Geri Dön

Group favouritism and social efficiency concerns: Experimental studies

Grup sapması davranışı ve toplumsal verimlilik kaygısı: Deneysel çalışmalar

  1. Tez No: 632313
  2. Yazar: DEREN ÇAĞLAYAN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. AYÇA EBRU GİRİTLİGİL
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Ekonomi, Economics
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2019
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Bilgi Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Programlar Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Ekonomi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Ekonomi Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 387

Özet

İnsan davranışları sosyal psikoloji, sosyoloji, antropoloji ve biyoloji alanlarında sosyal davranışlar olarak kabul görüyorken, neo-klasik ekonomi teorisinde bağımsız ve dışsal kabul edilir. Fakat deneysel ekonomi literatürü, bu varsayıma dayalı fayda maksimizasyonu modellerinin insanların aldıkları aksiyonların diğerleri üzerindeki olumlu ya da olumsuz etkilerine karşı duydukları hassasiyeti tahminlemekte başarılı olamadığını göstermektedir. Deneysel kanıtlar, günlük hayatta da sıklıkla gözlendiği gibi, insanların karar alırken sadece kendi çıkarlarını değil, diğerlerinin de çıkarlarını da değerlendirdiklerini işaret eder. İnsan, gruplar içinde yaşamını sürdüren türler arasında kabul edilir. Sosyal türlerde karşılıklı fayda sağlayan aktivitelerin yaygın görülmesi ile birlikte, insanlar genetik ilişkiye gerek duymadan geniş ölçekte esnek bir şekilde iş birliği yapabilme yeteneğine sahiptir. Bu yetinin evrimi, davranışsal ve evrimsel bilimler literatüründe kapsamlı olarak ele alınmıştır. İnsan evrimsel dinamikleri açısından bakıldığında, gruplarda çocuk yetiştirme, yiyecek bulma-işleme ve savunma gibi konulardaki iş birliği, grubun doğaya uyum kabiliyeti, diğer gruplarla kaynaklar konusunda rekabet performansı ve sonuç olarak grup bireylerinin hayatta kalması açısından kritik bir rol oynamıştır. (Brewer (1999); Caporael (2007); Darwin (1871)) Günümüzde, grup kayırma davranışının insan topluluklarında yaygın görülmesi iyi belgelenmiş bir gerçektir. Ekonomi alanında, grup kayırma davranışının yüksek güven ve iş birliği doğurması sebebiyle grup içerisinde ekonomik verimliliği arttırıcı etkiye sahip olduğu kanısı yaygındır. Fakat modern toplumlarda çok sayıda grup (farklı etnik köken, farklı ırk, farklı altyapı, farklı din grupları gibi) yan yana yaşamakta, ayrımcılık ve önyargı önemli boyutlarda bir toplumsal verimsizliğe neden olmaktadır. Dış gruplara olan düşmanlığın grup kayırma davranışına eşlik etmesi halinde ekonomik yıkımın da kaçınılmaz hale geldiği aşikardır. Bu sebeple gruplar arası ilişkiler toplum içinde verimliliği sağlamak ve sürdürmek açısından ziyadesiyle büyük öneme sahiptir. Bu tez, grup kayırma davranışının sosyal verimlilik kaygıları ile olan ilişkisini tekrar kaynak dağılımı bağlamında incelemeye odaklanmıştır. Tez, üç çalışmadan oluşmaktadır: İlk çalışma, grup kayırma davranışının sosyal verimlilik kaygısının önüne geçtiği koşulları araştırmak amacıyla yapılan kontrollü laboratuvar çalışmalarını ve grup kayırma davranışının matematiksel modellemesini