Geri Dön

Relations of electrogastrography results with gastrointestınal system symptoms in hypermobile people

Hipermobil kişilerde elektrogastrografi sonuçlarının gastrointestinal sistem semptomları ile ilişkisi

  1. Tez No: 580882
  2. Yazar: TALAR CİLACI
  3. Danışmanlar: PROF. DR. AYDIN AKAN
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Biyomühendislik, Elektrik ve Elektronik Mühendisliği, Gastroenteroloji, Bioengineering, Electrical and Electronics Engineering, Gastroenterology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2019
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Biyomedikal Mühendisliği Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 88

Özet

Eklem hipermobilitesi (EH) veya daha yaygın bilinen adıyla hipermobilite, sağlıklı insanlarda bağ dokusunda normal sınırların ötesinde aşırı eklem hareket aralığı ile karakterize sık rastlanan bir durumdur. Genel popülasyonda EH prevalansı %10 ila %40 arasında değişmektedir. EH, dansçılar veya sporcular için bir avantaj olabilir ve mutlaka semptomtik olmak zorunda değildir ancak aynı zamanda farklı bir kalıtsal bağ dokusu hastalığının (KBDH) öncüsü olabilir veya hali hazırda eşzamanlı olarak bulunabilir. KBDH'nin diğer formları kas-iskelet sistemi semptomları veya gastro-özofageal reflü hastalığı (GERH), karın veya diyafram fıtıkları, iç organ sarkmaları, dispepsi, tekrarlayan karın ağrısı, bağırsak hareketliliğinde bozulma ve kabızlık gibi gastrointestinal sistem (GİS) semptomları oluşturabilir. Bu semptomlar azalmış yaşam kalitesi (YK) ile sonuçlanabilir. KBDH'de GİS semptomlarının altında yatan mekanizma hala tam olarak açıklanamamıştır. Elektrogastrografi (EGG), sindirim kaslarının aktivitesini ölçmek için kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntem, karın üzerine yerleştirilen yüzeyel elektrotlarla kaslardaki elektriksel aktiviteyi ölçen, girişimsel olmayan bir yöntemdir. Bu nedenle araştırmacılar ve klinisyenler tarafından kullanılmıştır. EGG sonuçlarını analiz ederek ve yorumlayarak, sistemdeki anormal ritimler tespit edilebilir. Bu çalışma, 18-40 yaşları arasında 30 EH tanısı konmuş (Beighton skoru ≥ 6/9) ve 30 asemptomatik sağlıklı kontrol olmak üzere toplam 60 kişide gerçekleştirildi. Midenin elektriksel aktivitesi, EGG ile toplam 90 dakika boyunca (yemek öncesi 30 dakika, yemek sonrası 60 dakika) kaydedildi. Demografik özellikler ve GİS semptomları demografik bilgi formu ile toplandı. GÖRH olasılığını ve kişiler üzerindeki etkilerini belirlemek için Gastroözofageal Reflü Hastalığı Sorgulama Formu (GÖRHS) kullanıldı. Genel sağlık