Geri Dön

Pediatrik hastalarda üç farklı trakeotomi tekniğinin trakeal komplikasyonlar ve dekanülasyon üzerine etkilerinin araştırılması

Investigation of the effects of three different tracheotomy techniques on tracheal complications and decanulation in pediatric patients

  1. Tez No: 639559
  2. Yazar: ÖMER ÇELİKAL
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. RIZA ÖNDER GÜNAYDIN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kulak Burun ve Boğaz, Otorhinolaryngology (Ear-Nose-Throat)
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2020
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kulak Burun Boğaz ve Baş-Boyun Cerrahisi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 50

Özet

Çalışmamızda pediatrik hastalarda üç farklı trakeotomi tekniğinin suprastomal komplikasyonlar ve dekanülasyon üzerine etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmamıza, postoperatif dönemde direkt laringoskopi yapılmış ve görüntülerine ulaşılmış olan, 0-3 yaş aralığında 62 hasta dahil edildi. Hastalar trakeotomi açılma tekniğine göre 3 gruba ayrıldı; vertikal insizyon+traksiyon sütür tekniği grubu (n:24), vertikal insizyon+matüraston sütür tekniği grubu (n:19), inferior bazlı flep (Björk) tekniği grubu (n:19). Tüm gruplardaki hastaların, postoperatif dönemde trakeotomi ilişkili komplikasyonları direkt laringoskopi görüntüleri ile incelenmiştir; dekanüle olabilen hastalarda trakeokütanöz fistül gelişip gelişmediği belirlenip kaydedilmiştir. Suprastomal bölgede ≥%50 (ağır) kollaps+granülasyon dokusu, vertikal insizyon+matürasyon sütür grubunda %15.8, inferior bazlı flep (Björk) tekniği grubunda %26.3, vertikal insizyon+traksiyon sütür grubunda %29.2 olarak tespit edildi (p=0.656). Erken dönemde ≥%50 (ağır) suprastomal bölge patolojisi, vertikal insizyon+traksiyon sütür grubunda %8.3, vertikal insizyon+matürasyon sütür grubunda %9.1, inferior bazlı flep (Björk) tekniği grubunda %13.3 olarak tespit edildi (p=1.0). Geç dönemde ≥%50 (ağır) suprastomal bölge patolojisi, vertikal insizyon+matürasyon sütür grubunda %15.4, inferior bazlı flep (Björk) tekniği grubunda %36.4, vertikal insizyon+traksiyon sütür grubunda %37.5 olarak tespit edildi (p=0.423). Kazara dekanülasyon oranı inferior bazlı flep (Björk) tekniği grubunda %10.5, vertikal insizyon+traksiyon sütür grubunda %20.8 ve vertikal insizyon+matürasyon sütür grubunda %26.3 olarak tespit edildi (p=0.442). Rekanüle edilene kadar hayatı tehdit eden durum ortaya çıkma oranının vertikal insizyon+traksiyon sütür grubunda %60, vertikal insizyon+matürasyon sütür grubunda %20 ve inferior bazlı flep (Björk) tekniği grubunda %0 olduğu tespit edildi (p=0.394). Trakeokütanöz fistül oranının vertikal insizyon+matürasyon sütür grubunda %40, inferior bazlı flep (Björk) tekniği grubunda %33.3, vertikal insizyon+traksiyon sütür grubunda %13.3 olduğu tespit edildi (p=0.337). Suprastomal patolojilerin önlenebilmesinde matürasyon sütürünün, kazara dekanülasyon sonrası rekanülasyonu daha kolay yapabilmek için de Björk flep tekniğinin kullanılmasının faydalı olabileceği düşünülmektedir.

