KOAH'ta solunum mekaniğindeki değişimlerin semptomlara ve hastalık şiddetine etkisi
Changes in respiratory mechanics in copd effect on symptoms and disease severity
- Tez No: 754846
- Danışmanlar: PROF. DR. SEVGİ BEHİYE SARYAL
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Göğüs Hastalıkları, Chest Diseases
- Anahtar Kelimeler: Solunum mekanikleri, Raw, sGaw, TI/Ttot, P0.1, CV/V
- Yıl: 2022
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ankara Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 84
Özet
Giriş Ve Amaç: KOAH hastalığının tanısı solunum fonksiyon testi (spirometri) kullanılarak konulur. KOAH erken tanısı, hastalığın progresyonunu yavaşlatmak açısından önemlidir. Klinik olarak şüphenilen hastaların risk faktörleri ve fizik muayeneleri KOAH açısından değerlendirilmesi için en kısa sürede ileri tetkik için yönlendirilmelidir. Hastalığın takip ve tedavisi seçeneği de hastanın spirometrik özellikleri ve klinik durumuna göre yapılır. Son yıllarda solunum fonksiyon testinin yanı sıra semptomların şiddeti ve hastanın atak sıklığı da tedavinin belirlenmesi için kriter olarak kullanılmaya başlanmıştır. Çalışmamızın amacı KOAH'lı hastalarda solunum mekaniğinde ortaya çıkan değişikliklerin semptomlar üzerine olan etkilerini araştırmak, fonksiyonel bozulmanın hastalık şiddeti ve atak sıklığı ile korelasyonunu değerlendirmektir. Gereç Ve Yöntem: Eylül 2019 – Mart 2022 tarihleri arasında KOAH izlem polikliniğine başvuran 40 yaş üstü stabil dönemde olan 48 hasta çalışmaya alındı. KOAH dışında başka akciğer hastalığı olanlar (astım, bronşektazi, akciğer kanseri, pulmoner hipertansiyon, kistik fibrozis, interstisyel akciğer hastalıkları vb.), akciğere major cerrahi uygulananlar (lobektomi, pnömonektomi vb.) olanlar çalışma dışında bırakıldı. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 48 hastanın yaş ortalaması 65.19±8.10 yıl idi. %91.7'si erkek, %8.3'ü kadındı. Risk faktörleri incelendiğinde %75 sigarayı bırakmış, %18.8 aktif sigara içici, %6.3 hiç sigara içmemişti. Hastaların %58.3'nde bir yılda hastane yatışı yoktu, %39.6, 1'i bir kez, %2.1'inde ise birden fazla hastane yatışı vardı. Hastaların ortalama mMRC skoru 1.85, CAT skoru 8.33, BODE indeks ortanca değeri 3 idi. Hastaların ek hastalıkları sorgulandığında %41.7 ile en sık hipertansiyon görüldü. Hastaları GOLD sınıflamasına göre A,B,C,D olarak sınıflandırıldı; 27 olgu A ve B grubunda, 21 olgu C ve D grubunda idi. Solunum fonksiyon; periferik havayollarında daha belirgin olmak üzere orta derecede havayolu obstrüksiyonu, diffüzyon kapasitesinde hafif derecede azalma ve akciğer volümlerinde pulmoner hiperinflasyon bulguları vardı. Arter kan gazı analizinde hafif derecede hipoksemi saptandı. Klinik parametrelerin (mMRC, CAT, BODE indeksi ve 6DYM) kendi aralarında anlamlı korelasyon gösterdiği saptandı. Büyük ve periferik havayollarını yansıtan maksimal ekspiratuar akım hızları ile klinik parametreler arasında anlamlı negatif korelasyon vardı. Havayolu direnci (Raw) mMRC, CAT ve Bode indeksi ile anlamlı pozitif korelasyon, 6DYM ile negatif korelasyon gösterdi. Akciğer volümlerinden RV, FRC, RV/TLC ile klinik parametreler arasında anlamlı pozitif korelasyon vardı. DLCO ile mMRC arasında anlamlı negatif korelasyon görüldü. pO2 ve mMRC, BODE indeksi arasında anlamlı negatif korelasyon vardı. pCO2 ile 6DYM arasında anlamlı negatif korelasyon görüldü. Yıllık atak sayısının özellikle CAT skoru ile arasındaki korelasyon oldukça yüksekti (p%50 görüldü. Hem 'düşük riskli' grubun hem de 'yüksek riskli' grubun yaklaşık çeyrek kısmında beklenenin dışında FEV1 (%) değerleri vardı. Özellikle inspirasyon zamanı ve TI/Ttot akım hızları, akciğer volümleri ve sGaw ile anlamlı korelasyon gösterdi. Hastaların pCO2 değeri 45 olanların; TI/Ttot (%) değerleri arasında fark bulunmadı (p>0.05). Nöral dürtüyü gösteren P0.1 değeri normal popülasyondan yüksekti. P.01 ile klinik parametreler ya da fonksiyonel parametrelerle anlamlı ilişki görülmedi. Kapanma volümü klinik parametreler ya da fonksiyonel parametrelerle anlamlı ilişki görülmedi. Hiperkapnik hastalarda (pCO2>45 mmHg) CV/VC daha düşük görüldü. Tartışma-Sonuç: KOAH hastalarının en önemli semptomu dispnedir. Spirometrik değerler ile hastaların takipleri yapılıyor olsa da KOAH hastalarında semptom takibi çok önemlidir. Fonksiyonel parametreler yapılamadığında hasta takip ve tedavi planlaması için klinik parametrelerin yol gösterici özelliği vardır. mMRC dispne skalası tek soru anketi olmasına rağmen fonksiyonel parametreler ile oldukça uyumludur. Hem prognoz belirlemede hem solunum mekaniklerini yansıtmada hem de KOAH atak riskini öngörmesi nedeniyle BODE indeksi gibi kompozit bileşiğin daha yaygın kullanılması önerilmektedir. KOAH hastalarının takip ve tedavi planlaması için GOLD kılavuzuna göre birleşik sınıflaması sonrası atak riski açısından bakıldığında her iki grubun yaklaşık dörtte bir kısmında FEV1 değerleri beklenenin dışındadır. Hastalar değerlendirilirken bu durum göz önüne alınmalıdır. Çalışmamızda ayrıca rutin dışı parametrelerin de klinik parametreler ile uyumu gözlenmiş olup KOAH fizyopatolojisinin anlaşılmasında yardımcı olacağı görülmüştür.
Özet (Çeviri)
Introduction and Aim: Spirometry is required to make the diagnosis of COPD. Early diagnosis of COPD is important to progression of the disease. COPD should be considered in any patient who has dyspnea, chronic cough or sputum production and a history of exposure to risk factors for the disease. The follow-up and treatment option of the disease is also made according to the spirometry and clinical condition of the patient. In recent years, the severity of symptoms and the frequency of exacerbations of the patient, as well as the pulmonary function test, have been used as criteria for determining the treatment. The aim of our study is to investigate the effects of changes in respiratory mechanics on symptoms in patients with COPD and to evaluate the correlation of functional deterioration with disease severity and exacerbation frequency. Materials and Methods: 48 patients over the age of 40 who applied to the COPD follow- up outpatient clinic between September 2019 and March 2022 and were in stable period were included in the study. Those with lung diseases other than COPD (asthma, bronchiectasis, lung cancer, pulmonary hypertension, cystic fibrosis, interstitial lung diseases, etc.), those who underwent major lung surgery (lobectomy, pneumonectomy, etc.) were excluded from the study. The 48 patients (91.7% male, 8.3% female) had an age range of 65.19±8.10 years. When the risk factors were examined, 75% quit smoking, 18.8% were active smokers, 6.3% had never smoked. 