Geri Dön

İngiliz kurumsal aciz hukukunda idari kayyımın ve yöneticinin görev ve yetkileri

The powers and duties of administrative receiver and administrator in corporate insolvency law in the united kingdom

  1. Tez No: 653580
  2. Yazar: BÜŞRA NACİYE YILDIZ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. GÜRAY ERDÖNMEZ
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Hukuk, Law
  6. Anahtar Kelimeler: UK Corporate Insolvency Law, Administrative Receivership, Administration, Administrative Receiver
  7. Yıl: 2020
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Galatasaray Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Özel Hukuk Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 165

Özet

İngiliz Kurumsal Aciz Hukukunun incelendiği bu çalışmada şirket kurtarma modelleri ve bunlar içerisinde görevli olan aciz meslek mensubu olan uygulayıcıların yetki ve görevlerine değinilecektir. Ayrıca, karşılaştırmalı olarak Türk Hukukundaki şirket kurtarma modellerinden biri olan konkordato müessesesinin ve bunun uygulayıcısı olan konkordato komiserinin görev ve yetkileri de ele alınacaktır. 1977 yılında İngiliz Hükümeti tarafından ülkedeki aciz yasalarında reform yapılması için Sir Kenneth Cork başkanlığında oluşturulan Aciz Komitesi 5 yıl süren bir çalışma yaptı. 1982 yılında Cork Raporu adıyla bu reformlar tamamlanmıştı. Bu rapordaki tavsiyeler incelenerek 1986 tarihli Aciz Yasası (Insolvency Act) düzenlenmiştir. Şirket kurtarma modelleri 4 tanedir. Bunlar Administration receivership (idari kayyımlık) usûlü, administration (yönetim) usûlü, company voluntary arrangement (şirketlerin iradi düzenlemesi) usûlü ve scheme of arrangement (düzenleme planı) usûlüdür. İdari kayyımlık usûlündeki idari kayyım ile yönetim usûlündeki yöneticinin görev ve yetkilerinin incelenmesi çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. 1990'lı yıllarda yıllarda İngiltere'de Aciz Hukukunda hâkim olan ilkeye göre, idari kayyımlık usûlü, rehinli (floating charge) alacaklılar için uygulanan bir yeniden yapılandırma yöntemidir. İdari kayyım (administrative receiver) ise, şirketin malvarlığının tamamını kapsayan bir rehine (floating charge) sahip alacaklı tarafından atanan bir görevlidir. İdairi kayyımın bu prosedürü uygulayabilmesi için profesyonel bir aciz meslek mensubu olması gerekir. Aciz Yasası'na göre bir idari kayyımın idari kayyım olarak tanımlanabilmesi için 3 şartı taşıması gerekmektedir. İlk olarak, bir önceki kayyımlık (receivership) usûlüne tabi olan bir şirketin malvarlığı hariç, idari kayyımlık usûlü şirketin malvarlığının tamamını büyük ölçüde kapsamalıdır. İkinci olarak, idari kayyımlık usûlü, idari kayyımın tayin edildiği ve rehin hakkını da içermek zorunda olduğu ilgili borçları kapsamalıdır. Bunun şirketin önemli miktarda malvarlığını da kapsaması gerekmez. Aslında şirket tarafından verilen borç rehin kapsamında kalan herhangi bir özelliğe sahip olmalıdır. Eğer borç rehinle ilgili hiçbir şey içermiyorsa görevli“idari kayyım”sıfatına haiz olamaz. Bu yüzden borcun rehin içermesinin sağlanması önemlidir. Son olarak, idari kayyım, rehinli alacaklı tarafından tayin edilmek zorundadır. Mahkeme idari kayyımı idari kayyım olarak atayamaz. Uygulamada malvarlığı üzerinde idari kayyım tayin edilmesi her zaman rehinli alacaklı (debenture holder) tarafından yapılır. İdari kayyımın öncelikli