Davranışsal önyargı ile kişisel yatırım kararları arasında ilişki
The relationship between behavioral bias and personal investment decisions
- Tez No: 739729
- Danışmanlar: DOÇ. DR. ARİF SALDANLI
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: İşletme, Business Administration
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2022
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Para Sermaye Piyasaları ve Finansal Kurumlar Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 115
Özet
Bu çalışma; davranışsal önyargı ile kişisel yatırım kararları arasındakı ilişki konusunu ele almaktadır. Psikoloji, finans alanına girene kadar araştırmacılar ve ekonomistler; insanları sadece rasyonel varlıklar olarak görmüşler, duygusal ve manevi hallere önem vermemişler, ancak yatırımcılar da çevresel koşullardan, duygusal ve manevi hallerden etkilenmektedir. Sonuç olarak, yanlış kararlar verirler ve kayıplara uğrarlar. Yanlış kararlar ve kayıplar araştırılarak sebepleri bulunmaya çalışılmıştır. Geliştirilen teoriler aracılığıyla cevap bulunmaya çalışılsa da insanların iç ve dış etkenlerden etkilendiği göz ardı edildiğinden bir çözüm bulunamamıştır. Adam Smith,“ekonomik davranışın çıkar ve çıkarlara bağlı olduğunu”açıkladıktan sonra, kayıp önlemeyi tanımlayarak, duygu ve düşüncelerin ekonomi alanında da etkili olduğunu göstermiş ve sonraki süreçte Kahneman ve Tversky, bunları iç ve dış etkenlerle birlikte ele alarak temeli oluşturmuştur. Klasik iktisat teorisinin de araştırıldığı bu alanda, kesin bir sonuca varmak mümkün olmamıştır. Beklenti teorisi ise farklı bir bakış açısı sunmuş ve yatırımcıların psikolojisinin önemli olduğunu savunmuştur. Psikolojinin ekonomiye girişi, ekonomistleri iki kısma ayırdı. Eleştirmenler bunun ekonomiyi pozitif bilimlerden uzaklaştıracağını savunmuştur. Beklenen fayda teorisinde, faydalar rasyonel davranış altında karşılaştırılır ve bunlardan en karlı olanı tercih edilir. Rasyonel eylemin zararı azalttığı fikrine karşı beklenti teorisi, insan psikolojisine danışılması gerektiğini savunmuştur. Yatırımların zarar gördüğü dönemlerde, sonuçlar olumlu olmasına rağmen çalışmalar yapılmış, ancak sorun bulunamamıştır. Bu aşamada insan psikolojisi ve içgüdüleri tartışılmıştır. Teşvik edilmekte olan bu yeni yaklaşım,“davranışsal finans”ı ortaya çıkarmış ve insan psikolojisi, duygusal ve ruhsal durumları araştırma konusu haline gelmiştir. Bugün bu, en çok tartışılan konulardan biridir. Tüm insanlar gibi yatırımcılar da geçmişten, ruh hallerinden, duygusal eğilimlerinden, belirsizlikten etkilenmektedir ve bu nedenle yanlış kararlar verebilirler. Davranışsal finans, daha çok bireysel yatırımcıların davranışlarına ve özelliklerine odaklanmaktadır. Bireysel yatırımcılar, genel olarak kurumsal yatırımcılardan ve piyasa algılarından farklı olduklarından, risk ve getiri hakkındaki düşünceleri kurumsal yatırımcılar kadar rasyonel ve profesyonel değildir ve kararlarını psikolojik, demografik ve sosyo-ekonomik faktörler etkilemektedir. Zamanla, yatırımcıların yatırım kararlarındaki hataların, mantıksız seçimlerin ve anomalilerin sebebinin insan psikolojisinden kaynaklanabileceği araştırmalarda oldukça önem kazanmıştır. Yatırım tercihleri bilişsel kusurları ve psikolojik önyargıları içerdiğinden, sezgide hatalar olmaktadır. Dolayısıyla davranışsal finansın geleneksel finans modellerinin tüm durumlarında veri olarak kabul edilen rasyonalite varsayımlarını genişlettiği ve finansal piyasalardaki irrasyonelliği ortaya çıkarmak istediği söylenebilir. Davranışsal finans, finans ve ekonomi alanındaki çalışmalara sosyoloji ve psikoloji gibi davranış bilimlerinin dahil edilmesini, beklenen fayda teorisi ve rasyonel davranış kalıplarının dışında yeni gözlemlerin yapılmasını ve geleneksel teorilerle çelişen konuların açıklanmasını içermektedir. Davranışsal finans alanında bireylerin psikolojik ve davranışsal özelliklerinin daha çok yatırımcılar bazında ele alındığı ve araştırma konusu olduğu görülmektedir. Ancak kurumsal yatırımcılar, yöneticiler, aracı kurumlar, portföy yöneticileri gibi diğer finansal aktörlerin aldığı kararlarda bireylerin davranışsal özelliklerinin de etkili olabileceği görülmektedir. Baker, Ruback ve Wurgler (2004), yaptıkları çalışmada davranışsal finans alanını iki boyuta indirgemişlerdir. Birinci boyut, yatırımcı karar verme sürecini etkileyen faktörler veya yatırımcıların davranışsal özelliklerinin aldıkları kararlara etkisidir. İkinci boyut, şirket yöneticilerinin şirketleri ile ilgili kararlarında etkili olan davranışsal veya yönetsel önyargıların şirket kararlarına etkisidir. Psikoloji, sosyoloji, davranış bilimi ve finans alanlarında yapılan çalışmalar, insanların günlük hayatta önemli karar alanlarındaki tutum ve davranışlarının daha mantıksız olduğunu göstermektedir. Karar verme aşamalarında bireylerin rasyonel kararlardan sapmasına neden olan temelde iki olgu vardır. Bunlar buluşsal yöntemler ve önyargılardır. Finansal karar vermenin psikolojisi olarak ifade edilen davranışsal finans, finansal kararlar üzerinde sezgisel