Türk sinemasında biyografik filmlerde hegemonik erkeklik inşası
Construction of hegemonic masculinity in Turkish biopics
- Tez No: 725862
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ HABİBE ÖNGÖREN ZAFER
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Sahne ve Görüntü Sanatları, Sosyoloji, Performing and Visual Arts, Sociology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2022
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Radyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 122
Özet
Biyografik film türü sinema sanatının başlangıcından beri ilgi ve takdir görmüş olsa da tarih ve temsil arasındaki ilişki bağlamında oldukça da eleştiri almıştır. Türkiye'de çok fazla örneği üretilmemiş olsa da son yıllarda artan biyografik film üretimlerinin gişe başarısı ve kamuoyu yaratma gücü bu film türüne olan ilgiyi arttırmıştır. 2021 yılı itibariyle Türkiye'de çekilmiş olan biyografik filmlerin merkezine aldıkları tarihsel figürlerin ağırlıklı olarak erkekler olduğu görülmüştür. Bu dikkat çekici dağılım biyografik film türünün merkezine aldığı figürlerin arasındaki ortaklıkları cinsiyet çalışmaları doğrultusunda anlaşılabilir kılmıştır. R. W. Connell'ın erkeklerin kendi arasındaki hiyerarşik yapısını inceleyerek ortaya koyduğu hegemonik erkeklik kavramı biyografik filmlerin inşasını görünür kılmak adına oldukça kıymetlidir. Connell'ın erkekliğin etnik kimlik, sosyal statü ve sermaye ilişkilerini de içeren hiyerarşik bir yapısı olduğunu ve yalnızca kadınlar üzerinde değil kendi içerisinde de tahakküm kurduğunu tartışan çalışması literatürde oldukça ses getirmiştir. Buna rağmen sinemanın temsil bağlamında yeterli olarak değerlendirilmemiş ve erkeklik ilişkilerinin dinamik yapısı filmler üzerinden görünür kılınmamıştır. Bu çalışma kapsamında Türkiye'de beşikten mezara formülüyle çekilmiş ilk biyografik filmlerden olan Taçsız Kral (1965) ve 2018 yapımı, tüm zamanların en fazla izlenen beşinci yapımı olan Müslüm filmleri biyografik film anlatısının parallelikleri doğrultusunda temsillerin hegemonik erkekliği yeniden üreten yapısı görünür kılınmıştır. Cinsiyetin performans yolu aracılığıyla bir icra olduğu kabulüyle Türkiye tarihinde farklı dönem ve alanlarda da olsa damga vurmuş iki figürün benzer anlatı ve anlatım yöntemleriyle toplumsal belleği şekillendiren etkisi ve bu etkinin hangi araçlarla inşa edildiği değerlendirilmiştir. Bu değerlendirme biyografik filmlerin anlatı ve anlatım unsurları ile göz ardı ettiği ya da yücelttiği belirli davranış kalıpları ile hegemonik erkekliğin inşası arasındaki paralelliklere odaklanmaktadır.
Özet (Çeviri)
Although the biographical film genre has attracted attention and appreciation since the beginning of cinema, it has also received criticism in the context of the relationship between history and representation. Although there are not many biopic examples in Turkey, the box office success of the films produced in recent years has increased the interest in this film genre. As of 2021, it has been seen that the historical figures that they center in the biographical films shot in Turkey are predominantly men. This remarkable relation has made the partnerships between the figures, which is the center of the biographical film genre, understandable in line with gender studies. The concept of hegemonic masculinity, which R. W. Connell put forward by examining the hierarchical structure of men among themselves, is very valuable in terms of making the construction of biographical films visible. Connell's work, which argues that masculinity has a hierarchical structure including ethnic identity, social status and capital relations, and that it dominates not only women but also within itself, has made quite a stir in the literature. Despite this, cinema has not been adequately evaluated in the context of representation and the dynamic structure of masculinity relations has not been made visible through films. Within the scope of this study, Taçsız Kral (1965), which is one of the first biographical films shot with the formula from the cradle to the grave in Turkey, and Müslüm, which is the fifth most-watched production of all time, made visible the structure of representations that reproduces hegemonic masculinity in line with the parallels of the biographical film narrative. With the acceptance that gender is a performance through performance, the effect of two figures who have left their mark in Turkish history, albeit in different periods and fields, shaping the social memory with similar narrative and expression methods, and the means by which this effect is constructed have been evaluated. This evaluation focuses on the parallels between the narrative and narrative elements of biographical films and certain behavioral patterns that they ignore or glorify, and the construction of hegemonic masculinity.
Benzer Tezler
- Türk sinemasında bireyselleşen tarih: Biyografik filmler
The individualisation of history in Turkish cinema: Biographical films/biopics
BAHAR ALTAY ERİŞEN
Doktora
Türkçe
2024
Sahne ve Görüntü SanatlarıAnkara ÜniversitesiRadyo Televizyon ve Sinema Ana Sanat Dalı
PROF. DR. SEMİRE RUKEN ÖZTÜRK
- Şerif Gören sineması
The Cinema of Şerif Gören
ALİ KARADOĞAN
Yüksek Lisans
Türkçe
1999
Sahne ve Görüntü SanatlarıAnkara ÜniversitesiRadyo Televizyon Ana Bilim Dalı
PROF.DR. NİLGÜN ABİSEL
- Yeşilçam sinemasında dublaj Jeyan Mahfi Ayral Tözüm örneği (1930-1980)
Dubbing in Yeşilçam cinema example of Jeyan Mahfi Ayral Tözüm (1930-1980)
MÜGE PARLAK
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Radyo-TelevizyonMarmara ÜniversitesiRadyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ŞÜKRAN KUYUCAK ESEN
- Türk sinemasında futbol ve kitle kültürü
Football in Turkish cinema and mass culture
CANBERK SÖNMEZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Radyo-Televizyonİstanbul ÜniversitesiRadyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ERGÜN YOLCU
- Türk Sinemasında toplumsal gerçekçilik ve Yılmaz Güney sineması
Social realism in Turkish Ci̇nema and Yılmaz Güney movies
BERRİN ŞAHİN
Yüksek Lisans
Türkçe
2006
Güzel SanatlarBeykent ÜniversitesiSinema Televizyon Ana Bilim Dalı
DOÇ. BURAK BUYAN