Kendiliğinden birleşen peptidlerin kavitasyonsuz arayüz çürük lezyonlarının ilerlemesine etkisi: Randomize klinik çalışma
Effect of self-assembling peptides on the progression of non-cavitated proximal caries: Randomized clinical trial
- Tez No: 666705
- Danışmanlar: DOÇ. DR. MERVE AKÇAY
- Tez Türü: Diş Hekimliği Uzmanlık
- Konular: Diş Hekimliği, Dentistry
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2021
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İzmir Katip Çelebi Üniversitesi
- Enstitü: Diş Hekimliği Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Pedodonti Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 200
Özet
Amaç: Bu çalışmanın amacı, florürlü vernikle kombine edilen kendiliğinden birleşen peptid P11-4 solüsyonunun (Curodont™ Repair) kavitasyonsuz arayüz çürüklerinin ilerlemesine etkisinin sodyum florür (NaF) içerikli kazein fosfopeptid-amorf kalsiyum fosfat (CPP-ACP) vernik (MI Varnish™) ve NaF içerikli vernik (Profluorid® Varnish) materyalleriyle karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntem: Bu randomize kontrollü, çift kör, bölünmüş ağız tasarımlı çalışmaya yaşları 7-13 arasında değişen ve ağzında iki adet kavitasyonsuz arayüz çürüğü bulunan 150 hastaya ait 300 adet daimi azı dişi dâhil edildi. Arayüz çürüklerinin saptanmasında kullanılan radyografik muayene sonucu E1 (minenin dış yarısında radyolüsensi), E2 (minenin iç yarısında radyolüsensi) ve D1 (dentinin dış üçlüsünde radyolüsensi) seviyesindeki arayüz lezyonları araştırma kapsamına alındı. Çalışmaya dâhil edilen hastalar, her grupta 50 birey olacak şekilde üç ana gruba ayrıldıktan sonra her hastada bulunan arayüz lezyonları, uygulanacak ajana göre iki alt gruba ayrıldı: Grup 1; P11-4+NaF/NaF, Grup 2; P11-4+NaF/CPP-ACP+NaF, Grup 3; CPP-ACP+NaF/NaF. Bu bağlamda P11-4+NaF kombinasyonu deney 1, CPPACP+NaF vernik uygulaması deney 2, NaF vernik uygulaması ise kontrol grubu olarak belirlendi. Klinik uygulamalar sonrası 6. ve 12. aylarda deney 1 ve kontrol lezyonlarına Profluorid® Varnish uygulaması, deney 2 lezyonlarına ise MI Varnish™ uygulaması tekrarlandı. 12 ayın sonunda lezyonlar radyografik olarak bağımsız görsel okuma, ikili görsel okuma ve dijital fark radyografisi (DSR) yöntemleri ile değerlendirildi. Çalışmanın birincil sonuçları, 12 ayın sonunda lezyonların DSR'de ilerleme göstermesi olarak belirlendi. Çalışma kapsamında yapılan tüm radyografik değerlendirmeler, körleştirilmiş iki farklı araştırmacı tarafından birbirinden bağımsız ve habersiz olarak gerçekleştirildi. Elde edilen veriler istatistiksel olarak analiz edildi (α=0,05). Bulgular: Çalışmanın DSR sonuçları incelendiğinde; Grup 1'deki hastalardan sadece kontrol (NaF) lezyonu ilerleyenlerin oranı %32, sadece deney 1 (P11-4+NaF) lezyonu ilerleyenlerin oranı ise %10,6 olarak belirlendi (p=0,041). Grup 2'deki hastalardan sadece deney 1 (P11-4+NaF) lezyonu ilerleyenlerin oranı %8,5, sadece deney 2 (CPP-ACP+NaF) lezyonu ilerleyenlerin oranı ise %27,6 olarak belirlendi (p=0,049). Grup 3'teki hastalardan sadece kontrol (NaF) lezyonu ilerleyenlerin oranı %27,1, sadece deney 2 (CPP-ACP+NaF) lezyonu ilerleyenlerin oranı ise %20,8 olarak belirlendi (p=0,678). Bağımsız ve ikili görsel okuma sonuçlarına göre tüm gruplar için lezyonların ilerleme oranları açısından materyaller arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı (p>0,05). Bununla birlikte uygulanan materyal fark etmeksizin değerlendirilen D1 seviyesindeki 65 lezyondan 9'unda çürüğün E2 seviyesine gerilediği gözlendi. Farklı değerlendirme yöntemlerine göre lezyonların ilerleme oranları karşılaştırıldığında, DSR'nin ilerleme veya gerileme gösteren çürük lezyonlarını ikili görsel okumaya kıyasla daha yüksek oranda tespit ettiği belirlendi (p
Özet (Çeviri)
