LADA ve klasik tip 1 diyabetes mellitus'lu hastaların fenotipik, metabolik ve klinik özelliklerinin karşılaştırılması
Comparison of phenotypic, metabolic and clinical features between lada and classical TYPE 1 diabetes mellitus patients
- Tez No: 709883
- Danışmanlar: PROF. DR. YÜKSEL ALTUNTAŞ
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları, Endocrinology and Metabolic Diseases
- Anahtar Kelimeler: LADA, Tip1 Diyabetes Mellitus, Erişkinlerde Otoimmün Diyabet, LADA, Type 1 Diabetes Mellitus, Autoimmune Diabetes of the Adult
- Yıl: 2022
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: İstanbul Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 76
Özet
Amaç: Bu çalışmanın amacı Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kliniğinde takipli erişkin yaşta tanı alan klasik T1DM ve LADA hastalarının demografik özellikleri, hastalığın başlangıcı, klinik özellikleri, laboratuvar bulguları, eşlik eden otoimmün hastalıkları ve tedavisi açısından benzer ve farklı yönlerini retrospektif olarak araştırmaktır. Gereç ve yöntem: Çalışmaya 2015-2020 tarihleri arasında Şişli Hamidiye Etfal EAH Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kliniğinde LADA tanısı alan ve 30 yaş üstünde T1DM tanısı alan 78 hasta dahil edilmiştir. Tanı anında insülin başlanan hastalar klasik T1DM, diyabet tanısından sonra ilk 6 ayda insülin ihtiyacı olmayan hastalar LADA olarak sınıflandırıldı. Klinik özellikler, diyabet komplikasyonları, otoantikorlar, C-Peptit, farmakolojik tedavi ile ilgili veriler analiz edildi. Bulgular: Çalışmaya 34 Klasik T1DM'li, 44 LADA'lı hasta dahil edildi. Tanı anındaki medyan yaş T1DM için 41, LADA için 45 (p=0,123) tespit edildi. Tanıdan sonra insülin başlangıcı T1DM grubunda 0 ay, LADA grubunda medyan 20,5 ay (p=0,001) olarak tespit edildi. T1DM'li hastaların %50'sinde ve LADA'lı hastaların %56,8'inde ailede diyabet öyküsü tespit edildi. Açlık C-Peptit düzeyleri T1DM grubunda istatistiksel olarak daha düşük saptandı (T1DM 0,15±0,15 LADA 0,23±0,21 p=0,045). Diyabete özgü otoantikorlardan anti-GAD her iki grupta da %100 pozitif tespit edildi. BMI her iki grupta da benzerdi (T1DM 26,01±4,98 kg/m2 LADA 25,75±4,37 kg/m2 p=0,805). Hipertansiyon T1DM'lilerde %20,6, LADA'lılarda %43,2 saptandı(p=0,036). Her iki grupta mikrovasküler ve makrovasküler komplikasyonların görülme sıklığı arasında istatistiksel fark saptanmadı. Klasik T1DM'de en sık görülen otoimmün hastalıklar Graves (%8,8) ve Hashimato (%8,8), LADA'da da Hashimato (%15,9) tespit edildi. Anti-TPO T1DM'li hastalarda %17,6 LADA'lı hastalarda %22,7 APA sırasıyla %5,9, %13,6 oranında pozitif saptandı. Ortalama günlük kilo başı total insülin dozu T1DM için 0,62 IU/kg LADA için 0,63 IU/kg saptandı. İstatistiksel bir fark yoktu (p=0,856). LADA hastalarının daha fazla oral antidiyabetik ilaç kullandığı saptandı(p=0,039). Sonuç: Çalışmamızda LADA hastaları yaş ortalaması T1DM hastalarından istatistiksel olarak daha yüksek bulunmuştur. Fazla kilolu, obez, metabolik sendromu olan erişkin hastalarda da otoimmün diyabet olabileceği gösterilmiştir. Çalışmamızda başlangıçta yanlış T2DM tanısı almaları nedeniyle LADA tanısında ortalama 8,5 yıllık bir gecikme olduğu saptanmıştır. Erişkin başlangıçlı otoimmün diyabet tanısı için oluşturulan klinik risk skorlarına göre yüksek riskli hastalara otoantikor taraması yapmak hem yanlış teşhis edilen LADA hastalarının sayısını azaltması hem de sağlık maliyetlerini azaltması açısından önemlidir. Diyabete özgü otoantikorlardan GADA'nın her iki grupta da %100 pozitif saptanması LADA'yı T2DM'den ayırmak için GADA'yı ölçmenin yeterli olduğunu göstermektedir. T1DM grubunda C-peptit düzeylerinin daha düşük olması, ketoasidoz görülen hasta sayısının fazla olması daha hızlı bir otoimmün yıkım sürecinin ve insülin gereksiminin göstergesi olabilir. Hastanın klinik durumu ve C-peptit düzeyi dikkate alınarak başlanan insülin tedavisi mevcut tanı kriterlerine göre LADA hastalarının yanlış T1DM tanısı almasını önleyecektir.
