Geri Dön

Nonalkolik yağlı karaciğer hastalığı ile aterojenik parametreler arasındaki ilişki

The relationship between nonalcoholic fatty liver disease and atherogenic parameters

  1. Tez No: 706387
  2. Yazar: MİRAY AYDOĞAN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. FATİH ÖZÇİÇEK
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: İç Hastalıkları, Internal diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Nonalkolik Yağlı Karaciğer Hastalığı (NAYKH), visseral adipozite indeksi (VAİ), plazma aterojenite indeksi (AIP), Nonalcoholic Fatty Liver Disease (NAFLD), visceral adiposity index (VAI), atherogenic index of plasma (AIP)
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: İç Hastalıkları Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 66

Özet

Nonalkolik Yağlı Karaciğer Hastalığı İle Aterojenik Parametreler Arasındaki İlişki Nonalkolik Yağlı Karaciğer Hastalığı (NAYKH), aşırı alkol tüketimi olmaksızın hepatositlerde yağ birikimi ile başlayan, günümüzde kronik karaciğer hastalığının sık görülen bir sebebi olan, obezite, tip 2 diyabet, hiperlipidemi ve insülin direnci ile birliktelik gösteren bir hastalıktır. Tüm dünyada, NAYKH'nın insidansı coğrafik bölgelere göre değişmekle birlikte %5-30 arasındadır ve son birkaç onyılda insidansı hızla artmıştır. NAYKH basit karaciğer yağlanmasından başlayıp ciddi hepatosellüler karsinomaya uzanan yelpazede klinik sonuçlar doğurmakta ve metabolik sendromun hepatik bulgusu olarak kabul edilmektedir. Visseral Adipozite İndeksi (VAİ), yeni, cinsiyete özgü, basit antropometrik ve fonksiyonel parametrelere duyarlı bir indekstir ve yağ dağılımı ve fonksiyonunun bir göstergesidir. VAİ, bel çevresi (BÇ), vücut kitle indeksi (VKİ), trigliserid (TG) ve high-density lipoprotein (HDL) ile birlikte bazı katsayılar kullanılarak hesaplanmaktadır. Hiperlipidemi ile NAYKH ilişkisi çalışmalarla kanıtlanmıştır. Plazma Aterojenite İndeksi (AIP), NAYKH açısından güçlü bir belirteç olarak tanımlanmış olup AIP yüksekliğinin VKİ, BÇ, ALT, GGT ve lipid profili ile uyum içerisinde olduğu saptanmıştır. Ayrıca AIP'nin ateroskleroz ve koroner kalp hastalıkları açısından da güçlü bir belirteç olduğu gösterilmiştir. Günümüzde NAYKH hastalarında en sık ölüm sebebinin kardiyovasküler hastalıklar olduğu tespit edilmiştir. Verilere göre NAYKH, obezite ve tip 2 diyabet, kardiyovasküler hastalık açısından iyi bilinen risk faktörleridir ve ateroskleroz gelişimi ile yakından ilişkilidir. NAYKH, kardiyovasküler hastalık risk öngördürücüsüdür. Kardiyovasküler morbidite ve mortalite başta olmak üzere kanser ve karaciğer kaynaklı ölüm riskinde de artışa yol açar. Dünyada NAYKH'na bağlı karaciğer transplantasyonu gereken hasta sayısı giderek artmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa kıtasında karaciğer transplantasyonunun en sık ikinci nedeni NAYKH'dır. Her ne kadar NAYKH, obezitesi ve insülin direnci olanlarda daha fazla görülse de obez olmayanlarda ve insülin direnci olmayanlarda da görülme sıklığı gittikçe artmaktadır. Biz bu çalışmada, NAYKH ile aterojenik parametreler arasındaki ilişkiyi saptamayı amaçladık. Çalışmamıza Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi İç Hastalıkları polikliniğine rutin kontrol amacıyla başvuran 18-65 yaş arasındaki, tiroid disfonksiyonu olmayan, antihiperlipidemik ilaç kullanmayan, haftalık alkol tüketimi 40 gram üzerinde olmayan, herhangi bir viral veya otoimmün hepatit açısından serolojisi pozitif olmayan, Wilson Hastalığı veya Hemokromatozis gibi herediter hastalıkları olmayan, yakın zamanda parenteral nütrisyon tedavisi almamış olan, bariatrik cerrahi geçirmemiş olan ve jejuno-ileal by-pass veya ince bağırsak rezeksiyonu gibi operasyon öyküleri olmayan, bunlara ek olarak steatoz yaptığı bilinen ilaç kullanım öyküsü olmayan bireyler dâhil edilmiştir. Karaciğer yağlanması olan ve olmayan iki grup arasında karşılaştırmalar yapılmıştır. Çalışmaya katılan bireylerin yaş, cinsiyet, VAİ, AIP, NAYKH Fibrozis Skoru, VKİ, bel çevresi, sistolik ve diyastolik kan basıncı, sigara kullanım süreleri ve bunlarla beraber bazı laboratuvar parametreleri karşılaştırılmıştır. Bu karşılaştırmaların sonucunda yağlanması olan ve olmayan bireylerin bel çevresi, VKİ, sistolik ve diyastolik kan basınçları, VAİ, AIP değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark tespit edilmiştir. Yağlanma olan ve olmayan grupların laboratuvar verileri kıyaslandığında trigliserid, HDL kolesterol, ALT, AST, GGT, ürik asit, ferritin ve NAYKH Fibrozis skorları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark gözlenmiştir. Karaciğer yağlanması dereceleri ile ilişkili parametrelerin saptanması için yapılan korelasyon testi sonucunda ALT ile karaciğer yağlanması derecesi arasında orta düzeyde; bel çevresi, VAİ, AIP, trigliserid, AST ve GGT değerleri ile karaciğer yağlanması derecesi arasında ise değişik oranlarda ve zayıf düzeyli anlamlı korelasyon olduğu gözlenmiştir. Yapılan regresyon analizinde, AIP'nin karaciğer yağlanması riski için en önemli belirleyici olduğu saptanmıştır. VKİ ve ferritin de karaciğer yağlanması riskinin belirleyicileri arasındadır. NAYKH ile aterojenik parametreler arasında tespit edilen anlamlı istatistiksel ilişki, bu parametrelerin NAYKH'nı öngörmede kullanılabileceğini düşündürmektedir. Bu sayede artmış kardiyovasküler hastalık, siroz, hepatosellüler karsinom gelişme riski olan hastalarda karaciğer yağlanmasını azaltmaya yönelik yaşam tarzı değişikliklerinin ve medikal tedavilerin zamanında başlanmasının hastalara faydalı olacağı değerlendirilmektedir.