amacı şirketin malvarlıklarını kontrol altına almak ve onu tayin eden kişinin yani rehinli alacaklının alacağını tamamen temin etmektir. Bu yöntem esasen, münferit bir alacaklının teminat hakkını kullanması için geliştirilmiş ve bu amaca hizmet etmiştir. Bundan dolayı, alacaklıların tümünü veya şirketin mali durumunun bozulmasından etkilenen diğer menfaat gruplarını dikkate alacak şekilde düzenlenmemiştir. İdari kayyımlık usûlü, sadece rehinli alacaklıların şirketten alacaklarını temin etmesini sağlayan kolektif olmayan bir aciz sürecini içeren şirket kurtarma modelidir. 2002 tarihli İşletme Yasası (Enterprise Act) ile idari kayyımlık yöntemi kaldırılmıştır.15 Eylül 2003 tarihi ve sonrasında rehinli alacaklılar özellikle finansal piyasaların dahil olduğu özel durumlar dışında bir idari kayyım atayamayacaktır. Ancak, bir idari kayyım atanması konusundaki bu yasağın geriye dönük olmaması gerçeği, idari kayyım tayin etme izni verilebilecek istisnai davalardan ayrı olarak, idari kayyımların birkaç yıl boyunca sistemde kalmaya devam edecekleri ve bu nedenle de önem arz edecekleri anlamına gelmektedir. Ancak bu usûlün başlatılıp idari kayyımın atanması şirketlerin tasfiyeye gitmesine engel olamamıştı. Çünkü, mali durumu bozulan bir şirketin yeniden düzenlenmesi girişimlerinde bireysel alacaklıların icra eylemleri yüzünden engellenmesi oldukça kolaydı. 1986'dan önce bir şirkete dışardan bir müdür (manager) atanması ve bu müdürün şirketin malvarlıklarını şirket yararına ve şirketin alacaklıları lehine elden çıkarması için kolektif bir usûl yoktu. Hatta bir şirketin finansal bir zorlukta yeniden örgütlenme girişimlerinin bireysel alacaklılar tarafından haciz işlemleri ile iptal edilmesi çok kolaydı. İdari kayyım atandığı durumda bile şirketin tasfiyeye gitmesine engellenemedi. Şirketlerin tasfiye edilmesine engel olmak için önce 1985 tarihli Aciz Yasasında sonra 1986 tarihli Aciz Yasası ile detaylı ve sadece şirketler için geçerli olan yönetim (administration) usûlü oluşturuldu. Bu usûl esasen ABD İflâs Yasası bölüm 11'in benzeridir ve Cork Raporuna dayanmaktadır. Ancak ABD Hukukundan da farklı yönleri vardır. Yasa koyucuya ABD Hukukunun, işletmenin going concern yani kârlılığı devam eden bir işletme olarak çalışır halde devri veya devam ettirilmesi konusundaki olumlu deneyimi yol göstermiştir. Bu usûl, idari kayyımlık usûlünden hem amaç hem usûlün başlangıcı, işleyişi, yöneticiye verilen görev ve yetkiler ile alacaklı sınıflarının hukuki konumları bakımından tamamen farklıdır. Yönetim (administration) usûlü doğasında kolektif bir yapıya sahip olup şirketleri kurtarmak ve yeniden yapılandırmak için birçok avantajlı özellik sunmuştur. Bu usûl; teminatlı alacaklıların sahip olduğu hakları elde ederken şirketin sahip olduğu malvarlıklarının kurtarılmasına vermiş olduğu zararlardan kaçınmış ve tüm alacaklılara fayda sağlamayı amaç edinmiş mahkeme tarafından yürütülen güvenli bir prosedürdür. Bu prosedür borçlu odaklı olup şirketlerin yaşadığı finansal zorlukların erken aşamalarında şirketleri yardım almaya sevk etmektedir. Ayrıca, rehinli alacaklı olan bankalarla ve onlara imtiyaz sağladığı için eleştirilen idari kayyımlık usûlünün dezavantajlarından sıyrılarak borçlularla onların alacaklıları arasında ortak bir çabayla şirketin kurtarılmasını teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Aciz hukukundaki bu problemleri çözmek için ise yönetim prosedürü düzenlenmiştir. Yönetim modeli, yönetim ve varlıkların elden çıkarılması yetkisi ile ilgili olarak ,idari kayyımlık usûlüne benzer. Kişisel ve tescilli hakların uygulanmasına ilişkin bir moratoryum yoluyla şirkete bir nefes alma alanı (icra takiplerinin durdurulması yoluyla) (breathing space) sağlamak niyetinde geçici bir prosedürdü. Bu usûl, mahkeme denetiminin maliyeti, gerekli raporlar ve aciz meslek mensubunun katılımı nedeniyle pahalıydı. Anılan nedenlerle bu usûl küçük şirketler için faydalı olamamıştır. Tasfiye (liqudation) de, tasfiye memurunun (liquidator) görevi şirketi tasfiye edip tasfiye payı dağıtmak olmasına rağmen, bu durum yönetim usûlünde farklıdır. Bu usûlde yönetici, şirketin malvarlığını eski haline getirmek, malvarlıklarının paraya çevrilmesini sağlamak ve Emeklilik Yasası (The Pension Act) uyarınca şirketlerin gönüllü düzenlemesi modelinde görevli olmaya aday olan danışman (supervisor) için alacaklılara teklifler sunmaktır. Şirketin iradi düzenleme usûlünde görevli olarak atanan danışmanın (supervisor) yaptığı görev, borç belgelerini almak ve kâr payı dağıtmak iken, yönetim usûlündeki görevli olan yöneticinin görevi değildir. Ancak, bu usûlde 1986 tarihli Aciz Yasası'nın B1 bölümünde kapsamlı değişiklikler yapılmıştır. Yönetici, şirketi bir going concern yani kârlılığı devam eden bir işletme olarak kurtarmak, şirketin alacaklıları için şirketi bir bütün olarak, şirketi ilk olarak yönetim usûlüne götürmeden tasfiye edilmesi durumundan daha iyi bir sonuç elde etmek ve imtiyazlı (rüçhanlı) veya teminatlı alacaklılara dağıtım yapmak için şirket malvarlığını paraya çevirmektir. 1986 tarihli Aciz Yasası ile getirilen bir başka şirket kurtarma modeli ise şirket iradi düzenlenmesidir (company voluntary arrangement). Bu yönteme göre, finansal açıdan zor durumdaki şirketlerin yeniden yapılanma planını hazırlayabilmesini ve şirket ile alacaklıları arasında bağlayıcı (binding) uzlaşma ya da borçlanma anlaşmasını (arrangement of indebtness) sağlamayı amaçlayan hızlı, ucuz ve kullanışlı (user-friendly) bir prosedürdür. Bu prosedür borçlu şirket ile alacaklıları arasında olan bir uzlaşmayı sağlamayı amaçlar. Mevcut yargı yaklaşımı, bu usûlün sözleşmeye bağlı bir düzenleme olduğunu ve dolayısıyla sözleşmeden doğan ilkeler tarafından yönetilmesi gerektiğini göstermektedir. Şirket yetkilileri (directors) tarafından veya şirketin halihazırda yönetim (administration) veya tasfiye (liquidation) halinde olduğu durumlarda yönetici (administrator) veya tasfiye memuru (liquidator) tarafından bu usûl başlatılabilir. Borçlu yanlısı bu usûlün önemli bir özelliği, şirket yöneticilerinin kurtarma rejimine kolay erişimini sağlayan ihtiyari bir özelliğe sahip olmasıdır. Bu bakımdan, finansal olarak sıkıntılı bir şirket, potansiyel olarak erken bir aşamada iyileştirilebilir. Bu usûlün bir diğer önemli üstün yanı, yöneticilerin, teklifin alacaklılar toplantısı ve hissedarlar toplantısı tarafından onaylanmasından sonra teklifi denetleyecek olan adayın (nominee) yardım ve gözetiminde, şirketin işlerini kontrol altında tutmasıdır. Bu mekanizma, ABD de ki İflâs Yasası (Bankruptcy Code) Bölüm 11'deki (Chapter 11)“borçlu odaklı”modeline oldukça yakındır. Aynı zamanda, bu usûlün uygulamada, özellikle aciz öncesi aşamada, daha az kullanıldığı görünmektedir. Mahkeme odaklı düzenleme planının (scheme of arrangement) aksine, bu prosedür basit, hızlı ve üniterdir. Son model olan, düzenleme planı (scheme of arrangement) usûlü ise, 19.yüzyılın sonlarına kadar uzanan bir yasama tarihine sahip olup son değişikliklerle birlikte 2006 tarihli Company Act (Şirketler Yasası)'nın 26.bölümünde düzenlenmiştir. Bu prosedür, geleneksel tasfiye işlemleri dışında (traditional winding-up proceedings), özellikle gönüllü düzenleme (company voluntary arrangement) ve yönetim (administration) prosedürleri mevcut olmadığında, kurtarmaya yönelik bir alternatif sunar. Büyük şirketler özellikle de sigorta şirketlerinin yeniden yapılandırılmasında önemli bir rol oynamıştır. Yasada düzenlenen bu prosedür şirket aciz halinde olsun veya olmasın aciz öncesi yeniden yapılanma prosedürü olarak hizmet etmekten ziyade, şirketin ve sermayesinin yeniden yapılandırılması amacını güder. Düzenleme programının önemli bir avantajı, etkin bir yeniden örgütlenme aracı olduğu kanıtlanmış olmasına rağmen, prosedürün, ödeme aczi zorunluluğu gerektirmeksizin başlatılabilmesidir. Böylece, şirketin işlerinin krize girdiği durumda düzenleme planını erken bir aşamada kullanılmak üzere tasarlanmıştır. Bu usûlde eksiklik ise, borçlu şirketin bireysel alacaklıların şirket aleyhindeki iddialarını engelleyecek herhangi bir moratoryumun bulunmadığı ve mahkemenin finansal olarak mücadele eden şirketin borçlanma zorunluluğundan korunmasını sağlamak için gayri resmi bir moratoryum yapma yetkisi bulunmadığı kayda değerdir. Bu nedenle, düzenlemelerin ana kurumsal kurtarma prosedürü olarak uygun olmaması, aciz yasası reformlarını teşvik etmiş ve diğer kurtarma rejimlerinin yönetim (administration) ve gönüllü şirket düzenlemesi (company voluntary arrangement) gibi prosedürlerin uygulamaya konulmasına neden olmuştur. Ülkemizde şirket kurtarma modelleri olarak eski Türk Ticaret Kanunu'nun 324. maddesinde düzenlenmiş olan iflâsın ertelenmesi ile İsviçre İcra İflâs Kanunu baz alınarak düzenlenmiş olan konkordato hükümleri vardı. Bu konkordato usûlünde konkordato tasdik süresi 5 ay olduğu için uygulamada kullanılmıyor, iyileştirme modeli olarak ise iflâsın ertelenmesi yöntemine başvuruluyordu. 2004 yılında ise ABD İflâs Yasası Bölüm 11 (Chapter 11) den alınan sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılması usûlü de getirilerek 2 tür şirket kurtarma seçeneği olmuştur. Fakat bu yöntem ise uygulamada hiç kullanılmamıştır. 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK m. 376/3 ve 377 anonim şirketler ve TTK m. 633-634 atfıyla limited şirketler için iki kurumsal kurtarma modeli öngörmüştür. Gerek konkordato ve gerekse iflâsın ertelenmesine ilişkin hükümlerinin alındığı İsviçre Hukukunda ise, iflâsın ertelenmesi, bizim uygulamamızla hiç ilgisi olmayacak şekilde 1881 yılından bugüne kadar uygulanabilmiş ve bu nedenle konkordato hükümlerinin yenilenmesi sonrasında kaldırılmamıştır. Şu anda İsviçre Hukukunda hem konkordato hem de iflâsın ertelenmesi hükümleri yürürlüktedir. En önemlisi her iki kurum hakkında hukukumuzda yaşananların İsviçre Hukukunda görülmemiş ve duyulmamış olmasıdır. Anahtar kelime : İngiliz Kurumsal Aciz Hukuku ( Corporate Insolvency Law) , İdari Kayyımlık Usûlü( Administrative Receivership), Yönetim Usûlü (Administration), İdari Kayyım( Administrative Receiver), Yönetici (Administrator)

