Geri Dön

Yabancı terörist savaşçılara karşı alınan tedbirlerin insan hakları bağlamında değerlendirilmesi: Fransa, Almanya, Birleşik Krallık ve Belçika örneği

Assessment of the measures taken against foreign terrorist fighters in the context of human rights: The case of France, Germany, United Kingdom and Belgium

  1. Tez No: 667287
  2. Yazar: ERTUĞRUL YAZAR
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ORÇUN İMGA
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Hukuk, Kamu Yönetimi, Uluslararası İlişkiler, Law, Public Administration, International Relations
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2021
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Polis Akademisi
  10. Enstitü: Güvenlik Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Güvenlik Stratejileri ve Yönetimi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Güvenlik Yönetimi Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 481

Özet

BM Güvenlik Konseyi'nin 24 Eylül 2014 tarihinde kabul ettiği 2178 (2014) sayılı karara göre yabancı terörist savaşçı (YTS):“Uyruklarının bağlı olduğu veya ikamet ettikleri devletten başka bir devlete, silahlı çatışmalarla bağlantılı olanlar dâhil olmak üzere, terör eylemleri gerçekleştirmek, planlamak veya hazırlığı içinde bulunmak veya katılmak, terör eğitimi vermek veya almak amacıyla giden kişiler”olarak tanımlanmaktadır. 2010'lu yıllarda, terörizmin sınır aşan bir boyut kazanmasında, iç çatışmaların yoğunluk ve sayı olarak artmasında, dünyanın birçok bölgesinin istikrarsızlaşmasında ve tüm toplumların bu tehditten payını alarak güvensiz coğrafyaların oluşmasında, hiç şüphesiz Ortadoğu'da (Suriye ve Irak) yaşanan iç savaşla birlikte literatüre giren bu olgunun rolü yadsınamaz. Geçmiş yabancı savaşçı deneyimleri ile kıyaslandığında, Ortadoğu'da yaşanan çatışmanın yaş, cinsiyet ve tecrübe bakımından“daha büyük, küresel ve çok boyutlu/çeşitli”olduğu görülmektedir. Bu farklılıkta, Suriye İç Savaşı'nda Suriyeli olmayan YTS'lerin beşte birinin Avrupa kıtasından gelmesi de önemli bir rol oynamıştır. Avrupa'dan gelen 5.000'i aşkın YTS'nin büyük çoğunluğuna yalnızca şu dört ülke kaynaklık etmektedir: Fransa, Almanya, Birleşik Krallık ve Belçika. Tüm bu etkenler dört Avrupa devletini birçok yönden etkileyerek –vatandaşlıktan yoksun bırakma, ön suçlama ve yargılama öncesi gözaltı sürelerini uzatma, ülkeye giriş yasağı koyma, sınır dışı etme, seyahat kısıtlaması getirme, kimliklere ve pasaportlara el koyma/geçersiz kılma, izleme ve diğer idari kısıtlamalar uygulama, tehdit ölçeğini uyarlama, mevzuat düzenlemelerini hayata geçirme ve radikalleşmenin önlenmesi amacıyla yürütülen rehabilitasyon ve entegrasyon politikalarını benimseme gibi– çeşitli politikalar geliştirme ve tedbirler alma yoluna itmiştir. Çalışmada, YTS ile mücadele bağlamında alınan idari, yasal ve yargısal tedbirlerin, YTS'lere yönelik tutum ve güvenlik amaçlı uygulanan politikaların insan hakları ile uyumunun incelenmesi ve bu tedbirlerin insan haklarına hukuka aykırı bir biçimde müdahale teşkil edip etmediğinin analiz edilmesi amaçlanmıştır. Bu analiz gerçekleştirilirken meseleye temel yaklaşım,“terörizmle mücadelede ancak uzun soluklu, tutarlı, bütüncül ve insan hakları temelli bir cevabın etkili bir yol olarak kabul edilebileceği”varsayımı üzerinden olmuştur. Çalışma neticesinde; dört Avrupa devletinin terörizme ve YTS olgusuna güvenlik merkezli yaklaştıkları ve bu durumun Avrupa ve diğer kıta ülkeleri için uzun vadede yeni ve riskli sonuçlar doğurduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, bu devletler tarafından YTS konusunu tüm yönleriyle ele alan ortak bir yaklaşım sergilenemediği ve belirli grupların (özellikle etnik, ırksal ve dini azınlıklar ile çifte vatandaşlar) hedef alındığı görülmüştür. Bu durum özellikle kadınlar, çocuklar ile YTS'lerin aileleri özelinde ortaya çıkan sorun alanlarının belirginleşmesine ve konunun sosyal, psikolojik, eğitsel vb. yönlerinin gözden kaçırılmasına neden olmuştur. Alınan tedbirlerden özellikle vatandaşlıktan yoksun bırakma, pasaportların geçeriz kılınması, sınır dışı etme ve ülkeye giriş yasağı gibi hareket kısıtlılığına ilişkin tedbirlerin sosyal uyumu ve kanuni eşitliği tehdit ettiği, bu nedenle bunların insan haklarını ihlal riski barındıran tehlikeli yasal araçlar olduğu düşünülmektedir. Bazı olumsuz yönleri de bulunmakla birlikte, YTS ile mücadele bağlamında alınan tedbirlerden insan haklarıyla en uyumlu olanın radikalleşmenin önlenmesi bağlamında yürütülen rehabilitasyon ve entegrasyon politikaları olduğu tespit edilmiştir. Tüm bu sürecin, Avrupa'da mevcut köklü insan hakları anlayışını zayıflatarak zor kazanılan hakları riske attığı, Avrupa'da sürekli genişleyen ulusal güvenlik devletine geçişi hızlandırdığı, Avrupa'nın temel kurucu değerleri olan adalet, eşitlik ve ayrımcılık yapmama ilkelerinin yerini korku, yabancılaşma ve önyargıya bıraktığı değerlendirilmektedir.

