Geri Dön

Selçuklular döneminde Kazvin

Qazvin during the Seljuk period

  1. Tez No: 708844
  2. Yazar: ZEYNEP ZEHRA COŞKUN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. BİLAL GÖK
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Tarih, History
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İnönü Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: İslam Tarihi ve Sanatları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: İslam Tarihi Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 150

Özet

Kazvin, Sâsâni hükümdarı I. Şâhpur tarafından M.S. 250 yılında Deylemlilerin akınlarına karşı imparatorluğun kuzey sınırlarını korumak amacıyla bir garnizon kent olarak kurulmuştur. Şehrin İslâm ile tanışması Hz. Ömer'in hilafeti sırasında Berâ b. Âzib komutasındaki askerler tarafından gerçekleştirilmiştir. Fetih sonrasında gerçekleşen göçlerle şehirde bulunan acem nüfusa ilaveten Müslüman nüfusta artış olmuştur. Halife Ömer döneminde artan Müslüman nüfusa rağmen Kazvin sınır şehir olarak kalmış bu vasfını diğer Râşid Halifeler zamanında da sürdürmüştür. Kazvin, Hulefâ-yi Râşidîn'den sonra Emevî ve Abbâsî hâkimiyetlerini görmüştür. Abbâsîler döneminde ise şehir halifelik güçleriyle Hazar kıyısındaki Şiîler arasında gerçekleşen mücadelelerin alanı oldu. Bu dönem Kevkebîler ve Şiîler'in burada çıkardığı isyanlar Mu'tez Billâh'ın kumandanı Mûsâ b. Boğa et-Türkî tarafından bastırıldı. Şehirde yaşanan bu tür siyasî, askerî ve sosyal mücadelelerden başka Abbâsîler döneminde şehrin fizikî yapısında birtakım yenilikler olmuştur. Bu bağlamda şehirde yeni yapılar inşa edilmiş ve şehrin çevresinde yeni kasabalar kurulmuştur. Şehrin artan nüfusu esas itibariyle kendilerini fatih Arapların çocukları olarak tanımlayan Arap topluluğundan oluşmaktadır. Kazvin, birbirlerinden farklı etnik kimlikleri bünyesinde barındıran bir nüfus yapısına sahiptir. Ancak arazi yapısının engebeli oluşu, sürekli Deylemlilerin saldırılarına maruz kalışı, diğer taraftan garnizon görüntüsünden kurtulamayışı, şehrin bir cazibe merkezi olmasının önüne geçmiştir. Her şeye rağmen birçok şehrin yollarının kesiştiği bir noktada yer alması ve uç şehir olması sebebiyle tarih boyunca farklı devletlerin ve grupların yönetimi altına girmiştir. Bu meyanda Kazvin, Emevî ve Abbasî yönetimlerine ilaveten 251/865'te Ali evladının, 293/905-906 senesinde ise Sâmânîler'in hâkimiyetini yaşamıştır. Ertesi yıl Hamdullah el-Kazvinî'nin mensup olduğu Müstevfîler ailesi şehrin yönetimini ele geçirmiştir. Müstevfîlerin şehirdeki hâkimiyeti 27 yıl sürmüştür. Akabinde Kazvin, ilk Türk-İslâm hânedanlarından Sacoğulları'nın mücadelesine sahne olmuş ve 304/916-917 yılında Yusuf b. Ebü's-Sâc'ın şehre yaptığı saldırı püskürtülmüştür. Bir müddet sonra Kazvin'i savunmada başarı gösteren Esfâr b. Şîreveyh buranın yeni hâkimi olmuştur. Şehir 318/930'da Büveyhîler'in, 420/1029-1030'da ise Gazneliler'in idaresine girmiştir. Bölgedeki Gazneli hâkimiyetine son veren Büyük Selçuklular 434-435/1042-1043 tarihinde bizzat Sultan Tuğrul önderliğinde şehri hâkimiyeti altına almıştır. Şehir, bilhassa Sultan Melikşah döneminde (1072-1092) Alamut Bâtınileriyle yapılan mücadelelerde birçok kez yıkıma ve savaşa tanık olmuştur. Kazvin, Irak Selçukluları dönemi de dahil olmak üzere saltanat mücadelelerine bizzat ev sahipliği yapmanın yanında Şiî-Sünnî çatışmasının da yaşandığı bir şehir olmaya devam etmiştir.