Özet (Çeviri)

ABSTRACT The Relationship Between Nonalcoholic Fatty Liver Disease And Atherogenic Parameters Nonalcoholic Fatty Liver Disease (NAFLD) is a disease which starts with fat accumulation in hepatocytes without excess alcohol consumption, it is associated with obesity, type 2 diabetes, hyperlipidemia and insulin resistance and one of the common causes of chronic liver disease today. NAFLD's incidence varies by geographical region, is between 5-30% and has increased rapidly in the last few decades. NAFLD results in a wide spectrum of diseases ranging from simple fatty liver to severe hepatocellular carcinoma and is accepted as the hepatic manifestation of metabolic syndrome. Visceral Adiposity Index (VAI) is a new, sex-specific index and it is sensitive to simple antropometric and functional parameters. VAI is an indicator for fat distribution and function. Waist circumference (WC), body mass index (BMI), triglyceride (TG), high-density lipoprotein (HDL) and some other coefficients are used in VAI calculation. The relationship between NAFLD and hyperlipidemia has been proven by studies. Atherogenic Index of Plasma (AIP) is defined as a strong indicator for NAFLD. Increase in AIP is correlated with increased BMI, WC and high levels of ALT, GGT and lipid profile. Also, AIP is shown as a potent marker for atherosclerosis and coronary heart diseases. Today, it is found that the most common cause of death in NAFLD patients is cardiovascular diseases. According to the data, NAFLD, obesity and type 2 diabetes are well known risk factors for cardiovascular diseases and closely associated with atherosclerosis development. NAFLD is a predictor for the risk of cardiovascular disease. It also increases the risk of cardiovascular morbidity and mortality, as well as cancer and liver related death. The number of patients who requires liver transplantation because of NAFLD is increasing gradually in the whole world. NAFLD is the second most common cause of liver transplantation in USA and Europe. Even though NAFLD is more common in patients who has obesity and insulin resistance, it's incidence is increasing progressively in patients who is not obese and does not have insulin resistance. In this study, we aimed to determine the relationship between NAFLD and atherogenic parameters. Our study was conducted with the participants who visited Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Internal Medicine outpatient clinic for routine control, are in between 18-65 ages and doesn't have thyroid disfunction, doesn't use any antihyperlipidemic drug, doesn't consume over than 40 grams alcohol per week, are serologically negative for any viral or autoimmune hepatitis, doesn't have any hereditary condition like Wilson's Disease or Hemochromatosis, hasn't taken any parenteral nutrition treatment recently, hasn't been underwent any bariatric procedure, jejuno-ileal bypass procedure or small bowel resection and additionally doesn't have any history of drug usage which is known to cause steatosis. We made comparisons in between two groups with and without fatty liver. The participants of the study are compared for age, gender, VAI, AIP, NAFLD Fibrosis Score, BMI, WC, systolic and diastolic blood pressure, smoking duration and certain laboratory parameters. As a result of these comparisons, a statistically significant difference was found between the WC, BMI, systolic and diastolic blood pressure, VAI, AIP of the two groups with and without steatosis. When we made a comparison between laboratory parameters of these two groups, there were a statistically significant difference for TG, HDL cholesterol, ALT, AST, GGT, uric acid, ferritin and NAFLD Fibrosis score. We performed a correlation test to determine the parameters related to the degree of fatty liver and as a result of the test we have found that there was a moderate positive relationship between ALT and the degree of fatty liver. In addition to that, it is found that there was a weak positive correlation between WC, VAI, AIP, TG, AST, GGT and the degree of fatty liver. A regression analysis is performed and we found that AIP is the most significant indicator for fatty liver. Additionally, BMI and ferritin are also among the determinants of fatty liver risk. The significant statistical relationship between NAFLD and atherogenic parameters that is found as a result of our study suggests that these parameters can be used to predict NAFLD. Thus, it is considered that timely initiation of lifestyle changes and medical treatments to reduce fatty liver in patients who have an increased risk of developing cardiovascular disease, cirrhosis and hepatocellular carcinoma will be beneficial.

Benzer Tezler

  1. Non fonksiyonel adrenal insidentaloması olan hastaların klinik ve biyokimyasal olarak değerlendirilmesi ve kardiyovasküler risk faktörleriyle ilişkisi

    Nonfunctional adrenal incidentaloma and its relationship with cardiovascular risk factors

    ELİF BERFU İSAK ELMAS

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Dahiliye Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ERMAN ÇAKAL

    DOÇ. DR. İLKNUR ÖZTÜRK ÜNSAL

  2. Hipotiroidi tanılı hastalarda TSH düzeyi ve tiroid otoantikorları ile PAİ (Plazma aterojenik indeks), APRI skoru ve FİB-4 indeksi ilişkisi

    The relationship of TSH level and thyroid autoanticories and AIP (Atherogenic index of plasma), APRI score and FIB-4 index in patients with hypothyroidism

    SEDAT DEMİRHAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Aile HekimliğiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MERAL MERT

    UZMAN ÖZLEM POLAT

  3. Non-alkolik yağlı karaciğer hastalığı olan kişilerin bel çevresi, vücut kütle indeksi ve kas kütlesine göre karotis intima-media kalınlıklarının karşılaştırılması ve beslenme şekillerinin tespiti

    Comparison of carotid intima-media thickness and determination of nutrition types according to the waist circumference, body mass index and muscle mass of people with non-alcoholic fatty liver disease

    BENAN ŞAHİN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Beslenme ve DiyetetikBahçeşehir Üniversitesi

    Beslenme ve Diyetetik Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ FERHAN MANTAR

  4. Nonalkolik yağlı karaciğer hastalığı ile hipertansiyon arasındaki ilişki

    Relationship between non alcoholic fatty liver disease and hypertention

    MEDINA ISMAYILOVA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    GastroenterolojiBezm-i Alem Vakıf Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HAKAN ŞENTÜRK

  5. Nonalkolik yağlı karaciğer hastalığı ile kriptojenik karaciğer sirozu tanılı hastaların histopatolojik ve metabolik özelliklerinin karşılaştırılması

    Histopathological and metabolic features comparison of non alcoholic fatty liver disease and patients with cryptogenic liver cirrhosis

    İBRAHİM KAL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    GastroenterolojiFırat Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İBRAHİM HALİL BAHÇECİOĞLU