Geri Dön

Başlangıç arayüz çürüklerinin saptanmasında kullanılan farklı optik yöntemlerin klinik olarak değerlendirilmesi

Clinical evaluation of different optical methods for the detection of initialapproximal caries lesions

  1. Tez No: 573099
  2. Yazar: MUSTAFA KAYACAN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. RABİA BANU ERMİŞ
  4. Tez Türü: Diş Hekimliği Uzmanlık
  5. Konular: Diş Hekimliği, Dentistry
  6. Anahtar Kelimeler: Aproksimal çürük, ısırtma radyografisi, diş çürüğü, mine çürüğü, ICDAS II, in vivo, lazer floresans, yakın kızılötesi transillüminasyon, güvenilirlik, geçerlilik, Approximal caries, bitewing radiography, dental caries, enamel caries, ICDAS II, in vivo, laser fluorescence, near infrared transillumination, reliability, validity
  7. Yıl: 2019
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Süleyman Demirel Üniversitesi
  10. Enstitü: Diş Hekimliği Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Restoratif Diş Tedavisi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 124

Özet

Amaç: Bu çalışmanın amacı posterior daimi dişlerde başlangıç arayüz çürüklerinin saptanmasında altın standart olarak belirlenen radyografik muayene yöntemine göre, Uluslararası Çürük Tespit ve Değerlendirme Sistemi (ICDAS II), lazer floresans ve yakın kızılötesi transillüminasyon muayene yöntemlerinin etkinliğinin klinik olarak değerlendirilmesidir. Çalışmanın diğer bir amacı da tüm bu muayene yöntemlerinden elde edilen sonuçlara göre, gözlemci içi ve gözlemciler arası güvenilirliğin değerlendirilmesidir. Gereç ve yöntem: Çalışma protokolünün Sağlık Bakanlığı tarafından onaylanmasının ardından; her birinde 4 adet olmak üzere 32 gönüllüye ait kavitasyon ve restorasyon bulunmayan 128 adet aproksimal diş yüzeyi, birbirinden bağımsız iki gözlemci tarafından muayene edildi. Muayeneler sırasıyla; Uluslararası Çürük Saptama ve Değerlendirme Sistemi (ICDAS II), lazer floresans cihazı (Diagonodent Pen, KaVo, Biberach, Almanya), yakın kızılötesi transillüminasyon cihazı (Diagnocam, KaVo, Biberach, Almanya) ve dijital ısırtma radyografisi (My Ray, Cefla Dental Group, İtalya) ile gerçekleştirildi. Birinci muayenesi yapılan gönüllüler arasından rastgele belirlenen 11 gönüllüye (%34.38) ait 44 adet aproksimal diş yüzeyi, bir hafta sonra her iki gözlemci tarafından ikinci defa aynı yöntemler kullanılarak muayene edildi. Altın standart olarak kabul edilen radyografik muayene yöntemine göre ICDAS II, lazer floresans ve yakın kızılötesi transillüminasyon muayene yöntemlerinin çürük tespitindeki etkinliği tanı testi tabloları kullanılarak değerlendirildi. Gözlemci içi ve gözlemciler arası güvenilirliğin saptanması amacıyla Cohen'in Kappa İstatistiği ile analiz yapıldı. Bulgular: Aproksimal çürük lezyonlarının saptanmasında altın standart olarak kabul edilen dijital ısırtma radyografisine göre; görsel, lazer floresans ve yakın kızılötesi transillüminasyon muayene yöntemlerinin etkinliğini değerlendirmek için oluşturulan birinci muayenelere ait frekans ve yüzdelerin yer aldığı çapraz tabloda her iki gözlemciye ait sonuçların benzer olduğu görüldü. Buna göre her iki gözlemci tarafından radyografik muayenede