yaşamlarında göz ardı edilemeyecek bir rol oynar. Menstrüasyon, her ne kadar biyolojik bir aktivite olsa da, menstrüel deneyimler toplumsal ve kültürel söylemler çerçevesinde kodlanabilmektedir. Menstrüasyon üzerindeki bu kodlama, kadınların özellikle menstrüel ürün kullanım pratiklerini ve günlük yaşam rutinlerini önemli ölçüde etkilemektedir. Menstrüasyon ve menstrüel kanama üzerindeki toplumsal algının; antik dönemlerdeki lanetlenmiş olma kabulünden, günümüz biyoloji bilgisine evrilmesine, ve hatta, feminist hareketler ve aktivist yaklaşımlarla anlam değiştirmesine rağmen; çoğu kültürde, kadınlar hala menstrüel ürünlerini ve pratiklerini geliştirdikleri taktiklerle kamufle etmektedirler. Menstrüasyonun ve menstrüel pratiklerin mahrem ve saklı doğası sebebiyle, bu tür konuların araştırılmasında birçok zorluk ortaya çıkmaktadır ve haliyle, daha yaratıcı araştırma yöntemlerine ve yaklaşımlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Yapılan literatür araştırmasında, menstrüasyonun birden çok akademik disiplini ilgilendiren bir araştırma konusu olduğu; antropoloji, sosyoloji ve psikoloji gibi sosyal bilim konularının yanısıra eğitim, sağlık ve pazarlama araştırmalarında da derinlemesine incelendiği gözlemlenmiştir. Bu tez çalışmasında, menstrüel ürün ve pratikler tasarım araştırması çerçevesinde ele alınmıştır. Menstrüasyon, kadın sağlığı ve refahının bir göstergesi olsa da; kadınlar toplumsal yaşamda tam olarak yer alabilmeleri için çoğu kültürde menstrüel deneyimlerini ve ürünlerini kamufle etmektedir. Bu fenomenin ardındaki temel ihtiyaç, tutum ve güdüleri anlamak; daha iyi çözümler, ürünler ve/veya hizmetlerin geliştirilmesine yol açabilir. Ayrıca, sosyo-kültürel yapıların, kadınların gündelik hayattaki davranışları ve kararları üzerindeki yansıması, tasarım alanına yaratıcı bir araştırma yaklaşımı ile katkıda bulunmayı amaçlayan bu çalışmayı motive etmiştir. Bu nedenle, bu çalışmada menstrüel pratikler ve ürünler, sosyo-kültürel ipuçları olarak ele alınmıştır. Bu çalışma, mahrem bir deneyimi araştırmak için kullanılacak/geliştirilecek bir araştırma metodolojisinin tasarlanması ve elde edilen bilgilerin konu ile ilgili tasarım kriterlerini ortaya koymak için yorumlanmasını amaçlar. Çalışmanın temelini oluşturan yaratıcı tasarım araştırması öncesinde, iki keşif araştırması yapılmış; faydalanılan araştırma yaklaşımlarının ve elde edilen verilerin çalışmanın amacına uygunluğu test edilmiştir. Kültür sondaları ve sanal etnografi yöntemleri, kadınların menstrüel pratiklerini öğrenmek için keşif araştırması olarak yürütülmüştür. Keşif araştırmaları, araştırma metodolojisini hem bilgisel hem de yöntemsel olarak beslemiştir. Keşif çalışmaları, bu mahrem deneyimin araştırılabilmesi ve gerekli bilgilerin toplanabilmesi için, menstrüel faaliyetlerin hassas özelliklerini ortadan kaldıran, araştırılan ve araştırmacı arasında daha güvenilir ve empatik bir etkileşim kurmayı sağlayan bir araştırma yönteminin gerekliliğini ortaya koymuştur. Böylece, bu tezin temelini oluşturan yaratıcı araştırma yaklaşımı, menstrüasyon hakkında deneyim ve fikir paylaşım stratejilerini tetikleyen bir ortam oluşturma kaygısıyla geliştirilmiştir. Bu bağlamda; araştırma, yakın arkadaş olan iki kadın katılımcının birlikte bulunduğu bir yaratıcı araştırma ortamının oluşturulması üzerine kurgulanmıştır. Yakın arkadaş olan katılımcılar ile araştırmacı arasındaki bilgi paylaşımı ve fikir üretme aşamalarına dayanan bu araştırma yaklaşımını beslemek için bazı araştırma araçları ve yöntemleri geliştirilmiş ve test edilmiştir. Temel araştırma çalışması, on iki gönüllü endüstri ürünleri tasarımı öğrencisi ile, altı oturumda gerçekleştirilmiştir. Katılımcıların araştırma ortamında yalnız olmamalarının, yakın ilişki içinde bulundukları arkadaşları ile bulunmalarının amacı, katılımcıları rahat ve güvende hissettirmektir. Araştırmacı, arkadaşların arasındaki yakınlığı, katılımcıların menstrüel pratiklerini ve geçmiş