The role of media in manifesting the meaning of sci-fi spaces
Bilimkurgu mekanların anlamının belirginleştirilmesinde medyanın rolü
- Tez No: 560475
- Danışmanlar: DOÇ. DR. NESİP ÖMER EREM
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Mimarlık, Architecture
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2019
- Dil: İngilizce
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Mimarlık Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Mimari Tasarım Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 100
Özet
Mimarlık ve sinema, çeşitli faktörlerin ve bileşenlerin birleşimi ile yaratılan uyumlu bir sınır içinde yer alan kapsamlı olgulardır. Ancak, mimarlığın ve sinemanın sadece bileşenleri bir araya getirmenin bir sonucu olmadığını dikkate almak gerekir. İnsanoğluyla mekân arasındaki ilişki, mekanın düzeninden dolayı ortaya çıkar. Bu düzenin sonucu biyolojik, sosyal ve kültürel unsurlara dayanan organize bir alandır. Anlamlı bir çerçevede birbirine bağlı öğeleri olan sinemanın mucizevi bir sanat olabileceğine inanılmaktadır. Ünlü yönetmenlerin çoğu, sinema sanatı ne kadar sistematik olursa o kadar ölümsüz olacağına inanır. Bu durum, mimaride olduğu gibi mimar tutarlı bir sanat yaratmak için unsurları mantıksal olarak ortaya koymaya çalıştığında ortaya çıkan bir sonuçtur. Mimarlık, yaşanan mekanın en önemli kültürel özelliklerinden ve temsillerinden biridir ve her zaman belirli ilkeleri izler,kültür ve davranış kalıplarıyla tutarlı bir ilişki içindedir. Mimarlık ve sinema arasındaki ilişki farklı bakış açılarıyla incelenebilir. İlişkileri ile ilgili tartışılan konulardan biri, her birinin kendi alanlarındaki gelişim ve ilerleme açısından diğerine olan etkileridir. Sinemanın mimarlar üzerindeki etkisi ve mimari düşüncelere yayılması tartışılabilecek durumlardan biridir. Ek olarak, mimarlıktaki bilgi birikimi, film yapımcısının daha iyi bir iz yaratmasına yardımcı olabilir. Sinema ve mimarlık sanatlarının her ikisi de mevcut mekanın önemini ortaya koyar ve gerçek bir yaşam deneyimi yaratmak için çaba gösterir. Sinema ve mimarlık etkileşiminin birkaç yönü vardır. Sanatla bağlantılı her iki disiplin de konusunda uzman insanların çabaları ile yaratılabilir. Öte yandan, hem sinema hem de mimari, yaratıcıdır, anlam ve düşünce bakımından zengin sanat dalları olarak kabul edilir. Ek olarak, sinema ve mimari ilişkisel anlamlara ve sanal dünyaya açılan birer araçtır. Sinema, izleyicinin gerçek veya sanal alanları hatırlamasını ve hayal etmesini sağlamaya çalışır. Sinemada çağdaş mimarlığı ele geçiren mekansal imgelem, mimarlık için ilham kaynağı olabilir. Her iki disiplin de birbirlerinden karşılıklı etkilenme potansiyeline sahiptir. Bu çalışmada“medya”kelimesinin karşılığı mekanı hareketli sahneler üzerinden tasvir eden ve mekanı yazınsal anlatımla anlatan romanlardır. Bu ikili tanım anlatının önemine odaklanmaktadır. Hayatımızdaki deneyimlerimizi ve bilgileri öncelikle hikayeleştirerek anlamlandırıyoruz. Barbara Hardy, hikaye anlatıcılığının hem hayal dünyamızda hem de günlük gerçek yaşamımızda önemli roller oynadığını savunmaktadır.