Geri Dön

Depresif bozukluk tanılı hastalarda bağlanma biçimleri ve çocukluk çağı olumsuz yaşantılarının zihin kuramı becerileri ve hastalık seyri üzerine etkileri

The effects of attachment styles and adverse childhood events on theory of mind skills and the course of the disease in depressive patients

  1. Tez No: 549113
  2. Yazar: AYŞE GÜNAY ARIKAN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. RUKİYE FİLİZ KARADAĞ, ÖĞR. GÖR. DR.İREM EKMEKÇİ ERTEK
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Psikiyatri, Psychiatry
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2019
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Gazi Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 123

Özet

Bağlanma kuramı zihinsel temsillerin değerlendirilmesi, duygulanım düzenleme süreçleri ve psikopatolojilerin gelişiminin anlaşılmasında önemli bir model sunmaktadır. Bağlanma kuramına göre; erişilebilir ve duyarlı ebeveynin varlığı, çocuğun yaşam boyu işlevselliğini etkileyecek şemalar geliştirmesini sağlayan güvenli bağlanmanın anahtarı niteliğindedir. Çocukluk çağı ihmal ve istismarına maruziyet, olumsuz içsel modellerin gelişimine yol açmakta ve uyumsuz duygulanım düzenleme stratejilerine yönelimi arttırmaktadır. Bu nedenle güvensiz bağlanma, depresyon gibi duygudurum bozuklukları için önemli bir risk faktörü olarak tanımlanmıştır. Öte yandan bağlanma ilişkileri ile zihin kuramı (ZK) becerileri arasında da önemli bir ilişki bulunmaktadır. Güvenli bağlanma, tutarlı ve organize zihinsel temsillerin oluşumuna katkı sağlamaktadır. Çalışmamızın amacı, çocukluk çağı travmaları, güvensiz bağlanma ve duygulanım düzenleme güçlüklerinin ZK yetilerinde bozulma ve depresyonun progresyonu üzerindeki etkilerini incelemektir. Bu amaçla, 30 kronik rekürren depresyon, 30 tek depresif atak sonrası remisyonda olan ve 30 kontrol grubu olmak üzere toplam 90 katılımcı çalışmaya alınmıştır. Katılımcılara yazarlar tarafından oluşturulmuş sosyodemografik veri formu, HAMD, Çocukluk Çağı Ruhsal Travmaları Ölçeği (ÇRTÖ), Erişkin Bağlanma Biçimleri Ölçeği (EBBÖ), Duygu Düzenleme Güçlüğü Ölçeği (DDGÖ) ve Gözlerden Zihin Okuma Testi (GZOT) uygulanmıştır. Bulgularımızda rekürren depresyon hastalarının ÇRTÖ ve DDGÖ puanlarının remisyonda depresyon ve kontrol gruplarına göre anlamlı olarak daha yüksek olduğu görülmüştür. Ayrıca hem rekürren hem de remisyonda depresyon grubundaki hastaların sağlıklı kontrollere göre çocukluk çağında daha fazla fiziksel ve duygusal ihmale maruz kaldığı belirlenmiştir. Bağlanma özelliklerine bakıldığında, rekürren ve remisyonda depresyon gruplarında güvensiz bağlanma oranları (%80) aynı olmakla birlikte kontrol grubunun %23.3'ünün güvensiz bağlandığı tespit edilmiştir. Sonuçlarımız güvensiz bağlanmanın depresyon gelişiminde önemli bir öngördürücü olabileceği önermesini desteklemektedir. Ancak çalışmamızda rekürren ve remisyonda depresyon grupları arasında bağlanma stilleri açısından farklılık olmadığı bulunmuştur. Bununla birlikte, çalışmamızda güvensiz bağlanan depresyon hastalarında duygusal ve fiziksel ihmal, duygusal ve fiziksel istismar puanlarının güvenli bağlanma stiline sahip hastalara göre anlamlı olarak daha yüksek olduğu ayrıca bu grupta aile içi şiddet açısından anlamlı bir yığılma olduğu bulunmuştur. Bulgularımız, literatürde çocukluk çağı döneminde maruz kalınan travmaların olumsuz psikososyal sonuçlara ve bağlanma bozukluklarına neden olabileceğini ortaya koyan çalışmalarla uyumludur. Rekürren depresyon hastalarının GZOT puanları remisyonda depresyon ve sağlıklı kontrol grubuna göre anlamlı olarak daha düşük bulunmuştur. Bağlanma stillerine göre ise ZK performansı açısından gruplar arasında anlamlı fark saptanmamıştır. Bu durum, ZK performansındaki bozulmaların bağlanma stilinden ziyade depresif bozukluğun şiddeti ve kronisite ile ilişkilendirilebileceğini düşündürmektedir Ortak nörobiyolojik temelleri nedeniyle majör depresif bozukluğu değerlendirirken ve tedavi süreçlerini planlarken çocukluk çağı travmaları, güvensiz bağlanma ve ZK bozukluklarının ele alınmasının önemli katkılar yaratacağı düşünülmektedir. Bu araştırmanın bazı kısıtlılıkları mevcuttur. Çalışmamız kesitsel bir çalışmadır. Ayrıca çalışmamızın örneklem sayısının az olması sonuçların genellenebilirliğini sınırlandırmaktadır. Bu alanda örneklem sayısı arttırılarak yapılacak uzunlamasına izlem çalışmalarına ihtiyaç vardır.

