Teknolojik gelişme ve emek süreci
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 7566
- Danışmanlar: DOÇ. DR. TÜLAY ARIN
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Bilim ve Teknoloji, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri, Science and Technology, Labour Economics and Industrial Relations
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1989
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 70
Özet
ÖZET Çalışma teknolojik gelişme olgusunu, bu olgunun emek süreci ve üretimin örgütlenişi üzerindeki etkilerini incelemeyi amaçlı yor. Birinci bölümde teknoloji ve teknolojik gelişme kavramı üzerinde duruldu. Teknoloji kavramı mal ve hizmetlerin üretim, dağılım, bölüşüm biçim ve ilişkilerini belirleyen bilgilerin tü mü olarak tanımlanabilir. Teknolojik gelişme ise yukarıda sayı lan süreçlerin bir ya da bir kaçında gerçekleşen köklü değişim ve dönüşümleri ifade eder. Teknolojik gelişmenin birbirinden ayırdedilemeyecek iki temel yönü vardır: 1 )tasarım, 2 ) uygu lama. Tasarım, teknik ve bilimsel bilgi üretim sürecidir. Günümüz de, teknik ve bilimsel bilgi arzı ile endüstriyel kesimin tekno loji talebi birbirinden bağımsız olarak gerçekleşmemekte; firma lar bilgi üretimi süreçlerine araştırma/geliştirme bölümleriyle artan oranda katılmaktalar. Böylelikle süreci, yalnızca teknolo jinin kullanılmasıyla ileriye doğru değil, aynı zamanda teknolo jinin üretilmesi yoluyla geriye doğru denetleme ve kontrol etme olanağına sahip oldular. İkinci bölümde teknolojik gelişmenin emek sürecinin biçimle nişi üzerindeki etkileri incelendi. