Geri Dön

Farklı liderlik tarzları ve lidere duyulan güvenin örgütlerde meydana gelen iş kazaları üzerindeki etkisi

The impact of different leadership styles and trust in leader on occupational accidents in organizations

  1. Tez No: 737699
  2. Yazar: OKAN YILDIRIM
  3. Danışmanlar: PROF. DR. MAHMUT KABAKCI
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: İşletme, Business Administration
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: İşletme Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: İşletme Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 124

Özet

Ülkemizdeki en büyük sorunlardan biri işyerlerinde yaşanan ve maddi-manevi kayıplara neden olan iş kazalarıdır. Türkiye ölümlü iş kazası oranlarında dünyada üçüncü, Avrupa'da ise birinci sırada yer almaktadır. İş kazalarının önemli bir kısmı önlenebilir boyuttadır ve bu çalışmada liderlik tarzlarının ve lidere duyulan güvenin iş kazalarının oluşum sıklığı üzerinde nasıl bir etkisinin olduğu incelenmektedir. Çalışmamızda, liderlik tarzları olarak dönüşümsel, etkileşimsel ve serbesti tanıyan liderlik olmak üzere üç liderlik türü ele alınmıştır. Çalışmanın amacı lidere ilişkin algılanan üç farklı liderlik tarzının işyerinde meydana gelen iş kazalarını etkileyip etkilemediğini ve lidere duyulan güvenin bu ilişkideki rolünü incelemektir. Marmara Bölgesi'nde yer alan ve Türkiye'nin en büyük ilk 10 şirketi arasında yer alan büyük ölçekli bir şirkette hizmet akdine tabi olarak çalışan ve iş kazasına maruz kalma olasılığı yüksek olan 270 adet saha çalışanı, araştırmamızın kapsamını oluşturmaktadır. Dönüşümsel liderlik takipçilerinin ahlaki değerlerine değinir ve onların etik konularda bilinçli olmalarını ve onların enerjilerini ve kaynaklarını örgütlerini daha iyi hale getirmeleri için kullanmalarını sağlar. Etkileşimsel liderlik ise, takipçilerinin kişisel çıkarlarına vurgu yaparak onları motive eder. Diğer taraftan; serbesti tanıyan liderlik, yönetim yetkisine en az ihtiyaç duyan, izleyicileri kendi hallerine bırakan ve her izleyicinin kendisine verilen kaynaklar dahilinde, plan ve program yapmalarına imkan tanıyan davranış gösteren liderlik tarzını benimser. Güven kavramına ilişkin literatürde çok fazla tanımlama yapılmış olmakla beraber, en sık karşımıza çıkan sınıflandırmalar bilişsel ve duygusal güven ile yöneticiye ve örgüte güvendir. Çalışma hayatının köklerinin ilk insan ile beraber başlamasından dolayı, iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin önlemlerin alınması da insanlık tarihi kadar eskidir. M.Ö. 2600'lü yıllarda başlayan iş sağlığı ve güvenliği çalışmaları, 19. yüzyılda hız kazanmış ve tüm dünyada ve ülkemizde yasalaşmaya başlamıştır. İş sağlığı ve güvenliğine ilişkin uluslararası kuruluşlar da faaliyete geçmiş olup, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Avrupa Komisyonu İş Sağlığı ve Güvenliği Ajansı (EU-OSHA) kurulmuştur. Konuya ilişkin ülkemizde yürürlükte bulunan düzenlemeler 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 4857 sayılı İş Kanunu ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunundan oluşmaktadır. İş sağlığı ve güvenliği, kişisel, sosyal ve ekonomik açılardan önem arz etmekte olup, iş kazalarına neden olan teknik iş kazaları ve insan kaynaklı iş kazaları olmak üzere iki ana faktör bulunmaktadır. Küresel araştırmalar uyarınca; dünyada iş kazası ve meslek