Geri Dön

Rozasea hastalarında subklinik aterosklerozun akım aracılı dilatasyon yöntemi ile değerlendirilmesi

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 681013
  2. Yazar: NAZLI CAF
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ZAFER TÜRKOĞLU
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Dermatoloji, Dermatology
  6. Anahtar Kelimeler: Akım aracılı dilatasyon, ateroskleroz, endotel, nötrofil lenfosit oranı, rozasea, Atherosclerosis, endothelium, flow mediated dilation, neutrophil lymphocyte ratio, rosacea
  7. Yıl: 2021
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Deri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 72

Özet

Amaç: Rozaseanın inflamatuvar özellikler göstermesi nedeniyle literatürde endotel disfonksiyonuna yol açarak kardiyovasküler hastalık oluşumuna katkıda bulunabileceği bildirilmiştir. Çalışmamızın amacı rozasealı hastalarda, akım aracılı dilatasyon (AAD) yöntemi kullanarak endotel disfonksiyonu olup olmadığının gösterilmesidir. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 73 rozasealı ve 73 yaş ve cinsiyet olarak uyumlu sağlıklı gönüllü alındı. Hipertansif hastalık, tip I veya II diyabetes mellitus, geçirilmiş serebrovasküler hastalık, koroner arter hastalığı, kronik böbrek yetmezliği ve karaciğer yetmezliği, son üç ayda kronik steroid kullanımı, OKS veya HRT tedavisi kullanan kadınlar, gebeler, laktasyon dönemindeki kadınlar, alkol kötüye kullanım öyküsü olanlar, antihipertansif veya antiagregan ilaç kullan bireyler çalışmaya dahil edilmedi. Katılımcıların demografik ve klinik verileri ile antropometrik ölçümleri kaydedildi. AAD ölçümü, çalışma için kör bir kardiyolog tarafından General Electric Vivid 3 ekokardiyografi cihazı, General Electric 10 L lineer probu ile yapıldı. Ölçüm öncesi sistolik ve diyastolik kan basınçları ölçüldü. Biyokimyasal ve hematolojik parametrelerden hemogram, eritrosit sedimentasyon hızı, CRP, total kolesterol, trigliserid, LDL, HDL ve açlık kan şekeri değerleri ölçülerek değerlendirildi. Bulgular: Rozasea hastaları ve sağlıklı kontrol grupları arasında AAD değeri istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p=0.000). Metabolik sendrom varlığı vaka grubunda kontrol grubuna göre anlamlı yüksek bulundu (p=0.009). Sistolik ve diyastolik tansiyon arteryel basınçları ile plazma nötrofil/lenfosit oranları vaka grubunda kontrol grubuna göre anlamlı yüksek bulundu (sırasıyla p=0.000, p=0.000, p=0.000). AAD, papülopüstüler tip hastalarda eritematelanjetatik tip hastalara göre anlamlı düşük bulundu (p=0.038). Diyastolik arteryel basınç, MPV ve CRP düzeyleri papülopüstüler tip hastalarda eritematelanjetatik tip hastalara göre anlamlı yüksek bulundu (sırasıyla p=0.017, p=0.028, p=0.010). N/L oranı orta ve şiddetli rozasea grubunda hafif şiddetli gruba göre anlamlı yüksek bulundu (p=0.016). Multivaryant lineer regresyon analizine göre rozasea tipinin AAD'yi anlamlı olarak yordadığı bulunmuştur. (Beta = 0.25 t (66) = 2.12 p = 0.038, pr =2 0.064) Sonuç: Rozasea sadece deriye sınırlı inflamatuvar bir dermatoz olmayıp sistemik tutuluma da sebep olabilmektedir. Çalışmamızda vaka ve kontrol grupları arasında akım aracılı dilatasyon değerinde anlamlı farklılık saptanması nedeniyle rozaseanın aterojenik etkisinin olabileceği söylenebilir. Şiddetli rozaseada inflamasyon daha şiddetli olabilir ve papülopüstüler tip rozaseada inflamatuvar süreç daha şiddetli seyrediyor olabilir. Bu nedenle rozasealı hastalarda kardiyovasküler riskin erkenden belirlenmesi ve tedbir alınması önemlidir.

