Geri Dön

Türkiye'de içerik denetiminin gelişimi: Hukuksal - sosyal perspektifler ve gelecek projeksiyonları

Evolution of content moderation in Turkey: Legal-social perspectives and future projections

  1. Tez No: 717209
  2. Yazar: ÇINAR ARK
  3. Danışmanlar: PROF. DR. TUNCAY ZORLU
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Radyo-Televizyon, Siyasal Bilimler, İletişim Bilimleri, Radio and Television, Political Science, Communication Sciences
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Bilim, Teknoloji ve Toplum Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Bilim, Teknoloji ve Toplum Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 78

Özet

Eflatun'un Devlet'inden günümüze toplum sözleşmesini kabul etmiş bütün politik yapılanmalar belirli kültürel ve ahlaki prensiplere göre halkın tükettiği içeriğin denetimini yapmaktadırlar. Günümüzde negatif bir algıya sebep olsa da Eflatun'dan bu yana sansür, devletin bir fonksiyonu haline gelmiştir. Kültürel korunma ve ahlaki prensiplerin korunması adına önemli bir fonksiyonu vardır. Bu tezde ilk olarak bu kelimenin tarihi yolcuğuluğundan bahsedip, Osmanlı dönemindeki halini belirtip, asıl Cumhuriyet döneminden nasıl bir gelişime uğradığı analiz edilecektir. Bunun yapılabilmesi için 1930'dan itibaren içinde sansür kelimesi geçen gazete makaleleri kategorize edilip bunun faillerinin kim olduğu ve hangi alanlarda uygulandığının tespiti yapılacaktır. 1930-1970 arasındaki bütün makaleler kodlandıktan sonra, 1970 sonrası dönemde ise Basın Kanunu, RTÜK Kanunu ve Sosyal Medya Yasası'nın kabul ediliş tarihleri ve değişime uğradığı tarihler göz önünde bulundurularak bu tarihlerden sonra uygulanan denetim politikalarının sosyal ve ya politik içerikli olup olmadıklarının tespitleri yapılacak ve hükümet ideolojilerinin bu denetim politikalarına nasıl bir etkisi olduğu tespit edilecektir. Sayın RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin 'in de konu ile ilgili görüşlerini bildirdikten sonra , Analog Sansür olarak tanımlanan ilk kısmın sonuna gelinecektir. Analog Sansür olarak tanımlanan sansür tipi şu ana kadar aşina olduğumuz sansür anlayışından pek farklı değildir. En önemli özelliği bu denetim mekanizmasının halk tarafından bilinen bir mekanizma olmasıdır. Başka bir deyişle analog sansürün bir konunun zararlı veya tehlikeli olduğunun bilincine sahip bir toplum anlayışına yönelik yapılmasıdır. Vatandaş sansürün gerçekleştiğinin farkındadır ve sansürlenen içeriğin dönemin otoritesi tarafından tehlikeli veya zararlı olduğunun bilincindedir. Bu denetim mekanizmasının otoriteye sahip olan yönetim tarafından şekillendirildiği farz edilir, bu yönden demokrasinin bir fonksiyonu olarak yorumlanabilir. Halkın seçtiği hükümet cumhuriyet tarihi boyunca kendi belirttiği konularda denetim yapmakta serbesttir ve hükümetlerin ideolojileri değiştikçe sansürlenen içerik de buna uygun bir şekilde değişim göstermektedir. Bu değişimi belirtmek adına 24 Aralık 1963'te yürülüğe giren, ve 11 Kasım 1983 ile 26 Haziran 2008'de güncellenen Radyo Televizyon Kanunu, 9 Haziran 2004 tarihli Basın Kanunu, 13 Nisan 1994'te yürürlüğe giren ve 15 Şubat 2011'de güncellenen Radyo Teleziyon Üst Kurulu Kanunu ve son olarak 29 Temmuz 2020'de yürürlüğe giren Sosyal Medya Yasası'nın tarihleri baz alınarak bu tarihlerden önce gerçekleşmiş ve kategorize edilmiş 50 sansür vakası ve sonra gerçekleşmiş ve kategorize edilmiş 50 sansür vakasının sosyal veya politik bir değişime uğrayıp uğramadığı hükümetlerin ideolojilerine göre