Geri Dön

Les Dieux ont soif D'Anatole France ou la revolution repensee

Anatole France'in Tanrılar Susamışlardı'sı veya Yeniden Döşünülmüş Devrim

  1. Tez No: 73516
  2. Yazar: GÜLCAN AK
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. JALE ERLAT
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Fransız Dili ve Edebiyatı, French Linguistics and Literature
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1998
  8. Dil: Fransızca
  9. Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Fransız Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 124

Özet

ÖZET Fransızların yeni dünyasının başlangıcı 1789 Devrimi'ni eş ve art zamanlı düzlemlerde incelediğimiz bu çalışmada, insanın sorunsallarının belki de en önemlileri olan özgürlük ve eşitliğin, Anatole France'ın Tanrılar Susamışlardı adlı romanının baş kahramanı Evariste Gamelin tiplemesindeki sürecini tartıştık. Anatole France'ın, Devrimin getirmek istediği değer ve düzeni savunmakla birlikte, Devrim'in dine, devrimcinin peygambere dönüşmesinin karşısında olduğunu belirttik. Fransız Devrirninin ortaya çıkış nedenlerini, nasıl bir süreç izlediğini ve Birinci Dünya Savaşından günümüze kadar varan etkisini irdeledik. Aydınlanma çağı düşünürlerinden Jean- Jacques Rousseau'nun teorilerinde filizlenen 1789 Fransız Devrimi'ni Robespierre ve dava arkadaşlarının öncülüğündeki Jakoben Kulübün uygulamalarında inceledik. Devrimle koşut olarak, insanın, yüksek değer ve idealler uğruna, geleceği biçimlendirmede şiddete, yılgıya ve ölüme başvurmasındaki çelişkiyi saptadık. Cumhuriyetçi ve devrimci slogan“Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik”adına hareket edenlerin, sonuçta nasıl özgürlük zorbalarına dönüştüğünü gördük. Kişiliğinde Devrimin öncülerinden izler bulduğumuz Evariste Gamelin'in yaşam çizgisinin masumiyetten çıkıp canavarlığa geçerek öldürmede ve ölümde noktalanmasına dikkat çektik. Robespierre, Danton, Marat, Fouquier gibi kişilerin her zaman, her yerde ortaya çıkabileceğini ve insanlığı iyi amaçlar adına yılgıya, kana ve Giyotine sürükleyebileceklerini gözlemledik. Aydınlanma Çağı düşünürlerinin eserlerinde, kentsoylu eylem ve tutumda, yılgı ve Giyotinin doruk noktasında, devrim mahkemelerinin yargılama sisteminde, Jakobenist efsanede ve de özellikle, dönemin insanının,“ yenidenIll oluşturulmak için yıkılan”toplumla ilişkilerinde yeniden düşündüğümüz Fransız Devrimi'ni, Anatole France'ın Tanrılar susamışlardı adlı yapılında inceledik. Sonuç olarak, çıkış noktası ne kadar insancıl olursa olsun, hiçbir düşün biçiminin bütünüyle, insan için, insan yararına ve de insana rağmen işleyemeyeceğini, bu yüzden de,“kuşkuyla inanmanın, inanırken kuşku duymanın”, kısacası kuşkuculuğun önemini vurgulamak istedik. Devrimin en önemli kuramcılarından biri olan Rousseau'nun bir sözü ile noktayalım:“Hiçbir şey insan kanı pahasına satın alınmaya değmez”.

Özet (Çeviri)

IV ABSTRACT In this study, 1789 French Revolution is discussed as the beginning of the new era for the French Community from the point of view of Evariste Gamelin, the chief character of Anatole France's novel entitled The gods were thirsty (Les dieux ont soif) who regards the problems of mankind as freedom and equality. Parallel to the Revolution, we tried to point out to a contradiction: men were obliged to use violence, fear and terror in order to see his high values and ideals come true. It is also concluded that the people fighting for freedom, equality, friendship with a revolutionary and republican slogan, have then become brutals for freedom. We also tried to point out to the life of Evariste Ganelin in the personality of whom we found traces of the Revolution. He killed crouelly and died in the same way. The personalities such as Robespierre, Danton, Marat, Fouquier may exist everywhere and at any time and involve people in fear, blood, guillotine in the name of good reasons.. Even though, Anatole France defended the values of the Revolution and the system that he wanted to establish, we would like to indicate that the writer objected to the transformation of the Revolution into religion and the revolutionist into prophet.In the works of the 18th century philosophers as well as in the action and behaviour of burgesses, highest point of terror and guillotine, in the judgement system of the revolutionary court, in the Jacobian myth and especially in the relations and community who collapsed for reorganisation, the French Revolution is rediscussed in this work. Even if the origin of the revolutionary movement was humanistic, no thought is completey regarded as good and fighting for the benefits of human begins. For this reason, the importance of scepticism is pointed out. As Rousseau put it :“Nothing deserves to be bought at the price of human blood”.

Benzer Tezler

  1. Augustinus estetik'ine genel bir bakış

    Başlık çevirisi yok

    AYŞE SERPİL BAHADIRLI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1986

    Felsefeİstanbul Üniversitesi

    PROF. DR. İSMAİL TUNALI

  2. Descartes comme héritier d'Aristote dans le contexte des preuves de Dieu

    Tanrı ispatları bağlamında Aristoteles'in mirasçısı olarak Descartes

    İHSAN HAYRİ BATUR

    Doktora

    Fransızca

    Fransızca

    2023

    FelsefeGalatasaray Üniversitesi

    Felsefe Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SELAMİ ATAKAN ALTINÖRS

  3. Türk ceza hukukunda koşullu salıverilme

    La libération conditionnelle en Droit Pénal Turc

    FURKAN ALİ ŞİMŞEK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    HukukGalatasaray Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. EMİNE EYLEM AKSOY RETORNAZ

  4. Les relations economiques entre la France et la Turquie a l'epreuve des crises bilaterales : 2001-2018

    İkili krizlere rağmen Fransa ve Türkiye ekonomik ilişkileri: 2001-2018

    HİLAL YÖRÜK

    Yüksek Lisans

    Fransızca

    Fransızca

    2019

    EkonomiMarmara Üniversitesi

    Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ MERVE ÖZDEMİRKIRAN EMBEL