Postkolonyal tartışmalarda aydınlanma eleştirileri
The critique of the enlightenment in postcolonial discussions
- Tez No: 544378
- Danışmanlar: DOÇ. DR. MEHMET NESİM DORU
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Felsefe, Philosophy
- Anahtar Kelimeler: Aydınlanma, Irkçılık, Avrupamerkezcilik, Postkolonyalizm, Enlightenment, Racism, Eurocentrism, Postcolonialism
- Yıl: 2019
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Mardin Artuklu Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Felsefe Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 227
Özet
Aydınlanma Dönemi, 18. yüzyılda özellikle ilerleme düşüncesiyle belirginleşen bilimsel düşünceye bağlı iyimser söylemlerle öne çıksa da; 20. yy.'da önemli eleştirilerin referans noktasıdır. Bu eleştirilerin önemli bir bağlamını oluşturan postkolonyal ve postyapısal görüşlere göre, Avrupa; bir yandan kültürel deneyimini evrenselci kılarken, öte yandan farklılıklara merkezci bir zeminden yaklaşmakta ve tarihsel/kültürel varoluşlara ırkçı bakışı belirginleştirmektedir. İlerlemeci üstünlük paradigmasının da etkisiyle söz konusu Avrupamerkezci ve ırkçı söylemler, bazı Aydınlanmacı filozoflar eliyle gerçekleşmiş, bu söylemler bilimle desteklenmiş ve bu bilimsel/felsefi süreç kölecilik ve sömürgeciliğin meşrulaştırılmasında da etkili olmuştur. Bu nedenle postkolonyal çalışmaların çıkış noktası, Avrupa-merkezci arşivi ve disiplinlerden kaynaklanan temsil sorunlarını çözüme uğratmak olarak özetlenebilir. Aydınlanma dönemi, bir ölçüde köleliğe karşı mücadele ve özgürlük söylemi olarak tebarüz etmiş, fakat Aydınlanma'nın teorik idealleri pratik alanda köleci ve sömürgeci süreci engelleyememiş, hatta bu pratikleri manipüle etmek/örtmek için kullanılabilmiştir. Bu durumda, postkolonyal eleştiriler bağlamında, Aydınlanma'nın“soyut insan”tasarımı ve insan hakları söylemi, önemli ölçüde“beyaz Avrupalı”eril özneyi imlemektedir. Nihayetinde Avrupa kültürel/coğrafi bir olguya karşılık gelmekte, Aydınlanma da söz konusu coğrafi kültürün bir ölçüde pragmatik deneyimi olarak kalmaktadır. Aydınlanma'nın çift anlamlı dili, modernliğin bölünmüş bir görüntüsü olarak bazı problematikler ortaya çıkarmaktadır. Bu bağlamdaki eleştiriler de; Aydınlanma'nın genellikle hümanizma etrafında dönen soyut idealleri ile ırkçı söylemleri/pratikleri arasındaki yarılmayı“felsefi bir tavır”la irdelemek için bir çıkış sunmaktadır. Fakat bu çalışmada soyut/evrensel insanlık idealleri değil; söz konusu ideallerin sömürgecilik zemininde haklılaştırdığı durumlar ve bir baskı vesilesine dönüşen ve gücünü Aydınlanma'nın bilimsel dilinden alan evrenselcilik iddiası sorunsallaştırılacaktır.
Özet (Çeviri)
Even though the age of the Enlightenment in eighteenth-century occurred with scientific reasoning and optimist discourse which grounded on the notion of progress, in twentieth-century age of the Enlightenment was the reference point for the numerous critiques. According to poststructural and postcolonial studies which occupy a significant role in these critiques, Europe, on the one hand, make's its cultural values universal, on the other hand it approaches varieties as an essentialist. Fort his reason, it crystallizes the racist perspective about these historical/cultural varieties. Under the influence of the progressive superiority paradigm, Eurocentric and racist discourses were realized by some Enlightenment philosophers, and these discourses were supported by science and this scientific philosophical process was also effective in legitimating slavery and colonialism. That's why the starting point of postcolonial studies can be summarized as a the solution of the Eurocentric archives and the representation problems arising from the disciplines. The age of the Enlightenment was, to some extent, the struggle against slavery and its main discourse was freedom. But the theoretical ideals of the enlightenment were not able to prevent the slave and colonial process in the practical field. On the contrary, its ideals were used to manipulate cover these process. On this perspective, Enlightenment's discourse of human rights and the definition of“human beings”only includes the“white European”masculine agent. Europe is a geographical place and enlightenment is the pragmatic experience of this geography. This study, will not focus on abstract/universal ideas but will focus on how these ideas affect the process of colonialism. Additionally, this study will problematize the idea of universalism which grounds on Enlightenment's scientific discourses.
Benzer Tezler
- 16. ve 18. yüzyıllarda Konfüçyanizm'in dini mahiyeti tartışmaları
Controversies over the religious nature of Confucianism between the 16th and 18th centuries
ESRA ÇİFCİ
Doktora
Türkçe
2024
DinMarmara ÜniversitesiFelsefe ve Din Bilimleri Bilim Dalı
PROF. DR. İSMAİL TAŞPINAR
- Ecocritical readings in postcolonial Anglophone fiction
Postkolonyal (Sömürge sonrası) Anglofon romanı üzerine ekoeleştirel okumalar
SELÇUK TATAR
Doktora
İngilizce
2024
İngiliz Dili ve EdebiyatıEge Üniversitesiİngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. DİLEK DİRENÇ
- Female genital mutilation ile ilgili hegemonik olmayan söylemler
Non-hegemonic di̇scourses on female genital mutilation
KAROL YOHANA CAMARGO GALINDO
- Exploring women columnists' 'in-between' positionality in public sphere: A study into narratives on feminist identity in contemporary Turkey
Kadın köşe yazarlarının kamusal alandaki 'ara' konumlarını keşfetmek: Günümüz Türkiye'sinde feminist kimlik üzerine anlatılara bir bakış
DİDEM ÜNAL ABADAY
Doktora
İngilizce
2015
Siyasal Bilimlerİhsan Doğramacı Bilkent ÜniversitesiSiyaset Bilimi Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. SAİME ÖZÇÜRÜMEZ
- 'Kimsenin Müslüman Kadınları' Müslüman kadınların alternatif medya platformları aracılığıyla karşı kamusal alan oluşturmaları: Türkiye ve Almanya örneği
'Nobody's Muslim Women' construction of Muslim women's counter public sphere through alternative media platforms: The case of Turkey and Germany'
SÜMEYRA SOYDAŞ
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
Siyasal BilimlerGalatasaray ÜniversitesiRadyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÖZLEM DANACI YÜCE