Geri Dön

Major abdominal cerrahi uygulanan hastalarda SIRS gelişmesinde genetik varyantların rolü

Role of genetic variations on development of SIRS in adult patients after major abdominal surgery

  1. Tez No: 614397
  2. Yazar: BAŞAK AKYOLLU
  3. Danışmanlar: PROF. DR. İSKENDER SAYEK
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Genel Cerrahi, General Surgery
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2009
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 67

Özet

Major abdominal cerrahi gelişmiş cerrahi kliniklerde sık uygulanan ameliyatlar içerisinde yer alır ve takibinde gelişen morbidite ve mortalite oranları diğer cerrahi uygulamalara göre daha yüksek seyreder. Bu hastalardaki morbidite ve mortalite gelişiminden, sistemik inflamatuar yanıt sendromu (SIRS) ve takibinde septik şoka kadar uzanabilen tablo sorumlu tutulmaktadır. SIRS enfeksiyöz veya nonenfeksiyöz bir tetikleme mekanizmasıyla ortaya çıkan sistemik inflamatuar yanıttır. Cerrahi stresin konakta oluşturduğu yanıtın ve SIRS kliniğinin gelişimi ile bunun septik şoka kadar ilerleyebilmesinde; uygulanan cerrahinin büyüklüğü, çevresel faktörler ve genetik altyapının etkili olduğu düşünülmektedir. Doğal immün sistem hücrelerinin, patojenlerde ortak olan bir dizi moleküler yapıyı, Toll-like reseptör (TLR) ailesi ve CD14'ü de içeren reseptörler aracılığıyla tanıdığı gösterilmiştir. Bu hastalarda inflamasyonun yayılmasına neden olan hücresel mekanizmalar ve genetik varyantların etkisi tam olarak aydınlatılamamıştır.CD14 ve TLR4 moleküllerinde tanımlanmış polimorfizm ve sistemik çözünebilir CD14 düzeylerinin major abdominal cerrahi sonrası SIRS gelişimine olan etkisini belirlemek amacıyla Mayıs 2008 ile Mart 2009 yılları arasında major abdominal cerrahi uygulanan toplam 267 hasta dahil edildi. PCR çalışmalarında polimorfizmi belirlenemeyen 2 hasta çalışmadan çıkarıldı ve analizler genotiplendirilmesi yapılan 265 hasta üzerinde yapıldı. Major elektif cerrahi geçiren 265 kişiyi içeren erişkin yaş grubunda SIRS gelişimi %34 olarak belirlendi. CD14 polimorfizm sonuçları genetik varyantların dağılımı; CC genotip (n=67) %25.3, CT genotip (n=126) %47.5, TT genotip (n=72) %27.2 olarak bulundu. CD14 polimorfizmi ile SIRS gelişimi arasında ilişki saptanmadı. TLR 4 299-399 polimorfizmine rastlanmadı. Bu nedenle TLR4 polimorfizmi ile SIRS ilişkisine bakılamadı. CD14 genotiplerinden özellikle T allel dominant ( CT ve TT ) bireylerin ASA skorlarının anlamlı olarak yüksek olduğu saptandı (p=0.026). SIRS gelişen hastalar içinden T allel dominant bireylerin SIRS gelişme zamanının anlamlı olarak daha erken olduğu görüldü (p=0.003). CD14 genotiplendirmesi yapıldığında özellikle yine T allelin dominant olduğu modelde malignensinin anlamlı olarak yüksek olduğu görüldü (p=0.009).Sonuç olarak CD14 genotiplemesi yapıldığında T allelin organ tutulumu ile ilişkili olabileceği, SIRS gelişimine ve malignensi gelişimine yatkınlık sağlayabileceği öngörüldü. CD14 genotipleme ve SIRS arasında ilişki saptanamamasına, hastaların farklı düzeylerde endotoksin maruziyetinin etken olabileceği düşünüldü.

