Geri Dön

Ameliyat sonunda trakeal ekstübasyon öncesi uygulanan düşük doz remifentanil, propofol ya da deksmedetomidinin hemodinami ve QTc üzerine etkisinin değerlendirilmesi

Evaluation of the effect of low dose remifentanil, propofol or dexmedetomidy on hemodynamia and QTc applied before tracheal extubation at the end of the surgery

  1. Tez No: 734344
  2. Yazar: MİNE ŞENGÜL EROL
  3. Danışmanlar: PROF. DR. SİNAN GÜRSOY
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Anestezi ve Reanimasyon, Anesthesiology and Reanimation
  6. Anahtar Kelimeler: Endotrakeal ekstübasyon, remifentanil, propofol, deksmedetomidin, QT ve QTc intervali, Endotracheal extubation, remifentanil, propofol, dexmedetomidine, QT and QTc interval
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sivas Cumhuriyet Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 92

Özet

GiriĢ ve Amaç: Kardiyak aritmiler, anestezi altındaki hastalarda sık rastlanılan ve mortaliteden sıklıkla sorumlu tutulan komplikasyonlardır. Anestezi altındaki hastalarda aritmilere elektrolit dengesizlikleri, uzamış konjenital ya da edinsel QT sendromu, sempatik sinir sistemi aktivasyonu, genel ve lokal anestezikler gibi birçok ilaç ve etken neden olabilmektedir. Uzun QT intervalinin ventriküler aritmiler ve sebepsiz ani ölümlerden sorumlu olabileceği bildirilmiştir. QT intervalindeki uzamalar ventriküler repolarizasyon anormallikleri ve aritmi riskinin belirlenmesinde bir yol gösterici olarak kullanılabilir. Anestezi indüksiyonu, laringoskopi, endotrakeal entübasyon ve endotrakeal ekstübasyon sempatoadrenal aktivitenin belirgin stimülasyonuna yol açar. Bu çalışmada endotrakeal ekstübasyon sırasında kardiyovasküler refleks yanıtı köreltmek için rutin olarak da uygulanan, propofol, remifentanil ve deksmedetomidinin hemodinami değerleri ve aritmi belirteci olan QTc intervali üzerine etkilerinin incelenmesi ve ikinci amaç olarak da endotrakeal entübasyon ile endotrakeal ekstübasyon sırasındaki kardiyovasküler yanıt ile QT intervalinin kıyaslanması hedeflenmiştir. Gereç ve Yöntem: Fakültemiz Etik Kurul onayı ve olguların yazılı onayları alındıktan sonra elektif batın cerrahisi uygulanacak ASA I-II, 18-70 yaş arasında gerekli bilgiler verilen ve onayı alınan 80 hasta çalışma kapsamına alındı. Çalışma kesitsel, prospektif, randomize olarak planlandı. Tüm hastalara premedikasyon amaçlı 7-15 mcg/kg İ.M.(İntramuskuler) midazolam uygulandı. Hastalar propofol(grup P, n:20), remifentanil(grup R, n:20), deksmedetomidin (grup D, n:20) ve kontrol(grup K, n:20) gruplarına ayrıldı. Hastalar ameliyat masasına alındıktan sonra monitörize edilerek KAH, SKB, DKB, OKB VE SPO2 değerleri ile 12 derivasyonlu EKG'leri çekilerek QT ve QTc değerleri kaydedildi. Genel anestezi öncesi alınan bu değerler bazal olarak alındı. Hastaların anestezi indüksiyonunda standart olarak 1 µg/kg fentanil, 4-7 mg/kg tiyopental sodyum ve 0.5 mg/kg roküronyum kullanıldı. Endotrakeal entübasyonu takiben %50 hava ve %50 oksijen karışımı içinde sevofluran kullanıldı. Endotrakeal entübasyondan 3 dakika sonra sonra 12 derivasyonlu EKG'leri çekildi ve eşzamanlı olarak hemodinamik verileri kaydedildi. Operasyon bitiminde hastalara gruplarına göre, infüzyon pompası ile 3 dakika içerisinde 0,5 mg/kg propofol, 1 µg/kg remifentanil, 0,5 µg/kg deksmedetomidin ya da aynı volümde serum fizyolojik (kontrol grubu) verildi. Sonrasında sugammadeks uygulaması sonrası hastalar ekstübe edildi. Ekstübasyondan 1 xv ve 5 dakika sonrasında EKG'leri çekilerek eşzamanlı olarak hemodinamik verilerimizi kaydettik. Çekilen bütün EKG lerdeki QT ve QTc intervali (düzeltilmiş QT değeri) değerleri takip formlarına kaydedildi. Anestezi sonrasında hastaların Modifiye Aldrete Skorları (M.A.S.) 9-10 olana kadar geçen derlenme süreleri ve rutin işlemler sırasında EKG değişikliği (ST-T değişikliği, bradikardi aritmi, VES, ST depresyonu, ST elevasyonu vs.) ve bronkospazm, öksürük, oksijen desatürasyonu vb. yan etkiler olduğunda kaydedilerek değerlendirildi. Bulgular: Çalışmaya toplam 80 hasta dahil edildi. Hastaların demografik verileri karşılaştırıldığında gruplar arasında ortalama yaş, kilo, boy ve BMI açısından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı(p>0,05). Hastaların 50'si kadın, 30'u erkek olup cinsiyet ile grup arasında anlamlı bir ilişki bulunamadı(p>0,05). Remifentanil ya da deksmedetomidin grubundaki hastaların derlenme süresi (M.A.S.) kontrol grubunda olanlara göre anlamlı şekilde daha yüksekti (p0,005). Hastaların hemodinamik verileri karşılaştırıldığında kontrol grubu dahil tüm gruplarda ekstübasyon sonrası 1. ve 5. dakika KAH, SKB ve OKB değerleri anestezi öncesi değerlerle kıyaslandığında artış gözlemlenmedi. Deksmedetomidin grubunda ekstübasyon sonrası 1. ve 5. dakika KAH değerleri propofol grubuna göre daha düşüktü. Deksmedetomidin grubunda ekstübasyon sonrası 1. Dakika SKB ve OKB değerleri kontrol grubuna göre daha düşüktü. Yine deksmedetomidin grubunda ekstübasyon sonrası 5. dakika SKB ve OKB değerleri kontrol ve remifentanil grubuna göre daha düşüktü. Bütün gruplarda SpO2 değeri entübasyon sonrası 3. dakikada diğer ölçüm zamanlarına göre anlamlı şekilde daha yüksek bulundu. Hastaların QTc intervali değerleri karşılaştırıldığında; Tüm gruplarda ekstübasyon sonrası 1. dakika QTc değerleri anestezi öncesi değerlerle kıyaslandığında artış görüldü. Ekstübasyon sonrası 5. dakika QTc değerleri anestezi öncesi değerlerle benzer iken kontrol grubu QTc değerleri anestezi öncesi değerlere göre yüksekti. Gruplar arası değerlendirmede; Propofol grubunda ekstübasyon sonrası 1. dakika QTc değerleri kontrol ve deksmedetomidin grubuna göre daha düşük bulundu. Sonuç: Çalışmamızın sonucunda ekstübasyon sonrası 1. dakikada çalışma ilaçlarının QTc intervalindeki uzamayı engellemekte yetersiz kaldığını, ancak ekstübasyon sonrası 1. dakikada propofolun QTc intervalinin baskılanması açısından daha avantajlı olduğunu gördük. Ayrıca ekstübasyon sonrası 5. dakikada remifentanil, xvi propofol ve deksmedetominin QTc intervalindeki uzamayı baskıladığını göstermektedir. Diğer taraftan entübasyon ve ekstübasyon dönemlerinde benzer hemodinamik yanıt ve QTc uzaması olduğu görülmüştür.