durumu ve yaşam kalitesi Kısa Form-36 Sağlık Anketi (KF-36) ile değerlendirildi. Midenin elektriksel aktivitesini değerlendirmek için Hızlı Fourier Dönüşümü sinyal analizi yöntemine dayanan Kayan İzge Analizi yöntemi kullanıldı. Baskın frekans (DF) ve instabilite katsayısı (İK) özellikleri çıkarıldı. EH ve kontrol grupları arasında GÖRHS toplam puanları açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadı (p=0,13). EH grubunda GÖRHS etki skoru kontrol grubundan yüksekti ancak istatistiksel olarak anlamlı değildi (p=0,07). Kontrol grubu genel sağlık (p=0,05) ve duygusal rol (p=0,05) alt gruplarında EH grubundan daha puan almıştı. EH grubunun puanları ruh sağlığı, fiziksel rol, fiziksel işlev, sosyal işlev, ağrı ve canlılık/enerji alanlarında düşük olmasına rağmen istatistiksel olarak anlamlı bir fark gözlenmedi (p=0,23; p=0,22; p=0,08; p=0,06; p=0,06; p=0,06). Yemek öncesi EH grubunun normogastri oranı (n=11 (%36,67)) kontrol grubundan düşüktü (n=25 (%83,33)). EH grubundaki bradigastri oranı (n=19 (%63,33)), kontrol grubundan (n=5 (%16,67)) yüksekti. Yemek öncesi ortalama BF özellikleri karşılaştırıldığında, EH grubu anlamlı derecede düşüktü (p=0,04). Yemek sonrası analizde EH grubunun normogastri oranı (n=10 (%33,33)) kontrol grubundan düşüktü (n=26 (%86,67)). EH grubundaki bradigastri oranı (n=20 (%66.66)) kontrol grubundan (n=4 (%13.33)) yüksekti. Ne EH ne de kontrol grubu, yemek öncesi ve sonrası dönemlerde taşigastrik bireylere sahip değildi. Yemek sonrası ortalama BF özellikleri karşılaştırıldığında, EH grubu anlamlı derecede düşüktü (p=0,04). İki grubun yemek öncesi (p=0,77) ve yemek sonrası (p=0,49) İK özelliğinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadı. EH grubunun yemek sonrası BF özelliği, yemek öncesi dönemden daha düşük bulundu (p=0,78). Kontrol grubunun yemek sonrası BF özelliği, yemek öncesi dönemden daha yüksek bulundu (p=0,05). Yemek öncesi ve sonrası dönemde, EH ve kontrol grubu arasında EGG parametrelerinden BF ve İK ile toplam GİS semptom sayısı, GÖRHS toplam skor, GÖRHS etki skoru, KF-36 ağrı, fiziksel fonksiyon, fiziksel rol, genel sağlık, sosyal fonksiyon, duygusal rol, canlılık/enerji ve ruh sağlığı alt grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunamadı. Sonuç olarak, toplam GİS semptom sayısı, GÖRHS toplam skoru, GÖRHS etki skoru, YK alt grupları ile BF ve İK gibi EGG parametreleri arasında bir ilişki bulunamamasına rağmen, EH grubunun EGG sonuçlarında anormallikler tespit edildi. Literatürü genişletmek için bu alanda daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.