58.3% of the patients had no hospitalization in one year, 39.6% had one hospitalization, 1% had more than one hospitalization. The mean mMRC score of the patients was 1.85, the CAT score was 8.33, and the median BODE index value was 3. When the comorbidities were questioned; hypertension was the most common with 41.7%. The patients were classified as A,B,C,D according to the GOLD classification; 27 cases were in group A and B, 21 cases were in group C and D. There were moderate airway obstruction, more prominent in peripheral airways, mild decrease in diffusion capacity and pulmonary hyperinflation in lung volumes. Mild hypoxemia was detected in arterial blood gas analysis. It was determined that clinical parameters (mMRC, CAT, BODE index and 6MWD) showed significant correlations with each other. There was a significant negative correlation between clinical parameters and maximal expiratory flow rates reflecting large and peripheral airways. Airway resistance (Raw) was significantly positively correlated with mMRC, CAT and Bode index, and negatively correlated with 6MWD. There was a significant positive correlation between lung volumes, RV, FRC, RV/TLC and clinical parameters. In addition to this it was a significant negative correlation between DLCO and mMRC and negative correlation between pO2 and mMRC, BODE index. Finally, there was a significant negative correlation between pCO2 and 6MWD. The correlation between the annual number of exacerbations and especially the CAT score was quite high (p50% in 28.6% of the cases in the high-risk group (Stage C-D). About a quarter of both the 'low risk' group and the 'high risk' group had FEV1 (%) values outside of the expected. In particular, inspiratory time and TI/Ttot flow rates showed significant correlations with lung volumes and sGaw. Patients with a pCO2 value of 45; There was no difference between TI/Ttot (%) values (p>0.05). P0.1 value indicating neural impulse was higher than the normal population. There was no significant relationship between P.01 and clinical parameters or functional parameters. There was no significant relationship between occlusion volume, clinical parameters or functional parameters. CV/VC was lower in hypercapnic patients (PCO2
Benzer Tezler
- Kronik obstrüktif akciğer hastalarında solunum kas enduransının değerlendirilmesi
Assessment of respiratory muscle endurance in chronic obstructive pulmonary disease
SELDA GÖKÇEN
Yüksek Lisans
Türkçe
2014
Fizyoterapi ve RehabilitasyonHacettepe ÜniversitesiFizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü
PROF. DR. DENİZ İNAL İNCE
- KOAH'ta vitamin D eksikliği ve vitamin D eksikliğinin ataklarla olan ilişkisi
Başlık çevirisi yok
ÖMER FARUK DEMİR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
Göğüs HastalıklarıErzincan ÜniversitesiGöğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. EDHEM ÜNVER
- Koah'ta spirometrik grafiklerin bulanık mantıkla sınıflandırılması
Classification of spirometric graphs in copd by using fuzzy logic
ÜMİT ÜNCÜ
Doktora
Türkçe
2000
Elektrik ve Elektronik MühendisliğiSakarya ÜniversitesiElektrik ve Elektronik Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ETEM KÖKLÜKAYA
- KOAH'ta akut atağa neden olan enfeksiyon ajanları, prokalsitonin ile CRP'nin etiyoloji, tedavi ve prognozu belirlemedeki rolü
Infectious agents in acute exacerbations of COPD, and the role of procalcitonin and CRP in predicting etiology, treatment and prognosis
ÖZLEM CEYLAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2011
Göğüs HastalıklarıEskişehir Osmangazi ÜniversitesiGöğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. İRFAN UÇGUN
- KOAH'lı hastalarda oksidatif stres düzeyleri ile LDH ve CK, CK-MB düzeyleri arasındaki ilişki
The relationship between oxidative stress levels and LDH and CK, CK-MB levels in patients with copd
AYŞEGÜL BEYKUMÜL
Doktora
Türkçe
2021
Fizyoterapi ve Rehabilitasyonİnönü ÜniversitesiKalp ve Akciğer Rehabilitasyonu Ana Bilim Dalı
PROF. DR. YÜKSEL ERSOY