istatiksel bir t testine tabi tutulduktan sonra muhafazakar hükümetlerin sosyal denetim politikalarını daha çok benimsediği ve muhafazakar olmayan hükümetlerin siyasi denetim politikalarını daha çok benimsediği hipotezleri test edilecektir. Bunun amacı belirtildiği üzere hükümetlerin ideolojik değişimlerinin , denetime uğrayan içerikler bazında farklılıklara yol açtığının ve denetime uğrayan içeriklerin demokratik temsiliyet değiştikçe, değişime uğradıklarını anlamaktır. Bu testin akabinde özellikle son 10 senede Türk halkının tükettiği içeriklerin değişimi ve bütün dünyada iletişim portallarının denetimindeki değişimler tespit edilecektir. Tezin ikinci kısmı olan Algoritmik-Dijital sansür anlayışında , Analog Sansür anlayışından nasıl farklılıklar gösterdiği araştırılacaktır. En önemli farklılıklarından birinin farkındalık olduğu bu teorik ayrımın en kritik noktasıdır. Eski veya Analog sansür anlayışında sansüre uğrayan konu bellidir ancak algoritmik sansürün dünyada milyarlar ve ülkemizde milyonlar tarafından kullanılan iletişim portalları üzerindeki etkisi ve bunun hakkında farkındalık gibi bir lüksümüzün olup olmadığı araştırılacaktır. Teknolojinin her alanda hegemonik evriminin sansür bazında nasıl bir sosyal anlayışa evrildiğini anlayabilmek için Langdon Winner'ın Otonom Teknoloji metni baz alınarak, bunun hem sosyopolitik hem de bürokratik yapılardaki tahribatı, Durkheim metinleri ile desteklenecektir. Bu litetatür analizi teknolojinin gelişimi ile ilgili belirli noktaları gösterecek olsa da , algoritmik sansür anlayışının çok yeni bir teknoloji olduğu gerekçesi ile günümüze daha yakın bir literatür araştırmasının yapılması gerektiği aşikardır ve bu temelde Cambridge Üniversitesi'nden Dr. Jennifer Cobbe'un algoritmik sansür hakkındaki makalesi baz alınarak yapılacaktır Dijital sansürün başka bir özelliği olan küresel platformların içerik tüketimimizde nasıl bir rol oynadığı ve günümüzdeki hukuksal yapılanmanın bu yenilikler karşısında nasıl tepkiler verdiği önem arz etmektedir. Çünkü Cumhuriyet tarihimizde ilk defa milyonlarca vatandaşımızın tükettiği içerikler hakkında bir söz sahibi olmama ihtimali doğmaktadır. Başka bir deyişle bahsedilen içeriklerin hangi kültürel ve etik prensiplere dayandığının kararı ilk defa Ankara'da değil, uluslararası mecralarda veya şirketlerde alınmaktadır ve bunun kültürel hegemonya kavramı ile ne kadar pekiştiğinin tespiti yapılmaya çalışılacaktır. İki kategorizasyon arasındaki farklardan biri Jeremy Bentham'ın Panoptikon teorisidir. Panoptikon teorisi son yüzyıllarda insan hayatının bir çok alanında karşımıza çıkmaktadır. Mimariden, iletişimin denetlenmesine, sansürden teknolojiye kadar aynı psikolojik prensip uygulanır. Bu prensip vatandaşın denetimde olduğu inancı, daha doğrusu, denetimde olabileceği ihtimalinin varlığı, denetime uğramasından daha çok önem arz etmektedir ancak bu Analog sansürün bir özelliğidir. Algoritmik sansür ile böyle bir inancın gerekliliği kalmamıştır çünkü yazdığımız her metin anında denetim mekanizmasının eline geçmektedir. Bu sansür bazında ciddi bir paradigma değişikliği yaratmaktadır. Hegemonya tabirinin ön koşullarından biri olan gönüllülük veya razı olma prensibinin Dijital sansür anlayışında nasıl cereyan edeceği göz önünde bulundurulması gereken bir konudur, çünkü belirtildiği üzere Dijital sansür paradigmasına farkındalık ortadan kalkmaktadır. Farkında olmadan razı olabilmek mümkün mü, bu hegemonya tanımının sınırları içeriside midir? Bu sorulara cevap getirilmeye çalışılacaktır.