içerir. Tezdeki ikinci çalışma grup kayırma davranışının fedakârlık, karşılıklılık, risk ve zaman tercihleri vb. gibi iyi bilinen sosyal ve ekonomik tercihler ile ilişkisini yapılan bir anket çalışması aracılığıyla inceler. Üçüncü çalışma da anket çaılşmasının çıktılarının grup kayırma davranışının nesiller arası geçirgenliğini sorgulama amaçlı analizini içerir. Bu tezin ilk çalışmasındaki deneyler Çağlayan & Giritligil (2016) parametrik deney tasarımı temel alınarak oluşturulmuştur. Grup kayırma davranışı ve sosyal varlık kaygısı motivasyonları esnek deney tasarımından faydalanılarak parametrelerin kontrollü varyasyonları ile analiz edilmiştir. Sonuçlar analiz edildiğinde grup varlığının güçlü bir motivasyon kaynağı olduğu görülmektedir. Grup etkisinin kimi tretmanlarda zayıflamasına rağmen, hiçbir parametre varyasyonu grup kayırma davranışını yok edememiştir. En yıkıcı koşullarda dahi, denekler gruplarını sosyal refaha tercih etmişlerdir. Genel anlamda deney çıktıları, katılımcıların sosyal sonuçlara, özellikle eşitsizliğe, tepki verdiğini işaret etmekte; fakat minimal grup tasarımında dahi grupların varlığının katılımcılara toplumsal verimlilik kaygılarının göz ardı edilmesi için yeterli motivasyonu sağladığı görülmektedir. Ek olarak, karar değişikliği analizinde de en az değiştirilen kararın istatistiksel olarak anlamlı bir farkla grup kayırma kararı olduğu görülmüştür. Aile etkisinin tercih formasyonundaki önemi ve grup kayırma davranışının diğer sosyal ve ekonomik tercihler ile olan ilişkisi konusunda literatürdeki eksiklik bizi aileleri de içeren daha geniş örneklemden veri toplamak üzere yöntem arayışına yöneltti. Dolayısıyla, yukarıda anlatılan deneylerin yanı sıra, ailelere İstanbul Bilgi Üniversitesi 2016 ve 2017 yılları kayıt dönemlerinde sosyal ve ekonomik tercihleri konu alan sorular içeren kapsamlı bir anket çalışması uygulanmıştır. Bu anketlerin analizi ile topluma zararlı grup kayırma davranışını gösteren bireylerin ortak özellikleri ve bu davranışın diğer davranışlar ile birlikte aile içi etkileşimi keşfedilmeye çalışılmıştır. Katılımcılar, anketlerdeki grup kayırma davranışı soruları cevaplarına göre Karar 1'i tercih edenler; kendi faydasını maksimize etmeyenler, Karar 2'yi tercih edenler; en az toplumsal zarar ile kendi faydalarını maksimize edenler ve Karar 3'ü seçerek, kendilerinin ve gruplarının faydalarını maksimize edip yüksek oranda toplumsal verimsizlik oluşturanlar olarak üçe ayrılmıştır. Analizlerin sonuçları göstermiştir ki, maksimize etmeyen katılımcılar, eşitsizlikten kaçınma dışındaki prososyal davranışlarda ve maksimize edenler ise homoekonomikus öznitelik skorlarında istatistiksel olarak anlamlı seviyede daha yüksek sonuçlar almışlardır. Ayrıca, maksimize edenler arasında Karar 2'yi tercih edenlerin klasik ekonomi teorisinin rasyonel birey varsayımına daha yakın olduğu görülmüştür. Ek olarak, verimizin nesillerarası bağlantılarında grup kayırma davranışının doğrudan geçirgenliğine işaret eden bir bulgu olmamasına karşın, ebeveynlerin çocuklarının grup kayırma sorularına verdikleri cevaplara göre ortak karakteristik özellikleri ve, çocukların ebeveynlerinin grup kayırma sorularına verdiği cevaplara göre ortak özellikleri raporlanmıştır.

