Kararsız Angina Pektoris ve Q dalgasız Miyokrd infarktüsünde Atriyoventriküler ve intraventriküler blok gelişimi ve Hastane içi Prognoza etkisi
Development of Atrioventricular and intraventricular block in Unstable Angina Pectoris and Non-Q Wave Myocardial Infarction and Its Effect on In-Hospital Prognosis
- Tez No: 667601
- Danışmanlar: PROF. DR. ERTAN ÖKMEN, PROF. DR. İZZET CELAL ERDİNLER
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Kardiyoloji, Cardiology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2001
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bakanlığı
- Enstitü: Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Kardiyoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 67
Özet
Çalışmamızda kararsız angina pektoris ve Q dalgasız miyokard infarktüsünde atrioventriküler blok ve ventrikül içi ileti bloklarının gelişme sıklığı, oluşmalarında rol alan faktörler, bu tip hastalardaki hastane içi majör kardiyak olay gelişimi ve prognozla ilişkileri araştırıldı. Kararsız angina veya Q dalgasız MI nedeniyle hastanemize yatırılan 219 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların 178'i erkek (%81), 41 'i kadındı (%19). Bunlardan 40'ında (%18) hastanede yatış süresince AV blok veya intraventriküler blok gelişti, 179'unda (%82) herhangi bir ileti defekti oluşmadı. Blok gelişenlerde yaş ortalaması (63,5± 11) blok geişmeyenlerde (59±10) göre yüksek bulundu (p=0,01). Blok glişen 5 hastada (%12,5), blok gelişmeyen 3 hastada (%1,6) geçirilmiş bypass bulundu; aradaki fark istatistiksel olarak anlamlı idi (p=0,004). Blok gelişenlerde (3 hasta %7,5), blok gelişmeyenlerde (1 hasta %0,5) daha çok hastane içiölüm görüldü ( p=0,02) . Kalp yetmezliği blok gelişenlerde (11 hasta %27) blok gelişmeyenlerden (14 hasta %7,8) daha çok bulundu (p=0,001). Toplam majör kardiyak olaylar blok gelişenlerde (16 hasta %40), blok gelişmeyenlerden (40 hasta %22) daha çok tespit edildi. (p=0,005) Cinsiyet, hipertansiyon, diyabetes mellitus, aile hikayesi, geçirilmiş MI, hiperlipidemi, sigara alışkanlığı, aritmi sıklığı, damar sayısı ve lokalizasyonu yönünden bakıldığında blok gelişen ve gelişmeyen gruplarda benzer oranlar bulundu. Gelişen bloklar içerisinde 19 hastayla en sık sol ön fasikül bloğu (tüm hastalar içerisinde % 8,6, tüm bloklar içerisinde %47) görüdü, bunu 8'er hastada gelişen sol dalbloğu ve sağ dal bloğu (her ikisi de teker teker tüm hastaların %3,6 'sını; blok gelişenlerin %20 sini oluşturuyorlardı) takip etti, sağ dal bloğu + sol ön fasikül bloğu 3 hastada (tüm hastaların %7,5, blok gelişenlerin %1,3 'ü) saptanarak 3 . sıklıkta yer aldı. AV tam blok 2 hastada görülmesiyle (tüm hastalarda %5, blok gelişenler içinde %0,9) en nadir görülen blok şekliydi. Sol arka fasikül bloğu hiç gözlenmedi. Sonuç olarak kararsız angına pektoris ve Q dalgasız MI' larda intraventriküler ileti blokları ve AV tam blok nadir eğildir. Yaşlı önceden bypass geçirmiş olanlar, geniş miyokard iskemisi veya nekrozu olanlarda daha sık gelişmektedir. Hastane içi kardiyak nedenli ölüm, toplam majör kardiyak olaylar, kalp yetmezliği bunlarda daha sık oluşmaktadır. Bu nedenlerden dolayı bu hastaların yüksek riskli gruba alınarak yakın takip edilmelerinin, tedavide erken revaskülarizasyonun ön planda düşünülmesinin doğru bir yaklaşım olabileceği kararına varılmıştır.