hastalıkları sonucunda her 15 saniyede 1 çalışan hayatını kaybetmekte, 160 çalışan ise işle ilgili kazalara maruz kalmaktadır. Her yıl işle ilgili kaza ve hastalıklar sonucunda 3,2 milyondan fazla kişinin hayatını kaybettiği, 300 milyon ölümcül olmayan iş kazasının meydana geldiği ve işle ilgili hastalık ve ölümlerin yarattığı ekonomik yük ile verimlilik kaybının küresel GSYH'nin %4'ünü teşkil ettiği ifade edilmektedir. İş kazaları 4M olarak ifade edilebilen dört unsurdan oluşmaktadır; man (insan), machine (makine), media (ortam) ve management (yönetim). Meydana gelen iş kazalarının %50'si kolay bir şekilde, %48'i ise sistematik olarak çalışılması sonucu olmak üzere %98 oranında önlenebilir seviyededir. İş kazalarına %88 oranında tehlikeli hareketler, %10 oranında tehlikeli durumlar neden olmakta ve sadece %2 oranında kaçınılmaz ve bilinmeyen sebepler sebep olmaktadır. 2013 yılından itibaren günümüze kadar, iş kazası geçiren sigortalı sayısı dramatik bir artış göstermektedir. 2013 yılında 191.389 olan kaza sayısı, her yıl artmış ve en son 2020 yılında 384.262 olarak açıklanmıştır. Bu da iş kazası hususunda iyileştirmeler yapılması amacıyla 2012 yılında yürürlüğe giren 6331 sayılı Kanunun ve bu Kanuna bağlı olarak çıkarılan yönetmeliklerin, yangını azaltmadığı aksine artırdığını göstermektedir. Ölümle sonuçlanan iş kazalarında, iş kazası geçiren sigortalı sayısındaki gibi bir artış trendi olmamakla birlikte, herhangi bir azalma da meydana gelmemektedir. 2005-2020 yılları arasında; ölümle sonuçlanan iş kazalarında en düşük sayı 744 ile 2012 yılında, en yüksek sayı ise 1.700 ile 2011 yılında gerçekleşmiştir. Söz konusu istatistik, bahsi geçen yıllarda bu sayılar arasında dalgalanma göstermektedir. Avrupa kıtası ülkelerindeki iş kazası sayılarına baktığımızda, Avrupa genelinde iş kazalarında gözle görülür bir azalma meydana geldiği anlaşılmaktadır. Avrupa Birliği ülkelerinde meydana gelen iş kazaları toplamının 2012 yılından itibaren ciddi bir şekilde azaldığı görülmektedir. Söz konusu istatistikleri ülke özelinde incelediğimiz zaman ise; Belçika, Yunanistan, İtalya, Hollanda gibi ülkelerde de iş kazası geçiren sigortalı sayısında yine 2012 yılı sonrası dramatik bir azalma meydana gelmektedir. İş kazası sayılarında olduğu gibi, ölümle sonuçlanan iş kazalarında da 2012 yılı sonrasında Avrupa genelinde bir azalma meydana geldiği anlaşılmaktadır. Ülke özelinde baktığımız zaman; en belirgin azalışın, Almanya, İtalya, Polonya ve Portekiz'de olduğu görülmektedir. Dünya genelinde ise Arjantin, Rusya ve Tayland'da iş kazası geçiren sigortalı sayısında yıldan yıla düşüş meydana gelmektedir. Diğer ülkelerde, iş kazası sayısında bir azalma olmasa bile gözle görülen bir artış olmamakta ve her yıl değerler birbirine yakın çıkmaktadır. Türkiye'nin iş sağlığı ve güvenliği alanında dünyadaki yerini tespit etmek, her ülkede çalışan sayısının farklı olması sebebiyle anlamlı olmayacaktır. Bu sebeple; sağlıklı bir kıyaslama yapmak için AB İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından geliştirilen“kaza sıklığı”istatistiklerini kullanmak yerinde olacaktır. Kaza sıklığı, bir yılda 100.000 çalışan başına düşen iş kazası sayısıdır ve [Kaza Sayısı*100.000/Çalışan Sayısı] formülü kullanılarak bulunur. 