Geri Dön

Ensefalit hastalarında diffüzyon ağırlıklı görüntülemenin önemi ve lezyon yaygınlığının manyetik rezonans görüntüleme ile topografik analizi

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 620751
  2. Yazar: AHMET KATIRAĞ
  3. Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. MEHTAP BEKER ACAY
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Radyoloji ve Nükleer Tıp, Radiology and Nuclear Medicine
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2015
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Afyon Kocatepe Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Radyodiagnostik Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 104

Özet

Amaç: Çalışmamızda, ensefalit hastalarında lezyonu göstermede diffüzyon görüntülemenin etkinliğini, ADC değerleri ile klinik tablonun başlangıç süresi, hastanın kliniği ve lezyon yaygınlığı arasındaki ilişkiyi ortaya koymayı amaçladık. Gereç-yöntem: Kasım 2009-Nisan 2015 tarihleri arasında Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Bölümü'nde ensefalit ön tanısı ile standart protokolde beyin manyetik rezonans (MR) tetkiki yapılan ve ensefalit lehine lezyon saptanan, yaşları 0-85 yaşları arasında değişen, 15 erkek ve 2 kadın hasta olmak üzere toplam 17 hasta çalışmaya dahil edildi. İnceleme 1,5 Tesla Philips Intera Pulsar (Philips Intera Pulsar, Philips Medical Systems, Hollanda) MR cihazı ile yapıldı. Hastaların semptomları başlangıcından itibaren beyin MR çekimine dek olan süre göz önüne alınarak hastalar gruplandırıldı. Bu süre 0-2 gün arasında olanlar Grup I, 3-7 gün arasında olanlar Grup II, 8 ve üzeri olanlar Grup III olarak sınıflandırıldı. Grup I 5 hasta, grup II ve III 6 hastadan oluşmaktaydı. Her hastanın ensefalit lezyonundan ADC haritasında ölçümler yapıldı ve kaydedildi. Ayrıca, hastaların topografik analiz skorlama ile lezyon yaygınlığı hesaplandı ve sonuçların hem birbiriyle hem de hastanın derin gri cevher tutulumu, kliniği ve geliş süresi ile aralarındaki ilişkiye bakıldı. Bulgular: Klinik, beyin omurilik sıvısı (BOS) bulguları ve radyolojik olarak ensefalit tanısı alan ve süreye göre gruplandırılan hastaların ADC ölçümlerinde; Grup I ortalama ADC değeri 0,988 ± 0,335 mm2/sn, grup II ortalama ADC değeri 1,045 ± 0,347 mm2/sn, grup III ortalama ADC değeri 1,451 ± 0,225 mm2/sn olarak bulundu. ADC değerlerinin geliş süresiyle arasındaki ilişki ve hastaların klinikleri ile derin gri cevher tutulumu arasındaki ilkişki istatiksel olarak anlamlı bulundu.Hastaların ilk geliş ADC değerleri ile lezyonun tutulum yaygınlığı arasında orta düzeyde negatif yönlü korelasyon bulundu. Hastaların geliş süreleri ile lezyonun yaygınlığı arasındaki ilişkiye bakıldığında, istatiksel olarak anlamlı ilişki bulunmadı. Hastaların geliş süresi ve ADC değerleri ile derin gri cevher tutulumu arasında istatiksel olarak anlamlı ilişki bulunmadı. Hastaların geliş ADC değerleri ve ADC serideki beyin parankim tutulum yaygınlıkları ile hastaların klinikleri arasında istatiksel olarak anlamlı ilişki bulunmadı. Diffüzyon ve FLAIR A seride lezyon tutulumuna bakıldığında; iki sekans arasında, tutualan alan boyutu olarak anlamlı farklılık izlenmezken, erken dönemde diffüzyon ağırlıklı görüntülerin (DAG) lezyonu göstermede FLAIR A seriden, istatiksel olarak anlamlı olmasa da daha değerli olduğu bulundu. Geç dönemde lezyonu net göstermede FLAIR A serinin DAG'a göre bariz üstünlüğünün olduğunu gördük. Süre gözetmeksizin derin gri cevher tutulumunu FLAIR A serinin DAG'a göre daha net gösterdiği bulundu. Sonuç:Çalışmamızda istatiksel olarak anlamlı çıkmasa da DAG'ın erken safhadaki ensefalitik lezyonu göstermede konvansiyonel sekanslara göre üstün olduğu görüldü. Konvansiyonel MR sekansları ensefalitin erken safhasında ensefalitik lezyonu göstermede yetersiz kalabilmektedir. Erken tanı ve tadavinin mortalite ve morbidite üzerindeki etkisinin bu denli fazla olduğu bir hastalığın tanısının en erken şekilde konulması ve tedavisinin başlanması gerekmektedir. Ensefalit şüphesi bulunan olgularda ilk yaklaşımda görüntüleme modalitelerine DAG'ın da eklenmesi gerektiğini düşünmekteyiz.

