Geri Dön

COVID-19 pandemisinin Ege Üniversitesi çocuk ve ergen psikiyatrisi travma ve krize müdahale biriminin başvuru profili üzerine etkileri

The effects of the COVID-19 pandemic on the application profile of Ege Universi̇ty Department of child and adolescent psychiatry, trauma and cri̇si̇s intervention unit

  1. Tez No: 711790
  2. Yazar: SAMIRA HUSEYNOVA
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ BİRSEN ŞENTÜRK PİLAN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Psikiyatri, Psychiatry
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ege Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 159

Özet

COVID-19 salgını tüm dünyayı ve ülkemizi etkisi altına almıştır. Bu salgında en çok etkilenenler arasında gelişimsel özellikleri nedeniyle çocuk ve gençler yer almaktadır. COVID-19 salgını sürecinde önceden psikiyatrik bozukluğu olan gençlerin ise daha fazla etkileneceği öngörülmektedir. Mevcut kriz sürecinin bu grubu iki farklı şekilde etkileyebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Birincisi bu süreçte psikiyatrik bozukluğu olan gençler için en ciddi risk hastalığın kötüleşmesidir. İkincisi de kısıtlamalar nedeniyle bu gençlerin, tedavilerini sürdürme ya da hastalık belirtilerindeki kötüleşme durumunda uygun bir sağlık merkezine ulaşma konusunda zorluk yaşama olasılıklarının yüksek olmasıdır. Bu çalışmada, COVID-19 Pandemisinin, Ege Üniversitesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Travma ve Krize Müdahale Birimiminin başvuru profili üzerine etkilerini tespit etmeyi amaçladık. Yöntem: Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Travma ve Krize Müdahale Birimi'ne 01 Ocak 2019- 29 Şubat 2020 tarihleri arasında (Rutin Kriz grubu) ve 01 Mart 2020-29 Ekim 2020 tarihleri arasında başvuran (Pandemi Grubu) tüm olguların dosyaları geriye dönük olarak taranmış ve çalışmaya dahil olma kriterlerini karşılayan rutin kriz grubunda 70 ve pandemi grubunda 35 olgu çalışmaya alınmıştır. Her iki gruptaki olguların dosyaları incelenmesi sonucunda elde edilen veriler (Beck Depresyon Ölçeği, Kısa Semptom Envanteri puanları, psikiyatrik tanıları, kullandıkları ilaçlar, risk ve koruyucu faktörler v.b.) sosyodemografik veri formuna kaydedilmiştir. Bulgular: Araştırmamızdaki olguların yaş ortalaması 14.51±1.98 olup %59'u kızdır. Olguların yaklaşık yarısından fazlasının %53.3 oranla Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) tanısı aldığı, DEHB'yi sırasıyla %50.5 oranla depresif bozukluk ve VIII %32.4 oranla anksiyete bozukluğu tanılarının izlediği saptanmıştır. Rutin kriz grubu ve pandemi grubu arasında sosyodemografik özellikler, psikiyatrik tanılar, risk faktörleri, Beck depresyon ölçek puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmamıştır (p=0.502). Rutin kriz grubunun Kısa Semptom Envanteri (KSE) alt ölçek puanlarından hostilite puanı, pandemi grubundan istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksektir (p=0.039). Pandemi grubunun işbirliğine yatkınlık puanının rutin kriz grubundan istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek olduğu saptanmıştır (p=0,041). Tedavide tek ilaç kullananların oranı pandemi grubunda (%42,9), rutin kriz grubuna göre (%21,4) anlamlı düzeyde yüksektir (p=0.039). Pandemi grubunda yeme bozukluğu tanısı olanların oranının (%8,6), rutin kriz grubundan anlamlı düzeyde daha yüksek olduğu bulunmuştur (p=0.035). Pandemi grubunun okulda başarılı olma oranı (%62,9), rutin kriz grubunun okulda başarılı olma oranından (%28,6) istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha yüksek olduğu bulunmuştur (p=0.002).Sonuç: Pandemi sürecinin getirdiği belirsizlik, izolasyon, yalnızlık hissi, yaşıt ilişkisi ve sosyal desteğin kaybı, günlük rutinlerin bozulması, özerklik ve özgürlüğün kısıtlanması, ölüm tehdidi, kontrolü kaybetme korkusu çocuk ve gençleri etkilemiştir. Bu etkinin psikiyatrik takiptetki çocuk ve gençlerde daha fazla olacağı öngörülmektedir. Çalışmamızda psikiyatrik takipteki gençlerde pandemi öncesi grup ile pandemi dönemi grubu arasında psikiyatrik tanıları arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır. Bu sonuç çalışmamızın pandeminin erken dönemlerini kapsıyor olması ile ilişkili olabileceği gibi hastanemizde karantina döneminde de riskli hastalarla Teletıp ile görüşmelere ve tedavilere devam edilmiş olması ile de ilişkili olabilir. COVID-19 pandemisinin gelecek nesillerin ruh sağlığı üzerindeki etkilerini önümüzdeki zamanlarda daha iyi anlaşılabilecektir ancak, ruhsal olarak daha incinebilir gruptaki, çocuk ve ergenlerle ilgili geliştirilecek ulusal ve uluslararası politikalara, önleme ve eylem planlarına ihtiyacın olduğu da açıktır.