Özet (Çeviri)

This study, in which UK Corporate Insolvency Act is analyzed, will mention about corporate reorganization models and duties and authorities of the officers involved in these processes. Furthermore, composition (corcordatum) process, one of the corporate reorganization models in Turkish Law, and duties and authorities of the trustee in composition will comparatively be mentioned. In 1977, the Bankruptcy Committee which was formed by the British Government under the presidency of Sir Kenneth Cork for the purpose of reformation of the bankruptcy laws in the country made a study lasting for more than 5 years. In 1982, reforms are completed under the name of Cork Report. Following the examination of the suggestions included in this report, 1986 Insolvency Act was prepared. In this Act, there are 4 corporate reorganization models. These are; Administration receivership procedure, administration procedure, company voluntary arrangement procedure and scheme of arrangement procedure. The subject of this study is to analyze the authorities of the administrative receiver in administration receivership procedure and of the administrative receiver in administration procedure. According to the prevailing principle within Insolvency Act in United Kingdom during past times, administration receivership procedure is a reorganization method applied for the creditors having floating charge. Administrative receiver is an officer appointed by a creditor having floating charge covering all of the corporate assets. To apply such procedure, the administrative receiver should be a member of a professional insolvency profession. According to the Insolvency Act, an administrative receiver must have 3 qualifications in order to be defined as an administrative receiver. First of all, the receivership procedure must substantially cover all of the corporate assets except for the assets of a company which is subject to the former receivership procedure. Secondly, the receivership procedure must cover the relevant debts/liabilities for which the administrative receiver is appointed and which must cover the floating charge right. This does not need to cover substantially all of the assets of the company. In fact, the money lent by the company should have any qualification within the scope of floating charge. If the debt does not involve anything about floating charge, the officer may not have“administrative receiver”title. Therefore, it is essential that the debt should involve a floating charge. Lastly, the administrative receiver must be appointed by debenture holder. The Court may not appoint the receiver as an administrative receiver. In practice, appointment of an administrative receiver on assets is always performed by a debenture holder. The primary purpose of the administrative receiver is to get the company assets under control and to secure the receivables of the debenture holder who appointed him/her. This method is principally developed for the exercise of the security interest of an individual creditor and served such purpose. For that reason, it was not arranged in a way to consider all the creditors or other interest groups suffered from disruption of financial conditions of the company. Administrative receivership procedure is a corporate reorganization model which only secures the receivables of the debenture holders and which involves a non-collective insolvency/bankruptcy process. Administrative receivership procedure was abolished with 2002 Enterprise Act. On and after 15 September 2003, the debenture holders cannot appoint an administrative receiver other than exceptions which involve financial markets. However, since the prohibition on appointment of an administrative receiver is not retroactive, the administrative receivers shall remain within the system for several years and therefore shall continue to become more of an issue apart from exceptional cases where the appointment of an administrative receiver is permitted.However, commencement of this procedure and appointment of the administrative receiver couldn't prevent the companies going into liquidation. Because, it was very easy for the individual creditors to prevent the reorganization attempts of the companies financially in bad condition. Prior to 1986, there was no collective procedure for the appointment of a manager from outside the company and for disposal of the assets of the company by such manager for the benefit of the company and creditors of the company. Moreover, individual creditors were able to easily cancel the reorganization attempts of a company in a financially difficult situation through enforcement actions. Even when an administrative receiver is appointed, the companies' attempts to go into liquidation couldn't be prevented. To prevent the liquidation of the companies, the detailed Administration procedure was formed for corporates only firstly with 1985 Insolvency Act and then 1986 Insolvency Act. Such procedure is basically similar with Section 11 of US Bankruptcy Code and is based on Cork Report. However, it has some differences from US Code. The law-maker was led by positive experience regarding the transfer or maintain of a corporation as a going concern. This procedure is completely different from administration receivership procedure in terms of purpose, commencement, operation, duties and authorities granted to the director and legal positions of the creditors. Administration procedure inherently has a collective structure and has offered many advantageous features for the recovery and reorganization of the companies. This is a secure procedure performed by the court which avoided to cause harm to the recovery of the assets owned by the company while acquiring the rights of the secured creditors and which intended to create benefits for all the creditors. This procedure is debtor-friendly and motivates the companies to receive help/support at early stages of financial difficulties. Furthermore, it aims to encourage the recovery/reorganization of the company with the collective effort between debenture holder banks and debtors by avoiding the disadvantages of administration procedure which is criticized to provide privilege for such banks. Administration procedure was arranged to solve the problems in Insolvency Act. Administration procedure appears similar with administration receivership