2013-2020 yılları arası İş Kazası Sıklığı, en düşük 1.456,94 ve en yüksek 2.684,47 olurken; Ölüm Sıklığı, 2008-2020 yılları arasında 5,94 ila 14,72 bandında hareket etmektedir. Öte yandan; iş kazası geçiren sigortalı sayısı yıllar itibariyle lineer bir artış göstermekle beraber sigortalı sayısından daha yüksek oranda artması sebebiyle, iş kazası sıklığında bir artış görülmektedir. Ancak; söz konusu artış, ölüm sıklığında görülmemekte ve her ne kadar ölümlü iş kazalarında bir azalma olmamasına rağmen sigortalı sayısından daha az artması sebebiyle iş kazalarının her geçen yıl daha düşük oranda ölüme sebebiyet verdiği anlaşılmaktadır. 2013-2019 yılları arasında; Türkiye ile Avrupa Birliği ülkeleri arasında iş kazası sıklığı kıyaslaması yapıldığında, ülkemizin her yıl itibariyle AB ortalaması, Almanya, İtalya, Fransa, İspanya gibi Avrupa'nın büyük ülkelerinin arkasında olduğu görülmektedir. Görece daha küçük olan Avrupa ülkelerinde, iş kazası sıklığının daha az olduğu da dikkat çekici bir husustur. Ülkemizde; iş kazası sıklığı, Avrupa ülkelerine kıyasla daha az oranda gerçekleşmiş olmasına rağmen, iş kazası sonucu ölüm sıklığına bakıldığında vahim bir tablo ile karşı karşıya kalmaktayız. 2008-2019 dönemleri arasında; en düşük ölüm sıklığı 2012 yılında 5,94 olarak hesaplanmıştır ve bu oran bile 2008-2019 dönemleri arasında Avrupa Birliği ülkeleri ölüm sıklığı istatistiklerinin oldukça üstündedir. SPSS 28 programı ile yapılan analiz sonucunda, Çok Faktörlü Liderlik Ölçeği (MLQ) Cronbach's Alpha değeri 0,853 çıkmış olup, kullanılan ölçeğin güvenilir olduğu anlaşılmıştır. Guttmann Katsayılarına göre yapılan analize göre de her altı katsayının da yüksek düzeyde güvenilirlik sınırları içerisinde olduğu görülmüştür. Kurum İçinde Güven Ölçeği Cronbach's Alpha değeri 0,942 çıkmış olup, kullanılan ölçeğin güvenilir olduğu anlaşılmıştır. Guttmann Katsayılarına göre yapılan analize göre de her altı katsayının da yüksek düzeyde güvenilirlik sınırları içerisinde olduğu görülmüştür. Güvenlik İklimi Ölçeği Cronbach's Alpha değeri 0,925 çıkmış olup, kullanılan ölçeğin güvenilir olduğu anlaşılmıştır. Guttmann Katsayılarına göre yapılan analize göre de her altı katsayının da yüksek düzeyde güvenilirlik sınırları içerisinde olduğu görülmüştür. Araştırmamızın sonunda; liderlik tarzları ile güvenlik iklimine ilişkin regresyon analizi sonucunda iki değişken arasında pozitif ve anlamlı bir ilişki olduğu görülmüştür. Dönüşümsel liderlik ile güvenlik iklimi arasında .282 düzeyinde -1 ila +1 arasında olacak şekilde orta düzeyde ve pozitif bir korelasyon olmasına rağmen, regresyon analizi sonucunda iki değişken arasında pozitif bir etki çıksa da anlamlı bir ilişki olmadığı görülmüştür. Etkileşimsel liderlik ile güvenlik iklimi arasında .316 düzeyinde -1 ila +1 arasında olacak şekilde orta düzeyde ve pozitif bir korelasyon olmasına rağmen, regresyon analizi sonucunda iki değişken arasında pozitif bir etki çıksa da anlamlı bir ilişki olmadığı görülmüştür. Serbesti tanıyan liderlik ile güvenlik iklimi arasında -.312 düzeyinde -1 ila +1 arasında olacak şekilde orta düzeyde ve negatif bir korelasyonun yanı sıra regresyon analizi sonucunda iki değişken arasında negatif ve anlamlı bir ilişki olduğu görülmüştür. Güven ile güvenlik iklimi arasında .335 düzeyinde -1 ila +1 arasında olacak şekilde orta düzeyde ve pozitif bir korelasyonun yanı sıra regresyon analizi sonucunda iki değişken arasında pozitif ve anlamlı bir ilişki olduğu görülmüştür.

