Geri Dön

Gebelik hipertansiyonu ve preeklampsi gelişme riskini ve preeklampsi şiddetini öngörmede; APRI, DNI, NRL, PLR, PDW parametrelerinin araştırılması

Investigating APRİ, DNI, NLR, PLRand PDW parameters on predicting of gestational hypertension and preeclampsia risk and severity of preeclampsia

  1. Tez No: 658542
  2. Yazar: HALİS DOĞUKAN ÖZKAN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. ÖMER LÜTFİ TAPISIZ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2020
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Ankara Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Eğitim Ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 95

Özet

Gebeliğin hipertansif bozuklukları, maternal ve perinatal morbidite ve mortalitenin önde gelen nedenlerinden birini oluşturmaktadır. Hipertansif bozukluklar, tüm gebeliklerin yaklaşık %10'unda gebeliğin herhangi bir döneminde görülebilmektedir. Preeklampsi ise gebeliklerin %2-8'ini komplike eden bir durumdur. Dünyada maternal mortalitenin %16'sı hipertansif bozukluklarla ilişkilidir. Etyolojisi tam olarak açıklanamamış olmasına rağmen birçok faktör araştırılmaktadır. İnflamasyonun da bu faktörlerden biri olduğu düşünülmektedir. Delta nötrofil indeksi (DNI), nötrofil lenfosit oranı (NLR), platelet lenfosit oranı (PLR), platelet dağılım genişliği (PDW) ve aspartat aminotransferaz platelet oranı indeksi (APRI) parametreleri birçok çalışmada ve farklı alanda kullanılmış olan inflamatuar belirteçlerdir. Rutinde bakılan kan değerleri kullanılarak kolaylıkla hesaplanabildiği için ve maliyetinin düşüklüğü nedeni ile son zamanlarda popülarite kazanmıştır. Araştırmamızda gebelik hipertansiyonu ve preeklampsinin şiddetini öngörmede; DNI, NLR, PLR, PDW ve APRI parametrelerinin prediktif faktör olarak kullanılabilirliğini göstermek ve bu parametrelerin bir tarama testi olarak kullanılıp kullanılamayacağını belirlemek amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmada Ocak 2017 – Mayıs 2020 tarihleri arasından T.C. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Eğitim ve Uygulama Hastanesi Perinatoloji Kliniğine veya Doğum Salonuna kabul edilerek gestasyonel hipertansiyon, preeklampsi ve şiddetli preeklampsi tanılarını alan ve doğumu gerçekleştirilen gebeler ile aynı tarih aralığında T.C. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Eğitim ve Uygulama Hastanesi'ne başvuran normotansif gebeler retrospektif olarak taranmıştır Çalışmada gebeliğin hipertansif hastalıkları tanıları; 2020 yılı haziran ayında yayınlanan ACOG gestasyonel hipertansiyon ve preeklampsi bültenine göre konulmuştur. Normotansif gebelerden kontrol grubu oluşturulmuş olup, çalışma grubu; gestasyonel hipertansiyon, preeklampsi ve şiddetli preeklampsi hastalarından oluşturulmuştur. Hastaların 20. gebelik haftası öncesi döneme ait mevcut kan değerleri ve tanı aldığı gündeki kan değerleri kaydedilmiştir. DNI, NLR, PLR, PDW ve APRI parametrelerinin tanı anındaki değerleri 4 grup arasında karşılaştırılmıştır. Benzer şekilde 20. gebelik haftası öncesine ait değerler de gruplar arasında karşılaştırılmış ve bu parametrelerin gebeliğin hipertansif hastalıklarını öngörmedeki yeri araştırılmıştır. Toplam 2.702 hasta (hipertansif n=1802, kontrol n=900) için veri tabanı ve arşiv kayıtları retrospektif olarak taranmıştır. Kabul edilme, dışlama kriterleri ve/veya arşiv bilgi yetersizliği göz önünde bulundurulduğunda 697 hasta (hipertansif n=589, kontrol n=108) çalışmaya dahil edilmemiştir. Dışlanmalar sonrası gebeliğin hipertansif hastalıkları tanısı alan 1.213 gebe ve kontrol grubunu oluşturan normotansif 792 gebe ile çalışma yürütülmüştür. Bulgular: Grupların NLR açısından tanı anındaki kan değerleri kıyaslandığında; kontrol grubuna göre PE grubunda anlamlı düşüklük saptandı, GHT ve ŞPE gruplarında ise anlamlı bir fark saptanmadı (sırasıyla, p0.05, her üç grup için). Tanı anındaki kan değerlerinin PDW açısından kontrol grubuna göre kıyaslanmasında; GHT ve ŞPE gruplarının kontrol grubuna göre anlamlı derecede düşük olduğu, PE grubu ile kontrol grubu arasında bir fark olmadığı saptandı (sırasıyla, p=0.046 ve p0.05). Grupların DNI değerleri açısından karşılaştırılmasında ise anlamlı bir fark saptanmadı (p=0.125). Grupların APRI açısından tanı anındaki kan değerleri ile kıyaslanmasında, ŞPE grubunun APRI değeri; kontrol, GHT ve PE gruplarından anlamlı olarak yüksek saptandı (sırasıyla, p

