Geri Dön

Yumuşak doku kaynaklı posterior omuz instabilitelerine kemik kaybı eşlik ediyor mu? retrospektif MR çalışması

Does bone loss accompany soft tissue based posterior shoulder instability? A retrospective MRİ study

  1. Tez No: 564673
  2. Yazar: ÖZLEM ORHAN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ULUNAY KANATLI
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Ortopedi ve Travmatoloji, Orthopedics and Traumatology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2019
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Gazi Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 99

Özet

Posterior ve anteroposterior yumuşak doku kaynaklı omuz instabilitesi nedeniyle ameliyat edilen (sırasıyla n=40, n=36) prospektif olarak toplanan hasta verileri (muayene, cerrahi video kayıtları ve ameliyat öncesi MR'ler) kullanılarak retrospektif olarak, demografik özellikler, instabilite tipi, eklem içi ek patoloji varlığı ve patolojinin tipi, dosyadan ulaşılabilen çıkık sayısı (n=51) ve MR'de T1 ağırlıklı yağ baskılı sekanslarda aksiyel ve sagital kesitler incelenerek yapılan ölçümler (glenoidin çapı ve glenoiddeki kemik defekti, Hill- Sachs ve ters Hill- Sachs lezyonunun uzunluğu, açısı ve yay uzunluğu, humerus başının alanı ve çapı) değerlendirilmiştir. Elde edilen verilerin birbirleriyle olan korelasyonları istatistiksel olarak değerlendirilmiştir. Anteroposterior instabilitesi olan hastalarda, anterior glenoid defektinin miktarı, tHSL uzunluğu, açısı ve yay uzunluğu ile anterior glenoid defektinin glenoid çapına oranı MR ölçümleri sonucunda anlamlı olarak yüksek bulunmuştur. (p0,05). Yumuşak doku kaynaklı posterior omuz instabilitelerine SLAP lezyonun eklenmesinin, kemik defekti miktarını arttırmadığı bulunmuştur (p>0,05). Çıkık sayısının artması Spearman korelasyon ile değerlendirilerek; glenoid anteriorundaki kemik defekti miktarını, tHSL uzunluğunu ve tHSL yay uzunluğunu, glenoiddeki toplam defekt miktarını, glenoid anterior defektin glenoid çapına oranını ve toplam defekt miktarının glenoid çapına oranını arttırdığı bulunmuştur. Bu çalışma sonucunda, yumuşak doku kaynaklı posterior omuz instabilitesi hastalarında kemik defekti mevcut olduğu ancak bu defektin kemik instabiliteye yol açacak düzeyde olmayıp hastalarda anatomik tamirin yeterli olacağı gösterilmiştir.

Özet (Çeviri)

Records from patients (physical examination, video record of surgery and preoperative MRI images) operated for posterior and anteroposterior soft tissue based shoulder instability (n=40 and n=36, respectively) were used to retrospectively analyze patient demographics, type of instability, presence of intra-articular pathology and type of pathology, number of dislocations if recorded (n=51) and measurements on sagittal and axial plane MRI images on T1 weighted fat suppressed sequences (glenoid diameter and glenoid bone defect; length, angle and arc length of Hill-Sachs and reverse Hill-Sachs lesions; area and diameter of humeral head). Correlation of the acquired data was statistically evaluated. In patients with anteroposterior instability, the amount of anterior glenoid defect, rHSL length, angle, and bow length, and the ratio of the anterior glenoid defect to glenoid diameter were significantly large according to MRI measurements. (p0,05). It was found that addition of SLAP lesions to soft tissue based posterior shoulder instabilities do not increase the bone defects. (p>0,05). The increase in the number of dislocations was evaluated by Spearman correlation, and it was found that it increases the amount of bone defect in the anterior of the glenoid, total glenoid bone defect, rHSL length and rHSL arc length, ratio of the glenoid anterior defect to glenoid diameter and ratio of total defect to glenoid diameter. This study showed that patients with soft tissue based posterior shoulder instability had the bone defect, although not large enough to cause instability, and these patients could be adequately treated with an anatomic repair.

Benzer Tezler

  1. Sinüs ogmentasyonunda hayvansal kaynaklı greftle beraber kullanılan hyalüronik matriksin etkinliğinin histomorfometrik olarak ve mikro bilgisayarlı tomografi yöntemiyle değerlendirilmesi

    Evaluation of hyaluronic matrix, used with xenograft, efficacy in sinus augmentation by histomorphometry and micro computed tomography

    EZGİ DOĞAN

    Diş Hekimliği Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Diş HekimliğiHacettepe Üniversitesi

    Periodontoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FERİHA ÇAĞLAYAN

  2. Maksiller sinüs ogmentasyonunda kullanılan sığır kaynaklı kemik greftinin histolojik ve histomorfometrik değerlendirilmesi

    Histomorphometric and histologic Evaluations of Maxillary Sinus Augmentation with Bovine Bone Graft Material.

    YASİN AKIN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    Diş Hekimliğiİstanbul Üniversitesi

    Ağız, Diş, Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. NURHAN GÜLER

  3. Maksiller yetersizliği olan sınıf III hastalarda diş ve kemik diş destekli protraksiyon işlemlerinintedavi etkinliklerinin değerlendirilmesi

    Comparison of TOOTH-borne versus bone-anchored protraction facemask treatment protocols in class III patients with maxillary skeletal deficiency

    NIGAR MAMMADOVA

    Diş Hekimliği Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Diş Hekimliğiİzmir Katip Çelebi Üniversitesi

    Ortodonti Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BURÇİN AKAN

  4. Maksiller retrognati kaynaklı sınıf III maloklüzyonun alt-ramec ekspansiyon protokolüyle tedavisi

    Treatment of class III malocclusion that presenting maxillary retrognathia with the alt-ramec expansion protocol

    DERYA ÇALPAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Diş HekimliğiAnkara Üniversitesi

    Ortodonti Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HATİCE GÖKALP