Özet (Çeviri)

Joint hypermobility (JH) or more commonly known as hypermobility is a common condition in ligamentous structures in healthy people characterized by excessive joint movement. The overall prevalence of JH on the general population varies from 10% to 40 %. JH may be an advantage for dancers or athletes and is not necessarily symptomatic but may also be a precursor of different heritable disorder of connective tissue (HDCT) or it could already concurrent with it. Other forms of HDCT present musculoskeletal system symptoms or gastrointestinal system (GIS) symptoms like gastro-esophageal reflux disease, abdominal or diaphragmatic hernias, internal organ prolapsus, dyspepsia, recurrent abdominal pain, intestinal dismotility, diarrhea, and constipation. These symptoms may result in diminished quality of life (QoL). The mechanism lying under GIS symptoms in HDCT is not still fully clarified. Electrogastrography (EGG) is a method for measuring the activity of digestive muscles. This method is a non-invasive method that measures electrical activity in the muscles with surface electrodes placed in the abdomen. Therefore, they have been used by clinicians as well as researchers. By analyzing and interpreting EGG results, abnormal rhythms in the system can be detected. This study was conducted on 60 subjects, 30 JH diagnosed subjects (Beighton score ≥ 6/9) between 18-40 years old, and 30 asymptomatic healthy controls. The electrical activity of the stomach was recorded for a total of 90 minutes (30 minutes preprandially, 60 minutes postprandially) with EGG. Demographic characteristics and GIS symptoms were collected with a case demographic information form. Gastroesophageal Reflux Disease Questionnaire (GerdQ) was used to determine the GERD probability and its effects on subjects. Overall health status and QoL was assessed with Short Form-36 Health Questionnaire (SF-36). Running Spectra Analysis method based on Fast Fourier Transform signal analysis method was used to evaluate the electrical activity of the stomach. Dominant frequency (DF) and instability coefficient (IC) features were extracted. No statistically significant difference was found (p=0.13) between JH and control groups in terms of GerdQ total scores. In JH group, the GerdQ impact score was higher than the control, but not statistically significant (p=0.07). The control group had better scores than the JH group in the general health (p=0.05) and emotional role (p=0.05) subgroups. Although the scores of the JH group were lower in mental health, physical role, physical function, social function, pain and vitality/energy areas; no statistically significant difference was observed (p=0.23, p=0.22, p=0.08, p=0.06, p=0.06, p=0.06). In preprandial analysis, normogastria ratio of JH group (n=11 (36.67%)) was lower than the control group (n=25 (83.33%)). Bradigastria ratio in the JH group (n=19 (63.33%)) was higher than in the control group (n=5 (16.67%)). When the preprandial mean DF features were compared, JH group was significantly lower (p=0.04). In postprandial analysis, normogastria ratio of JH group (n=10 (33.33%)) was lower than the control group (n=26 (86.67%)). Bradigastria ratio in the JH group (n=20 (66.66%)) was higher than in the control group (n=4 (13.33%)). Neither the JH nor the control group had tachygastric subjects in the preprandial and postprandial periods. When the postprandial mean DF features were compared, JH group was significantly lower (p=0.04). No statistically significant difference was found in the IC feature of the two groups preprandially (p=0.77) or postprandially (p=0.49). Postprandial DF feature of the JH group was found to be lower than preprandial period (p=0.78). Postprandial DF feature of the control group was found to be higher than preprandial period (p=0.05). There was no statistically meaningful correlation between DF and IC of the EGG parameters and total number of GIS symptoms, GerdQ total, GerdQ impact, SF-36 pain, physical function, physical role, general health, social function, emotional role, vitality/energy and mental health subgroups at both preprandial and postprandial period in JH and control group. As a result, although there was no relationship between total GIS symptoms, GerdQ total score, GerdQ impact score, subgroups of QoL and EGG parameters such as DF and IC, abnormalities were found in the EGG results of the JH group. Further studies are needed in this field to expand the literature.

Benzer Tezler

  1. Tip 1 diabetes mellituslu çocuklarda gastroparezi, glisemik kontrol ve helicobacter pylori enfeksiyonu ilişkisi

    Relationship between gastroparesis, glisemic control and helicobacter pylori infection in children with type 1 diabetes mellitus

    HARUN YILMAZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2006

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıErciyes Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ.DR. DURAN ARSLAN

  2. İlköğretim okullarının çevre ile ilişkileri

    Relations of primary education schools with the environment

    OSMAN TİTREK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    Eğitim ve ÖğretimAnkara Üniversitesi

    Eğitim Yönetimi ve Planlaması Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALİ BALCI

  3. Fen bilgisi öğretmen ve öğrenci özelliklerinin öğrenci fen başarısı ile ilişkisi: TIMSS 2011 verilerine göre bir durum analizi

    Relations of characteristics of science teachers and students with the student achievement in science: A case analysis according to TIMSS 2011 data

    İLKAY ABAZAOĞLU

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Eğitim ve ÖğretimGazi Üniversitesi

    İlköğretim Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET FATİH TAŞAR

  4. Doğu Karadeniz Bölgesinde görülen spontan pnömotoraks olgularının meteorolojik değişiklikler ile olan ilişkileri

    Relations of spontaneous pneumothorax cases in eastern Black Sea Region with the meteorological changes

    MUSTAFA ESAT YAMAÇ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiKaradeniz Teknik Üniversitesi

    Göğüs Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. CELAL TEKİNBAŞ

  5. 1960-1970 yılları arası Türkiye-SSCB ilişkileri

    Relations of Turkey and Russia between years of 1960-1970

    EMİN MEHMET SARI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Uluslararası İlişkilerUfuk Üniversitesi

    Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. CEM KARADELİ