Geri Dön

Glomerülonefritli hastalarda proteinüri miktarı ile sarkopeni arasındaki ilişki

The relationship between the amount of proteinuria and sarcopenia in patients with glomerulonephritis

  1. Tez No: 729001
  2. Yazar: OKAY IŞIKTAŞ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ÖZKAN GÜNGÖR
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Nefroloji, İç Hastalıkları, Nephrology, Internal diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 68

Özet

Giriş ve Amaç: Sarkopeni, kas kütlesi ve kas gücü kaybı olarak tanımlanmaktadır ve kronik böbrek hastalarında sıklığı artmıştır. Kronik böbrek hastalarında sarkopeni gelişimine neden olan birçok faktör sorumlu tutulmaktadır Son yıllarda yapılan çalışmalarda sarkopeni ve proteinüri arasında ilişki olduğu gösterilmiştir. Proteinürinin en dominant olduğu hastalık grubu glomerülonefrit hasta popülasyonudur. Literatürde bu konuda veri bulunmamaktadır. Biz de buradan yola çıkarak, literatürde ilk defa; glomerülonefritli hastalarda sarkopeni sıklığını, normal popülasyonla aralarında fark olup olmadığını ve proteinüri miktarı ile ilişki düzeyini araştırmayı hedefledik. Hastalar ve Metod: Çalışmaya KSÜ Tıp Fakültesi Nefroloji BD tarafınca daha önce glomerulonefrit tanısı konularak takip edilen 70 hasta ile benzer yaş ve vücut kitle indeksine (VKİ) sahip, nefrolojik patolojisi (proteinürisi) bulunmayan sağlıklı 40 kişi olmak üzere toplam 110 katılımcı alındı. Proteinüri miktarı 24 saatlik idrar toplanarak hesaplandı. EWSGOP 2 kriterleri baz alınarak sarkopeni teşhisi konuldu. Bulgular: Glomerülonefrit hastaları grubunun yaş ortalaması 39,3±1,5 idi. Hastaların 36'sı kadın (%52,4) ve 34'ü erkeklerden (%48,6) oluşuyordu. Tanı konulduktan sonra geçen süre ortalama 59±6 aydı. Hastalık aktivitelerine bakıldığında; 19 hasta (%27,1) remisyonda, 15 hasta (%21,4) parsiyel remisyonda ve 36 hasta (%51,4) ise aktif hastalık dönemindeydi. Hastaların antropometrik ölçümlerinde; 50 hastanın yürüme hızı düşük (%71,4), 44 hastanın kas gücü azalmış (%62,9) olup, EWGSOP 2 kriterlerin göre 10 hastada sarkopeni saptandı (%14,3). İskelet kas kütlesi ortalaması 30,1±0,6 kg idi. İskelet kas kütlesi ile kreatinin, ürik asit, mineral yüzdesi, sıvı oranı ve kas gücü arasında pozitif korelasyon, GFH, HDL ve yağ yüzdesi arasında negatif korelasyon vardı. Kontrol grubunun yaş ortalaması 38,08±1,5 idi. Kontrol grubunun antropometrik ölçümlerine bakıldığında; hiçbir gönüllüde EWGSOP 2 kriterlerine göre sarkopeni saptanmadı. Sonuç: Bu çalışma sonucunda biz glomerülonefrit hastalarında sarkopeni oranının sağlıklı popülasyona oranla anlamlı olarak yüksek olduğunu, sarkopeninin bu popülasyonda orta yaşlarda da görülebileceğini, göstermiş olduk. Glomerülonefrit hasta popülasyonu ile karşılaşıldığında bu parametrelerin de akılda tutulup daha dikkatli davranılması gerektiğini düşünüyoruz.

Özet (Çeviri)

Purpose: Sarcopenia is defined as the loss of muscle mass and muscle strength, and its frequency is increased in patients with chronic kidney disease. Many factors are responsible for the development of sarcopenia in patients with chronic kidney disease. Recent studies have shown that there is a relationship between sarcopenia and proteinuria. The disease group in which proteinuria is most dominant is the glomerulonephritis patient population. There is no data on this subject in the literature. Starting from here, for the first time in the literature; We aimed to investigate the frequency of sarcopenia in patients with glomerulonephritis, whether there is a difference between them and the normal population, and the level of relationship with the amount of proteinuria. Patients and Methods: A total of 110 participants, including 70 patients who were previously diagnosed with glomerulonephritis and followed up by the KSU Faculty of Medicine, Department of Nephrology, and 40 healthy individuals with similar age and body mass index (BMI) and no nephrological pathology (proteinuria) were included in the study. The amount of proteinuria was calculated by collecting 24-hour urine. Based on the EWSGOP 2 criteria, a diagnosis of sarcopenia was made. Findings: The mean age of the group of glomerulonephritis patients was 39.3±1.5. Thirty-six (52.4%) of the patients were women and 34 (48.6%) were men. The mean time after diagnosis was 59±6 months. Considering the disease activities; 19 patients (27.1%) were in remission, 15 patients (21.4%) were in partial remission, and 36 patients (51.4%) were in active disease. In the anthropometric measurements of the patients; Walking speed was low in 50 patients (71.4%), and muscle strength was decreased in 44 patients (62.9%); Sarcopenia was detected in 10 patients (14.3%) according to the EWGSOP 2 criteria. The mean skeletal muscle mass was 30.1±0.6 kg. There was a positive correlation between skeletal muscle mass and creatinine, uric acid, mineral percentage, fluid ratio and muscle strength, and negative correlation between GFR, HDL and fat percentage. The mean age of the control group was 38.08±1.5. Considering the anthropometric measurements of the control group; Sarcopenia was not detected in any of the subjects according to the EWGSOP 2 criteria. Conclusion: As a result of this study, we have shown that the rate of sarcopenia in glomerulonephritis patients is significantly higher than in the healthy population, and that sarcopenia can also be seen in this population in middle age. When faced with the glomerulonephritis patient population, we think that these parameters should be kept in mind and should be treated more carefully.

Benzer Tezler

  1. Glomerulonefritli hastalarda MEFV geni mutasyonu sıklığı ve hastalığın klinik özellikleriyle ilişkisi

    High carrier rate and clinical associations of MEfV variants in glomerulonephritides

    UFUK İLGEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    NefrolojiAnkara Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. GÖKHAN NERGİZOĞLU

  2. Primer glomerüler hastalıklarda immünosupresif tedavilerin yan etkileri

    Side effects of immunosuppressive treatments in primary glomerular diseases

    TUBA YÜCE

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Nefrolojiİstanbul Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HALİL YAZICI

  3. Glomerülonefritli hastalarda vasküler endotelyal büyüme faktör g1154a ve c936t gen polimorfizmlerinin tedaviye yanıt ile olan ilişkisi

    The relation between gene polymorphisms of vegf -g1154a and c936t and response to therapy in patients with glomerulonephritis

    HATİCE TERZİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    NefrolojiCumhuriyet Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MANSUR KAYATAŞ

  4. Birincil membranöz glomerülonefritte 4CD varlığının ve yoğunluğunun böbrek hasarlanma derecesi ve böbrek sağkalımı ile birlikteliği

    Association of the presence and quantity of C4D with the severity of the kidney injury and the kidney longevity in patients with primary membranous glomerulonephritis

    ESRA GÖKÇE

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    NefrolojiDokuz Eylül Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. CANER ÇAVDAR

  5. Glomerüler kaynaklı proteinürilerin değerlendirilmesinde 24 saatlik idrar ve spot idrar tetkiklerinin uyumunun karşılaştırılması

    The comparison of 24-HOUR urine and spot urine tests in the evaluation of glomerular proteinuria

    DİLARA KARACAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    BiyokimyaDokuz Eylül Üniversitesi

    Tıbbi Biyokimya Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALİRIZA ŞİŞMAN