Özet (Çeviri)

One of the biggest problem in our country is occupational accidents which happen in workplaces and cause tangible and intangible losses. Turkey ranks third among the world and first among Europe in occupational accident rates. Significant part of occupational accidents can be avoided and the impact of leadership styles trust in leader on occupational accidents will be evaluated. In our study, transformational leadership, transactional leadership, and laissez-faire leadership are considered as three leadership styles. The aim of the study is whether these perceived leadership styles have an effect on occupational accidents on organisations or not and the mediator role of trust in leader are also evaluated. The scope of our study is 270 white and blue collar workers who work in large-scale company which is located in the Marmara Region and have a risk of being exposed to occupational accident. Transformational leadership emphasises on its followers' moral values and it ensures them to be conscious on ethical issues and to use their energies and sources in order to make their organizations better. Transactional leadership motivates their followers by emphasising on their personal interests. On the other hand; laissez-faire leadership adopts a leadership style which is in minimum need of leadership authority, leaves their followers to themselves, and allows their followers to make plans and programmes within given sources. Together with there has been many definitions made in literature of trust, the most known classifications are cognitive-emotional trust and trust in leader and organization. Since the roots of work-life starts with the first humanbeing, precautions on occupational health and safety are as old as history of humanity. Studies on occupational health and safety dates back on B.C 2600 accelerated in 19 th century and started to be legalized in our country and in the world. International organizations also started to be founded relating to occupational health and safety such as International Labour Organization (ILO), World Health Organization (WHO), and The European Agency for Safety and Health at Work (EU-OSHA). Relating to occupational health and safety, there has been some regulations like Social Insurance and General Health Insurance Act No. 5510, Labour Law Act No. 4857, and Act No. 6331 on Occupational Health and Safety. Occupational health and safety has an importance in terms of personal, social, and economical reasons and technical occupational accident and human-driven occupational accident are two causes for occupational accident. According to the global studies, one worker passes away and 160 workers are exposed to accident in every 15 seconds due to occupational accidents and occupational illnesses. More than 3.2 million people pass away because of occupational accidents and occupational illnesses, 300 million people are exposed to non-fatal occupational accident and economical burden and productivity loss because of occupational accident is 4% of GDP. Occupational accident is formed of four components named as 4M; man, machine, media, and management. 50% of occupational accidents can be prevented easily and 48% of them can be prevented systematically, thus 98% of the accidents are been able to prevented. The causes of occupational accidents are dangerous behaviours at the rate of 88%, dangerous situations at the rate of 10%, and inevitable and unknown reasons at only 2%. The number of workers who are exposed to occupational accident has been increasing dramatically from 2013 until today. The number of accidents has been increased from 191,389 to 384,262 between 2013 and 2020. This shows that Act No. 6331 on Occupational Health and Safety of 2012 and its regulations couldn't help to decrease the numbers on the contrary it increased more. Although there is not an increase trend in fatal occupational accidents as whole occupational accidents but there is not a decrease trend neither. Between 2005 and 2020, the lowest number in fatal occupational accident is 744 in 2012, and the highest number is 1,700 in 2011. This statistic have been fluctuates between these years. When the number of occupational accidents is evaluated in European continent, it can be seen that there has been a perceptibly decrease in Europe. The total of occupational accidents has been decreasing staidly from 2012 in European Union countries. When the statistics are evaluated specific to countries, Belgium, Greece, Italy, and Netherlands have been experiencing a decrease in the number of occupational accident. As occupational accidents, there has been a decrease in the number of fatal occupational accidents from 2012 in European countries. The most distinct decrease happens in Germany, Italy, Poland, and Portugal. In the countries out of Europe, there has been a decrease in Argentina, Russia, and Thailand all around the world. Even though there has not been a decrease in other countries, the numbers are close to each other every year. It is not meaningful to compare the number of occupational accidents in order to specify the ranking of Turkey ion occupational health and safety because of the differences in the number of employed people in each country. Therefore,“accident frequency”statistics which has been developed by Eurostat will be appropriate for a meaningful comparison. Accident frequency is the number of occupational accident per 100,000 workers in a year and it can be found by [Number of Accidents*100,000/Number of Workers] formula. While the lowest Occupational Accident Frequency is 1,456.94 and the highest Occupational Accident Frequency is 2,684.47; Fatal Frequency has been fluctuating between 5.94 and 14.72 in 2008-2020. On the other hand; together with a linear increase in the number employed people who are exposed to occupational accident, the increase is higher than increase in the number of employed people thus occupational accident frequency has been higher wach year. But, this increase can not be seen in fatal accident frequency because the increase in fatal occupational accident is lower than the number of employed people. When occupational accident frequency is compared between 2013-2019, it can be seen that Turkey has been behind Europen Union countries average and major countries such as Germany, Italy, France, Spain. Occupational accident frequency is less in relatively minor Euoropean countries. Although occupational accident frequency in Turkey is lower than European countries, fatal occupational accident frequency has the worst scenario. The lowest fatal occupational accident frequency is 5,94 in 2012 and even this number is way more higher than European countries statistics between 2008 and 2019. After the analysis done by SPSS 28 package, Cronbach's Alpha value of Multifactor Leadership Questionnaire (MLQ) is 0.853 and the scale is reliable. Due to the analysis done for Guttmann Coefficients, it is seen that all six coefficients are in the high level of reliability bounderies. Cronbach's Alpha value of Trust in Organization scale is 0.942 and the scale is reliable. Due to the analysis done for Guttmann Coefficients, it is seen that all six coefficients are in the high level of reliability bounderies. Cronbach's Alpha value of Safety Climate scale is 0.925 and the scale is reliable. Due to the analysis done for Guttmann Coefficients, it is seen that all six coefficients are in the high level of reliability bounderies. As a result of our study, it is evaluated after the regression analysis on leadership styles and safety climate that these two variables have positive and significant relation. Eventhough transformational leadership and safety climate have medium as .282 and positive correlation between -1 and +1, there is a positive but insignificant relation after regression analysis. Eventhough transactional leadership and safety climate have medium as .316 and positive correlation between -1 and +1, there is a positive but insignificant relation after regression analysis. Together with laissez-faire leadership and safety climate have medium as -.312 and negative correlation between -1 and +1, there is a negative and significant relation after regression analysis. Together with trust and safety climate have medium as .335 and positive correlation between -1 and +1, there is a positive and significant relation after regression analysis.