procedure in terms of management/administration function and the authority for the disposal of the assets. It was a temporary procedure which intends to create a breathing space for the company through moratorium regarding the exercise of personal and proprietary rights. This procedure was very expensive due to the cost of court audit, required reports and participation of a member of bankruptcy profession. For these reasons, this procedure couldn't be beneficial for small scaled companies. In liquidation process, despite the fact that the duty of the liquidator is to liquidate the company and pay dividend, it is different in administration procedure. In this procedure, the manager/supervisor suggests proposals to the creditors for the supervisor who becomes a candidate to restore the assets of the company, to liquidate/convert into cash the assets of the company and to be responsible in company voluntary arrangement model as per The Pension Act. It is not responsibility of the supervisor in administration procedure to get the debt certificates of the supervisor appointed in company voluntary arrangement procedure and to pay dividend. However, comprehensive amendments were made in Section B1 of 1986 Insolvency Act regarding this procedure. The duty of supervisor is to reorganize /recover the company as a going concern organization, to get better results without taking the company to administration procedure first and to liquidate/convert into cash the assets of the company in order to distribute to privileged (preferred) or secured creditors. Another company reorganization model which was brought by 1986 Insolvency Act is company voluntary arrangement. This method is a fast, cheap and user-friendly procedure which aims to prepare reorganization plans of the companies which are financially in difficult condition and prepare a binding reconciliation or arrangement of indebtedness between the company and creditors. This procedure intends to ensure a reconciliation between debtor company and its creditors. Current jurisdiction approach indicates that this procedure is a contractual arrangement and should be governed by the principles arising out of contract. This procedure can be commenced by the directors of the company or by the administrator or liquidator where the company is currently in administration or liquidation process. An important feature of this debtorist procedure is having a voluntary feature ensuring easy access to the reorganization/recovery regime of the company directors. In this respect, a company which is financially in bad condition may potentially be recovered at an early stage. Another important feature of this procedure is that; the supervisors, following the approval of the proposal in creditors' meeting and shareholders' meeting, keep the works/affairs of the company under control with the help and under the supervision of the nominee who will audit the proposal. This mechanism is very similar with“debtor's attempt”in Chapter 11 of US Bankruptcy Code. However, it can be observed that this procedure is less applied in practice, especially in pre-bankruptcy stage. Contrary to court-based scheme of arrangement, this procedure is simple, fast and unitary. The scheme of arrangement procedure, which is the last model, has a legislative history tracing to the late of 19th century and regulated in Section 26 of 2006 Company Act with the latest amendments. This procedure offers an alternative for reorganization when voluntary arrangement and administration procedures are not available other than traditional winding-up proceedings. It has played an important role in reorganization processes of large scaled companies especially insurance companies. This procedure enacted with law aims to serve as reorganization of the company and its capital rather than prebankruptcy reorganization procedure regardless of whether the company is in falling condition. An important advantage of the scheme of arrangement is the ability to commence this procedure without requiring insolvency status despite it has been proven to be an efficient reorganization instrument. In this way, it is designed to apply the scheme of arrangement at an early stage when the affairs of the company fall into a financial crisis. The deficiency of this procedure is that the debtor company has no moratorium which can prevent the claims of the individual creditors of the company against the company and that the court has no authority to form an informal moratorium to protect the company struggling with financial difficulties from borrowing obligation. For that reason, inapplicability of the arrangements as main corporate reorganization procedure has encouraged the reformation of Insolvency Act and implementation of other recovery/reorganization regimes and procedures such as administration and company voluntary arrangement. In our country, there were suspension of bankruptcy which was regulated in Article 324 of former Turkish Commercial Code and composition provisions regulated based on Swiss Code of Obligations as corporate reorganization/recovery models. In this composition (concordatum) procedure, composition was not applied in practice due to 5-month confirmation period and suspension of bankruptcy was applied as recovery model. In 2004, the reorganization procedure of stock corporations and cooperatives through reconciliation process were brought and there appeared 2 different corporate reorganization/recovery options. However, such procedure was never applied in practice. On the other hand, two corporate recovery/reorganization models were brought for joint stock companies with Article 376/3 and 377 of Turkish Commercial Code No: 6102 entered into force on July 1, 2012 and for limited companies with Article 633-634 of Turkish Commercial Code. In Swiss Law, where both composition (concordatum) and suspension of bankruptcy provisions were obtained, the suspension of bankruptcy has been applied until today since 1881 differently from the application in our country, for that reason such provisions have not been abolished following the amendment of composition/concordatum provisions. Both composition and suspension of bankruptcy provisions are in force and effect in Swiss Law. The most important point is that the difficulties experienced in our law have never been observed or heard in Swiss Law.