Özet (Çeviri)

Today it is a well-documented fact that in-group favouritism is ubiquitous in human societies. In the realm of economics, in-group favouritism is perceived to promote economic efficiency through higher levels of trust and cooperation within the group. However, in modern societies within which many groups (defined through race, ethnic background, religion, etc.) co-exist, discrimination and prejudice causes substantial levels of overall social inefficiency. Needless to say, if hostility toward out-groups accompany in-group favouritism, the economic destruction becomes inevitable. Therefore, intergroup relations play an important role in maintaining and sustaining efficiency in a society. This thesis focuses on the interaction between in-group favouritism and overall social efficiency concern in a resource redistribution context. The thesis is composed of three studies: The first study employs a body of controlled laboratory experiments aiming to investigate the conditions under which in-group favouritism dominates overall social efficiency concerns and suggests a mathematical model of in-group favouring behaviour. The second study in the thesis employs a survey in its aim to detect whether in-group favouritism is related to well-known social and economic preferences, such as altruism, reciprocity, risk and time preferences, etc. The third work is also a survey study that attempts to understand whether in-group favouritism is subject to parental transmission. The experiments in the first study of this thesis are based on the experimental design in Çağlayan and Giritligil (2016). The relationship between the motivation for in-group favouritism and the concern for social welfare is parametrically analysed through controlled variations of the parameters. The analysis of results indicate that group favouritism is a strong motivator. Although group effect was weakened in some treatments, none of them succeeded in overcoming group favouritism behaviour. Even under most detrimental conditions, the groups were still favoured against social welfare. In total, experiment results suggest that participants react to the social outcome, especially to inequality, however, the existence of the group, even in minimal group design, is a strong motivator to overcome social efficiency concerns. Moreover, decision changes analysis indicates that significantly least changed decision is the group favouring option. The importance of family influence in preference formation and the lack of information on relation of group favouritism behaviour with other social and economic preferences led us to search for methods to gather data from larger sample consists of families. Consequently, besides the experiments explained above, comprehensive surveys consist of social and economic preference questions including an illustration of experiment, are conducted to the families in 2016 and 2017 registration days of Istanbul Bilgi University. With the help of these surveys' analysis, common characteristics of individuals who exhibits socially harmful group favouritism behaviour and in family interaction of the behaviour along with the other preferences are tried to be explored. According to their response to the group favouritism question of the surveys, participants are divided into three groups as Decision 1 takers who are not maximisers, Decision 2 takers who maximise with least social harm and Decision 3 takers who decide to maximize themselves and their groups by causing high social inefficiency. The results of the analysis showed us that non-maximiser participants have significantly higher scores in prosocial behaviours except for inequality aversion and maximisers have significantly higher homo economicus attribute scores. Also, among maximisers, Decision 2 supporters are closer to the rational man assumption of the classical economic theory. Moreover, although no sign of direct group favouritism can be detected in intergenerational links of our data, common characteristics of parents with respect to their children's choices in group favouritism question and, in other way around, common characteristics of children regarding their parents' choices in group favouritism question are reported.