Çukurova Üniversite Aile Hekimliği Polikliniklerine başvuranlarda depresif bozukluk taraması ve ilişkili faktörler
Depressive disorder screening and related factors in Çukurova University Family Medicine Outpatient Clinics
- Tez No: 604013
- Danışmanlar: DOÇ. DR. HATİCE KURDAK
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Aile Hekimliği, Family Medicine
- Anahtar Kelimeler: Depresif bozukluk, Patient Health Questionnaire-9, öğrenci, inanç, tutum, Depressive disorder, Patient Health Questionnaire-9, student, belief, attitude
- Yıl: 2019
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Çukurova Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 80
Özet
Amaç: Depresif bozukluk, birinci basamakta sıkça rastlanan önemli bir sorundur. Çalışmamızda Üniversitemizdeki Aile Hekimliği Polikliniklerine başvuranlarda depresif bozukluk sıklığı, ruh-sağlığı gereksinimleri için başvuru tercihleri ve ruhsal hastalıklara yönelik inanç ve tutumları belirlemek amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Çukurova Üniversitesi Aile Hekimliği Polikliniğine 01.02.2019-15.03.2019 tarihleri arasında başvuranlardan basit rastgele örneklem yöntemiyle belirlenen ve çalışmaya katılmayı kabul edenlere sosyodemografik bilgi formu, Hasta Sağlık Anketi-2 ve 9 ve Ruhsal Hastalıklara Yönelik İnanç Ölçeği uygulandı. Depresif belirtisi olanlarla DSM-5 Yapılandırılmış Klinik Görüşme envanteri doğrultusunda görüşüldü. Bulgular: Katılımcıların (n=302) % 69,9'u (n=211) kadın olup % 83,1'i (n=251) öğrenciydi. PHQ-2'yle % 17,2 (n=52) ve PHQ-9'la % 15,2 (n=46) katılımcıda depresif bozukluk düşünüldü. Öğrencilerin PHQ-9 puan ortalamaları personelden daha yüksekti (9,88±5,1, 7,8±4,4, p=0,007). Yapılandırılmış klinik görüşme yapılanların (n=62) %32,6'sında (n=20) majör, % 11,3'ünde (n=7) tanımlanmamış depresif bozukluk belirlendi. Örneklemimizin % 6,6'sında majör olmak üzere toplam % 8,9'una depresif bozukluk tanısı konuldu ve tanı alanların tümü öğrenciydi. PHQ-9 puanları 20-24 yaş grubunda, bekarlarda, hekim başvuru sıklığı yılda ≥5 olanlarda ve eğitim düzeyi düşük olanlarda daha yüksekti (sırasıyla, p=0,003, p=0,001, p=0,005, p=0,017). Ruh sağlığı gereksinimleri için profesyonel olmayanlara başvuru oranları 18-19 yaş grubunda, bekarlarda, eğitim düzeyi üniversite ve öncesi düzeyde olanlarda daha yüksekti (sırasıyla, % 54,5, p=0,001, % 96,4, p=0,038, % 20,1, p=0,052). Ruhsal Hastalıklara Yönelik İnanç Ölçeğine göre; üniversite birinci sınıf öğrencilerinin diğer sınıflara göre tehlikelilik tutumunun, üniversite personelinin ise çaresizlik tutumunun daha olumsuz olduğu (p=0,001, p=0,043) saptandı. Sonuç: Üniversitemiz Aile Hekimliği Polikliniklerine başvuranlarda depresif bozukluk sıklığı ülke genelindeki rakamlara benzer bulundu. Tanı alanların tamamının öğrenci olması, ruh sağlığı gereksinimleri için profesyonel olmayanlardan yardım alma arayışı eğiliminin yüksek olması, ruhsal hastalıklara yönelik inançlar anlamında öğrencilerde tehlikelilik ve personelde ise çaresizlik tutumunun ön plana çıkması dikkat çekiciydi. Özellikle üniversitemiz öğrencileri için depresif bozukluk açısından koruyucu ve tedavi edici hizmetlerin etkinliğinin arttırılmasına gereksinim vardır. Bu bağlamda üniversite öğrencilerine ve çalışanlarına yönelik ruh sağlığı açısından doğru bilgilendirme yapılması için eğitimler de planlanabilir.