deneyimlerini paylaşmaları için bir tetikleyici olarak kullanmayı amaçlamıştır. Ayrıca, kurgulanan araçlar ve metodlar da, katılımcıların menstrüasyon ve menstrüel deneyimleri hakkında düşünmelerini ve konuşmalarını teşvik etmek için katalizör görevi görmektedir. Araştırma ortamı, katılımcılara menstrüel pratikleri ve anıları etrafında hatırlatıcı bir ortam yaratma amacı ile, menstrüel pratik ve ürün kullanım deneyimleri ile ilgili konuşma, not alma, eskiz yapma ve ilgili problemleri çözecek fikirler üretme konusunda ilham veren görsel ve fiziksel araçlarla donatılmıştır. Kurgulanan araştırma araçları ve yöntemlerin yardımı ve katılımcılar arasındaki samimi etkileşim sayesinde, konunun dile getirilmeyen, gizlenmiş doğası aşılmış; katılımcıların menstrüel pratikleri ve ürün kullanım deneyimleri, geçmiş anılar ve güncel tutumlar üzerinden keşfedilebilmiştir. Sonuç olarak, çalışmanın temel bilgi kaynağı olarak kullanılan akran etkileşimi, araştırmacının, katılımcıların menstrüel uygulamaları ve tutumları hakkında bilgi toplamasına yardımcı olmuştur. Katılımcılar arasında kurgulanan etkileşim, tetikleyici bir ortamda karşılıklı fikir paylaşımı ve analiz etme aktiviteleri üzerine kurgulanmıştır. Bu etkileşim, araştırmacı tarafından düzenlenmiş bir videonun gösterimi, ortama yerleştirilen menstrüel gereçler ve menstrüel pratiklerin ve ürün kullanımlarının görselleştirildiği illüstrasyonlar gibi araçlar ile tetiklenmiştir. Ayrıca, katılımcıların sağladığı sözel verilerin tasarım girdisine aktarılmasını kolaylaştırmak için, görüşme boyunca katılımcılardan masaya yerleştirilmiş kağıtlar üzerine, sorunlu gördükleri, zorlandıkları deneyimlerini ve çözüm fikirlerini not almaları istenmiştir. Bu kağıtlar, iki katılımcının ortak bir fikir haritası oluşturmasını sağlamıştır. Görüşmenin sonunda, bu fikir haritaları araştırmacı ve katılımcılar tarafından incelenmiş ve tasarım problemi oluşturabilecek, ya da tasarım aktivitesini besleyebilecek fikirler belirlenmiştir. Bu fikirler, eskiz veya prototipleme yöntemleriyle görselleştirilmiştir. Katılımcıların görüşme süresindeki anlatıları, araştırmacı tarafından kelimesi kelimesine dokümante edilmiştir. Dokümante edilen yazınlar, ilgili tasarım kriterlerini oluşturmak ve kavramsallaştırmak amacıyla, Temellendirilmiş Kuram prosedürleri kullanılarak ayrıntılı olarak analiz edilmiş ve incelenmiştir. Analiz sürecinin sonunda,“taktikler”,“sınırlar”,“başarısızlıklar”,“sosyal kodlar”, ve“iyileştirmeler”olmak üzere beş temel kod ortaya çıkmış, ve bu kodların altında yer alan kategoriler şekillenmiştir. Bu kategoriler, tasarım girdisini teşvik etme potansiyeline sahip olan tasarım kriterleri olarak yorumlanmıştır. Son olarak, tanımlanmış bu kriterlerin tasarım aktivitesine olan bilgi akışını ve düzeyini resmetmek için, ortaya çıkan kodlar ve kategoriler Norman'ın (2004) tasarım işleme seviyeleri modeline binaen; duygusal/içgüdüsel, davranışsal ve bilişsel düzeylere göre yorumlanmıştır. Bu yorumlama, kategoriler arasındaki ilişkilerin haritalanması ile menstrüel problemler ve çözümler arasındaki bağın kurulmasını sağlamış, araştırmacılar ve tasarımcılar için bütünsel bir görsel oluşturmuştur. Bu haritalama süreci, araştırma konusu etrafında bazı çıkarımlar yapmayı kolaylaştırmıştır. İlk olarak, katılımcıların anlatıları, menstrüel ürünlerin içgüdüsel düzeyde belirli“orantısal analojilere”sahip olduğunu ortaya çıkartmıştır. Davranışsal bağlamda ise, kadınların menstrüel ürünler üzerinde bazı adaptasyon ve uygulamalar yaparak ürün deneyimini ihtiyaçları doğrultusunda tekrar tasarladıkları çıkarımında bulunulmuştur. Ayrıca menstrüel pratiklerin, başka deneyimlerin kamuflajında gerçekleştirildikleri anlaşılmıştır. Bilişsel düzeyde ise, menstrüel deneyimlerin kültürel ve dini standartlara göre gerçekleştirildiği ortaya çıkmıştır. Bu argüman araştırmanın ana teması olarak kabul edilmiş; içgüdüsel ve davranışsal düzeylerdeki çıkarımları etkilediği gözlenmiştir.