Özet (Çeviri)

The aim of the study is investigate effects of three different tracheotomy techniques on suprastomal complications and decanulation in pediatric patients. In our study, 62 patients in 0-3 age range are included. Patients which direct laryngoscopy was performed and its images were reached in the postoperative period are included. The patients were divided into three groups according to the tracheotomy technique; vertical incision+traction suture technique group (n:24), vertical incision+maturation suture technique group (n:19), inferior based flap (Björk) technique (n:19). Tracheotomy related complications of patients in all groups were examinated with direct laryngoscopy images in the postoperative period; we determinated whether tracheocutaneous fistula developed in patients who could be decanulated. In the suprastomal region, ≥50% (severe) collapse + granulation tissue was detected as 15.8% in the vertical incision + maturation suture group, 26.3% in the inferior based flap (Björk) technique group, 29.2% in the vertical incision+traction suture group (p=0.656). In the early period, ≥50% (severe) suprastomal region pathology was detected as 8.3% in the vertical incision+traction suture group, 9.1% in the vertical incision + maturation suture group, and 13.3% in the inferior-based flap (Björk) technique group (p = 1.0). In the late period, ≥50% (severe) suprastomal region pathology was detected as 15.4% in the vertical incision+maturation suture group, 36.4% in the inferior based flap (Björk) technique group, and 37.5% in the vertical incision+traction suture group (p = 0.423). The accidental decanulation rate was detected as 10.5% in the inferior based flap (Björk) technique group, 20.8% in the vertical incision+traction suture group and 26.3% in the vertical incision+maturation suture group (p = 0.442). The rate of life-threatening occurrence until recanulated was detected as 60% in the vertical incision + traction suture group, 20% in the vertical incision+maturation suture group and 0% in the inferior-based flap (Björk) technique group (p = 0.394). The rate of tracheocutaneous fistula was detected as 40% in the vertical incision+maturation suture group, 33.3% in the inferior based flap (Björk) technique group, and 13.3% in the vertical incision+traction suture group (p= 0.337). We think that it can be beneficial to use both maturation suture in order to prevent suprastomal pathologies and Björk flap technique in order to make recanulation easier after accidental decanulation.

Benzer Tezler

  1. Çocuk yoğun bakım hastalarında kullanılan tıbbi malzemelerin idrar bisfenol a düzeylerine etkisi

    The association between urinary Bpa levels and medical equipment among pediatric intensive care patients

    GANİME AYAR

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıHacettepe Üniversitesi

    Sosyal Pediatri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SIDDİKA SONGÜL YALÇIN

  2. Pediatrik olgularda premedikasyon yöntemlerinin preoperatif ve postoperatif anksiyete üzerine etkinliğinin incelenmesi

    Evaluation the efficacy of premedication methods on preoperative and postoperative anxiety in pediatric patients

    MEHMET BURAK EŞKİN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    Anestezi ve ReanimasyonGATA

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MEHMET EMİN ORHAN

  3. Pediatrik dental girişimlerde müzik dinletilmesinin sedasyon gereksinimi ve düzeyine etkisi

    The effects of music on sedation depth and necessity during pediatric dental procedures

    ÖZLEM ÖZKALAYCI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Anestezi ve ReanimasyonBaşkent Üniversitesi

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. COŞKUN ARAZ

  4. Trombosit kollajen reseptörü integrin alfa2beta1'in alfa 2 gen alellerinin serebral infarktlı Türk pediatrik hastalarda incelenmesi

    Alpha 2 gene alleles of the platelet collagen receptor integrin alpha2beta1 in Turkish with cerebral infarct

    M. TÜRKER DUMAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2000

    BiyokimyaAnkara Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NEJAT AKAR

  5. Pediatrik hastalarda kaudal, transversus abdominis plane ve ilioinguinal/iliohipogastrik sinir bloğunun postoperatif analjezik etkinliğinin karşılaştırılması

    Comparison of postoperati̇f analgesi̇c efficiency on caudal block, transversus abdominis plane block and ilioinguinal/iliohypogastric nerve block in pediatric patients

    MAHMUT HAKAN SOYDİNÇ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Anestezi ve ReanimasyonGaziantep Üniversitesi

    Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü

    DOÇ. DR. LEVENT ŞAHİN