Geri Dön

19. yüzyılda batılı yazarların gezı̇ yazılarında İstanbul'da gündelı̇k hayatın temsı̇lı̇ üzerı̇ne bı̇r ı̇nceleme: Gustave Flaubert'ı̇n Doğu'ya Yolculuk kı̇tabı

An investigation on the representation of everyday life in İstanbul in the travel books of Western authors in the 19th century: Case of Gustave Flaubert's 'Journey to the East'

  1. Tez No: 641215
  2. Yazar: KEMAL CAN KAYAR
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. KÜBRA GÜRAN YİĞİTBAŞI
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Fransız Dili ve Edebiyatı, Gazetecilik, French Linguistics and Literature, Journalism
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2020
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Marmara Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Gazetecilik Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Yayıncılık Yönetimi Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 122

Özet

Oryantalizm diğer bir adı ile Şarkiyatçılık en genel anlamıyla Batı'nın üstünlüğünü kabul ederek Doğu kültürüne ilişkin yapılan çalışmaları tanımlamaktadır. Eleştirel Oryantalizm ise, Doğu kültürünün Batılılar tarafından temsilindeki önyargıların kökenlerine inme eğilimindedir. Oryantalizm kavramının geliştirilmesinde en büyük paya sahip olan Edward Said Şarkiyatçılık isimli eleştirel kitabını yazarken sanat eserlerinden olduğu kadar gezi yazılarından da ciddi şekilde faydalanmıştır. Gezi yazıları, seyahat eden kişi için öteki yerler, kültürler ve insanlar ile karşılaşmaların kapısını açan seyahatlerin bir ürünüdür. 19. yüzyılda Batılı gezgin, yazar ve entelektüellerin Doğu seyahatleri, çeşitli kültürel, toplumsal ve teknolojik koşulların da etkisiyle bir moda haline gelmiştir. Uzun yıllar Avrupalılar tarafından Doğu'nun en önemli temsilcisi görülmüş Osmanlı Devleti'nin başkenti İstanbul da bu dönemde birçok Batılı tarafından ziyaret edilmiştir. Bir ayağı Avrupa'da bir ayağı Asya'da olan dünyanın iki kıta üzerine kurulu tek şehri olan İstanbul, yazarların, gezginlerin, ressamların, sinemacıların tekrar tekrar kurguladıkları bir imgedir. Bu seyahatlerin somut bir çıktısı olarak gezi yazıları, Doğu ile Batı arasında günümüzde de sürmekte olan kolektif önyargıların tarihsel temellerini araştırmak açısından son derece önemli kaynaklardır. Bu tez çalışması, 19. yüzyılda İstanbul'u ziyaret eden Batılı yazarların İstanbul'un gündelik hayatını algılayarak nasıl eserlerine yansıttıklarını söz konusu perspektiften hareketle araştırmayı amaçlamaktadır. Batı için Doğu'ya, Doğu için de Batı'ya açılan bir kapı olan İstanbul 19. yüzyılda pek çok Batılıyı ağırlamıştır. Fakat çalışmanın örneklemini daraltmak için bu yazarlar arasından Gustave Flaubert seçilerek çalışmanın kapsamı belirlenmiştir. Gustave Flaubert'in, edebiyatta realist akımın kurucusu olması dolayısıyla, analizin daha gerçekçi sonuçlar ortaya çıkaracağı düşünülmüştür. Edebi literatürde realizm akımının kurucusu kabul edilen Madame Bovary'nin yazarı Flaubert 1849 – 1851 yıllarında çıktığı Doğu seyahati sırasında İstanbul'u ziyaret etmiş ve yaklaşık bir ay şehirde kalmıştır. Bu seyahat boyunca İstanbul'un gündelik hayatını gözlemleme fırsatı bulan yazar, gözlemlerini titizlikle not almıştır. Flaubert, Doğu yolculuğunun anlatısını yaşarken yayınlamamış olsa da ölümünden sonra notları Voyage en Orient (Doğu'ya Yolculuk) ismiyle kitaplaştırılmıştır. Bu