sağlıklı olarak skorlanan 68 diş yüzeyinden yaklaşık %70'inin yakın kızılötesi transillüminasyon muayene yöntemi ile de sağlıklı olarak skorlandığı görüldü. Radyografik muayenede I. gözlemci tarafından mine çürüğü olarak kodlanan 40 aproksimal yüzeyden %75'inin görsel muayene ile de mine çürüğü olarak kodlandığı dikkat çekti. Radyografik muayenede dentin çürüğü olarak skorlanan dişlerin ise yaklaşık %70'ine lazer floresans muayene yöntemi ile de dentin çürüğü tanısı konuldu. Her iki gözlemci için mine çürüğü eşiğinde en yüksek duyarlılık (0.87-0.87), seçicilik (0.71-0.72) ve doğruluk (0.71- 0.72) değerleri sırasıyla görsel, yakın kızılötesi transillüminasyon ve lazer floresans muayene yöntemlerinde elde edildi. Dentin çürüğü eşiğinde en yüksek duyarlılık (0.70-0.75) lazer floresans muayene yönteminde elde edilirken, seçicilik (0.98-0.97) ve doğruluk (0.88-0.88) ise görsel muayene yönteminde elde edildi. Bu çalışmada kullanılan bütün muayene yöntemlerine ait gözlemci içi güvenilirlik değerlendirmesine göre kappa değerleri 0.68 ile 0.86 aralığında bulundu. Buna göre 91 gözlemci içi güvenilirlik 'oldukça iyi' ve 'mükemmel' olarak yorumlandı. Gözlemciler arası güvenilirlik değerlendirmesine göre kappa değerleri ise 0.82 ile 0.93 aralığında elde edildi. Bu sonuca göre gözlemciler arası güvenilirlik 'mükemmel' olarak yorumlandı. Sonuç: Görsel muayene yöntemi ile mine çürüğü eşiğinde her iki gözlemci tarafından elde edilen duyarlılık değerlerinin diğer muayene yöntemlerinin mine ve dentin çürüğü eşiğindeki duyarlılık değerlerinden daha yüksek bulunmasından dolayı; ICDAS II muayene yönteminin mine çürüğü eşiğindeki çürük lezyonlarının saptanmasında daha doğru sonuç veren yöntem olduğu söylenebilir. Lazer floresans muayene yöntemi ile her iki gözlemci tarafından elde edilen duyarlılık, seçicilik ve doğruluk değerlerinin mine ve dentin çürüğü eşiğinde birbirine yakın olmasından dolayı hem mine hem de dentin çürüğü eşiğinde çürük ve sağlıklı dokuyu benzer oranda doğru olarak teşhis edebilme özelliğine sahip olduğu söylenebilir. Yakın kızılötesi transillüminasyon muayene yöntemi ile dentin çürüğü eşiğinde her iki gözlemci tarafından elde edilen seçicilik değerlerinin, görsel muayene sonuçlarına yakın fakat lazer floresans muayene yöntemi sonuçlarından daha yüksek bulunmasından dolayı; yakın kızılötesi muayene yönteminin, dentin çürüğü eşiğindeki sağlıklı ara yüzeyleri doğru olarak teşhis edebilme özelliğine sahip olduğu söylenebilir. Bununla birlikte hem mine hem de dentin çürüğü eşiğinde elde edilen duyarlılık, seçicilik ve doğruluk değerleri yüksek bulunamadığı için; görsel, lazer floresans ve yakın kızılötesi transillüminasyon muayene yöntemlerinin başlangıç arayüz çürüklerinin saptanmasında tek başına geçerli bir yöntem olmadığı söylenebilir. Cohen'in kappa analizine göre gözlemci içi ve gözlemciler arası güvenilirlik 'oldukça iyi' ve 'mükemmel' olarak yorumlandı. Bu çalışmanın yapıldığı koşullar göz önüne alındığında görsel, lazer floresans, yakın kızılötesi transillüminasyon ve radyografik muayene yöntemlerinin başlangıç aproksimal çürüklerin değerlendirilmesinde güvenilir yöntemler olduğu söylenebilir.

