Geri Dön

70 yaş üstü ve 35 GR dan az ağırlıklı prostat adenomlu hastalarda tur-p başarısı: Üroflowmetrik ve IPSS verilerine göre değerlendirilmesi

TUR-P success in patients over 70 YEARS old and with LESS than 35 G of prostate adenoma: Evaluation according to uroflowmetric and İPSS data

  1. Tez No: 622180
  2. Yazar: KÜRŞAD DÖNMEZ
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. SERKAN ÖZCAN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Üroloji, Urology
  6. Anahtar Kelimeler: BPH, TUR-P, Ürolovmetri, IPSS, Prostat, BPH, TUR-P, Uroflowmetri, IPSS, Prostate
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İzmir Katip Çelebi Üniversitesi
  10. Enstitü: İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Üroloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 67

Özet

GİRİŞ Benign prostat hiperplazisi (BPH), günlük pratikte iş yükünün büyük bir kısmını oluşturan, yol açtığı infravezikal obstrüksiyon, buna bağlı olarak oluşan aşırı aktif mesane ve yaşlanma ile tedavisi oldukça komplike hale gelen önemli bir hastalıktır. 50-65 yaş arası erkeklerde en sık görülen hastalıklardan biridir ve prevalansı 40 yaşından sonra giderek artış göstermektedir. Transüretral prostatektomi (TUR-P) en sık uygulanan cerrahi yöntemlerden biridir. Genellikle 50 yaş üstü erkeklere uygulanmaktadır ve halen BPH'nin cerrahi tedavisinde altın standart olarak kabul edilmektedir. Bu çalışmadaki amacımız, 70 yaş ve üzeri prostat hacmi 35 cc'den küçük hastalara uygulanan TUR-P'nin üroflovmetrik parametrelerde önemli değişiklikler yapıp yapmadığını ve bu parametrelere fizyolojik sınırlar içinde yaşlanan mesane kavramının etkisini değerlendirmektir. GEREÇ VE YÖNTEM İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üroloji Kliniğinde Ocak 2015-Aralık 2020 tarihleri arasında infravezikal obstrüksiyon tanısı konulan 70 yaş üstü hastalar, 35 cc ve altı hacimlerde prostat büyümesine ek olarak üroflovmetrik analizde düşük akış düzeyleri (Qmax) bulunanlar ve medikal tedaviden fayda görmedikleri için cerrahi tedavi (TUR-P) uygulanan 126 hasta postoperatif dönemde çeşitli parametreler kullanılarak preoperatif dönemle karşılaştırıldı. Sonuçlar retrospektif olarak incelendi ve güncel literatür ile karşılaştırıldı. BULGULAR Çalışmamızda yer alan hastaların yaş ortalaması 74,4yıl ve ortalama prostat volümleri 31,40,3g idi. Hastaların preoperatif dönemde bakılan Qmax, IPSS, işenen idrar miktarı ve PVR değerleri postoperatif 3. ve 6.aylarda yeniden değerlendirildi ve postoperatif dönemde değerlendirilen Qmax, IPSS ve PVR değerlerinin preoperatif döneme oranla istatistiksel olarak anlamlı düzeldiği saptandı. İşenen idrar miktarında postoperatif döneme kıyasla istatistiksel anlamlı düzelme saptanmadı. Preoperatif dönemde AÜR nedenli sondalı hastaların postoperatif dönemde tamamında spontan miksiyon görüldü ve anlamlı rezidü idrar izlenmedi. TUR-P sırasında 24 hastaya (%20,7) internal üretratomi uygulandı. Hastalardaki postoperatif dönemdeki düzelmenin nedeninin üretra darlığı olabileceği kanısıyla internal üretratomi yapılan 92 hasta aynı parametreler kullanılarak yeniden değerlendirildi ve postoperatif dönemde değerlendirilen Qmax, IPSS ve PVR değerlerinin preoperatif döneme oranla istatistiksel olarak anlamlı düzeldiği saptandı. İşenen idrar miktarında postoperatif döneme kıyasla istatistiksel anlamlı düzelme saptanmadı. Çalışmamızdaki 116 hastanın 1'inde(%0,9) transfüzyon gerektiren hemoraji/hematüri, 2'sinde(%1,7) TUR sendromu ve 1 hastada (%0,9) ekstraperitoneal mesane perforasyonu izlendi ve komplikasyonlar cerrahi/konservatif yöntemlerle tedavi edildi. SONUÇ Yaşlanma ile prostat volümlerinde artış meydana gelmekle birlikte detrüsör fonksiyonlarında da ciddi düzeyde bozulma meydana gelmektedir. Bu çalışmamızda prostat volümleri küçük ve benzer olan, çoğunda çoklu komorbititeleri olan hasta grubumuzda TUR-P sonrası detrüsör fonksiyonlarını geri düzeltemesek bile üretral direnci azaltarak hastanın işeme fonksiyonlarında olumlu anlamda ciddi değişimler olduğunu ve TUR-P'nin güvenli ve etkili bir cerrahi yöntem olduğunu gösterdik.