Özet (Çeviri)

Introduction and Purpose: Cardiac arrhythmias are complications that are frequently encountered in patients under anesthesia and are often held responsible for mortality. Many drugs and factors such as electrolyte imbalances, prolonged congenital or acquired QT syndrome, sympathetic nervous system activation, general and local anesthetics can cause arrhythmias in patients under anesthesia. It has been reported that prolonged QT interval may be responsible for ventricular arrhythmias and sudden unexplained deaths. Prolongations in the QT interval can be used as a guide in determining the risk of ventricular repolarization abnormalities and arrhythmia. Anesthesia induction, laryngoscopy, endotracheal intubation, and endotracheal extubation lead to a prominent stimulation of sympathoadrenal activity. In this study, it was aimed to examine the effects of propofol, remifentanil and dexmedetomidine, which are routinely applied to attenuate the cardiovascular reflex response during endotracheal extubation, on hemodynamic values and QTc interval, which is a marker of arrhythmia, and, as a second purpose, to compare the cardiovascular response during endotracheal intubation and endotracheal extubation with the QT interval. Materials and Methods: After obtaining the approval of the Ethics Committee of our faculty and the written consent of the cases, 80 patients aged between 18-70 years, who were given the necessary information and approved, were included in the study. The study was planned as cross-sectional, prospective, randomized. All patients were administered 7-15 mcg/kg IM midazolam for premedication. The patients were divided into propofol (group P, n:20), remifentanil (group R, n:20), dexmedetomidine (group D, n:20) and control (group K, n:20) groups. After the patients were placed on the operating table, HR, SBP, DBP, MAP, and SPO2 values were recorded, and their 12-lead ECGs were taken and QT and QTc values were recorded. These values taken before general anesthesia were taken as baseline. In the induction of anesthesia, 1 µg/kg fentanyl, 4-7 mg/kg thiopental sodium and 0.5 mg/kg rocuronium were used as standard. Sevoflurane was used in a mixture of 50% air and 50% oxygen following endotracheal intubation. 12-lead ECGs were taken 3 minutes after endotracheal intubation and hemodynamic data were recorded simultaneously. At the end of the operation, according to the groups, 0.5 mg/kg propofol, 1 µg/kg remifentanil, 0.5 µg/kg dexmedetomidine or the same volume of normal saline (control group) were given to the patients by infusion pump within 3 minutes. Afterwards, the patients were extubated xviii after sugammadex administration. We recorded our hemodynamic data simultaneously by taking ECGs at 1 and 5 minutes after extubation. QT and QTc interval (corrected QT value) values in all ECGs taken were recorded on the follow-up forms. When patients recover after anesthesia until their modified Aldrete score is 9-10 and ECG changes (ST-T change, bradycardia arrhythmia, VES, ST depression, ST elevation etc.) and side effects such as bronchospasm, cough, oxygen desaturation, etc. during routine procedures were recorded and evaluated. Results: A total of 80 patients were included in the study. There was no difference between the groups in terms of mean age, weight, and height among the demographic data of the patients(5). No significant difference was found between the groups in terms of gender (50 female and 30 male patients) (p>0.05). Recovery time (M.A.S.) of the patients in the remifentanil or dexmedetomidine group was significantly higher than those in the control group (p0.005). When the hemodynamic data of the patients were compared, no increase was observed in the 1st and 5th minute HR, SBP and MAP values after extubation in all groups, including the control group, when compared to the values before anesthesia. HR values at the 1st and 5th minutes after extubation were lower in the dexmedetomidine group than in the propofol group. Post-extubation 1st minute SBP and MAP values were lower in the dexmedetomidine group than in the control group. Again, SBP and MAP values at the 5th minute after extubation were lower in the dexmedetomidine group than in the control and remifentanil groups. In all groups, SpO2 value was found to be significantly higher at the 3rd minute after intubation compared to other measurement times. When the QTc interval values of the patients were compared, an increase was observed in the 1st minute QTc values after extubation in all groups when compared to the values before anesthesia. While the QTc values at the 5th minute after extubation were similar to the pre-anesthesia values, the control group's QTc values were higher than the pre-anesthesia values. In the evaluation between the groups, the 1st minute QTc values after extubation were found to be lower in the propofol group than in the control and dexmedetomidine groups. Conclusion: As a result of our study, we observed that the study agents were insufficient to prevent the prolongation of the QTc interval at the 1st minute after extubation, but propofol was more advantageous in terms of suppressing the QTc xix interval at the 1st minute after extubation. It also shows that remifentanil, propofol, and dexmedetomine at the 5th minute after extubation suppress the prolongation of the QTc interval. On the other hand, similar hemodynamic response and QTc prolongation were observed during intubation and extubation periods.

Benzer Tezler

  1. Farklı ameliyat pozisyonlarının endotrakeal tüp kaf basıncına etkisi: Prospektif çalışma

    The effect of different surgery positions on endotracheal tube cuff pressure: Prospective study

    EDA TOK ALSİNA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Anestezi ve ReanimasyonEge Üniversitesi

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. IŞIK ALPER

  2. Trakeal stenozda D-valin etkisi; invitro ve invivo deneysel çalışma

    D-valine effect in tracheal stenosis; invitro and invivo experimental study

    MEHMET AKİF EKİCİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiGaziantep Üniversitesi

    Göğüs Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. AHMET ULUŞAN

  3. Total diz protezi cerrahisinde intraartiküler uygulanan traneksamik asit ve adrenalin in postoperatif kanama üzerine etkinliklerinin karşılaştırılması

    A comparison of the effects on postoperative bleeding of the intra-articular application of transexamic acid and adrenalin in total knee arthroplasty

    FATİH DURGUT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Ortopedi ve TravmatolojiSelçuk Üniversitesi

    Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. ÖMER FARUK ERKOÇAK

  4. Genel anestezi alan hastalarda postoperatif boğaz bulgularının klinik ve mikrobiyolojik ilişkisinin araştırılması

    Evaluation of clinical and microbiological relations ofpostoperative throat findings in patients underwentgeneral anesthesia

    MEHMET HİSARCIKLIOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Kulak Burun ve BoğazErciyes Üniversitesi

    Kulak Burun Boğaz ve Baş-Boyun Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İBRAHİM KETENCİ

  5. Total diz artroplastisi yapılan hastalarda turnike kullanımı ve traneksamik asit uygulamasının ameliyat sonrası kanama kontrolü ve eritrosit süspansiyonu kullanımı üzerine etkisi

    Effects of tranexamic acid and tourniquet application on the amount of bleeding and the need for transfused units in unilateral total knee arthroplasty

    MUSTAFA ONUR KARACA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Ortopedi ve TravmatolojiAnkara Üniversitesi

    Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET BAHADDİN GÜZEL