Objective: The aim of this study is to evaluate the efficacy of self-assembling peptide P11-4 solution (Curodont™ Repair) combined with fluoride varnish on the progression of non-cavitated proximal caries compared to casein phosphopeptideamorphous calcium phosphate (CPP-ACP) with fluoride varnish (MI Varnish™) and sodium fluoride (NaF) varnish (Profluorid® Varnish). Materials and Methods: This randomized controlled, double-blinded, split-mouth clinical trial included 300 permanent molars belonging to 150 children, aged between 7 to 13 years old, who had two non-cavitated proximal carious lesions radiographically extending into either the outer half of the enamel (E1), the inner half of the enamel (E2) or the outer third of the dentin (D1). First, the subjects were randomly allocated to three main groups with 50 individuals in each. Then the carious lesions belonging to each subject were randomly assigned to two subgroups based on different treatment agents used: Group 1; P11-4+NaF/NaF, Group 2; P11- 4+NaF/CPP-ACP+NaF, Group 3; CPP-ACP+NaF/NaF. Accordingly, test 1 lesions received P11-4+NaF combination, test 2 lesions received CPP-ACP+NaF varnish, and control lesions received NaF varnish alone. At the 6 th and 12th months after the clinical applications, Profluorid® Varnish application was repeated for test 1 and control lesions, and MI Varnish™ application was repeated for test 2 lesions. At the end of the 12 months, carious lesion progression status was evaluated radiographically, by using independent visual reading, pair-wise visual reading, and digital subtraction radiography (DSR) methods. The primary outcome of the study was the assessment of lesion progression by DSR, at 12th month. All radiographic evaluations were performed by two blinded observers. The data were statistically analyzed (α=0.05). Results: Based on the DSR results of this study, within Group 1, only control (NaF) lesion progressed in 32% of the patients, whereas only test 1 (P11-4+NaF) lesion progressed in 10.6% of the patients (p=0.041). Among Group 2, only test 1 (P11- 4+NaF) lesion progressed in 8.5% of the patients, while only test 2 (CPP-ACP+NaF) lesion progressed in 27.6% of the patients (p=0.049). Within Group 3, only test 2 (CPP-ACP+NaF) lesion progressed in 20.8% of the patients, whereas only control (NaF) lesion progressed in 27.1% of the patients (p=0.678). According to independent and pair-wise visual reading results, for all groups, there were no significant differences between the materials in terms of their effect on the progression rates of the lesions (p>0.05). However, regardless of the material used, it was observed that in 9 of 65 lesions had regressed from stage D1 to E2. When the lesion progression rates measured with different assessment methods were compared, it was determined that DSR detected the lesion progression or regression at a higher rate than pair-wise visual reading (p
Benzer Tezler
- Investigation of stability in self-assembled peptides by computational modelling
Kendiliğinden birleşen peptitlerin kararlılığının sayısal modelleme ile incelenmesi
OĞUZHAN MARABA
Doktora
İngilizce
2021
BiyokimyaUniversity of LimerickFen Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. DAMIEN THOMPSON
- Langmuir Blodgett assembly of peptide functionalized nanoparticles onto silicatebased surfaces and their characterization
Peptit ile fonksiyonlandırılmış nanoparçacıkların Langmuir Blodgett yöntemi ile silika tabanlı yüzey üzerine kaplanması ve karakterizasyonu
NUR MUSTAFAOĞLU
Yüksek Lisans
İngilizce
2012
Biyolojiİstanbul Teknik ÜniversitesiNanobilim ve Nanomühendislik Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MUSTAFA ÜRGEN
- Beyaz mine lezyonlarında remineralize edici ajanların etkinliklerinin karşılaştırılması
The comparison of the efficacy of remineralization agents on white spot lesions
ECEM ERGİN
- Mercimek proteini ile soğan kabuğu fenolikleri interaksiyonunun fonksiyonel özellikler ve biyoaktivite üzerine etkisi
The effect of lentil protein and onion skin phenolic interaction on functional properties and bioactivity
DENİZ GÜNAL KÖROĞLU
Doktora
Türkçe
2022
Gıda Mühendisliğiİstanbul Teknik ÜniversitesiGıda Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ESRA ÇAPANOĞLU GÜVEN
- Self-assembled virus-like particles and their applications in nanomedicine optimization of core nanoparticle synthesis
Kendiliğinden birleşen virüs benzeri parçacıklar ve onların çekirdek nanoparçacık sentezinin nanotıp optimizasyonundaki uygulamaları
ELİF KARACAN YELDİR