“Anlatıyı hayal ediyor, hatırlıyor, öngörüyor, umut ediyor, umutsuzlanıyor, inanıyor, şüphe ediyor, planlıyor, gözden geçiriyor, eleştiriyor, inşa ediyor, dedikodu yapıyor, öğreniyor, nefret ediyor ve anlatı ile seviyoruz”diyor. Kendini ifade etme, öncelikle anlatının oluşturulması iletişim yoluyla yapılmaktadır. Bir romanda yazılı olarak ne söylenebilirse genel olarak filmde düşünülebilir veya tasvir edilebilir. Ünlü kitaplar, uzun yıllar boyunca ticari filmler için büyük bir malzeme deposu olmuştur. Bazen, tanınmış bir roman, tıpkı film için ilk taslağı varmış gibi görünür. Başka bir deyişle, ünlü bir romanın materyalini bir film olarak tekrar kullanmak, genel yayıncılar için en önemli düşüncelerden bir tanesidir. Kitaplar yazarları tarafından anlatılır. Yazarın algılamamızı istediğini okuruz. Ancak, filmlerin yapımcıları tarafından sıkça anlatıldığı gibi, bir yönetmenin anlatmak istediğinden daha fazlasını görür ve duyarız. Eğer yazar bir sahneyi filmde açıkça anlatıldığı kadar ayrıntılı olarak tasvir etmeye çalışırsa, bu anlamsız olacaktır. Bu çalışmanın amacı, iki farklı disiplin, 1. literatür ve 2. sinemadaki mimari temsil farklılıklarını anlamaktır. Literatür ve sinema, mimari mekanı anlam ve fırsat yaratmak için bir araç olarak kullanır. Bununla birlikte, bu alanların her birinin ana çalışma alanları mevcuttur. Bu araştırmanın odak noktası hem filmlerde hem de romanlarda mimari alanlarla sınırlı olacaktır. Öncelikle, çalışma, görme, ses ve duygu kavramları arasındaki benzerlik ve farklılıkları anlamak için edebiyat ve sinemadaki mimari alanların anlamını ortaya koymaya dayanmaktadır. Bu tez aşağıdaki sorulara cevap vermeye çalışmaktadır: • Mimarlığın bilim-kurgu mekanlarının anlamını ortaya koymasındaki rolü nedir? • Film yapımcılarının ve izleyicilerin mekanın anlamı hakkındaki bakış farkları nelerdir? • Sinema uyarlamasında yazar ile prodüktörün birlikte çalıştığı ve çalışmadığı durumların bilim kurgu mekanlarının anlamını belirginleştirmede belirgin bir rolü var mıdır? • Bir bilim kurgu alanının anlamını ortaya koymada kitapta anlatılması ile sinemaya uyarlanması arasında belirgin bir fark var mı? Bu çalışmada araştırma yöntemi, çevrimiçi protokol çalışması ile tasarım eğitimi almış 12 kişi tarafından yapılan deneydir. Yukarıdaki soruları cevaplamak için iki film ve onların kitapları seçilmiştir. Her iki eser de bilim kurgu türündedir. Birinci eser,“Handmaids 'Tale”hem yönetmenin hem de romanın yazarının işbirliğiyle üretilmiştir. İkinci film“1984”, romanının yazarının yardımı olmadan sadece yönetmen tarafından yapılmıştır. Çalışmada iki grup denek seçilmiştir. Denek gruplarındaki tüm bireyler tasarım eğitimi almış kişilerdir.