Geri Dön

Ağızdan tedavi alan tip 2 diyabetes mellitus tanılı hastaların medikal tedaviye bağlılık düzeyleri ve tamamlayıcı alternatif tıp kullanım durumlarının değerlendirilmesi

Characterisation of medical treatment adherence levels and complementary alternative medicine use in adults with type 2 diabetes mellitus

  1. Tez No: 611044
  2. Yazar: CEMAL UYAN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. TUNCAY MÜGE ALVUR
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Aile Hekimliği, Family Medicine
  6. Anahtar Kelimeler: Tamamlayıcı Alternatif Tıp, Diabetes Mellitus, Tedaviye Bağlılık, Hasta-Hekim İletişimi, Türkçe Modifiye Morisky Ölçeği, Complementary Alternative Medicine, Diabetes Mellitus, Treatment adherence, Patient physician communication, Turkish Modified Morisky Scale
  7. Yıl: 2019
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Kocaeli Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 87

Özet

Amaç: Çalışmamızda ağızdan tedavi alan tip 2 diyabet hastalarında medikal tedaviye bağlılık düzeylerini ve bağlılığı etkileyen faktörleri değerlendirmek, tamamlayıcı ve alternatif tedavi (TAT) kullanma sıklıklarını, kullanma nedenlerini, kullanılan yöntemleri, kullandıkları yöntemler ile ilgili bilgi kaynaklarını ve sağlık çalışanına bilgi verme durumlarını öğrenmek, bu hastalarda TAT kullanımının medikal tedaviye bağlılık düzeylerine olası etkisini saptamak amaçlanmıştır. Yöntem: Çalışmaya Kocaeli Üniversitesi Aile Hekimliği ve Diyabet Poliklinikleri'ne 1 Aralık 2018- 1 Şubat 2019 tarihleri arasında başvuran, en az 1 yıldır diyabet tanısı olan ve yalnızca oral tedavi alan 50 erkek, 50 kadın toplam 100 hasta alındı. Katılımcılara sosyodemografik veriler ve tedavi bağlılığını etkileyebilecek faktörleri içeren, ayrıca TAT kullanım durumlarını sorgulayan anket ve tedaviye bağlılık düzeylerini ölçmek üzere Türkçe Modifiye Morisky Ölçeği yüz yüze görüşme şeklinde uygulanmıştır. Bulgular: Çalışmamızda tedaviye bağlı olanların oranı %71 idi ve tedaviye bağlı olan grupta yaş ortalaması anlamlı olarak daha yüksekti. Anketimizde sorguladığımız güçlü hasta-hekim iletişimi, tedaviden fayda görüldüğü düşüncesi, tedaviden fayda görüleceğine dair inanç, tedaviye bağlılığı olumlu yönde etkileyen faktörler olarak saptandı. TAT kullanımıyla ilgili bulgulara bakıldığında; herhangi bir kronik hastalığı için TAT yöntemlerinden en az birini kullandığını belirten katılımcıların oranı %55 idi. En çok kullanılan yöntem bitkisel yöntemlerdi (%80, n=44). TAT en sık şikayetleri azaltmak (%67, n=37) amaçlı kullanılmış ve TAT kullanan hastaların %85,5'i bu yöntemlerin kullanımı konusunda doktora danışmamıştı. Danışmayan hastaların %89,4'ü (n=42) danışmama nedenini, 'doktorun olumsuz tepkisinden çekinme' olarak belirtti. Hastaların bu yöntemler hakkında en çok arkadaş tavsiyesi (%65) ile bilgi aldıkları, yalnızca %9'unun sağlık çalışanından bilgi aldıkları saptandı. Herhangi bir kronik hastalık için ya da diyabete yönelik TAT kullanımı ile medikal tedaviye bağlılık arasında anlamlı ilişkiye rastlanmadı. Sonuç: Çalışmamızda da görüldüğü gibi güçlü bir hasta-hekim iletişimi ve hastayı tedavinin yararlarına ikna etmek, tedaviye bağlılığı artıracaktır. Hekimler tedaviye bağlılığın değiştirilebilir faktörlerini tanımalı ve gerektiğinde müdahale ederek bağlılığı iyileştirebilmelidir. Ayrıca hasta-hekim iletişimini geliştirmek amaçlı sürekli tıp eğitimleri çerçevesinde, hekimlere iletişim becerileri konusunda eğitimler verilebilir. Diğer yandan hastaların TAT kullanımlarını hekime bildirme oranlarının düşük olması, toksikasyonlar ve ilaç etkileşimleri konusunda dikkatli olunması gerektiğini göstermektedir. Hekimler hastalarının kullandıkları ilaç öyküsü yanında bu yöntemlerin kullanımını da etkin bir şekilde sorgulamalıdır. Hekimlerin TAT yöntemleri hakkında temel bilgiye sahip olmaları ya da en azından bu bilgiye erişebilecekleri kaynakları bilmeleri hastaların doğru yönlendirilmesinde önemli rol oynayacaktır.

