Geri Dön

Gömülü yirmi yaş diş çekimi sırasında oksijen uygulamasının hastaların anksiyetesi üzerindeki etkisinin incelenmesi

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 630315
  2. Yazar: EVCİM ÇEKER
  3. Danışmanlar: DOÇ. HİLAL ALAN
  4. Tez Türü: Diş Hekimliği Uzmanlık
  5. Konular: Diş Hekimliği, Dentistry
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2020
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İnönü Üniversitesi
  10. Enstitü: Diş Hekimliği Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Ağız Diş ve Çene Cerrahisi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 131

Özet

Amaç: Çalışmamızda dental anksiyete ile psikometrik değerlendirmeler, kandaki parametreler, hormon, oksidadif ürünlerin yapım-yıkım oranları ve vital bulgulara dayalı analizlerin ilişkilendirilmesi amaçlanmıştır. Bu değişkenlerin diş çekimi sırasında hastaya nazal kanülle oksijen uygulaması ile korelasyon gösterip göstermediği de değerlendirildi. Materyal ve Metod: Vertikal pozisyondaki gömülü yirmi yaş dişlerine sahip 16-35 yaşları arasında sistemik rahatsızlığı olmayan 32 hasta çalışmamıza dahil edildi. İşlem öncesi hastaların anksiyete seviyelerinin tespitinde Spielberg Süreklilik-Anlık Anksiyete Skalası (SSAS/SAAS) ve Corah Dental Anksiyete Skalası (CDAS) kullanıldı. Hastaların yapılan işlemle ilgili ağrı beklentileri de Görsel Analog Skalası (VİZUEL ANALOG SKALA (VAS)) kullanılarak kaydedildi. Hastalar iki gruba ayrıldı. Bir gruba diş çekimi boyunca nazal kanülle hızı 4-6 L/dk olarak ayarlanan O2 akımı uygulandı. Kontrol grubuna herhangi bir uygulama yapılmadan rutin diş çekimi gerçekleştirilmiştir. Tüm hastalardan cerrahi diş çekiminden 30 dk önce, diş çekimi bitimini takiben ve 24 saat sonra olmak üzere 3 kez kan alındı. Alınan kanlarda IL-6,IL-1β,TAS-TOS, albümin, ürik asit, glukoz, kortizol ve IgG, IgM seviyelerine bakıldı. TAS-TOS seviyeleri Assay kiti kullanılarak, TNF-α, IL-6, IL-1β seviyeleri ELISA kiti kullanılarak tespit edildi. Bulgular: CDAS-Durumluluk ve Durumluluk-Süreklilik testleri aralarında negatif yönlü ilişkili bulundu. Ig-M 2. kanda oksijensiz grupta daha yüksek bulundu. Ürik asit 2. ve 3. kanda oksijenli grupta daha yüksek bulundu. 2. kanda IL-1β seviyesi oksijensiz grupta daha yüksek bulundu. Oksijenli ve oksijensiz grupta işlem sonrası hissedilen ağrı seviyesi işlem öncesi tahmini ağrı seviyesinden daha düşük ve aralarındaki ilişki istatistiksel olarak anlamlı bulundu. Oksijensiz grubun 3 farklı zamanda alınan kanlarındaki biyokimyasal kıyaslaması yapıldı ve 2. kan kortizol seviyesi 1. ve 3. kan kortizol seviyesinden daha yüksek bulundu. Oksijen uygulanan grubun işlem sonrası nabzı daha düşük ölçüldü. Sonuç: Dental tedaviler sırasında nazal kanülle oksijen uygulaması sonrası nabızın düşürülebileceği ilk kez bu çalışmamızla görülmüştür. Stresle birlikte hormonal etkiler kalpte taşikardiye bağlı nabız yüksekliğine sebep olabilir ve oksijen uygulanarak bu sorun engellenebilir. Sonuç olarak dental anksiyete kan biyokimyasını etkileyen bir kaygı durumudur ve sistemik hastalığı olan kişilerde dikkat edilmelidir.