Özet (Çeviri)

Major abdominal surgery is a frequent operation done especially in the experienced clinics and during the follow up they can represent with relatively high proportions of morbidity and mortality. The development of systemic inflammatory response syndrome (SIRS) and even sometimes progression to septic shock is responsable from the morbidity and mortality of these patients . SIRS is an systemic response to an infectious or non-infectious origin. It is possible that host response after surgical stress, development of SIRS and septic shock is modulated by multiple factors including type and extent of injury, environmental conditions, and genetic background. Innate immune system recognizes the molecular patterns that is common for the pathogens by Toll-like receptor (TLR) family and CD14 receptors. In these patients , genetic variations and the cellular mechanims that causes the spread of the inflammation remains unclear. This project is aimed to understand the role of the genetic variations on development of SIRS and even septic shock in adult patients after major abdominal surgery. For this purpose, 267 patients who had major abdominal surgery between May 2008 and March 2009 are included in the study. 2 patiens are excluded of whom the polymorphism could not be demonstrated in PCR studies and analysis was made on the remaining 265 patients. In this adult population of 265 patients who had major elective abdominal surgery, SIRS development was found to be 34%. Distribution of genetical variants of CD14 polymorphism were CC genotype (n=67) 25.3%, CT genotype (n=126) 47.5%, TT genotype (n=72) 27.2%. No correlation between CD14 polymorphism and SIRS development was determined. TLR4 299-399 polymorphism was not seen thus TLR polymorphism and SIRS development correlation was not searched. Among CD14 genotypes, T allel dominant individuals were found to have statistically significantly higher ASA scores (p=0.026) and in patients who developed SIRS, SIRS development were significantly earlier in T allel dominant individuals. (p=0.003) In addition, in T allel dominant individuals malignancies are significantly more common. (p=0.009)In conclusion, T allel can be related to organ involvement, SIRS development and malignancies. The fact that no correlation was found between CD14 polymorphism and SIRS development can be explained by the varying levels of endotoxin exposure of patients.

Benzer Tezler

  1. Preoperatif beslenme durumu ve risk skorlama sistemlerinin majör gastrointestinal cerrahi sonrasında gelişen komplikasyonları öngörmede belirleyici rolleri

    Determining roles of preoperative nutrition and risk scoring systems for predicting complications after major gastrointestinal surgery

    NURDAN ALTAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Genel Cerrahiİstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa

    Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NECİP SERDAR YÜCEYAR

  2. Majör abdominal cerrahi uygulanan hastalarda liberal ve restriktif sıvı tedavisinin postoperatif fonksiyonel derlenme ve bilişsel fonksiyonlara etkisi

    Postoperative functional recovery and cognitive functions in major abdominal surgery patients who had liberal and restrictive fluid therapy

    IRAZ TİMURKAYNAK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Anestezi ve ReanimasyonMersin Üniversitesi

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. DAVUD YAPICI

  3. Laparoskopik major abdominal onkolojik cerrahi uygulanan hastalarda trendelenburg pozisyonunun ve pnomoperitonyumun serebral doku oksijen saturasyonu ve erken dönem postoperatif kognitif disfonksiyon üzerine etkileri

    Effects of trendelenburg position and pneumoperitoneum on cerebral tissue oxygen saturation and early postoperative cognitive dysfunction in patients undergoing laparoscopic major abdominal oncological surgery

    HAZAL ÖZKAYA HIZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Anestezi ve ReanimasyonSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı

    UZMAN DİLEK KALAYCI

    UZMAN SEHER ALTINEL

  4. Major abdominal cerrahilerde postoperatif analjezi için epidural levobupivakaine ilave edilen tramadol ile morfin'in etkilerinin karşılaştırılması

    Comparison of epidural levobupivakaine added tramodol with morphine effects for postopertive analgesia on major abdominal surgery

    ZEYNEP USUL TÜRKOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    Anestezi ve ReanimasyonÇukurova Üniversitesi

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HAKKI ÜNLÜGENÇ

  5. Major abdominal cerrahilerde perioperatif vucut ısısı değişikliklerinin erken dönem derlenme üzerine etkileri

    Başlık çevirisi yok

    DEMET YÜNCÜ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Anestezi ve ReanimasyonAnkara Üniversitesi

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. YEŞİM BATİSLAM