Özet (Çeviri)

Aim: The aim of this study was to evaluate the levels of treatment adherence and the factors affecting adherence and to determine the possible effect of complementary and alternative medicine (CAM) use on the treatment adherence in type 2 diabetes patients receiving oral treatment. Besides, it was aimed to learn the frequency of CAM use, the reasons for using it, the CAM methods used, the sources of information and the status of counseling to the health care providers about these methods in participants. Method: A total of 100 patients (50 males and 50 females) who were admitted to Kocaeli University Family Medicine and Diabetes Policlinics between December 1, 2018 and February 1, 2019, who had been diagnosed with diabetes for at least 1 year ago and received oral treatment only were included in the study. The questionnaire was applied face to face to investigate sociodemographic data, factors that may affect adherence to treatment, and CAM use. Turkish Modified Morisky Scale was used to measure the treatment adherence. Results: In our study, the rate of treatment adherence was 71% and the mean age was significantly higher in the group of adhered to their treatment. Strong patient- physician communication, thought of patients that treatment was beneficial and belief that treatment will be beneficial were found to be positive factors affecting treatment adherence. When the findings related to CAM use are examined; 55% of participants stated that they used at least one CAM method for any chronic disease. The most commonly used method was herbal remedies (80%, n=44). The most common purpose of CAM was to reduce complaints (67%, n=37) and 85,5% of CAM users had not consulted their physician about the use of these methods. 89,4% (n = 42) of the patients who did not consult about CAM use stated the reason for not consulting as 'to avoid the doctor's negative reaction'. Most of the patients were informed by friends (65%) about these methods and only 9% of them received information from health care professionals. There was no significant relationship between the use of CAM for any chronic disease or diabetes and adherence to medical treatment. Conclusion: As seen in our study, strong patient physician communication and convincing the patient of the benefits of treatment will increase the treatment adherence. Physicians should recognize the modifiable factors of treatment adherence and be able to intervene in these factors to improve adherence when necessary. In addition, physicians can be trained in communication skills, within the framework of continuous medical education to improve patient physician communication. On the other hand, the low rate of patients notifying CAM use to physicians indicates that caution should be exercised about toxicities and drug interactions. Physicians should inquire effectively about the use of CAM methods in addition to the drug information used by their patients. Having basic knowledge about these methods or knowing at least the sources from which they can access this knowledge will play an important role in guiding patients correctly.

Benzer Tezler

  1. Term ve terme yakın yenidoğanlarda erken parenteral beslenme yenidoğan sarılığını önleyebilir mi?

    Can early intravenous nutrition prevent neonatal hyperbilirubinemia at term and near-term neonates?

    BALAHAN BORA MAKAY

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıDokuz Eylül Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ.DR. NURAY DUMAN

  2. Sağlık turizmi faaliyetlerine katılan üçüncü yaş turistlere yönelik elektronik ağızdan ağıza iletişimin yeniden ziyaret etme niyetine etkisinde destinasyon imajı ve tutumun aracılık rolü

    The intermediation role of destination image and attitude in the effect of electronic WOM-TO-WOM communication on re-visit intention to third-aged tourists attending health tourism activities

    ZEHRA ÖKMEN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    TurizmSivas Cumhuriyet Üniversitesi

    Sağlık Turizmi İşletmeciliği Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. İLKER ÖZTÜRK

  3. Manyetik alan uygulanan rat fetuslarının sinirlerindeki demyelinizasyon ve dejenerasyonun histolojik ve immünhistokimyasal olarak gözlemlenmesi, omega-3'ün demyelinizasyonu önlemede ki etkisi

    Histological and immunohistochemical observation of demyelination and degeneration in the nerves of rat fetuses to which magnetic field was applied, the effect of omega-3 on preventing demyelination.

    UĞURKAN ERKAYIRAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bakanlığı

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALİ SERTAÇ BATIOĞLU