Özet (Çeviri)

Resolution 2178 (2014), adopted by the UN Security Council on 24 September 2014, defines the FTF's as“individuals who travel to a State other than their States of residence or nationality for the purpose of the perpetration, planning or preparation of, or participation in, terrorist acts or the providing or receiving of terrorist training, including in connection with armed conflict”. In the 2010s, the phenomenon of FTF, which emerges in literature with the civil war in the Middle East (Syria and Iraq), has played a significant role in terrorism gaining a transnational dimension and increasing intensity and number of internal conflicts. It has also given rise to the destabilization of many regions in the world and the formation of unsafe geographies by deeply affecting all societies with this threat. Compared to foreign fighters' past experiences, the conflict in the Middle East is“larger, more global, and more diverse”in terms of age, gender, and experience. In this difference, the fact that one-fifth of the non-Syrian FTF's come from the European continent during the Syrian Civil War has also played an important role. The vast majority of the over 5,000 FTF's from Europe are sourced only by the following four countries: France, Germany, the United Kingdom and Belgium. All these factors have affected four European states in many ways, notably pushing them to develop various policies and take measures such as deprivation of citizenship, the extension of pre-charge and pre-trial detention periods, the prohibition of entry to a country, deportation, travel bans, seizure/invalidation of identity cards and passports, monitoring and other administrative restrictions, adaptation of the threat assessment, implementing legislative regulations, and adaption of the rehabilitation and integration policies carried out to prevent radicalization. In this study, it is aimed to be examined the compliance of administrative, legal and judicial measures taken in the context of combating FTF's, attitude towards FTF's and policies applied for security purposes with human rights and to be analyzed whether these measures constitute an unlawful interference with human rights. While conducting this analysis, the main approach of the study towards the issue is based on the assumption that only a long-term, consistent, holistic and human rights-based response can be accepted as an effective way to fight against terrorism. As an output of the study, it has been determined that four European states have a security-oriented approach to terrorism and the FTF's phenomenon. Thus, this situation creates new and risky consequences for Europe and other states in the world in the long term. Besides, it has been observed that a common approach could not be taken to deal with all aspects of FTF's by these states and certain groups (specifically ethnic, racial and religious minorities and dual citizens) are targeted. This situation has led to the clarification of problem areas that arise, especially for women, children and families of FTF's, and overlook the social, psychological and educational aspects of the FTF's issue. Among the measures taken, especially those related to the restriction of movement such as deprivation of citizenship, invalidation of passports, deportation and the prohibition of entry to a country, are considered to threaten social harmony and legal equality. Thus, these are considered dangerous legal instruments that have the risk of violating human rights. Although they also have some negative aspects, it has been determined that among the measures taken in the context of combating FTF's, the most compatible with human rights is the rehabilitation and integration policies carried out in the context of preventing radicalization. It is considered that this whole process puts the hard-won rights and liberties at risk by weakening the existing deep-rooted human rights understanding in Europe, accelerating the ever-expanding national security state in Europe and replacing the principles of justice, equality and non-discrimination, which are the founding values of Europe, to fear, alienation and prejudice.

Benzer Tezler

  1. Suriye iç savaşında devlet dışı silahlı aktörler üzerine karşılaştırmalı bir analiz: Daeş ve Nusra Cephesi örnekleri

    A comparative analysis on violent non-state actors in the Syrian civil war: Daesh and Nusra Front

    ÖMER BEHRAM ÖZDEMİR

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Uluslararası İlişkilerSakarya Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. İSMAİL NUMAN TELCİ

  2. Cooperation with İnterpol against foreign terrorist fighters: The case of Turkey

    Yabancı terörist savaşçılara karşı Interpol ile işbirliği: Türkiye örneği

    YAKUP SARI

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2020

    Uluslararası İlişkilerPolis Akademisi

    Uluslararası Güvenlik Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ MEHMET UĞUR EKİNCİ

  3. Eleştirel kuram çerçevesinde yabancı terörist savaşçılar ve Türkiye'nin ulusal güvenliğine etkileri

    Foreign terrorist fighters within the critical theory and its effects on Turkey's national security

    DAĞHAN ALTINBAŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Uluslararası İlişkilerEskişehir Osmangazi Üniversitesi

    Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ GÜLEN GÖKTÜRK

  4. Post-defeat indeterminacy for ISIS residuals

    IŞİD'ın mağlubiyeti sonrası kalanların belirsizliği

    RAGIBA MERİÇ KİBAR

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2020

    Uluslararası İlişkilerİstanbul Bilgi Üniversitesi

    Sosyal Bilimler Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ MEHMET ALİ TUĞTAN

  5. Fighting fire with fire? an assessment of the potential threats of westerners fighting against ISIS in Syria and Iraq

    Ateşe ateşle karşılık vermek? Suriye ve Irak'ta IŞİD'e karşı savaşan batılıların oluşturduğu potansiyel tehditlere ilişkin bir değerlendirme

    VOLKAN ÖZ

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2021

    Siyasal BilimlerUniversidade de Lisboa: ULisboa

    Tarih Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ BRUNO CESAR SANTOS CARDOSO REİS