tez çalışmasının örneklemini de bu kitapta yer alan İstanbul bölümü oluşturmaktadır. Bir seyahatin neticesinde öteki olanla kurulan temas, mevcut önyargı ve kalıp yargılardan sıyrılmayı ve onu daha iyi anlamayı destekleyebileceği gibi tam aksine de neden olabilir. Bu iki yönlü perspektiften hangisinin ağır bastığını anlamak gezi yazılarındaki temsil biçimlerinin analizi ile mümkündür. Bu sebeple çalışmanın kavramsal çerçevesini temsil oluşturmaktadır. Ele alınan metinde İstanbul'daki gündelik hayat pratiklerinin bir Batılı yazarın eserlerinde nasıl temsil edildiğini anlamak için nitel içerik analizi yöntemi uygulanmıştır. Çalışmada öncelikle içerik analizine uygun kategoriler belirlenmiştir. Daha sonra kent/mekan, kılık kıyafet, din, cinsellik/kadın-erkek ilişkileri ve etnik kimlikler olmak üzere gündelik hayat pratiklerini imleyen beş ana kategori altında çalışmanın sorunsalı kapsamında bir içerik analizi yapılmıştır. Nitel içerik analizinin sonucunda, Flaubert'in Doğu'yu temsil biçimlerinin oryantalizmin genel kalıplarına uyduğu görülmüştür. Realist bir yazar olmasına rağmen Flaubert'in tıpkı o dönemdeki pek çok Avrupalının zihnindeki gibi bir Doğu temsili ortaya koyduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu Doğu en genel anlamda, Batılı için evrensel kabul edilen değerlere ulaşmayı başaramayan; aynı zamanda türlü acayiplikleri barındıran bir Doğu'dur. Şüphesiz bu genel sonuç şaşırtıcı değildir. Fakat analizin detayları bu temsilin biçimlerine ilişkin daha özgün sonuçları da ortaya koymuştur. Flaubert, burjuva değerlerine prensip olarak karşı gelen bir yazardır. Doğu'yu da kapitalizm gelişmediği dolasıyla burjuva ahlakının oturmadığı bir yer olarak sistem karşıtı görüşlerini ve iç dünyasını olgunlaştırabileceği bir yer olarak görmektedir. Edebi üslubunu zıtlıklar üzerinden kuran ve acı gerçekleri insanların yüzüne çarpmaktan hoşlanan Flaubert'in Doğu seyahati boyunca zıtlıkların peşinden gitmiş olduğu görülmektedir. Batı-Doğu gibi baştan bir zıtlık taşıyan seyahatini Doğu'nun kendi içindeki zıtlıklarının da peşinden giderek tasvir etmiştir. Flaubert'in Doğu'ya Yolculuk kitabında görülen üslubu kimi zaman kısa, öz kimi zaman detaylı tasvirlerle bir Doğu temsili yaratmadaki başarısı muhakaktır. Fakat bu tasvirlerin arkasındaki bilinçli ya da bilinçsiz yargıların kökeninde 19. Yüzyıl batılı entelektüelinde sıkça görülen insalığın hem geçmişine hem de geleceğine Batı'dan bakmak vardır. Doğu ile Batı arasındaki kolektif önyargıların tarihsel temellerini görmek açısından son derece önemli olan kültürel kaynaklar hem kendinden önceki hem de kendinden sonraki kültürel referanslarla yeniden üretilmektedir. Dolayısıyla tarihsel süreç içinden beslenen temsiller tarih akışında yeni anlamlar kazanmaktır. Yazarın temsillerine sirayet eden modernist Avrupalı aydın muhayyilesi kendi çağında ileri bir pozisyonda kabul edilirken özellikle postmodern dönemde pek çok eleştirel yaklaşımın hedefi olmuştur. Buna rağmen metindeki en genel çıkarım olan Batı'nın üstenci tavrı güncel siyasi durumlar üzerinden bugün de sürdürülmektedir. Zira gezi yazıları gibi kültürel metinler, Batı'nın bugünkü görüşünü de etkileyen imgelerin yaratıldığı havuzun bir parçasıdır. Dolayısıyla bugünle ilgili yorum yapmak için geçmişten bu yana devam eden sorunlu bakış ve algıları da bilmek ve ortaya koymak daha da önem kazanmaktadır.