ve önyargı faktörlerinin rolünü incelemektedir. Bu noktadan hareketle davranışsal finans, psikolojik araştırmaların sonuçlarına dayanarak davranışsal faktörlerin bireylerin finansal karar süreçlerine etkisini araştırmaktadır. Bu çalışmanın amacı davranışsal önyargıların kişisel yatırımçı kararlarına etkisini araştırmaktır. Bu çalışmada konuyla ilgili teorik çerçeve literatür taraması yapılarak ortaya konulmuş ve davranışsal finans disiplini çerçevesinde sezgisellerin (sezgilerin) ve ön yargıların finansal kararlardaki rolü irdelenmiştir. Çalışma, 360 bireysel yatırımcı ile görüşülerek gerçekleştirilmiştir. Anket katılımcılarının finansal okuryazarlık düzeylerini ölçmek için 8 sorudan oluşan ve 0-3 olan finansal sorular sorulmuştur. Sorulara doğru cevap verenlerin finansal bilgiye sahip olmadığı, 4-8. soruları doğru cevaplayanların finansal bilgiye sahip olduğu varsayılmaktadır. Sonuç olarak finansal okuryazarlık düzeyi ile davranışsal yanlılık arasındaki ilişki incelenmiştir. Davranışsal yanlılıklar ile demografik özellikler arasındaki ilişki incelendiğinde temsili yanlılık ile cinsiyet arasında anlamlı bir ilişkinin olduğu, diğer eğilimler ile cinsiyet değişkeni arasında ise anlamlı bir ilişkinin olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Davranışsal yanlılıklar ile yaş değişkeni arasındaki ilişki incelendiğinde ise anlamlı bir ilişkinin olmadığı görülmüştür. Evlilik durum değişkeni ile davranışsal yanlılık arasındaki ilişki incelendiğinde, ilişkinin anlamlı olmadığı görülmüştür. Muhafazakarlık, özgüven, kendini yükleme eğilimi ve mezuniyet oranı arasında ilişki gözlenirken, temsil edicilik, aşırı iyimserlik ve sürü davranışı ile mezuniyet oranı arasında ilişki bulunamamıştır.
Özet (Çeviri)
This thesis discusses the relationship between behavioral bias and personal investment decisions. Researchers and economists until psychology enters the field of finance. They saw people only as rational beings and did not give importance to emotional and spiritual states, but investors are also affected by environmental conditions, emotional and spiritual states. As a result, they make wrong decisions and suffer losses. Wrong decisions and losses were investigated and their reasons were tried to be found. Although an answer was tried to be found through the developed theories, a solution could not be found because it was ignored that people were affected by internal and external factors. After Adam Smith explained that“economic behavior depends on interest and interests”, he defined loss prevention and showed that emotions and thoughts are also effective in the field of economy, and in the next process, Kahneman and Tversky formed the basis by considering them together with internal and external factors. It has not been possible to reach a definite conclusion in this area where classical economic theory is also investigated. Prospect theory, on the other hand, offered a different perspective and argued that the psychology of investors is important. The introduction of psychology to economics has divided economists into two parts. Critics argued that this would move economics away from the positive sciences. In expected utility theory, utilities are compared under rational behaviour and the most profitable of them is preferred. Against the idea that rational action reduces harm, expectancy theory argued that human psychology should be consulted. Although the results were positive in periods when investments were damaged, studies were carried out, but no problems were found. At this stage, human psychology and instincts are discussed. This new approach, which is being promoted, has spawned“behavioral finance”and has become the subject of research on human psychology, emotional and mental states. Today this is one of the most discussed topics. Investors, like all people, are affected by the past, their moods, emotional tendencies, and uncertainty, and therefore they may make wrong decisions. Behavioural finance focuses more on the behaviour and characteristics of individual investors. Since individual investors are different from institutional investors and their market perceptions in general, their thoughts about risk and return are not as rational and professional as institutional investors, and their decisions are influenced by psychological, demographic and socio-economic factors. Over time, it has become very important in studies that the cause of errors, irrational choices and anomalies in the investment decisions of investors may be caused by human psychology. Because investment preferences include cognitive defects and psychological biases, there are errors in intuition. Therefore, it can be said that behavioural finance expands the rationality assumptions accepted as data in all cases of traditional finance models and wants to reveal the irrationality in financial markets. Behavioural finance includes the inclusion of behavioural sciences such as sociology and psychology in the studies in the field of finance and economics, making new