Benzer Tezler

  1. İşletmelerde liderlik ve bir uygulama

    Başlık çevirisi yok

    NİMET MAZLUMOĞLU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1995

    İşletmeİstanbul Üniversitesi

    Uluslararası İşletmecilik Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. ŞEBNEM AKTAN

  2. Algılanan liderliğin lidere güvene etkisi

    The effect of perceived leadership on trust in leader

    SHAFIQULLAH KARGAR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    İşletmeSakarya Üniversitesi

    İşletme Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ OSMAN USLU

  3. Türkiye'de COVİD-19 salgın yönetiminin liderlik davranışları açısından değerlendirilmesi: Fahrettin Koca örneği

    Evaluation of COVID-19 pandemic management in Turkey in terms of leadership behaviors: The case of Fahrettin Koca

    NADİDE ÇAKIROĞLU

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Kamu YönetimiKaradeniz Teknik Üniversitesi

    Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ABDULLAH UZUN

  4. Kamu yönetiminde liderlik bağlamında kamu çalışanlarının liderlik algıları: Azerbaycan ASAN Hizmet Kurumu üzerine bir araştırma

    Leadership perceptions of public employees in the context of leadership in public administration: A research on Azerbaijan ASAN Service

    FARID TAYYARLI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Kamu Yönetimiİstanbul Üniversitesi

    Halkla İlişkiler Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ÖZLEM KALAN

  5. The analysis and use of 360 degree feedback technique in the evaluation of leadership style

    Liderlik tarzının değerlendirilmesinde 360 derece geri bildirim tekniğinin analizi ve kullanımı

    MOHAMMAD RAHİM UDDIN

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2019

    İşletmeÇukurova Üniversitesi

    Yönetim ve Organizasyon Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. KEMAL CAN KILIÇ