Özet (Çeviri)

Aim: Hypertensive disorders of pregnancy constitute one of the leading causes of maternal and perinatal morbidity and mortality. Hypertensive disorders can be seen in approximately 10% of all pregnancies at any period of pregnancy. Preeclampsia is a condition that complicates 2-8% of pregnancies. 16% of maternal mortality in the world is associated with hypertensive disorders. Although its etiology has not been fully explained, many factors are being investigated. Inflammation is thought to be one of these factors. Delta neutrophil index (DNI), neutrophil lymphocyte ratio (NLR), platelet lymphocyte ratio (PLR), platelet distribution width (PDW) and aspartate aminotransferase platelet ratio index (APRI) parameters are inflammatory markers that have been used in many studies and in different fields. It has gained popularity lately because it can be easily calculated using routine blood values and its low cost. In our study, it was aimed to show the usability of DNI, NLR, PLR, PDW and APRI parameters as predictive factors and to determine whether these parameters can be used as a screening test, in predicting the severity of gestational hypertension and preeclampsia. Materials and Methods: In the study, pregnant women who were admitted to the Perinatology Clinic or Delivery Service of the University of Health Sciences, Etlik Zübeyde Hanım Women's Health Training and Research Hospital between January 2017 and May 2020, diagnosed with gestational hypertension, preeclampsia and severe preeclampsia and delivered were retrospectively screened. Furthermore; normotensive pregnant women who applied to the same hospital within the same period were reviewed retrospectively. Hypertensive disorders of pregnancy were diagnosed according to the ACOG gestational hypertension and preeclampsia bulletin published in June 2020. A control group was formed from normotensive pregnant women and the study group was composed of patients with gestational hypertension, preeclampsia and severe preeclampsia. The blood values of the patients before the 20th gestational week and the blood values on the day of diagnosis were recorded. The values of DNI, NLR, PLR, PDW and APRI parameters at the time of diagnosis were compared among 4 groups. Similarly, the values before the 20th gestational week were compared among the groups and the place of these parameters in predicting the hypertensive diseases of pregnancy was investigated. The database and archive records were retrospectively reviewed for a total of 2,702 patients (hypertensive n = 1802, control n = 900). Considering the acceptance, exclusion criteria and / or lack of archive information, 697 patients (hypertensive n = 589, control n = 108) were excluded from the study. After exclusions the study was conducted with 1.213 pregnant women diagnosed with hypertensive diseases of pregnancy and 792 normotensive pregnant women constituting the control group. Results: In comparison of the groups with values at the time of diagnosis in terms of NLR; it was found to be significantly lower in the PE group compared to the control group, and there was no significant difference in the GHT and SPE groups (p 0.05, for all three groups). The values of PDW at the time of diagnosis, compared to the control group; it was found to be significantly lower than the GHT and SPE groups, and there was no significant difference in the PE group (p = 0.046 and p 0.05, respectively). In the comparison of the groups in terms of DNI values, no significant difference was found (p = 0.125). Comparing the groups with the APRI values at the time of diagnosis, the APRI value of the SPE group was found to be significantly higher than the control, GHT and PE groups (p

Benzer Tezler

  1. Apri skoru ve nötrofil/lenfosit oranının preeklampsitahminindeki rolü

    The role of apri score and neutrophil/lymphocyte ratio inpredicting preeclampsia

    TUĞBA ORAL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Kadın Hastalıkları ve Doğumİstanbul Medeniyet Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. REYHAN AYAZ BİLİR

  2. Kliniğimizdeki son 15 yıldaki gebelik hipertansiyonu olan hastaların antenatal ve postnatal sonuçlarının değerlendirilmesi

    Assessment of antenatal and postnatal results of patients with pregnancy hypertension in the last 15 years in OUR clinic

    MELTEM ŞAHİN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Kadın Hastalıkları ve DoğumTrakya Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. GÜLİZAR FÜSUN VAROL

  3. Antenatal vücut şekil indeksi ve gebelik komplikasyonları arasındaki ilişki

    Relationship between antenatal body shape index and pregnancy complications

    ELİF BETÜL ESMER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Kadın Hastalıkları ve DoğumBolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET ATA TOPÇUOĞLU

  4. Preeklampsi tanısı konulan gebelerde ve sağlıklı gebelerde maternal serum human apelin düzeyleri ile visseral adipozite indeksi(VAİ) ilişkisinin kıyaslanması

    Comparison of the relationship between maternal serumhuman apelin levels and visceral adiposity index (VAİ) in pregnants with preeclampsia and healthy pregnants

    SİMGE KATRANCI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Kadın Hastalıkları ve DoğumKırıkkale Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ZEHRA SEMA ÖZKAN

  5. Maternal serum Hepsidin düzeylerinin erken doğum ve diğer kötü gebelik sonuçlarını öngörmekteki rolü

    The role of maternal serum hepcidin levels in predicting the preterm delivery and adverse pregnancy outcomes

    SERAP AYNUR SİMAVLI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Kadın Hastalıkları ve DoğumFatih Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NİLGÜN TURHAN