Özet (Çeviri)
Introduction: Depressive disorder is an important health problem that was frequently encountered in primary care. In this study, it was aimed to determine the frequency of depressive disorder, preferences on access to mental health services, beliefs and attitudes towards mental illnesses in the Family Medicine Outpatient Clinics in our university. Material and Method: Sociodemographic information form, Patient Health Questionnaire-2 and 9 and Belief Scale for Mental Illness were applied to the patients by simple random sampling who were admitted to Çukurova University Family Medicine Outpatient Clinics between 01.02.2019-15.03.2019 and agreed to participate in the study. Patients with depressive symptoms were interviewed according to DSM-5 Structured Clinical Interview inventory. Results: In our study, 69.9 % (n=211) of the participants (n=302) were women and 83.1 % (n=251) were students. According to the results of the PHQ-2 and PHQ-9 test, depressive disorder was considered in 17.2 % (n=52) and 15.2 % (n=46) of the participants, respectively. PHQ-9 scores of the students were higher than the staff (9.88±5.1, 7.8±4.4, p=0.007). Among the structured clinical interviews (n=62), 32.6 % (n=20) had diagnosed as major and 11.3 % (n=7) as undefined depressive disorder. In our sample, the percentage of the depressive disorder was 8.9%, major depressive disorder was 6.6 %, and all of them were students. PHQ-9 scores were higher in the 20-24-age group, singles, and those with a frequency of physician admission ≥5 per year and had a lower education level (respectively, p=0.003, p=0.001, p=0.005, p=0.017). The application preferences to unprofessional for mental health necessities were higher in the 18-19 age group, singles, and participants with lower education (respectively, 54.5 %, p=0.001, 96.4 %, p=0.038, 20.1 %, p=0.052). According to the Belief Scale for Mental Illness first-year students of the university had a more negative dangerous attitude than the other classes and the helplessness attitude of the university staff was more negative than the other participants (p=0.001, p=0.043). Conclusion: The prevalence of depressive disorder among the applicants of Family Medicine Outpatient Clinics of our University was found to be similar to that in the whole country. It was noteworthy that all of the diagnosed ones were students and the tendency to seeking unprofessional help for mental health needs was frequent. Besides, in terms of beliefs about mental illnesses, especially the dangerousness attitude of the students and the helplessness attitude of the staff came to the fore. There is a need to increase the effectiveness of preventive and therapeutic services in terms of depressive disorder, especially for university students. In this context, education programs can also be planned for students and staffs to provide accurate information about mental health.
Benzer Tezler
- Çukurova Üniversitesi aile hekimliği polikliniklerine başvuran üniversite öğrencilerinin riskli davranışları ve yaşam doyumları ile ilişkisi
Risky behaviors of university students applying to family medicine outpatient clinic of Çukurova University and their relationship with life satisfaction
ZELİHA BİLGE ÇİNÇİK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
Aile HekimliğiÇukurova ÜniversitesiAile Hekimliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SEVGİ ÖZCAN
- Çukurova Üniversitesi aile hekimliği polikliniklerine başvuran öğrencilerin cinsel sağlık ile ilişkili tutumları
Sexual health-related attitudes of the students who applied to Cukurova University Family Medicine polyclinics
SEDEF ELVAN TAŞKIN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
Aile HekimliğiÇukurova ÜniversitesiAile Hekimliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SEVGİ ÖZCAN
- Perinatal dönemde paternal depresyon ve evlilik uyumu ilişkisi
Relationship between paternal depression and marital harmony in perinatal period
MEHMET NEDİM TIRAŞ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2018
Aile HekimliğiÇukurova ÜniversitesiAile Hekimliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ERSİN AKPINAR
- KOAH hastalarında depresyon, anksiyete ve hastalık düzeylerinin günlük yaşam aktivitesi ile ilişkisi
Relationship between daily life activity, depression, anxiety and disease levels in copd patients
ASUMAN DOLĞUN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
Aile HekimliğiÇukurova ÜniversitesiAile Hekimliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ERSİN AKPINAR
DOÇ. DR. SEDAT KULECİ
- İnfertil çiftlerde aile işlevlerinin değerlendirilmesi
The assessment of family functioning in infertile couples
FÜSUN DEMİRÖZ GÜNDOĞAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2004
Aile HekimliğiÇukurova ÜniversitesiAile Hekimliği Ana Bilim Dalı
Y.DOÇ.DR. GÜNEY ÖZER ERGÜN