Özet (Çeviri)

Orientalism, in its most general sense, defines the studies on Eastern culture by accepting the superiority of the West. Critical Orientalism also tends to trace to the roots of prejudices in the representation of Eastern culture by westerners. Edward Said, who has the biggest share in the development of the concept of orientalism, made serious use of his travel writings as well as his works of art while writing his critical book called Orientalism. Travel writings are the product of travel that opens the door to encounters with other places, cultures, and people for the traveler. In the 19th century, the Eastern travels of Western travelers, writers and intellectuals became a fashion with the influence of various cultural, social and technological conditions. Istanbul, the capital of the Ottoman Empire, was seen as the most important representative of the East by Europeans for many years and was visited by many Westerners during this period. Istanbul, which is the only city in the world built on two continents, with one foot in Europe and one foot in Asia, is an image that writers, travelers, painters and filmmakers have reconstructed over and over again. As a tangible outcome of these travels, travel writings are extremely important sources in terms of researching the historical foundations of collective prejudices between East and West today. This thesis study aims to investigate how Western writers, who visited Istanbul in the 19th century, perceive the everday life of Istanbul and reflect them on their works, from this perspective. Being a gateway to the East for the West and the West for the East, Istanbul hosted many Westerners in the 19th century. However, in order to narrow the sample of the study, Gustave Flaubert was chosen among these authors and the scope of the study was determined. Because Gustave Flaubert was the founder of the realist movement in literature, it was thought that analysis would yield more realistic results. Flaubert, the author of Madame Bovary, who is accepted as the founder of the realism movement in literary literature, visited Istanbul during his Eastern trip between 1849 and 1851 and stayed in the city for about a month. The author, who had the opportunity to observe the everyday life of Istanbul during this trip, took careful note of his observations. Although Flaubert did not publish the narrative of the Eastern journey while he was alive, after his death his notes were published in a book called Voyage en Orient (Journey to the East). The sample of this thesis study is the Istanbul chapter in this book. Contact with the other as a result of a journey can support the elimination of prejudices and stereotypes and a better understanding of it, and on the contrary, it can causeIt is possible to understand which of this two-way perspective if we dominate by analyzing the representation styles in travel writings. For this reason, representation constitutes the conceptual framework of the study. In the text discussed, qualitative content analysis method was applied in order to understand how the everday life practices in Istanbul are represented in the works of a Western author. In the study, firstly, categories suitable for content analysis were determined. Then, a content analysis was conducted within the scope of the problematic of the study under five main categories that signify everyday life practices: city/place, dress code, religion, sexuality / men-women relations and ethnic identities. As a result of the qualitative content analysis, it was seen that Flaubert's forms of representation of the East conform to the general patterns of orientalism. Although he was a realist writer, it was concluded that Flaubert produced an Eastern representation, just like many European authors of that time. This East, in the most general sense, fails to reach values accepted universally for the Western. The result is also an East with all sorts of strange, of course, this overall it is not surprising. However, the details of the analysis also revealed more specific results regarding the forms of this representation. Flaubert is a writer who in principle opposes bourgeois values. He also sees the East as a place where bourgeois morality has not developed since capitalism has not developed, and as a place where anti-system views and the inner world can mature. It is seen that Flaubert, who built his literary style through contrasts and liked to hit the painful truths in the face of people, had followed the contrasts throughout his Eastern journey. He depicted his journey, which bears a contrast from the beginning like West-East, by going after the contrasts within the East itself. Flaubert's success in creating an Eastern representation, sometimes with brief, sometimes detailed descriptions in his book Journey to the East, is reasonable. But at the root of the conscious or unconscious judgments behind these depictions is the Western view of both the past and the future of humanity, which is frequently seen in the 19th century western intellectual. Cultural resources, which are extremely important in terms of seeing the historical foundations of collective prejudices between East and West, are reproduced with both preceding and post-cultural references. Therefore, representations fed through the historical process gain new meanings in the flow of history. While the modernist European intellectual imagination that permeates the writer's representations is accepted in an advanced position in its own era, it has been the target of many critical approaches, especially in the postmodern period. Despite this, the most general conclusion in the text that the West's attitude of superiority continues today through current political situations. Because cultural texts such as travel writings are a part of the pool where the images that affect the present view of the West are created. Therefore, it becomes more important to know and reveal the problematic views and perceptions that have been going on since the past in order to comment on today.

Benzer Tezler

  1. Batılı gezginlerin İstanbul'u: 19. yüzyıl yazarlarına ekolojik bir bakış

    The western travellers? Istanbul: An ecological approach to 19th century writers

    YİĞİT DEVRİMCİ ZEHRA EVREN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    Türk Dili ve Edebiyatıİstanbul Bilgi Üniversitesi

    Karşılaştırmalı Edebiyat Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. SÜHA OĞUZERTEM

  2. Latîfe Ez-Zeyyât'ın el-Bâbu'l-Meftûh adlı romanında kadın, kimlik ve ideoloji

    Identity, ideology and women in Latîfe ez-Zeyyât's novel el-Bâbu'l-Meftûh

    FETİYE YILMAZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Doğu Dilleri ve EdebiyatıMuş Alparslan Üniversitesi

    Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ HASAN HARMANCI

  3. Thomas Carlyle'ın Türk düşünce hayatına etkisi ve Mahmud Esad Seydişehrî

    Thomas Carlyle's influence on Turkish intellectual life through the example of Mahmud Esad Seydişehrî

    UĞUR DİNÇ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    TarihGazi Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. HÜSNÜ YÜCEKAYA

  4. Sanatta bir biçimlendirme yaklaşımı olarak Çin-Japon resminin batı resmine etkisi

    The effects of the Chinese-Japanese painting as a formulation approach in art on the paintings of west

    MERYEM GÖKMEN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2007

    Eğitim ve ÖğretimDokuz Eylül Üniversitesi

    Resim-İş Eğitimi Ana Bilim Dalı

    Y.DOÇ. TURAN ENGİNOĞLU

  5. Meşrutiyet Dönemi fikir akımları içerisinde İslamcılık akımının incelenmesi

    Investigation of the current of Islamism with in the philosophical currents in the era of constitution

    MİTAT AKPINAR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1995

    Siyasal BilimlerCumhuriyet Üniversitesi

    DOÇ.DR. ALİ ERKUL