Özet (Çeviri)

Aim: In our study, it was aimed to relate dental anxiety with psychometric evaluations, blood parameters, hormones, production-destruction rates of oxidation products and analysis based on vital signs. It was also evaluated whether these variables were correlated with nasal cannula oxygen therapy during tooth extraction. Materials and Methods: Thirty-two patients, aged between 16 and 35 years old, who had twenty-year-old teeth buried in the vertical position, were included in our study The Spielberger State-Trait Anxiety Inventory (STAI) and Corah's Dental Anxiety Scale (DAS) were used to determine the anxiety levels of the patients before the procedure. Pain expectations of the patients regarding the procedure were also recorded using the Visual Analogue Scale (VAS). Patients were divided into two groups. The O2 flow adjusted to 4-6 L / min was indicated by the nasal cannula to a group of patients. Routine tooth extraction was performed without any intervention to the control group. Blood was drawn from all patients 30 minutes before surgical tooth extraction, after tooth extraction and 24 hours later. IL-6, IL-1β, TAS-TOS, albumin, uric acid, glucose, cortisol and igG and igM levels were measured in the blood taken. TAS-TOS levels were determined using the Assay kit, TNF-α, IL-6, IL-1β levels were determined using the ELISA kit. Results: A negative correlation was found between The Spielberger State-Trait Anxiety Inventory (STAI) and Corah's Dental Anxiety Scale (DAS). Ig-M was higher in the second blood in the oxygen-free group. Uric acid was higher in the oxygenated group in the second and third blood. Second blood was higher in IL-1β in the oxygen-free group. In the oxygenated and oxygen-free group, the pain level felt after the procedure was lower than the estimated pain level before the procedure and the relationship between them was found statistically significant. Biochemical comparison of the oxygen-free group in blood taken at 3 different times was done and second blood cortisol levels were found to be higher than first and third blood cortisol levels. The oxygen-administered group's pulse after the procedure was lower. Conclusion: It has first been manifested with our study that the pulse can be reduced after the application of oxygen with nasal cannula during dental treatments. Hormonal effects with stress can cause an elevated heart rate related to tachycardia, and this problem can be prevented by applying oxygen. As a result, dental anxiety is a state of anxiety affecting blood biochemistry and this tshould be considered in patients with systemic diseases.

Benzer Tezler

  1. Mandibular gömülü yirmi yaş dişlerinin çekimi sırasında trigeminokardiyak refleks gelişiminin değerlendirilmesi

    Evaluation of trigeminocardiac reflex development during extraction of mandibular impacted wisdom teeth

    AYKUT ŞAYLIĞ

    Diş Hekimliği Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Diş HekimliğiKütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi

    Ağız, Diş, Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ BEDREDDİN CAVLI

  2. Gömülü 3.molar cerrahisinde intra-operatif müzik dinletisinin hasta anksiyetesi üzerine etkisinin değerlendirilmesi

    Evaluation of the effect of intra-operative music on patient anxiety in impacted 3RD molar surgery

    TANSU ERAKMAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Diş HekimliğiBaşkent Üniversitesi

    Ağız Diş ve Çene Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BURAK BAYRAM

  3. Gömülü 20 yaş dişi cerrahisinde konvansiyonel frez ve Er:YAG lazer yöntemlerinin, anksiyete ve vital bulgular üzerine etkilerinin karşılaştırmalı olarak incelenmesi

    Comparison of the effects of standart bur surgery procedure and Er:YAG laser surgery on anxiety and vital signs during the impacted third molar surgery

    BURCU YILDIRIM

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Diş HekimliğiHacettepe Üniversitesi

    Cerrahi (Diş) Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. CELAL TÜMER

  4. Mandibular gömülü yirmi yaş dişlerinin çekimi sonrası, iyileşme döneminde ağrı, ödem ve trismus gelişimini etkileyen faktörlerin araştırılması

    Investigation of the factors affecting the development of pain, edema, and trismus duri̇ng the extracti̇on of impacted mandi̇bular third molar

    CEREN DAYANAN

    Diş Hekimliği Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Diş HekimliğiFırat Üniversitesi

    Ağız Diş ve Çene Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ MUHAMMET FATİH ÖZÜPEK

  5. Gömülü yirmi yaş dişi cerrahisinde düğümsüz (barbed/knotless) sütur ile konvansiyonel ipek süturun klinik ve mikrobiyolojik olarak karşılaştırılması

    Clinical and microbiological comparison of barbed (knotless) suture and conventional silk suture in impacted thi̇rd molar surgery

    AHMET EMRE UYSAL

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Diş HekimliğiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Ağız Diş ve Çene Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. METİN ŞENÇİMEN