Böbrek fonksiyon testleri ile serebral küçük damar hastalığı arasındaki ilişki
The relationship between kidney function tests and cerebral small vessel disease
- Tez No: 612163
- Danışmanlar: PROF. DR. CANAN TOGAY IŞIKAY
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Nöroloji, Neurology
- Anahtar Kelimeler: Serebral küçük damar hastalığı, böbrek fonksiyonu, hesaplanmış glomeruler filtrasyon hızı, laküner infakt, genişlemiş perivasküler boşluk, mikrokanama, beyaz cevher hiperintesitesi, Cerebral small vessel disease, Renal function, Estimated glomerular filtration rate, Lacunar infarct, Enlarged perivascular space, Microbleed, White matter hyperintensity
- Yıl: 2019
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ankara Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Nöroloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 90
Özet
Böbrek Fonksiyon Testleri ile Serebral Küçük Damar Hastalığı Arasındaki İlişki Amaç: Kronik böbrek hastalığı (KBH), azalmış hesaplanmış glomeruler filtrasyon hızı (hGFR) ya da artmış glomerüler geçirgenlik göstergesi olan albuminürinin varlığı şeklinde tanımlanır. Kardiyovasküler hastalıklar için, inme dahil, önemli bir risk faktörüdür. Serebral küçük damar hastalığı (KDH) terimi, perforan serebral arterioller, kılcal damarlar ve venüllerdeki patolojilerden kaynaklandığı düşünülen klinik ve görüntüleme bulgularından oluşan bir sendromu ifade eder. Renal ve serebral küçük damarların ortak anatomik ve fizyolojik özelliklere sahip olması nedeniyle iki son organ patolojileri arasında ilişki olması beklenmektedir. Bu çalışmada hastaların kranyal magnetik rezonans (MR) görüntülemelerinde izlenen beyaz cevher hiperintesitesi (BCH) yaygınlığı, serebral mikrokanama (SMK) yükü, genişlemiş perivasküler boşluk (GPVB) derecesi, lakün sayısı olmak üzere dört serebral KDH belirteci ve total serebral KDH yükü ile kısa Modification of Diet in Renal Diseases Study (MDRD) formülü ile hGFR değerleri arasındaki ilişkinin araştırılmasını amaçladık. Materyal ve Metot: Çalışmamızda etik kurul onayı sonrası Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji kliniğinde, Nisan 2017-Nisan 2019 yılları arasında iskemik inme veya geçici iskemik atak (GİA) tanısıyla takip edilmiş olan 356 hastada, kreatinine dayalı olarak hesaplanan hGFR ile serebral KDH'nin dört belirtecinin yaygınlığı/şiddeti ve total serebral KDH yükü arasındaki ilişki retrospektif olarak incelenmiştir. Hastaların hGFR değerleri kısa MDRD formülü ile hesaplandı. Kranyal MR görüntülemelerinin değerlendirilmesi nöroloji doktoru ve bir nöroradyolog tarafından konsensusla yapıldı. Tüm hastalar için lakün sayıları, bazal gangliyon (BG) ve sentrum semiovale (SS) düzeylerindeki GPVB dereceleri, derin subkortikal ve periventriküler Fazekas skorlamaları belirlendi. Susceptibility weighted imaging (SWI) sekansına sahip 141 hastada bunlara ek olarak lobar ve derin SMK sayıları belirlendi ve total serebral KDH yükü hesaplandı. Bulgular: Hastaların %41.9'u (n:149) kadın ve %58.1'i (n:207) erkek olmak üzere toplam 356 hasta dahil edildi. Hastaların yaşları 18 ile 93 yaş arasında 61 değişmekte olup ortalaması 66.54±14.45 idi. Hastaların %76.4'ünde hipertansiyon (HT), %69.4'ünde hiperlipidemi (HL), %48.2'sinde diyabetes mellitus (DM), %24.7'sinde koroner arter hastalığı (KAH), %19.7'sinde geçirilmiş serebrovasküler olay (SVO) ve %16.3'ünde atriyal fibrilasyon (AF) mevcuttu. Hastaların %32.6'sında (n:116) lakün vardı. MRG'de SWI sekansı bulunan ve SMK açısından değerlendirilebilen 141 hastada, SMK bulunan hastaların oranı %39 (n:55) idi. hGFR ile total serebral KDH yükü, periventriküler (PV) Fazekas skoru, derin subkortikal Fazekas skoru, GPVB SS derecesi, toplam lakün sayısı, lobar SMK sayısı, derin SMK sayısı ve toplam SMK sayısı arasında