İnsan davranışları sosyal psikoloji, sosyoloji, antropoloji ve biyoloji alanlarında sosyal davranışlar olarak kabul görüyorken, neo-klasik ekonomi teorisinde bağımsız ve dışsal kabul edilir. Fakat deneysel ekonomi literatürü, bu varsayıma dayalı fayda maksimizasyonu modellerinin insanların aldıkları aksiyonların diğerleri üzerindeki olumlu ya da olumsuz etkilerine karşı duydukları hassasiyeti tahminlemekte başarılı olamadığını göstermektedir. Deneysel kanıtlar, günlük hayatta da sıklıkla gözlendiği gibi, insanların karar alırken sadece kendi çıkarlarını değil, diğerlerinin de çıkarlarını da değerlendirdiklerini işaret eder. İnsan, gruplar içinde yaşamını sürdüren türler arasında kabul edilir. Sosyal türlerde karşılıklı fayda sağlayan aktivitelerin yaygın görülmesi ile birlikte, insanlar genetik ilişkiye gerek duymadan geniş ölçekte esnek bir şekilde iş birliği yapabilme yeteneğine sahiptir. Bu yetinin evrimi, davranışsal ve evrimsel bilimler literatüründe kapsamlı olarak ele alınmıştır. İnsan evrimsel dinamikleri açısından bakıldığında, gruplarda çocuk yetiştirme, yiyecek bulma-işleme ve savunma gibi konulardaki iş birliği, grubun doğaya uyum kabiliyeti, diğer gruplarla kaynaklar konusunda rekabet performansı ve sonuç olarak grup bireylerinin hayatta kalması açısından kritik bir rol oynamıştır. (Brewer (1999); Caporael (2007); Darwin (1871)) Günümüzde, grup kayırma davranışının insan topluluklarında yaygın görülmesi iyi belgelenmiş bir gerçektir. Ekonomi alanında, grup kayırma davranışının yüksek güven ve iş birliği doğurması sebebiyle grup içerisinde ekonomik verimliliği arttırıcı etkiye sahip olduğu kanısı yaygındır. Fakat modern toplumlarda çok sayıda grup (farklı etnik köken, farklı ırk, farklı altyapı, farklı din grupları gibi) yan yana yaşamakta, ayrımcılık ve önyargı önemli boyutlarda bir toplumsal verimsizliğe neden olmaktadır. Dış gruplara olan düşmanlığın grup kayırma davranışına eşlik etmesi halinde ekonomik yıkımın da kaçınılmaz hale geldiği aşikardır. Bu sebeple gruplar arası ilişkiler toplum içinde verimliliği sağlamak ve sürdürmek açısından ziyadesiyle büyük öneme sahiptir. Bu tez, grup kayırma davranışının sosyal verimlilik kaygıları ile olan ilişkisini tekrar kaynak dağılımı bağlamında incelemeye odaklanmıştır. Tez, üç çalışmadan oluşmaktadır: İlk çalışma, grup kayırma davranışının sosyal verimlilik kaygısının önüne geçtiği koşulları araştırmak amacıyla yapılan kontrollü laboratuvar çalışmalarını ve grup kayırma davranışının matematiksel modellemesini içerir. Tezdeki ikinci çalışma grup kayırma davranışının fedakârlık, karşılıklılık, risk ve zaman tercihleri vb. gibi iyi bilinen sosyal ve ekonomik tercihler ile ilişkisini yapılan bir anket çalışması aracılığıyla inceler. Üçüncü çalışma da anket çaılşmasının çıktılarının grup kayırma davranışının nesiller arası geçirgenliğini sorgulama amaçlı analizini içerir. Bu tezin ilk çalışmasındaki deneyler Çağlayan & Giritligil (2016) parametrik deney tasarımı temel alınarak oluşturulmuştur. Grup kayırma davranışı ve sosyal varlık kaygısı motivasyonları esnek deney tasarımından faydalanılarak parametrelerin kontrollü varyasyonları ile analiz edilmiştir. Sonuçlar analiz edildiğinde grup varlığının güçlü bir motivasyon kaynağı olduğu görülmektedir. Grup etkisinin kimi tretmanlarda zayıflamasına rağmen, hiçbir parametre varyasyonu grup kayırma davranışını yok edememiştir. En yıkıcı koşullarda dahi, denekler gruplarını sosyal refaha tercih etmişlerdir. Genel anlamda deney çıktıları, katılımcıların sosyal sonuçlara, özellikle eşitsizliğe, tepki verdiğini işaret etmekte; fakat minimal grup tasarımında dahi grupların varlığının katılımcılara toplumsal verimlilik kaygılarının göz ardı edilmesi için yeterli motivasyonu sağladığı görülmektedir. Ek olarak, karar değişikliği analizinde de en az değiştirilen kararın istatistiksel olarak anlamlı bir farkla grup kayırma kararı olduğu görülmüştür. Aile etkisinin tercih formasyonundaki önemi ve grup kayırma davranışının diğer sosyal ve ekonomik tercihler ile olan ilişkisi konusunda literatürdeki eksiklik bizi aileleri de içeren daha geniş örneklemden veri toplamak üzere yöntem arayışına yöneltti. Dolayısıyla, yukarıda anlatılan deneylerin yanı sıra, ailelere İstanbul Bilgi Üniversitesi 2016 ve 2017 yılları kayıt dönemlerinde sosyal ve ekonomik tercihleri konu alan sorular içeren kapsamlı bir anket çalışması uygulanmıştır. Bu anketlerin analizi ile topluma zararlı grup kayırma davranışını gösteren bireylerin ortak özellikleri ve bu davranışın diğer davranışlar ile birlikte aile içi etkileşimi keşfedilmeye çalışılmıştır. Katılımcılar, anketlerdeki grup kayırma davranışı soruları cevaplarına göre Karar 1'i tercih edenler; kendi faydasını maksimize etmeyenler, Karar 2'yi tercih edenler; en az toplumsal zarar ile kendi faydalarını maksimize edenler ve Karar 3'ü seçerek, kendilerinin ve gruplarının faydalarını maksimize edip yüksek oranda toplumsal verimsizlik oluşturanlar olarak üçe ayrılmıştır. Analizlerin sonuçları göstermiştir ki, maksimize etmeyen katılımcılar, eşitsizlikten kaçınma dışındaki prososyal davranışlarda ve maksimize edenler ise homoekonomikus öznitelik skorlarında istatistiksel olarak anlamlı seviyede daha yüksek sonuçlar almışlardır. Ayrıca, maksimize edenler arasında Karar 2'yi tercih edenlerin klasik ekonomi teorisinin rasyonel birey varsayımına daha yakın olduğu görülmüştür. Ek olarak, verimizin nesillerarası bağlantılarında grup kayırma davranışının doğrudan geçirgenliğine işaret eden bir bulgu olmamasına karşın, ebeveynlerin çocuklarının grup kayırma sorularına verdikleri cevaplara göre ortak karakteristik özellikleri ve, çocukların ebeveynlerinin grup kayırma sorularına verdiği cevaplara göre ortak özellikleri raporlanmıştır.