Özet (Çeviri)

Aim: It has been reported in the literature that rosacea may contribute to the development of cardiovascular diseases by causing endothelial dysfunction due to its inflammatory features. Our study aims to demonstrate whether there is an endothelial dysfunction in patients with rosacea using the flow-mediated dilation (FMD) method. Materials and Method: 73 patients having rosacea and 73 age and gender-matched healthy volunteers were enrolled in the study. Hypertensive disease, type I or II diabetes mellitus, previous cerebrovascular disease, coronary artery disease, chronic renal failure and liver failure, chronic steroid use within the last three months, women using oral contraceptives or hormone replacement treatment, pregnant women, women in the lactation period, history of alcohol abuse and individuals using antihypertensive or antiaggregant drugs were not included in the study. Demographic and clinical data and anthropometric measurements of the participants were recorded. FMD measurement was performed by a blinded cardiologist using a General Electric Vivid 3 echocardiography device and a General Electric 10 L linear probe device. Systolic and diastolic blood pressures were measured before the evaluation of FMD. Hemogram, erythrocyte sedimentation rate, CRP, total cholesterol, triglyceride, LDL, HDL, and fasting blood glucose values were measured and evaluated as biochemical and hematological parameters. Results: The FMD value was found to be statistically significant between rosacea patients and healthy control groups (p = 0.000). Presence of metabolic syndrome was statistically higher in the rosacea group compared to the control group(p=0.009). Systolic and diastolic blood pressures and plasma neutrophil/lymphocyte ratio were statistically significant in the rosacea group (p=0.000, p=0.000, p=0.000 respectively). AAD was found to be significantly lower in papulopustular rosacea patients compared to erythematelangetatic rosacea patients (p=0.038). Diastolic arterial pressure, MPV and CRP levels were found to be significantly higher in the patients with papulopustular rosacea compared to erythematotelangiectatic patients (p = 0.017, p = 0.028, p = 0.010, respectively). The Neutrophil / Lymphocyte ratio was found to be significantly higher in the moderate-severe rosacea group compared to the mild group (p=0.016). According to the multivariate linear regression analysis, it was found that the rosacea type significantly predicted AAD. (Beta = 0.25 t (66) = 2.12 p = 0.038, pr = 2 0.064). Conclusion: Rosacea is not only an inflammatory dermatosis limited to the skin but it may also lead to systemic involvement. It can be concluded that rosacea may have an atherogenic effect since a significant difference was found in the flow-mediated dilation value between the case and control groups in our study. In severe rosacea, the inflammation may be more prominent and in papulopustular rosacea, the inflammatory process may have a more severe course. Therefore, it is important to determine the cardiovascular risk early and to take precautions in patients with rosacea.

Benzer Tezler

  1. Rozasea hastalarında kardiyovasküler riskin değerlendirilmesi

    Evaluation of cardiovascular risk in rosacea patients

    YUSUF CİHAN DİRİM

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    DermatolojiSivas Cumhuriyet Üniversitesi

    Deri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ RUKİYE YASAK GÜNER

  2. Rozasea hastalarında karotis intima-media kalınlığı ile serum proinflamatuar sitokin düzeyleri arasındaki ilişkinin araştırılması

    Relationship between carotid intima-media thickness and serum proinflammatory cytokines in rosacea patients

    SÜMEYRE SEDA ERTEKİN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    DermatolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Deri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı

    PROF. MEHMET SALİH GÜREL

  3. Rozasea hastalarında serum zinc-alfa-2 glikoprotein (ZAG) ve insülin düzeyleri ve metabolik sendromla korelasyonu

    Serum zinc-alfa-2 glycoprotein (ZAG) and insulin levels in rosacea patients and correlation with metabolic syndrome

    RANA BAŞARA ŞAHİN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    DermatolojiBalıkesir Üniversitesi

    Deri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FATMA ARZU KILIÇ

  4. Rozasea hastalarında serum interlökin-36, interlökin-37 ve interlökin-38 düzeylerinin değerlendirilmesi

    Evaluation of serum interleukin-36, interleukin-37 and interleukin-38 levels in rosacea patients

    ALPER EKİNCİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    DermatolojiÇanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

    Deri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SEVİLAY KILIÇ

  5. Rozasea hastalarında demografik ve klinik özelliklerin hastalık algısına ve güneşten korunma davranışlarına etkisi

    The impact of demographic and clinical characteristics on i̇llness perception and sun protection behaviors in rosacea patients

    GÜLFEM NUR AKIN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    DermatolojiDokuz Eylül Üniversitesi

    Deri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SEVGİ AKARSU