Özet (Çeviri)

Qazvin was founded by the Sassanid ruler Shahpur I. It was established as a garrison city in 250 B.C. to protect the northern borders of the empire against the raids of the Daylemites. The city's meeting with Islam Hz. It was in the time of Umar and Bera b. Soldiers under the command of Azib conquered the city. With the migrations that took place after the conquest, a Muslim population was formed in the city. Despite its increasing population during the reign of Caliph Omar, Qazvin preserved its character as a border city during the time of other Rashid Caliphs. After Hulefâ-i Raşidin, Kazvin saw Umayyad and Abbâsîd domination. The city became the site of the struggles with the Shiites on the Caspian coast during the Abbâsîd period. The revolts of the Kevkebis and the Shiites here were led by Mu'tez Billâh's commander, Musa b. Bull was suppressed by et-Turki. Apart from such political, military and social struggles in the city, there were some innovations in the physical structure of the city during the Abbâsîd period. In this context, new buildings were built in the city and new towns were established around the city. The city's growing population is mainly Arab. The townspeople said that they were the children of the conquering Arabs. Qazvin has a population structure that includes different ethnic identities. However, the rugged terrain, the constant attacks of the Deylemites, and the inability to get rid of the garrison appearance prevented the city from being an attraction center. Despite everything, it has been under the rule of different states and groups throughout history, as it is located at a point where the roads of many cities intersect and is an extreme city. In this respect, in addition to the Qazvin, Umayyad and Abbâsîd administrations, he lived under the rule of the sons of Ali in 251/865 and by the Sâmânîds in 293/905-906. The following year, the Mustevfis family, to which Hamdullah al-Kazvini was a member, took over the administration of the city. The domination of the Müstevfis in the city lasted for 27 years. Subsequently, Kazvin witnessed the struggle of Sacoğulları, one of the first Turkish-Islamic dynasties, and in 304/916-917 Yusuf b. Abu's Sac's attack on the city was repelled. Esfâr b. Şîreveyh became the new ruler of this place. The city came under the rule of the Buyids in 318/930 and the Ghaznavids in 420/1029-1030. The Great Seljuks, who put an end to the Ghaznavid domination in the region, took the city under the leadership of Sultan Tugrul in 434-435/1042-1043. The city witnessed destruction and war many times during the struggles with Alamut Bâtinis, especially during the reign of Sultan Melikşah (1072-1092). Qazvin continued to be a city where Shiite-Sunni conflicts were experienced as well as hosting the sultanate struggles, including the Iraqi Seljuks period.

Benzer Tezler

  1. Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan Fatih devri sonuna kadar geçen dönemde Arapça belagata dair eser yazan Osmanlı-Türk alimleri

    Başlık çevirisi yok

    MEHMED SAMİ BENLİ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1991

    Doğu Dilleri ve Edebiyatıİstanbul Üniversitesi

    Arap Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AHMET SUBHİ FURAT

  2. Afşin Ashabü'l-Kehf'in tarihsel süreci (Ana kaynaklar ve arşiv belgelerine göre)

    The historical process of Afşin's Ashabü'l-Kehf (According to the main sources and archival documents)

    KEMALETTİN KOÇ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    TarihNevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İLYAS GÖKHAN

  3. Selçuklular Döneminde Ortadoğu'da ticaret (XI-XIII. yüzyıllar)

    Başlık çevirisi yok

    SEZGİN GÜÇLÜAY

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    TarihFırat Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MEHMET ÇELİK

  4. Selcuklular Döneminde eş'ârîlik

    Ash'âriyya in the Seljuk State

    NURULLAH UĞUR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    DinSiirt Üniversitesi

    Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. CEMALETTİN ERDEMCİ

  5. Selçuklular döneminde Hemedân (Kuruluşundan 1194'e kadar)

    Hamadan in the peri̇od of Seljuks (From foundation to 1194)

    HASANCAN MERAL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    TarihSinop Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ MUSTAFA ŞAHİN