Benzer Tezler

  1. Socio-political identity and integgroup perception: The case of Ülkücü group in Turkey

    Sosyo-politik kimlik ve gruplar arası algı: Türkiye'de ülkücü grup örneği

    İBRAHİM DALMIŞ

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2003

    PsikolojiOrta Doğu Teknik Üniversitesi

    Psikoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. E. OLCAY İMAMOĞLU

  2. Yüksek ve düşük statülü gruplarda iç grup ve dış grup yanlılığı

    In-group and out-group favoritism in high and low status groups

    FATMA ŞADAN ÇİMENDAĞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    PsikolojiMersin Üniversitesi

    Psikoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SERAP AKGÜN

  3. 'Biz' ve 'Onlara' ceza değerlendirmelerinde sosyopolitik tutumların etkisi

    The effects of socio-political attitudes on punitive judgments to 'Us' and 'Them'

    SELEN GÖKSAL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Psikolojiİzmir Katip Çelebi Üniversitesi

    Psikoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. FİLİZ KÜNÜROĞLU

  4. Akademik etik ve akademik liyakat hakkında akademisyen görüşleri

    Academician views on academic ethics and academic merit

    MERVE OKAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Eğitim ve ÖğretimEskişehir Osmangazi Üniversitesi

    Yükseköğretimin Yönetimi ve Politikası Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. İLKNUR ŞENTÜRK

  5. Çevreye ilişkin tutum ve davranışlarda sosyal ve ekolojik baskınlık yönelimlerinin rolü

    The role of social and ecological dominance orientations in environmental attitudes and behaviours

    SEHER KARASU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    PsikolojiOndokuz Mayıs Üniversitesi

    Psikoloji Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ HİLAL PEKER DURAL