Özet (Çeviri)
Objective: The aim of this study is to retrospectively investigate the similarities and differences between the demographical features, disease onset, clinical features, laboratory findings, associated autoimmune diseases and treatment of the classical T1DM and LADA patients followed by the Endocrinology and Metabolic Diseases Clinic. Methods: This study included 78 patients who were diagnosed with LADA and diagnosed with T1DM after the age of 30, at Şişli Hamidiye Etfal EAH Endocrinology and Metabolic Diseases Clinic between the years of 2015-2020. The patients who started using insulin at the time of diagnosis were classified as classical T1DM and the patients who did not have insulin requirement 6 months after the diagnosis were classified as LADA. Data about the clinical features, diabetic complications, autoantibodies, c-peptide, pharmacological treatment were analyzed. Results: The study included 34 classical T1DM and 44 LADA patients. The median age at the time of diagnosis was found to be 41 for T1DM and 45 for LADA (p=0,123). In T1DM patients insülin therapy was started immediatly after the time of diagnosis while in LADA patients insülin treatment intiateted after median 20,5 months of diagnosis (p=0.001). %50 of T1DM patients and %56,8 of LADA patients had a family history of diabetes. Fasting C-peptide levels were found to be significantly lower in T1DM. (T1DM 0,15±0,15 LADA 0,23±0,21 p=0,045). Anti-GAD that is a diabetes-related autoantibody was found to be %100 positive in both groups.BMI was similar in both groups (T1DM 26,01±4,98 LADA 25,75±4,37 p=0,805). %20,6 of T1DM and %43,2 of LADA patients had hypertension. (p=0,036). There was no significant difference between the prevalence of microvascular and macrovascular complications in both groups. Most common autoimmune diseases detected was Graves (%8,8) and Hashimato (%8,8) in classical T1DM patients and Hashimato (%15,9) in LADA patients. Anti-TPO was found positive in %17,6 of T1DM, %22,7 of LADA patients while APA was found positive %5,9, %13,6 respectively. Average total insulin dose per kilograms per day was calculated 0,62 IU/kg for T1DM and 0,63 IU/kg for LADA. There was no significant difference. (p=0,856). It was found that LADA patients used more oral antidiabetic agents. (p=0,039) Conclusion: In our study the mean age of LADA patients was found to be statistically higher than type 1 DM patients. It has been shown that with overwight/obese adult patients and adult patients with metabolic syndrome may also have autoimmune diabetes mellitus. In our study it was found that there was an average of 8.5 years delay in diagnosis of LADA because they were initally misdiagnosed as type 2 DM. Screening of high-risk patients for LADA with autoantibodies which was established according to clinical risk scores is important in terms of both reducing the number of misdiagnosed LADA patients and reducing health costs. In both groups the 100 % positive detection of GADA, one of the diabetes specific aoutoantibodies, shows that measuring GADA is sufficient to distinguish LADA from type 2 DM.
Benzer Tezler
- Akut bakteriyel menenjitin erken tanı ve takibinde serum ve beyin omurilik sıvısı c-reaktif protein, beyin omurilik sıvısı immunglobulin düzeyleri ve lateks aglutinasyonu ile etken saptaması
Başlık çevirisi yok
TÜLİN ŞAYLI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1989
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıAnadolu ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Orhan Kemal'in romanları üzerine bir inceleme
An Analysis on the novels by Orhan Kemal
MEHMET NARLI
Doktora
Türkçe
2000
Türk Dili ve EdebiyatıHacettepe ÜniversitesiTürk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. BİLGE ERCİLASUN
- Tüketicilerin otomobil markalarına yönelik tercihlerinin analizi: Gümüşhane ili örneği
The analysis of consumers'preferences towards car brands: The case of Gümüşhane province
TOLGA ARITAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2015
İşletmeGümüşhane Üniversitesiİşletme Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. AHMET MUTLU AKYÜZ
- Karaburun ve yöresinde nergislerde zararlı syrphidae (diptera) familyası türleri, önemlilerinin biyolojileri ve savaş yöntemleri üzerinde araştırmalar
Investigations on the species of family syrphidae with special reference to the biology,identification and control measures of important one which are harmful on narcissus in Karaburun (İzmir)
NÜKET AKBULUT