Özet (Çeviri)

AİM Benign prostatic hyperplasia (BPH) is an important disease that composes a large part of the workload in daily practice, and its treatment becomes quite complicated with infravesical obstruction, overactive bladder and aging. It is one of the most common diseases in men aged 50-65 years, and its prevalence gradually increases after the age of 40. Transurethral prostatectomy (TUR-P) is one of the most common surgical procedures. It is usually applied to men over the age of 50 and is still considered the gold standard in the surgical treatment of BPH. Our aim in this study is to evaluate whether TUR-P applied to patients aged 70 years and above with a prostate volume of less than 35 cc makes significant changes in uroflowmetric parameters and the effect of the concept of aging bladder on these parameters within physiological limits. MATERİALS AND METHODS Patients over the age of 70 who were diagnosed with infravesical obstruction between January 2015 and December 2020 in İzmir Katip Çelebi University Faculty of Medicine Atatürk Training and Research Hospital Urology Clinic, in addition to prostate enlargement in volumes of 35 cc and below, with low flow levels (Qmax) in uroflowmetric analysis and surgical treatment. 126 patients who underwent (TUR-P) were compared with the preoperative period using various parameters in the postoperative period. The results were reviewed retrospectively and compared with the current literature. RESULTS The mean age of the patients in our study was 74.4years and their mean prostate volume was 31.40.3. The Qmax, IPSS, voided urine amount and PVR values of the patients, which were measured in the preoperative period, were re-evaluated in the 3rd and 6th months postoperatively, and it was found that the Qmax, IPSS and PVR values, which were evaluated in the postoperative period, were statistically significantly improved compared to the preoperative period. There was no statistically significant improvement in the amount of voided urine compared to the postoperative period. Spontaneous micturition was observed in all patients with urethral catheter due to AUR in the preoperative period, and no significant residual urine was observed. Internal urethratomy was performed in 24 patients (20.7%) during TUR-P. With the belief that the reason for the improvement in the postoperative period may be urethral stenosis, 92 patients who underwent internal urethratomy were re-evaluated using the same parameters, and it was found that the postoperative Qmax, IPSS and PVR values improved statistically significantly compared to the preoperative period. There was no statistically significant improvement in the amount of voided urine compared to the postoperative period. In our study, hemorrhage/hematuria requiring transfusion was observed in 1 (0.9%) of 116 patients, TUR syndrome was observed in 2 (1.7%) and extraperitoneal bladder perforation was observed in 1 patient (0.9%), and complications were treated with surgical/conservative methods. CONCLUSİON Along with the increase in prostate volumes with aging, serious deterioration occurs in detrusor functions. In this study, we showed that although we could not restore detrusor functions after TUR-P in our patient group with small and similar prostate volumes, most of whom had multiple comorbidities, there were significant positive changes in the voiding functions of the patient by reducing urethral resistance, and we showed that TUR-P is a safe and effective surgical method.

Benzer Tezler

  1. Miyelodisplastik sendrom tanılı hastaların klinik, laboratuvar bulguları, tedavi yanıtları ile sağkalım durumları

    Clinical, laboratory findings, treatment response and survival status of patients diagnosed with myelodysplastic syndrome

    MURAT TOZMAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Hematolojiİzmir Katip Çelebi Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ŞERİFE SOLMAZ

  2. Böbrek nakilli hastalarda kemik mineral dansitometresi ölçümlerini etkileyen klinik ve laboratuar parametrelerinin değerlendirilmesi

    Evaluation of clinical and laboratory parameters affecting measurements of bone mineral densitometry in renal transplantation patients

    ZEKERİYA HANNARİCİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıYüzüncü Yıl Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. RIFKI ÜÇLER

  3. Bingöl Devlet Hastanesi'nde 2017 yılında tedavi olan geriatri hastalarında anemi durumunun değerlendirilmesi

    Evaluation of anemia status in Bingol State Hospital geriatric patients treated in the year 2017

    EMİNE AYDIN BAYAT

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    FizyolojiVan Yüzüncü Yıl Üniversitesi

    Fizyoloji Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ÖZLEM ERGÜL ERKEÇ

    ÖĞR. GÖR. OKAN ARIHAN

  4. Ekmeklik buğday genotiplerinin in vitro ve in vivo koşullarında kuraklığa dayanıklılık yönünden değerlendirilmesi

    Evaluations for drought resistance of bread wheat genotypes in vitro and in vivo conditions

    MELDA YALÇIN OKURSOY

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2006

    ZiraatTrakya Üniversitesi

    Tarla Bitkileri Ana Bilim Dalı

    DOÇ.DR. İSMET BAŞER

  5. Primer el osteoartrit'i olan hastalarda peloid ve parafin tedavilerinin etkinliklerinin karşılaştırılması

    Comparison of peloid and paraffin treatment effectiveness in patients with primary hand osteoarthritis

    BEHİYE AKSANYAR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Fizyoterapi ve RehabilitasyonSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HALİM YILMAZ