Özet (Çeviri)
In our study, the frequency of development of atrioventricular and intraventricular conduction blocks in unstable angina pectoris and non-Q wave myocardial infarction, the factors involved in their occurrence, the development of major in-hospital cardiac events in such patients and their relationship with prognosis were investigated. 219 patients admitted to our hospital due to unstable angina or non-Q wave MI were included in the study. Of the patients, 178 (81%) were male and 41 (19%) were female. Of these, 40 (18%) developed AV block or intraventricular block during hospitalization, and no conduction defects occurred in 179 (82%). The mean age of those who developed block was 63.5± 11) higher than those who did not develop block (59±10) (p=0.01). A previous bypass was found in 5 patients (12.5%) with block and 3 (1.6%) without block; the difference was statistically significant (p=0.004). More in-hospital deaths were seen in those who developed block (3 patients 7.5%), and those who did not develop block (1 patient 0.5%) (p=0.02). Heart failure was more common in patients with block (11 patients 27%) than those without block (14 patients 7.8%) (p=0.001). Total major cardiac events were more common in those who developed block (16 patients 40%) than those who did not develop block (40 patients 22%). (p=0.005)In terms of gender, hypertension, diabetes mellitus, family history, previous MI, hyperlipidemia, smoking habit, arrhythmia frequency, number of vessels and localization, similar rates were found in the groups with and without block. Left anterior fascicular block was the most common (8.6% in all patients, 47% in all blocks) among the developing blocks, with 19 patients, followed by left bundle branch block and right bundle branch block in 8 patients each (both 3% of all patients individually). .6 of them; 20% of those who developed block) followed, right bundle branch block + left anterior fascicle block was detected in 3 patients (7.5% of all patients, 1.3% of those who developed block). took place frequently. Complete AV block was seen in 2 patients (5% in all patients, 0.9% in those who developed block), which was the most rare form of block. Left posterior fascicle block was never observed. In conclusion, intraventricular conduction blocks and complete AV block are rare in unstable angina pectoris and MI without Q waves. It develops more frequently in the elderly, those with previous bypass, and those with extensive myocardial ischemia or necrosis. In-hospital cardiac death, total major cardiac events, heart failure occur more frequently in these. For these reasons, it was decided that close follow-up of these patients by taking them into the high-risk group and considering early revascularization in the treatment would be the right approach.
Benzer Tezler
- Diyabetik olmayan akut koroner sendromlu hastalarda hemoglobin A1c ve glukoz toleransının değerlendirilmesi
Başlık çevirisi yok
MOHAMMED HABEB
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2004
Kardiyolojiİstanbul ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF.DR. IŞIK BAŞAR
- Akut koroner sendromda serum neopterin düzeyleri
Başlık çevirisi yok
ZAFER ELBASAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2002
KardiyolojiAtatürk ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
Y.DOÇ.DR. ENGİN BOZKURT
- Akut koroner sendromlu hastalarda yüksek duyarlılıklı C-reaktif proteinin tanısal değeri ve diğer kardiyak belirteçlerle karşılaştırılması
Başlık çevirisi yok
İLHAN KORKMAZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2005
İlk ve Acil YardımCumhuriyet ÜniversitesiAcil Tıp Ana Bilim Dalı
PROF.DR. KASIM DOĞAN
- Kararsız angina pektoris ve Q'suz miyokard infarktüsünde standart heparin ve enoksaparinin karşılaştırılması
Başlık çevirisi yok
AYŞEN BOZKURT
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2002
Kardiyolojiİstanbul ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF.DR. VURAL ALİ VURAL
- Akut Koroner sendromlu hastalarda yüksek duyarlılıklı C - reaktif protein, lökosit, nötrofil / lenfosit, oranının tanısal değeri ve koroner anjiografi ile ilişkileri
Başlık çevirisi yok
İNAN BEYDİLLİ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2006
KardiyolojiCumhuriyet ÜniversitesiAcil Tıp Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. Ş. HAKAN EREN