“A Grubu”her iki romandan da seçilen kısmi metinlerdeki mekanları resmetme yöntemi ile tasvir etmiştir..“B Grubu”, her iki filmden seçilen 3 ila 5 dakikalık video bölümlerinden anladıklarını hayal ederek anlatılan mekanları tasvir eden metinler yazmıştır. Sinema sahneleri ve kitap metinlerinden seçilen bölümlerin hem iç mimari hem de dış mekan mimari alanları içermesine dikkat edilmiştir. Bu filmleri seçmenin amacı, mimari ve görsel anlatıyı kullanarak mekanlardaki anlamı ortaya koyma potansiyelleridir. Bulgular nicel değerlerdir ve daha sonra nitel sonuçlarda değerlendirilmektedir. Çalışmada kullanılan medya ile ilgili bilgiler aşağıdaki gibidir: • Kanadalı bir romancı olan Margaret Atwood'un“The Handmaids 'Tale”adlı romanı; bilim kurgu türünde olan ve 1985 yılında yayınlanan distopik bir romandır. Ataerkil bir toplumda boyun eğdiren kadınların temalarını ve bu kadınların bireycilik ve bağımsızlık kazanmaya çalıştıkları çeşitli yolları anlatıyor. • Amerikalı bir romancı olan George Orwell'in“1984”adlı romanı; bilim-kurgu türünde olan ve 1949'da yayınlanan distopik bir romandır. Dünya nüfusunun çoğunun sürekli savaş, her yerde hükümetin gözetimi ve propaganda kurbanı haline geldiği klasik bir edebi eserdir. •“The Handmaids' Tale”filmi Margaret Atwood'un aynı isimli 1985 tarihli romanından Amerikalı televizyon yazarı ve yapımcısı Bruce Miller tarafından sinemaya uyarlanmıştır. 2016 yılı sonunda çekilmeye başlanmış ve 10 bölümlük bir dizi olarak hazırlanmıştır. Yapım, bir totaliter toplumun bereketli kadınlara maruz kaldığı İkinci Amerikan İç Savaşı'ndan sonra bir distopik geleceği anlatmaktadır. ¨ •“1984”filmi İngiliz film yönetmeni ve senarist Michael Radford tarafından; George Orwell'in aynı isimli romanını temel alarakyapılmış bir İngiliz distopya bilim kurgu filmidir. Romanlarından ilham alan filmleri seçmenin amacı, aynı sahnenin yazı ile anlatı ve görsel anlatımı algılama arasındaki farkları çözmeye çalışmaktır.“The Handmaids' Tale”filmi hem yönetmenin hem de yazarın işbirliğiyle yapılmış, ancak“1984”sadece yönetmenin kendisi tarafından yapılmıştır. Burada amaç, hayali mekanın yaratıcısı (yazar) okuyucunun zihninde mekanın düşüncesini yaratmaya çalışırken, anlatı yoluyla anlamı dönüştürme seviyesini ve şeklini değerlendirmeye çalışmaktır. Denekler tarafından yazılan metinleri ve tasvir edilen resimleri değerlendirdikten sonra, yazar ve yönetmen bir film yapmak için işbirliği yaptığında, hem prodüktör hem de yazarın amaçları paralel olduğu için mekanın anlamını vermede ve tasvir etmede daha başarılı oldukları görülmektedir. Ek olarak, yazar ve yönetmen işbirliği yapmadığında, görsel mekanın (film) ve hayali mekanın (roman) anlamı farklı olabilir, bu nedenle aynı mekan farklı şekillerde algılanacaktır. Bununla birlikte, filmdeki bazı mekan özellikleri romanda bahsedildiğine daha iyi algılanmaktadır.