observations outside of expected utility theory and rational behaviour patterns and explaining the issues that conflict with traditional theories. In the field of behavioural finance, it is seen that the psychological and behavioural characteristics of individuals are mostly discussed based on investors and are the subject of research. However, it is seen that the behavioural characteristics of individuals can also be effective in the decisions taken by other financial actors such as institutional investors, managers, intermediary institutions, portfolio managers. Baker, Ruback, and Wurgler (2004), in their study, reduce the field of behavioural finance to two dimensions. It is the factors that affect the investor decision-making process or the effect of the behavioural characteristics of the investors on the decisions they make. The second dimension is the effect of behavioural biases or managerial biases, which have an impact on the decisions of company managers concerning their companies, on company decisions. Studies carried out in the fields of psychology, sociology, behavioural science and finance show that the attitudes and behaviours of people in important decision areas in daily life are more illogical. There are basically two facts that cause individuals to deviate from rational decisions in the decision-making stages. These are heuristics and prejudices. Behavioural finance, which is expressed as the psychology of financial decision making, examines the role of heuristic and bias factors on financial decisions. From this point of view, behavioural finance investigates the effects of behavioural factors on individuals' financial decision processes based on the results of psychological research. The aim of this study is to investigate the effect of behavioral biases on individual investor decisions. In this study, the theoretical framework on the subject has been revealed by making a literature review and the role of heuristics (intuitions) and prejudices in financial decisions has been examined within the framework of behavioural finance discipline. The study was carried out by interviewing 360 individual investors. In order to measure the financial literacy levels of the survey participants, financial questions consisting of 8 questions were asked and 0-3. It is assumed that those who answer questions correctly do not have financial information, and those who answer questions 4-8 correctly have financial information. As a result, the relationship between financial literacy level and behavioural bias was examined. When the relationship between behavioural biases and demographic characteristics was examined, it was concluded that there was a significant relationship between representational bias and gender, while there was no significant relationship between other tendencies and gender variable. When the relationship between behavioural biases and age variable was examined, it was found that there was no significant relationship. When the relationship between the marital status variable and behavioural bias was examined, it was seen that the relationship was not significant. While a correlation was observed between conservatism, self-confidence, self-loading tendency and graduation rate, no relationship was found between representativeness, over-optimism and herd behaviour and graduation rate.
Benzer Tezler
- Process mining for analysis of indoor customer behaviors
Süreç madenciliği ile iç mekan kullanıcı davranışları analizi
ONUR DOĞAN
Doktora
İngilizce
2019
Endüstri ve Endüstri Mühendisliğiİstanbul Teknik ÜniversitesiEndüstri Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. BAŞAR ÖZTAYŞİ
- Davranışsal finans perspektifinden yatırımcı tercihlerinin değerlendirilmesi
Evaluation of behavioral finance perspective investor preferences
SİBEL TUĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
EkonomiDokuz Eylül Üniversitesiİktisat Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ KERİM ESER AFŞAR
- Cultural problems Kazakh students face in learning English as a foreign language
Kazak öğrencilerin İngilizce'yi yabancı dil olarak öğrenimindeki kültürel sorunları
AYDİN ALDABERDİKYZY
Yüksek Lisans
İngilizce
2005
Eğitim ve ÖğretimGazi Üniversitesiİngilizce Öğretmenliği Ana Bilim Dalı
PROF.DR. ABDULVAHİT ÇAKIR
- Dialogue for all: Crafting inclusive and humanized voice assistants for diverse populations through an interdisciplinary approach
Herkes için diyalog: Farklı topluluklar için kapsayıcı ve insani sesli asistanlar oluşturmak üzerine disiplinler arası bir yaklaşım
YELİZ YÜCEL
Doktora
İngilizce
2023
İletişim BilimleriGalatasaray ÜniversitesiRadyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
PROF. DR. KEREM RIZVANOĞLU
- Mesleki etnosentrizm ve sağlık meslek grupları üzerine bir araştırma
A research on professional ethnocentrism and health professional groups
FEYZANUR ALKAN
Doktora
Türkçe
2020
Sağlık Kurumları YönetimiSüleyman Demirel ÜniversitesiSağlık Yönetimi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. RAMAZAN ERDEM