Özet (Çeviri)

In the old paradigm censorship is used in a manner in which the citizen is aware of the aim of censorship, namely, it is common knowledge that there is a socially frowned upon item behind the pixelated flower or that the appearance of a light blue screen when trying to access a website that is blocked, it is within the understanding of the populace that the website they are trying to access has been deemed harmful by the government. However, in the new paradigm, differing methods of censorship are being utilized. If a content is deemed as harmful, it is removed from the search engine, hence the access is erased rather than blocked. Furthermore the entirety of a private conversation (IM) is subjected to instant control which suggests a departure from ex post censorship to ex-ante censorship. Considering the evolution of censorship technologies into algorithmic censorship, the extent of the latter method is quite significant. If censorship is divided into two components in the 21st century, namely, the Censorship of the Analog (Visual, Print) and the Censorship of the Digital ( ISP & OSP based, Algorithmic), an analogous setting can be found between the two in order to determine the difference. This thesis will analyze the historical progression of censorship law in Turkey by categorizing cases of content moderation into political and social categories by applying a search string to newspaper articles from 1930 to 2020 in order to convey progression of Censorship of the Analog and later compare it to the recent developments in the area of censorship. Winner's insight on using Technological Luddism as a method of analyzing the effect of a given technology, the analog and the digital can be compared to each other in order to provide a deeper understanding of the social effects of censorship technologies in the 21st century. Furhermore with the advent of streaming services, the content consumed by the Turkish public is not monitored by regulatory bodies in Turkey and in the last decade there has been several legal acitons taken in order to normalize this structure. The thesis will look into the possibility of a hegemonic relationship between the ever increasing nature of global streaming services.

Benzer Tezler

  1. Türkiye'de su hakkı

    The right to water in Turkey

    YILDIZ AKEL ÜNAL

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    HukukGalatasaray Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ERDOĞAN BÜLBÜL

  2. Öğretmenlere yönelik sürekli mesleki gelişim etkinliklerinin öğretmen ve okul yöneticilerinin görüşlerine göre incelenmesi: Türkiye ve İngiltere örneği

    The examination of continuous professional development activities for teachers from the perspectives of teachers and school managers: The case of Turkey and England

    MUSTAFA CEYLAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Eğitim ve ÖğretimKırıkkale Üniversitesi

    Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SONER MEHMET ÖZDEMİR

  3. Eğitim alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının öğretmenlerin mesleki gelişimine katkıları

    Contributions of civil society organisations active in the field of education to professional development of teachers

    FATİH DEMİRCİLİ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Eğitim ve ÖğretimMarmara Üniversitesi

    Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYŞEN BAKİOĞLU

  4. Sinema-seyirci ve küreselleşme ilişkisi açısından İstanbul'daki alışveriş merkezlerinde film izleme deneyimindeki değişim

    The change in the movie watching experience in shopping centers in Istanbul in terms of cinema audience and globalization relationship

    NİYAZİ CAN ÖZBAŞARAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Radyo-TelevizyonMarmara Üniversitesi

    Radyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. FATİME NEŞE KAPLAN İLHAN

  5. Paying for premium: A critical look into technical audio quality in streaming services

    Müzik akış platformlarındaki teknik ses kalitesine eleştirel bir bakış

    MUSTAFA KEMAL ÖZTÜRK

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2024

    Müzikİstanbul Teknik Üniversitesi

    Müzik Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. TAYLAN ÖZDEMİR