Prolaktinomalı hastalarda otoimmün tiroidit ve diğer otoimmün hastalıkların sıklığı, serum BAFF/APRIL düzeyleri ve yaşam kalitesinin değerlendirilmesi
Prevalence of autoimmune thyroiditis and other autoimmune diseases, evaluation of serum baff / april levels and quality of life in patients with prolactinoma
- Tez No: 536457
- Danışmanlar: PROF. DR. ALEV EROĞLU ALTINOVA
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları, Endocrinology and Metabolic Diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2019
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Gazi Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 150
Özet
Son yıllarda yapılan çalışmalarda prolaktinin otokrin-parakrin etki yoluyla immünmodülasyonda rol aldığı ve otoimmün hastalık gelişimiyle ilişkili olduğu öne sürülmektedir. Çalışmamızda prolaktinomalı hastalarda otoimmün tiroid hastalıkları (OİTH) başta olmak üzere otoimmün hastalık sıklığında meydana gelebilecek artışı, artmış otoimmüniteyi destekleyen BAFF (B cell activating factor) ve APRIL (a proliferation inducing ligand) düzeylerindeki değişiklikleri ve otoimmün hastalık belirteçleri olan anti-nükleer antikor (ANA), romatoid faktör IgM (RF-IgM), anti-double stranded DNA (anti-dsDNA), anti-Sjögren's Sendrom A (anti-ssA), anti-transglutaminaz IgA (anti-TG IgA) ile olası ilişkisini ortaya koymayı amaçladık. Ayrıca, prolaktinomalı hastalarda ve eşlik edebilecek otoimmün hastalık varlığında yaşam kalitesinde olumsuz yönde etkilenme olup olmadığını kontrol grubu ile karşılaştırmalı olarak araştırdık. Çalışmaya 56 premenopozal prolaktinomalı kadın hasta ve 50 premenopozal sağlıklı kadın kontrol grubu olarak dahil edildi. Prolaktinomalı hastalarda otoimmün tiroidit (OİT) sıklığının kontrol grubuna göre belirgin artmış olduğu tespit edildi (% 32.1 ve % 8; p=0.002). Prolaktinomalı hasta ve kontrol grubu arasında anti-tiroid peroksidaz antikoru (anti-TPO) ve/veya anti-tiroglobulin antikoru (anti-Tg) pozitifliği açısından anlamlı fark yoktu (% 19.6 ve % 8; p=0.08). Tiroid volümü prolaktinomalı hasta ve kontrol grubunda benzerdi (p=0.76). OİT varlığını destekleyen tiroid ultrasonografi bulguları olan tiroid parankim ekojenitesinde ve vaskülaritesinde azalma prolaktinomalı hasta grubunda kontrol grubuna göre daha sıktı (sırasıyla % 28.3 ve % 12; p=0.04). Hasta ve kontrol grubunda nodüler guatr sıklığı açısından anlamlı fark yoktu (% 18.9 ve % 10; p=0.20). Aktif tedavi almayan prolaktinomalı hastalarda PRL düzeyleri ile tiroid volümü arasında pozitif korelasyon mevcuttu (r=0.470, p=0.027). Prolaktinomalı hastalarda yaş, anti-TPO ve anti-Tg düzeylerinin tiroid volümü üzerinde belirleyici faktörler olduğu tespit edildi (p=0.012, p=0.004, p=0.010). Prolaktinomalı hastalarda kontrol grubuna göre vitamin B12 eksikliği daha sıktı (% 25.6 ve % 9.1; p=0.016). Herhangi bir otoantikor pozitifliği prolaktinomalı hasta grubunda ve kontrol grubunda benzerdi (% 35.7 ve % 28.1; p=0.25). Pozitiflik saptanan otoantikorların çoğunluğu nonspesifik antikorlar idi. Otoimmün hastalıkların patogenezinde rolü olduğu öne sürülen BAFF ve APRIL düzeyleri prolaktinomalı hasta ve kontrol grubunda benzerdi (p>0.05). Korelasyon analizlerinde BAFF'ın hastalık süresi, güncel tedavi süresi ve estradiol düzeyi ile (p
Özet (Çeviri)
Recent studies have suggested that prolactin (PRL) plays a role in immunomodulation through autocrine-paracrine effects and may be associated with the development of autoimmune diseases. In our study, we aimed to investigate incidence of autoimmune diseases especially autoimmune thyroid diseases (Hashimoto thyroiditis) in patients with prolactinoma, changes in BAFF (B cell activating factor) and APRIL (a proliferation inducing ligand) levels that support increased autoimmunity and markers of autoimmune diseases including anti nuclear antibody (ANA), rheumatoid factor IgM (RF-IgM), anti-double stranded DNA (anti-dsDNA), anti