Özet (Çeviri)

The COVID-19 epidemic has affected the whole world and our country. Young people are among those most affected in this epidemic due to their developmental characteristics. It is predicted that young people with existing psychiatric disorders will be more likely to be affected during the COVID-19 epidemic. It should be noted that the current crisis process may affect this group in two different ways. First, the most serious risk for young people with psychiatric disorders in this process is worsening of their disorders. Secondly, because of the restrictions, these young people are more likely to have difficulties in accessing an appropriate health center in order to maintain their treatment or if their symptoms worsen. In this study, we aimed to determine the effects of the COVID-19 Pandemic on the admission profile of Ege University Department of Child and Adolescent Psychiatry, Trauma and Crisis Intervention Unit. Method: The files of all the cases admitted to Intervention Unit for Trauma and Crisis in the Department of Child and Adolescent Psychiatry, Ege University between 01 January 2019 - 29 February 2020 (the“Routine Crisis”group) and between 01 March 2020 - 29 October 2020 (the“Pandemic”Group) were retrospectively scanned. 70 cases from the“routine crisis”group and 35 cases from the“pandemic”group, who met the inclusion criteria, were included in the study. The files of the cases in both groups were examined, and the data (the scores of Beck Depression Inventory (BDI), Brief Symptom Inventory (BSI), psychiatric diagnoses, medications they used, risk and protective factors, etc.) were recorded in the sociodemographic data form. Results: The mean age of the cases in our study was 14.51±1.98 years and 59% of them were girls. It was found that more than half of the cases were diagnosed with Attention Deficit Hyperactivity Disorder (ADHD) with 53.3%, followed by depressive disorder with 50.5% and anxiety disorder with 32.4%, respectively. There was no statistically significant difference between the“routine crisis”group and the“pandemic”group in terms of sociodemographic characteristics, risk factors, BDI scores and diagnostic status (p=0.502). The hostility score of the Brief Symptom Inventory (BSI) in the“routine crisis”group was significantly higher than in the“pandemic”group (p=0.039). It was found that the rate of those diagnosed with eating disorders in the“pandemic”group (8.6%) was significantly higher than the in“routine crisis”group (p=0.035). The rate of success at school (62.9%) in the“pandemic group”was found to be significantly higher than that of the“routine crisis”group (28.6%) (p=0.002). Conclusion: The pandemic-related facts, which are isolation, feeling of loneliness, loss of peer relationships and social support, disruption of daily routines, restriction of autonomy and freedom, threat of death, fear of losing control have affected children and youth. It is predicted that this effect would be more severe in children and adolescents under psychiatric follow-up. In our study, no significant difference was found between the pre-pandemic group and the pandemic period group in terms of psychiatric diagnoses in youth under psychiatric follow-up. This result may be related to the fact that our study covered the early stages of the pandemic, as well as the fact that psychiatric interviews and treatments were continued with risky patients via telemedicine technique during the quarantine period in our hospital. The effects of the COVID-19 pandemic on the mental health of new generations will be better understood in the future. However, it is clear that there is a need for national and international policies, prevention and intervention plans for more vulnerable children and adolescents.

Benzer Tezler

  1. COVİD-19 pandemisinin pediatrik yaş grubunda görülen miyokardite etkilerinin değerlendirilmesi

    Evaluation of the effects of myocardity of the COVİD-19 pandemic in the pediatric age group

    GİZEM KULAKOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıEge Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ZÜLAL ÜLGER TUTAR

  2. Covid-19 pandemisinin hemşirelerin uyku kalitesine etkisi: Sosyal jetlag ve sosyal destek

    The effect of covid-19 pandemic on nurses' sleep quality: Social jetlag and social support

    GÜLİZ OĞUZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    HemşirelikEge Üniversitesi

    İç Hastalıkları Hemşireliği Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ NAZMİYE ÇIRAY

  3. Covid-19 pandemisinde babalık rollerinin incelenmesi: İzmir örneği

    Examination of fatherhood roles in the covid-19 pandemic: The case of İzmir

    ZEYNEP GİZEM ESKİCİ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    SosyolojiEge Üniversitesi

    Sosyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. PELİN ÖNDER EROL

  4. COVID 19 pandemisinde kistik fibrozisli çocuklara uygulanan tele-egzersiz programının yaşam kalitesine etkisi

    The effect of tele-exercise program applied to children with cystic fibrosis in COVID 19 pandemic on quality of life

    MERVE KOYUN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    HemşirelikEge Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DİDAR ZÜMRÜT BAŞBAKKAL

  5. COVID-19 pandemisinde üreme çağındaki kadınların fiziksel aktivite düzeyi ve egzersiz güdülenmesi ile stres ve iyilik hali arasındaki ilişki

    Physical activity of women of reproductive age in the COVID-19 pandemic the relationship between level and exercise motivation and stress and wellness

    AYŞE ECE SARI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    HemşirelikEge Üniversitesi

    Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ZEYNEP DAŞIKAN