Prolaktinoma tanılı hastalarda otoimmün tiroid hastalığı sıklığının incelenmesi ve prolaktin düzeyinin tiroid disfonksiyonu üzerine ilişkisi
The frequency of autoimmune thyroid disease in patients diagnosed with prolactinoma and the relation of prolactin levels with the thyroid disfunction
- Tez No: 633927
- Danışmanlar: DOÇ. DR. FEYZA YENER ÖZTÜRK
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları, Endocrinology and Metabolic Diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2020
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: İstanbul Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 45
Özet
Amaç: Prolaktin (PRL) kazanılmış ve edinsel immün sistemle ilişkisi olduğu gösterilen bir hormondur. B-lenfositleri üzerine anti-apopitotik etki gösterebilir ve otoantikor üretimini artırabilir. Prolaktin reseptörü (PRLR) ise sitokin reseptör ailesindendir ve bütün immün hücrelerin membranlarından eksprese edilir. Bu nedenle hiperprolaktinemi birçok sistemik otoimmün hastalık ile birlikte görülebilir. Prolaktinoma, patolojik hiperprolaktineminin en sık nedenidir. Bu hastalar uzun süre yüksek PRL düzeylerine maruz kalmaktadır. Bu maruziyet nedeniyle otoimmün hastalık görülme riski diğer sellar kitlelere göre fazla olabilir. Çalışmamızda prolaktinoma tanılı hastalarda otoimmün tiroid hastalığı (OİTH) sıklığının incelenmesi ve PRL düzeyinin tiroid disfonksiyonu üzerine ilişkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Retrospektif olarak yapılan çalışmaya 01.01.2018-31.12.2018 tarihleri arasında Şişli Hamidiye Etfal Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Polikliniği'ne başvuran prolaktinoma ve non-fonksiyonel hipofiz adenomu (NFHA) tanılı hastalar alındı. Serum prolaktin düzeyi >50 ng/ml ve sella MRI'da adenomu olan hastalar prolaktinoma olarak değerlendirildi. Sella MRI'da adenomu olan ve yapılan ön hipofiz hormon değerlendirmesinde hormon sekresyonu saptanmayan hastalar NFHA olarak tanımlandı ve kontrol grubu olarak değerlendirildi. Tüm hastalar içinde serum tiroid stimülan hormon (TSH), serbest tiroksin (fT4), tiroid peroksidaz antikoru (anti-TPO) ve anti-tiroglobulin antikoru (anti-Tg), tiroid ultrasonografisi sistemde bulunanlar çalışmaya alındı. Prolaktinomalı ve NFHA'lı hastalarda otoimmün tiroid hastalığı sıklığı karşılaştırıldı. Bulgular: Hastaların 76'sı (%76) kadın, 24'ü (%24) erkek olup; kontrol grubunun 28'i (%84,80) kadın, 5'i (%15,20) erkekti. Hasta grubunun yaş ortalaması 40,5±11,2 yıl iken kontrol grubunun yaş ortalaması 44,4±12,9 yıl olarak hesaplandı. Prolaktinoma ve NFHA gruplarında hastaların yaşları, cinsiyet dağılımı, kronik otoimmün tiroidit oranı, tiroid disfonksiyonu dağılımı, bazal serum TSH, serbest T4 değeri, anti-TPO ve anti TG düzeyleri arasında anlamlı (p> 0,05) farklılık gözlenmedi. Hastalar kronik otoimmün tiroid hastalığı (OİTH) olan ve olmayanlar olarak tekrar gruplandırıldığında; OİTH olan grupta prolaktin değeri OİTH olmayan gruba göre anlamlı (p < 0,05) olarak daha yüksek saptandı. Sonuç: Çalışmamızda prolaktinoma ile OİTH arasında anlamlı ilişki gösterilememiştir. Fakat çalışmaya katılan tüm OİTH tanılı hastalarda prolaktin değeri anlamlı olarak yüksek saptanmıştır.