Sjogren's syndrom A (anti-ssA), anti-transglutaminase IgA (anti-TG IgA) as well as quality of life in patients with prolactinoma. Fifty-six premenopausal women with prolactinoma as the patient group and 50 premenopausal healthy women as the control group were included in the study. The prevalence of autoimmune thyroiditis (AIT) was significantly higher in the patients with prolactinoma than in the control group (32.1% and 8%; p=0.002). There was no significant difference between anti-thyroid peroxidase antibody (anti-TPO) and/or anti-thyroglobulin antibody (anti-Tg) positivity between the patients with prolactinoma and the control group (19.6% and 8%; p=0.08). Thyroid volume was similar between the patient and the control group (p = 0.76). Decreased thyroid parenchyma echogenicity and vascularity in the thyroid ultrasonography which support AIT were more frequent in the prolactinoma group than in the control group (28.3% and 12%; p=0.04). There was no significant difference of the frequency of nodular goiter in the patient and the control group (18.9% and 10%; p=0.20). There was a positive correlation between PRL levels and thyroid volume in patients without active treatment (r = 0.470, p=0.027). The determining factors for thyroid volume were age, anti-TPO and anti-Tg levels in the patients with prolactinoma (p=0.012, p=0.004, p=0.010). Vitamin B12 deficiency was more frequent in the patients with prolactinoma compared to the control group (25.6% and 9.1%; p=0.016). Any autoantibody positivity was similar in the patients with prolactinoma and the control group (35.7% and 28.1%; p=0.25). Most of the autoantibodies which were found to be positive were nonspecific antibodies. The levels of BAFF and APRIL were similar in the patients with prolactinoma and the control group (p>0.05). In the correlation analysis, BAFF level was found to be correlated with disease duration, active treatment duration and estradiol level (p
Benzer Tezler
- Prolaktinoma tanılı hastalarda otoimmün tiroid hastalığı sıklığının incelenmesi ve prolaktin düzeyinin tiroid disfonksiyonu üzerine ilişkisi
The frequency of autoimmune thyroid disease in patients diagnosed with prolactinoma and the relation of prolactin levels with the thyroid disfunction
HAYRETTİN SEVER
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. FEYZA YENER ÖZTÜRK
- Prolaktinoma ve fonksiyonsuz hipofiz adenomu hastalarında otoimmün tiroid hastalığı prevalansı
Prevalence of autoimmune thyroid diseases in patients with prolactinomas and non-functioning pituitary adenomas
AYTAN HAJIZADA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıklarıİzmir Katip Çelebi ÜniversitesiDahiliye Ana Bilim Dalı
DOÇ. GÜZİDE GONCA ÖRÜK
- Prolaktinoma vakalarında oksidatif stres parametreleri ile prolaktin değerleri arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi
Evaluation of the relationship between oxidative stress parameters and prolactin levels in patients with prolactinoma
MAMMADHASAN MAMMADOV
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıErciyes Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. KÜRŞAD ÜNLÜHİZARCI
- Antipsikotik kullanımına bağlı gelişen hiperprolaktinemi ile sessiz otoimmün tiroid hastalığı ilişkisi
A possible effect of antipsychotic-induced hyperprolactinemia on development of silent autoimmune thyroiditis
BURÇ ÇAĞRI POYRAZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2007
Allerji ve İmmünolojiİstanbul ÜniversitesiPsikiyatri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. İBRAHİM BALCIOĞLU
- Kabergolin kullanımının polikistik over sendromu üzerine etkisinin retrospektif değerlendirilmesi
Retrospective evaluation of the effect of cabergoline useon polycystic ovarian syndrome
ASLI SIĞINIR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
İç HastalıklarıÇanakkale Onsekiz Mart Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ERSEN KARAKILIÇ