Özet (Çeviri)
Architecture and cinema are the comprehensive phenomena in a coherent framework which are created by the combination of various factors and components. The relationship between architecture and cinema can be studied in different points of view. One of the discussed topics about their relationship is the effects of each of them on the other one in terms of development and advancement in their areas. The influence of cinema on architects and the development of it in architectural ideas is one of the cases that can be discussed. Additionally, the knowledge in architecture can help the filmmaker to create a better trace. Cinema and architecture are affinitive in terms of meaning. Both of these arts manifest the importance of the existing space and create a real experience of life. Most of the filmmakers make movies based on the novels. This method of filmmaking is done in two ways: 1. When the author of the novel (the creator of imaginary space or the idea) and the director of the movie (the creator of the visual space or the concept) cooperate in order to make the movie. 2. When the author and the director do not cooperate and the movie is made only by the director and based on the novel. This study addresses the following questions: • What is the role of architecture in manifesting the meaning of sci-fi spaces? • What is the meaning of“space”in producers' and perceivers' point of view? • How can architecture speak through movies? • Is there a difference in manifesting the meaning of a sci-fi space between cooperated and non-cooperated movie adaptation production? • Is there a difference in manifesting the meaning of a sci-fi space between narrative in novels and its adaptation in movies? The aim of this study is to realize the conflict of architectural representation in two different disciplines, 1. literature, and 2. cinema. Literature and cinema utilize architectural space as an apparatus to create meaning, and opportunity. However, each of these fields has significant study areas, the main aim of this thesis is limited to architectural spaces in both movies and novels. The study is based on manifesting the meaning of architectural spaces in literature and cinema, in order to understand the similarities and differences between the concepts of vision, audio, and emotion. In order to answer these questions, two movies have been chosen. Both of the movies are adapted from the novels which are in the sci-fi genre. One of the movies“The Handmaids' Tale”has been made by the cooperation of both the director and the author of the novel. The second movie“1984”is made only by the director without the help of the author of its novel. Two groups of subjects have been chosen.“Group A”has sketched several images of selected texts from both novels.“Group B”has written texts from 3-5minute video sections which are selected from both movies. It must be taken into account that the selected sections from all tools include both interior and exterior architectural spaces. The aim of choosing these movies is because they manifest the philosophical meaning by using the architectural and visual narrative. The method of researching in this study is experimentations done by 12 subjects who have design education by an online protocol study. The findings are in quantitative values and then evaluated in qualitative results. According to the result and graphs, in both modes of works, the most mentioned components are furniture, texture, and material then comes the location. Also, the least mentioned features in all modes of works are time and audio. In both movies, most of the components are mentioned more frequently in texts in compare to sketches; like feelings, characters and thoughts. However, some of them such as lighting, movement, and depth are shown more clearly in the sketches.
Benzer Tezler
- Diasporanın sembolik sermayesi: Atina'da yaşayan İstanbullu Rumların aile fotoğrafları
The symbolic capital of the diaspora: Family photographs of the Rum Istanbulites of Athens
CEREN ACUN
Doktora
Türkçe
2021
AntropolojiGalatasaray ÜniversitesiRadyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ Ö. MURAD ÖZDEMİR
- An analysis of the problematic aspect of the consumer society from I, robot to westworld through postmodernism
I, robot'tan westworld'e tüketim toplumunun problematik yönünün postmodernısm aracılığıyla analizi
TUĞÇE ARAS VURAL
Yüksek Lisans
Türkçe
2021
İngiliz Dili ve Edebiyatıİstanbul Aydın Üniversitesiİngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ NUR EMİNE KOÇ
- Ahmed Avni Konuk'un Mesnevî-i Şerîf Şerhi'nde istîdat kavramı
The concept of predisposition (isti'dād) in Ahmed Avni Konuk's mathnawī commentary
MEDİHA PETEK KUTUCUOĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
DinÜsküdar ÜniversitesiTasavvuf Kültürü ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ HATİCE DİLEK GÜLDÜTUNA
- Rethinking agricultural communication in the context of power/knowledge: Socialization of digital agriculture in Geyve
Tarımsal ı̇letı̇şı̇mı̇ bilgi/iktidar bağlamında yenı̇den düşünmek: Geyve'de dı̇jı̇tal tarımın sosyalleşmesı̇
KÜBRA SULTAN YÜZÜNCÜYIL
Doktora
İngilizce
2024
İletişim BilimleriGalatasaray ÜniversitesiRadyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HALİME YÜCEL BOURSE
- Din eğitiminde medya kullanımı
The role of media in religious education
BÜŞRA AYDIN
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
DinKastamonu ÜniversitesiFelsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AYTEKİN DEMİRCİOĞLU