Özet (Çeviri)

Attachment theory maintains a significant model for understanding the assessment of mental representations, affect regulation and psychopathology. According to attachment theory, parental availability and sensitive responsiveness are the key ingredients for the development of secure attachment, which helps to build positive schemas that will promote adaptive functioning throughout the lifespan of a child. When children are faced with neglect or abuse, they develop negative internal models and maladaptive strategies for regulating emotion. Therefore, insecure attachment has been identified as a significant risk factor for mood disorders such as depression. On the other hand, there is a substantial association between attachment relationships and theory of mind (ToM) abilities. Secure attachment enable children to form consistent and organized mental representations. The aim of our study is to examine the relevance of childhood trauma exposure, attachment insecurity and affect dysregulations with ToM deficits and progression of depression. For this purpose, totally 90 samples were included in the study, 30 of whom were chronic recurrent depression, 30 of whom were in remission (after 1 epizode) and 30 of whom were control groups. The sociodemographic data form created by the authors, HAMD, Childhood Trauma Questionnaire (CTQ), Difficulty of Emotion Regulation Scale (DERS), Adult Attachment Style Scale (AASS) and Eyes Test were applied to the samples. Our results showed that; compared to the remission depression and control groups, recurrent depression patients' CTQ and DERS scores have been significantly higher. Besides, the results indicated that, compare to the controls, both of recurrent and remission depression patients had been exposed to heavier emotional and physical neglect during their childhood. The rates of insecure attachments were same in recurrent and remission depression groups as %80, whereas it was %23.3 in controls. These Results exposed insecure attachment as a significant predictor of depression. However, there is no significant difference between remission and reccurrent depressive groups in terms of attachment style. In addition, it was found that emotional and physical neglect, emotional and physical abuse scores were significantly higher in patients with depression and insecure attachment, than in those with secure attachment style. Also there was a significant clustering in this group for domestic violence. Our findings were consistent with the studies that reveal childhood traumas may cause negative psychosocial consequences and attachment disorders. Eyes test scores were significantly lower in recurrent depression than remission and control groups. With reference to attachment styles, there was no significant difference between the groups in terms of ToM. Our findings suggest that disturbances in ToM performance may be associated with severity and chronicity of depressive disorder rather than attachment style. Because of the common neurobiological bases for childhood traumas, insecure attachment and ToM disabilities, investigating these might help to understand and treat major depressive disorders better. This research has several limitations. Our study is a cross-sectional study. Moreover, the generalizability of this study is limited due to the small number of samples. There is a need for follow-up studies by increasing the number of samples in this field.

Benzer Tezler

  1. Bipolar affektif bozukluk hastalarında işlevselliğin, çocukluk travmaları, bağlanma biçimleri, işlevsel olmayan tutumlar ve affektif mizaçlarla ilişkisi

    The relationship between functioning, childhood traumas, attachment styles, dysfunctional attitudes and affective temperaments in bipolar affective disorder patients

    CELALEDDİN KARTAL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    PsikiyatriAtatürk Üniversitesi

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ESAT FAHRİ AYDIN

  2. Bipolar affektif bozuklukta bağlanma biçimleri, çocukluk çağı travmaları ve agresyon ilişkisi

    The relationship between attachment styles, childhood trauma and aggression in bipolar affective disorder

    ZEYNEP UĞUR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    PsikiyatriSağlık Bakanlığı

    Psikiyatri Ana Bilim Dalı

    DR. MÜNEVVER HACIOĞLU YILDIRIM

  3. Depresyonda bağlanma, duygu düzenleme ve anhedoni ilişkisinin incelenmesi

    Investigating the relationship between attachment, emotion regulation, and anhedonia in depression

    TURCEUN İLERİ AKDOĞAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    PsikiyatriSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. RABİA NAZİK EKİNCİ

  4. İki uçlu olgular ve çocuklarında bağlanma biçimi'nin mizaç ve klinik özellikler ile ilişkisi: Kontrollü bir çalışma

    The relationship of bipolar cases and their offspring's attachment styles with temperament and clinical features: A controlled study

    FİLİZ KÖKCÜ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    PsikiyatriAdnan Menderes Üniversitesi

    Psikiyatri Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SERMİN KESEBİR

  5. The assessment of attachment styles and defense mechanisms in an inpatient sample of major depressive disorder

    Majör depresif bozukluk tanısı almış bir hasta grubunda bağlanma stilleri ve savunma mekanizmalarının değerlendirilmesi

    EBRU EROL SOY

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2015

    PsikolojiBahçeşehir Üniversitesi

    Klinik Psikoloji Ana Bilim Dalı

    DR. MİA MEDİNA