Özet (Çeviri)

Purpose: In our study, our purpose is revealing the efficiency of diffusionimaging in showing the lesion in encephalitispatients, and determine the relation between the ADC Values, the onset of the clinical symptoms, and the lesion density. Material-Method: 17 patients were included in the study, 15 of whom were male and 2 were female, with the ages varying between 0 and 85 having lesion in favor of encephalitis with Magnetic Resonance (MR) of the brain in standard protocol with the pre-diagnosis of encephalitis in AfyonKocatepe University, Faculty of Medicine, Radiology Department, between the dates November 2009 and April 2015. The examination was conducted with 1,5 Tesla Philips Intera Pulsar (Philips Intera Pulsar, Philips Medical Systems, Holland) MR device. The patients were grouped by considering the duration between the onset of the symptoms and the MR imaging of the brain. The patients who had this duration as 0-2 days were classified as Group I, those who had this duration as 3-7 days were classified as Group II, and those with 8 and over were classified as Group III. Group I consisted of 5 patients, Group II andGroup III of 6 patients. Measurements ofthe encephalitis lesion were performed in ADC map and these values were recorded for each patient. In addition, the lesion density of the patients was measured with topographic analysisscore, and the relation between the results both with each other and with deep grey matter involvement, arrival at the clinic and the duration of the arrival to the clinic was examined. 80 Findings: The patients were grouped according to the duration, and in ADC measurements of the patients who received the diagnosis of encephalitis with clinical findings on the Cerebro-Spinal Fluid (CSF) Group I average ADC value was as 0,988 ± 0,335 mm2/s, Group II average ADC valuewas as 1,045 ± 0,347 mm2/s, Group III average ADC value was as 1,451 ± 0,225 mm2/s. The relation between the ADC values and the duration of the arrival, and the relation between the clinical symptoms of the patients and the deep grey matter involvement were found to be statistically significant. A medium-level negative correlation was found between the first arrival ADC values of the patients and the lesion involvement density. When the relation between the duration of the patients and the lesion densitywas examined, the relation was not found as being statistically significant. No statistically significant relation was found between the duration of the arrival of the patients, the ADC values and the deep grey matter involvement. No statistically significant relation was found between the arrival ADC values and brain parenchyma involvement density in the ADC series and the clinical symptoms of the patients. When the lesion involvement in diffusion and FLAIR A series is examined, no significant differences were observed between the two sequences in terms of the involved area, and it was determined that the Diffusion-Weighted Imaging (DWI) in early periods was more valuable than the FLAIR A series in showing the lesion; however, this finding was not statistically significant. We observed that the FLAIR A Series had an obvious superiority to DWI in showing the lesion clearly in late period. It was determined that the

Benzer Tezler

  1. Pediatrik yaş grubunda intrakranial patolojilerde difüzyon ağırlıklı manyetik rezonans görüntülemenin tanısal katkıları

    Diagnostic value of diffusion weighted MR imaging in pediatric cerebral neurological disease

    FATMA YASEMİN ÖKSÜZLER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    Radyoloji ve Nükleer TıpDokuz Eylül Üniversitesi

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HANDAN ÇAKMAKÇI

  2. Demiyelinizan hastalıklar ve limbik ensefalit hastalarında otoantikor pozitifliğinin araştırılması

    Autoantibodies in demyelinating disorders and limbic ensephalitis

    HİKMET KIZTANIR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıklarıİstanbul Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NUR AYDINLI

  3. Kırım-kongo kanamalı ateşi ve ensefalit ön tanılı hastalarda flavivirüs, bunyavirüs ve alfavirüs varlığı ve kırım-kongo kanamalı ateşi ön tanılı hastalarda kene kaynaklı ensefalit virüsü antikor sıklığının araştırılması

    The presence of flaviviruses, bunyaviruses, and alphaviruses in patients pre-diagnosed with crimean-congo hemorrhagic fever and encephalitis, and investigation of tick-borne encephalitis virus antibody frequency in pre-diagnosed crimean-congo hemorrhagic fever patients.

    MURTAZA ÖZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik MikrobiyolojiSivas Cumhuriyet Üniversitesi

    Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NAZİF ELALDI

  4. Menenjit ve ensefalitli çocuk hastalarda demografik, klinik özellikler ve tedavi modaliteleri

    Demographic, clinical characteristics and treatment modalities in pediatric patients with meningitis and encephalitis

    ERDİ ÇAĞRI DAĞDELEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÜMİT ÇELİK

  5. Hemodiyaliz hastalarında kognitif fonksiyonların ve üremik polinöropatinin değerlendirilmesi

    The assesment of cognitive fonctions and polineuropathy in hemodialysis patients.

    GAMZE PINAR AKGÜL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    NörolojiGaziantep Üniversitesi

    Nöroloji Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. REMZİ YİĞİTER