Benzer Tezler

  1. İngiliz misyonerliğinin kurumsal yapısı ve Osmanlı coğrafyasındaki faaliyetleri (1838-1918)

    Institutional configuration of English missionary league and i̇t's activities on the regi̇ons of Ottoman Empire (1838-1918)

    RATİP AYAZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    TarihAhi Evran Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BENGÜL BOLAT

  2. Representations of gender in the British press

    İngiliz basınında cinsiyetlerin tasvirleri

    SELMA ÜNSARI

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    1997

    GazetecilikHacettepe Üniversitesi

    İngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. LAURENCE RAW

  3. Kurumsal yönetim uygulamalarında yakınsamaya hukuksal düzenleme ve piyasa dinamiklerinin etkisi

    Convergence in corporate governance: Impact of regulation and market enforcement

    GÜLER MANİSALI DARMAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    İşletmeBaşkent Üniversitesi

    İşletme Bölümü

    PROF. DR. NALAN AKDOĞAN

  4. The impact of institutional tests on teachers' teaching methodologies

    Kurumsal sınavların öğretmenlerin öğretim metodolojileri üzerine etkisi

    SONGÜL YELİZ SARI

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2018

    Eğitim ve ÖğretimÇağ Üniversitesi

    İngiliz Dili Eğitimi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ŞEHNAZ ŞAHİNKARAKAŞ

  5. Evaluation of the in-house coursebook 'Mentora English B1' from the perspectives of preparatory school students and instructors

    'Mentora English B1' kurumsal ders kitabının hazırlık okulu öğrencileri ve öğretim görevlilerinin bakış açılarıyla değerlendirilmesi

    DERYA NASRETTİNLER

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2024

    Eğitim ve ÖğretimBahçeşehir Üniversitesi

    Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ENISA MEDE