Özet (Çeviri)

Objective: The aim of this study was to evaluate the effectiveness of the International Caries Detection and Assessment System (ICDAS II), laser fluorescence and near-infrared transillumination examination methods according to the radiographic examination method determined as the gold standard for the detection of initial approximal caries in posterior permanent teeth. Another aim of the study is to evaluate the inter-intraobserver reliability according to the results obtained from all these examination methods. Methods: Following the approval of the study protocol by the Ministry of Health; a total of 128 approximal tooth surfaces without cavitation and restoration of 32 volunteers, of which 4 were in each, were examined by two independent observers. The examinations were performed respectively via International Caries Detection and Assessment System (ICDAS II), laser fluorescence device (Diagonodent Pen, KaVo, Biberach, Germany), near-infrared transillumination device (Diagnocam, KaVo, Biberach, Germany) and digital bitewing radiography (My Ray, Cefla Dental Group, Italy). Among the first examinations, 44 approximal tooth surfaces belonging to 11 volunteers (34.38%) randomly determined were examined by the same observers for the second time after one week. ICDAS II, laser fluorescence and near-infrared transillumination examination methods were evaluated by using diagnostic test tables according to radiographic examination method which is accepted as gold standard. An analysis was performed with Cohen's Kappa statistic to determine inter-intraobserver reliability. Results: According to digital bitewing radiography which is accepted as the gold standard for the detection of approximal carious lesions; the results of both observers were similar in the cross-table of frequencies and percentages of the first examinations to evaluate the efficacy of visual, laser fluorescence and near-infrared transillumination examination methods. According to this, approximately 70% of the 68 tooth surfaces that were scored as healthy in radiographic examination by both observers were scored as healthy with the near infrared transillumination examination method. At the radiographic examination, it was noted that 40% of 40 approximal surfaces coded as enamel caries by the 1st observer were coded as enamel caries by visual examination. In the radiographic examination, approximately 70% of the teeth that were scored as dentine caries were also diagnosed with dentine caries by laser fluorescence examination. For the enemal caries threshold value, the highest sensitivity (0.87-0.87), specificity (0.71-0.72) and accuracy (0.71-0.72) for both observers were obtained in visual, near-infrared transillumination and laser fluorescence examination methods, respectively. For the dentine caries threshold value; the highest sensitivity (0.70-0.75) was obtained by laser fluorescence examination method, while the selectivity (0.98-0.97) and accuracy (0.88-0.88) were obtained by visual examination method. According to the observer reliability evaluation of all examination methods used in this study, the kappa values were in the range of 0.68 to 0.86. Accordingly, intra-observer reliability is interpreted as 93 'substantial' and 'almost perfect'. According to the inter-observer reliability evaluation, kappa values were obtained between 0.82 and 0.93. According to this result, inter-observer reliability was interpreted as 'almost perfect'. Conclusion: Because to digital bitewing radiography which is accepted as the gold standard for the detection of approximal carious lesions; the results of both observers were similar in the cross-table of frequencies and percentages of the first examinations to evaluate the efficacy of visual, laser fluorescence and near-infrared transillumination examination methods. According to this, approximately 70% of the 68 tooth surfaces that were scored as healthy in radiographic examination by both observers were scored as healthy with the near infrared transillumination examination method. At the radiographic examination, it was noted that 40% of 40 approximal surfaces coded as enamel caries by the 1st observer were coded as enamel caries by visual examination. In the radiographic examination, approximately 70% of the teeth that were scored as dentine caries were also diagnosed with dentine caries by laser fluorescence examination. For the enemal caries threshold value, the highest sensitivity (0.87-0.87), specificity (0.71-0.72) and accuracy (0.71-0.72) for both observers were obtained in visual, near-infrared transillumination and laser fluorescence examination methods, respectively. For the dentine caries threshold value; the highest sensitivity (0.70-0.75) was obtained by laser fluorescence examination method, while the selectivity (0.98-0.97) and accuracy (0.88-0.88) were obtained by visual examination method. According to the observer reliability evaluation of all examination methods used in this study, the kappa values were in the range of 0.68 to 0.86. Accordingly, intra-observer reliability is interpreted as 'substantial' and 'almost perfect'. According to the inter-observer reliability evaluation, kappa values were obtained between 0.82 and 0.93. According to this result, inter-observer reliability was interpreted as 'almost perfect'.

Benzer Tezler

  1. Arayüz başlangıç çürük lezyonlarının 'non invazif' yöntemlerle tedavisinin in vivo olarak incelenmesi

    Investigation of non-invasive techniques on treatment of early approximal carious lessions: An in vivo study.

    OKTAY YAZICIOĞLU

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    Diş Hekimliğiİstanbul Üniversitesi

    Diş Hastalıkları ve Tedavisi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HAŞMET ULUKAPI

  2. Kavitesiz okluzal çürüklerin teşhisinde diagnodent, radiovisiografi, klasik radyografi ve görsel muayene yöntemlerinin karşılaştırılması

    Comparison of diagnodent, radiovisiography, convantional radiography and clinical examination methods in diagnosis of noncovitated occlusal caries

    NİLGÜN AKGÜL

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2005

    Diş HekimliğiAtatürk Üniversitesi

    Diş Hastalıkları ve Tedavisi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NİLGÜN SEVEN

  3. Süt dişi arayüz çürüklerinde farklı çürük teşhis metodlarının karşılaştırlması

    Comparising of different types caries detection methods on interproximal caries of decidious teeth

    DEFNE YALÇIN YELER

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    Diş HekimliğiCumhuriyet Üniversitesi

    Diş Hastalıkları ve Tedavisi Ana Bilim Dalı

    Y.DOÇ.DR. FERİDUN HÜRMÜZLÜ

  4. Posterior arayüzlere, restorasyon sonrası uygulanan değişik vernik preparatlarının, plak s.mutans ve laktobasil düzeyleri ve yan diş çürük lezyonu üzerine etkisinin değerlendirilmesi

    After Restoration to Posterior Interface The Effects of Variable Varnish Preparations on Plaque S.Mutans and Laktobacil Levels and Evaluatıon of Effect On Side Tooth Caries Lesion

    TUBA KAYA

    Diş Hekimliği Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Diş HekimliğiKırıkkale Üniversitesi

    Restoratif Diş Tedavisi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÇORUH TÜRKSEL DÜLGERGİL

  5. Sinyal işleme yöntemleri tabanlı keman ses analizi için bir kullanıcı arayüz gerçekleştirilmesi

    A user interface implementation of signal processing methods based violin sound analysis

    TAMER ŞEVKİ ACUNER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Elektrik ve Elektronik MühendisliğiAbant İzzet Baysal Üniversitesi

    Elektrik-Elektronik Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. KEMAL AVCİ