Özet (Çeviri)
Objective: Prolactin (PRL) is a hormone that has been shown to be associated with the congenital and acquired immune system. It may have anti-apoptotic effect on B-lymphocytes and increase autoantibody production. Prolactin receptor (PRLR) is from the cytokine receptor family and is expressed through the membranes of all immune cells. Therefore, hyperprolactinemia can be accompanied by many systemic autoimmune diseases. Prolactinoma is the most common cause of pathological hyperprolactinemia. These patients are exposed to high PRL levels for a long time. Because of this exposure, the risk of autoimmune disease may be higher than the other sellar masses. In our study, it was aimed to investigate the frequency of autoimmune thyroid disease (ATD) in patients who diagnosed with prolactinoma and the relationship between PRL level and thyroid dysfunction. Materials and methods: Patients diagnosed with prolactinoma and non-functional pituitary adenoma (NFHA) who applied to Şişli Hamidiye Etfal Health Practice and Research Center Endocrinology and Metabolism Outpatient Clinic between 01.01.2018 and 31.12.2018 were included in the retrospective study. Patients with serum prolactin level> 50 ng / ml and with adenoma in sella MRI were evaluated as prolactinoma. Patients with adenoma in Sella MRI and no hormonal secretion detected in the anterior pituitary hormone evaluation were defined as non-functional pituitary adenoma and evaluated as control group. Among all the patiens, the ones who have the records for serum thyroid stimulating hormone (TSH), free thyroxine (fT4), thyroid peroxidase antibody (anti-TPO) and anti-thyroglobulin (anti-TG) were included in the study. Results: 76 (76%) of the patients were female and 24 (24%) were male; Of the control group, 28 (84,80%) were female and 5 (15,20%) were male. While the average age of the patient group was 40,5 ± 11,2 years, the average age of the control group was calculated as 44,4 ± 12,9 years. In the prolactinoma and NFHA groups, no significant difference was observed between the ages of the patients, gender distribution, ATD rate, thyroid dysfunction distribution, basal serum TSH value, free T4 value, anti-TPO and anti TG levels. When patients are re-grouped as with and without ATD; prolactin level was significantly higher in the ATD (+) group than ATD (-) group (p
Benzer Tezler
- Prolaktinoma ve fonksiyonsuz hipofiz adenomu hastalarında otoimmün tiroid hastalığı prevalansı
Prevalence of autoimmune thyroid diseases in patients with prolactinomas and non-functioning pituitary adenomas
AYTAN HAJIZADA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıklarıİzmir Katip Çelebi ÜniversitesiDahiliye Ana Bilim Dalı
DOÇ. GÜZİDE GONCA ÖRÜK
- Prolaktinoma vakalarında oksidatif stres parametreleri ile prolaktin değerleri arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi
Evaluation of the relationship between oxidative stress parameters and prolactin levels in patients with prolactinoma
MAMMADHASAN MAMMADOV
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıErciyes Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. KÜRŞAD ÜNLÜHİZARCI
- Kabergolin kullanımının polikistik over sendromu üzerine etkisinin retrospektif değerlendirilmesi
Retrospective evaluation of the effect of cabergoline useon polycystic ovarian syndrome
ASLI SIĞINIR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
İç HastalıklarıÇanakkale Onsekiz Mart Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ERSEN KARAKILIÇ
- Prolaktinoma tanılı hastalarda medikal ve cerrahi tedavilerin etkinlik karşılaştırması
Efficiency comparison of medical and surgical treatments in patients diagnosed with prolactinoma
GULDANA ZULFALIYEVA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
İç Hastalıklarıİstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşaİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. PINAR KADIOĞLU
- Prolaktinoma tanılı hastalarda serum asprosin düzeyinin insülin direnci ile diğer metabolik ve hormonal parametrelerle ilişkisinin araştırılması
Investigating the relationship between serum asprosin level with insulin resistance and other metabolic and hormonal parameters in prolactinoma patents
ESRA AYYILDIZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıFırat Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. FARUK KILINÇ