Özet (Çeviri)

The perception of menstruation is now considered an issue of women's health and well-being; also, it is dealt through the particular gender-based movements in a broader scale. However, women still camouflage their menstrual experiences and products in most cultures in order to be included fully in social life. To understand the underlying complex needs, attitudes and motives behind this phenomenon may lead to the development and design of better solutions, products and/or services. The study aims to design a research methodology to be used/developed for exploring an intimate experience; menstruation, also to interpret this knowledge to reveal design criteria. To determine the appropriate research approach exploratory studies were conducted. In this study, cultural probes and virtual research techniques were performed as exploratory methods that were used to discover menstrual practices of young women. The feedbacks of these exploratory studies fed the research methodology with both informative and generative ways. Unlike probe study and ethnographic approach, more secured and empathetical interaction between participants and researcher was imperative to eliminate the sensitive characteristics of menstrual activities and to explore design criteria for these intimate experiences. Constitutively, a main research approach was developed on an interactive setting that enables experience and idea sharing strategies about menstruation. The main research focuses on particular research tools and methods devised to explore the menstrual practices of young women aged between 18 and 24. Main research study was performed in six sessions with twelve voluntary female participants who were industrial product design students. Each session was conducted with two female participants, a pair of close friends. The deliberate choice of conducting the research with close friends was to use their proximity as a trigger to share their memories. The design of research is constructed on a generative basis. Thus, a generative research setting reminding intimate acts around menstruation was built with visual and physical tools to inspire participants to talk, write, draw and solve their problems about menstruation. These conceived tools were used as catalyst to think and prompt the participants to talk about menstruation and menstrual practices. Briefly, through the familiar interaction of the participants with the help of devised tools and methods, the researcher overcame the unspoken nature of the subject and was able to explore menstrual practices via the participants' memories. Following the verbatim documentation of participants' narratives, the transcribed data was examined in detail using the procedures of grounded theory in order to conceptualize the narrations and draft works of participants to derive design criteria for menstrual problems. With the help of the procedures of grounded theory, the data collected from the participants broken down in detail and grouped with reference to similar patterns. At the end of this integration process, five head codes were emerged as“tactics”,“limitations”,“failures”,“social codes”, and“improvements”. The categories interpreted as design criteria that have a potential to foster design input were shaped under these headings. Besides, they provided a holistic comprehension about research subject by virtue of mapping the relations between menstrual problems and solutions. Lastly, to picturize the information flow from defined criteria to design activity, emerged head codes and categories were combined and interpreted within the frame of Norman's (2004) processing levels. Through this interpretation, a guiding map about the research subject was visualized for designers; also this mapping eased to be made deductions about the content of research. At the end of mapping process, some deductions were build around the research subject. First, the narrations of participants provide to reveal certain“proportional analogies”about the appearance of menstrual products according to visceral level. In the behavioral context, it has been deduced that women redesigned the product experience according to their needs by making some adaptations and implementations on menstrual products. It was also understood that menstrual practices were performed invisibly behind the other experiences. At the cognitive level, it was revealed that menstrual experiences were taken shape in compliance with cultural and religious conventions. This argument was conceived as the central theme of the research; it has been observed that it affects inferences at visceral and behavioral levels.

Benzer Tezler

  1. Türkiye'de kamusal tuvaletler üzerine bir tasarım araştırması: Şehirli ve eğitimli kullanıcının tuvalet deneyimi

    A design research about public toilets in Turkey: Toilet experience of urban educated user

    ZEHRA SÖZBİR KÖYLÜ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Endüstri Ürünleri Tasarımıİstanbul Teknik Üniversitesi

    Endüstri Ürünleri Tasarımı Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HAMİT ALPAY ER

  2. Evin anlamı ve kentlileşme süreçleri

    The Meaning of the home and processes of urbanization

    ARDA İNCEOĞLU

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    PROF.DR. GÜLSÜN SAĞLAMER

  3. Mekanın algılama olgusu ve insan-hareket-zaman faktörlerinin etkisi

    The fact of perception of space and the effects of human- movement-time factors

    ERGUVAN ÖZGÜR DEDE

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1997

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FERHAN YÜREKLİ

  4. Un-claiming the experience of the ends of the projected image: The loss and the survivals of architectural drawing in the shadow of projection

    İzidüşürülmüş imgenin son deneyimleri üzerindeki haklardan feragat etmek: İzdüşümün gölgesinde mimari çizimin yitimleri ve hayatta kalışları

    EMİNE BAHAR AVANOĞLU

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2024

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYŞE ŞENTÜRER

  5. Rethinking agricultural communication in the context of power/knowledge: Socialization of digital agriculture in Geyve

    Tarımsal ı̇letı̇şı̇mı̇ bilgi/iktidar bağlamında yenı̇den düşünmek: Geyve'de dı̇jı̇tal tarımın sosyalleşmesı̇

    KÜBRA SULTAN YÜZÜNCÜYIL

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2024

    İletişim BilimleriGalatasaray Üniversitesi

    Radyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HALİME YÜCEL BOURSE