Geri Dön

Defiant Medusa Gaze in Gillian Flynn's Gone Girl and Stieg Larsson's Millennium Trilogy

Gillian Flynn'in Kayıp Kız ve Stieg Larsson'ın Millenyum Üçlemesi'ndeki meydan okuyan Medusa Bakışı

  1. Tez No: 667161
  2. Yazar: ÖZLEM KOYUNCU ÖNCEL
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. GILLIAN M. E. ALBAN
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: İngiliz Dili ve Edebiyatı, English Linguistics and Literature
  6. Anahtar Kelimeler: Azman Kadın, Medusa Bakışı, Erkek Bakışı, Ölümcül Kadın, Kadın Nesnelliği, Erkek Öznelliği, İğrençlik, Monstrous Feminine, Medusa Gaze, Male Gaze, Femme Fatale, Female Objectivity, Male Subjectivity, Abjection
  7. Yıl: 2020
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Aydın Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: İngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: İngiliz Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 87

Özet

Geleneksel anlatımlarda, dişi canavar kötü bir karakteri simgeler ve bir ajansı yoktur. Canavar, ceza olarak lanetlendiği için canavara dönüşür. Ancak çağdaş romanlarda güçlü kadınlar bu laneti alır ve onu baskıcı ataerkil zihniyete karşı bir silah olarak kullanır. Modern edebiyatta kadınlar, canavarlığı olumsuzluktan alıp kendileri için olumluya çevirerek ve bunu bilerek ve isteyerek yaparak hayatlarını kontrol etmeyi başarırlar. Çağdaş yazarlar, cezadan ziyade kendi inisiyatifini kendi ellerine alan ve ataerkil toplumda canavarlığı ataerkillikten geri alarak etkinliğini kazanan kadınları tanıtır. Gillian Flynn'in Kayıp Kız romanının Muhteşem Amy'si ve Stieg Larsson'ın Milenyum Üçlemesi (Ejderha Dövmeli Kız, Ateşle Oynayan Kız, Arı Kovanına Çomak Sokan Kız) romanının Lisbeth Salander'ı; ataerkil ideolojinin erkek bakışını kendi Medusa bakışlarıyla taşlaştırarak cinsiyetlerini aşıyorlar. Amy ve Lisbeth, zalim erkek öznelliğinin kurbanı ve nesnesi olmak yerine, kaderlerinde olan mağduriyetlerini zorlu canavar kadınlar olarak aşıp geleneksel pasif kadın arketipine meydan okuyor. Kocasının egosantrik erkek öznelliğinin ve ebeveynlerinin intihal ebeveynliği tarafından istismar edilen Amy Elliot Dunne, ölümcül kadın arketipi olarak okuyucuların melek eş beklentilerinin tasvirini bozuyor. Lisbeth Salander, çocukluğundan beri fiziksel ve psikolojik istismarın intikamcı bir hadım edeni olarak duruyor. Bu tez, Barbara Creed'in 'Azman Kadın', Julia Kristeva'nın 'İğrençlik' ve Gillian M. E. Alban'ın 'Medusa Bakışı' kavramlarının objektifinden her iki metnin de okumasıyla, modern popüler kültürde çağdaş güçlü azman kadın arketipinin yeni bir eleştirel anlayışını sağlamayı amaçlamaktadır.

Özet (Çeviri)

In traditional accounts, the female monster symbolizes an evil character, and she does not have an agency. The monster becomes a monster because of being cursed as a punishment. However, in contemporary novels, powerful women take this curse and use it as a weapon against the oppressing patriarchal mindset. In modern literature, women manage to control their lives by taking the monstrosity from negativity and turning it into positive for themselves and doing it knowingly and willingly. Contemporary writers introduce females who have taken their own initiative in their own hands rather than punishment and who get their agency in the patriarchal society by taking back the monstrosity from the patriarchy. The Amazing Amy of Gone Girl by Gillian Flynn and Lisbeth Salander of Millennium Trilogy (The Girl With The Dragon Tattoo, The Girl Who Played With Fire, The Girl Who Kicked The Hornet's Nest) by Stieg Larsson, surpass their gender by petrifying the 'Male Gaze' of patriarchal ideology through their 'Medusa Gaze'. Rather than be the victim and the object of tyrannic male subjectivity, Amy and Lisbeth defy the traditional passive woman archetype by transcending their destined victimization as challenging monstrous women. As a femme fatale archetype, Amy Elliot Dunne deconstructs the portrayal of the 'angelic' wife expectations of the readers after having been abused by her husband's egocentric male subjectivity and her parents' plagiaristic parenting. Lisbeth Salander stands as a revengeful castrator of physical and psychological abuse since her childhood. This thesis aims to provide a new critical understanding of the contemporary powerfully monstrous woman archetype in modern popular culture, by reading of both texts through the lens of the notions of Barbara Creed's 'Monstrous Feminine', Julia Kristeva's 'Abjection' and Gillian M. E. Alban's 'Medusa Gaze'.

Benzer Tezler

  1. Karşıt olma karşı gelme bozukluğunun boylamsal prevalansının belirlenmesi

    Determıne the longıtıdunal prevalance of opposıtıonal defıant dısorder

    ERMAN USLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    PsikiyatriEge Üniversitesi

    Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. CAHİDE AYDIN

    PROF. DR. EYÜP SABRİ ERCAN

  2. Karşıt olma karşı gelme bozukluğu tanısı konan çocuk ve ergenlerin empati ve duygusal yüz ifadelerini tanıma becerileri

    Empathy and emotional facial expressions recognitionskills of children and adolescents that diagnosed withoppositional defiant disorder

    HİLAL AYDEMİR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    PsikiyatriSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ESRA ÇÖP

  3. Doris salcedo and the defiant shoes of atrabiliarios

    Başlık çevirisi yok

    BARIŞ AKGÜN

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2019

    Güzel SanatlarThe City University of New York

    DR. JOSHUA COHEN

  4. Ön ergenlik döneminde karşıt olma –karşı gelme bozukluğu ile zorbalık davranışı ve anne baba tutumları arasındaki ilişkinin incelenmesi

    A study on the relation of early adolescent oppositional defiant disorder with bullying and parenti̇ng atti̇tudes

    FATMA ERTUĞRUL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Psikolojiİstanbul Aydın Üniversitesi

    Psikoloji Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ENGİN EKER

  5. Karşıt olma karşı gelme bozuklu olan çocukların ruhsal işleyişlerinin projektif testlerle değerlendirilmesi

    The analysis of children with oppositional defiant disorder through the use of projective tests

    GÜNEŞ ÖZEN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Psikolojiİstanbul Üniversitesi

    Psikoloji Bölümü

    PROF. DR. M. LEVENT KAYAALP