istatistiksel olarak anlamlı korelasyon saptandı. Hastalar hGFR'lerine göre iki gruba ayrıldıklarında hGFR değeri daha düşük olan grupta (< 60 ml/dk/1.73 m2 ) toplam lakün sayısı, lobar SMK, derin SMK, toplam SMK sayısı istatistiksel olarak anlamlı derecede daha fazla bulundu. Yapılan çok değişkenli logistik regresyon analizlerinde ise hGFR diğer değişkenlerden bağımsız olarak, lakün varlığı, derin SMK varlığı ve total serebral KDH yükünün 0'dan büyük olması için bir risk faktörü olarak bulundu. Yaş diğer değişkenlerden bağımsız olarak; PV BCH varlığı, derin subkortikal BCH varlığı skoru, toplam Fazekas skoru >0 olması, GPVB SS varlığı için bir risk faktörüydü. Sonuçlar: Böbrek fonksiyon bozukluğu ile serebral KDH arasınaki ilişki daha önce farklı etnik kökene sahip ve farklı komorbideteye sahip hasta gruplarında gösterilmişti. Ancak çalışmamızın literatürden farkı dört serebral KDH belirtecinin tamamına ve total serebral KDH yüküne, iskemik inme ya da GİA tanısı ile takip edilmekte olan hasta popülasyonunda bakılmıştır. Bulgularımız hGFR ile GPVB BG dışındaki diğer tüm belirteçler arasında negatif korelasyon olduğunu ortaya koydu. Çok değişkenli logistik regresyon analizlerinde ise hGFR, lakün varlığı, derin SMK varlığı ve total serebral KDH yükü için bağımsız bir risk faktörü olarak izlendi. Serebral KDH'nın demans, inme, parkinsonizm gibi özürleyici tablolarla ilişkisi bilinmekte olup çalışmamızda da gösterilen bu serebrorenal etkileşim KBH hastalarında serebral KDH varlığını öngörmeyi ve KBH'nin erken dönemde tedavisi ile hastaların serebral KDH yükünde azalma sağlanabileceğini düşündürmektedir.
Özet (Çeviri)
The relationship between renal function tests and cerebral small vessel disease Objective: Chronic kidney disease (CKD) is defined as decreased estimated glomerular filtration rate (eGFR) or presence of albuminuria which indicates increased glomerular permeability. CKD is an important risk factor for cardiovascular diseases, including stroke. The term cerebral small vessel disease (SVD) refers to a syndrome consisting of clinical and imaging findings believed to be caused by pathologies involving the perforant cerebral arterioles, capillaries, and venules. Since renal and cerebral small vessels have mutual anatomical and physiological characteristics, association between both end organ pathologies is expected. This study aimed to investigate the relationship between four cerebral SVD indicators in cranial magnetic resonance imaging (MRI) including rate of white matter hyperintensity (WMH), burden of cerebral microbleeds (CMB), degree of enlarged perivascular space (EPVS), and number of lacunas and total cerebral SVD burden and eGFR using short Modification of Diet in Renal Diseases Study (MDRD) formula. Material and Methods: After obtaining ethics approval, this study was conducted on 356 patients who were followed up with the diagnosis of ischemic stroke or transient ischemic attack (TIA) at the Ankara University Faculty of Medicine Department of Neurology between April 2017-2019, in which the association between creatinine-based eGFR rate/severity of four indicators of cerebral SVD and total cerebral SVD burden was retrospectively evaluated. The eGFR values of patients was calculated using the MDRD short formula. Assessment of cranial MRIs was made by consensus of a neurologist and neuroradiologist. Number of lacunas, EPVS levels of basal ganglion (BG) and centrum semiovale (CS), and deep subcortical and periventricular Fazekas scores were determined for all patients. Lobar and deep CMBs were additionally identified in 141 patients with available susceptibility weighted imaging (SWI) sequence and total cerebral SVD burden was calculated. Results: A total of 356 patients in which 41.9% were female (n:149) and 58.1% were male (n:207) were included in the study. Mean patient age was 66.54±14.45 years (range: 18-93). In total, 76.4% of the patients had hypertension (HT), 69.4% 63 hyperlipidemia (HL), 48.2% diabetes mellitus (DM), 24.7% coronary artery disease (CAD), 19.7% history of cerebrovascular accident (CVA), and 16.3% atrial fibrillation (AF). Lacunas were found in 32.6% (n:116) of the patients. CMBs were found in 55 (39%) of the 141 patients with available SWI sequence. There was a statistically significant correlation between eGFR and periventricular (PV) Fazekas score, deep subcortical Fazekas score, EPVS SS grade, total number of lacunas, lobar CMBs, and total CMBs. When patients were assigned to two groups according to eGFR values, the group with lower eGFR (0, and EPVS SS presence. Conclusion: Association between impaired renal functions and cerebral SVD has been previously shown in patient groups of varying ethnicities and comorbidities. However, our study is distinctive from the literature in that all four different cerebral SVD indicators and total cerebral SVD burdens were examined in a patient population diagnosed with ischemic stroke or TIA. There was a negative correlation between eGFR and all other parameters except for EPVS BG. Multivariate logistic analyses revealed that eGFR was an independent risk factor for presence of lacunas, deep CMBs, and total cerebral SVD burden. As cerebral SVD is known to be associated with debilitating entities such as dementia, stroke, and Parkinsonism, this cerebrorenal interaction demonstrated by our study may predict the presence of cerebral SVD in CKD patients and suggests that early treatment of CKD may lead to a reduction in cerebral SVD burden.
Benzer Tezler
- Açık kalp cerrahisi geçiren hastalarda kan transfüzyonunun erken dönem solunumsal morbidite ve mortalite üzerine etkisi
Blood transfusion effect of early respiratory morbidity and mortality in patients undergoing open heart surgery
DENİZ ŞANLI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2014
Anestezi ve ReanimasyonEge ÜniversitesiAnesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FATMA ZEKİYE AŞKAR
- Praksi testleri ile kortikal ve subkortikal demansiyel sendromların ayırıcı tanısı
Differential diagnosis of cortical and subcortical demantial syndromes by praxis tests
ZEYNEP SELCAN ŞANLI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
NörolojiÇukurova ÜniversitesiNöroloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. AHMET TURAN EVLİCE
- Çocuk nöroloji polikliniğine senkop ile başvuran hastaların değerlendirilmesi
Evaluation of patients admitted to the pediatric neurology outpatient clinic with syncope
ABDULLAH TAŞDELEN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Eğitimi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ARZU EKİCİ
- Preeklampsi tanısı almış gebelerde normal vaginal yol ile doğum ve sezaryen ile doğum sonrası, farklı doğum şekillerinin kısa (postpartum ilk 72 saatte) ve uzun dönemde (3 yıl içerisinde) böbrek fonksiyonlarına etkilerinin araştırılması
Investigation of the effects of different delivery methods (normal vaginal birth and c-section) in the short (first 72 hours within delivery) and LONG-TERN (within 3 years) on renal functions in pregnant women diagnosed with preeclampsia
MİHRİBAN SEYHAN ÖZLEME
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
UZMAN SIDIKA SİBEL GÜLOVA
- Terapötik hipotermi altındaki asfiktik yenidoğanlarda renal oksijen doygunluğunun ölçümü akut böbrek hasarını erken tanımada yardımcı olur mu?
Does measurement of renal oxygen satisfaction in asphictic newborns under therapeutic hypothermia help in early recognition of acute renal damage?
ESRA KAAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. FUNDA BAŞTUĞ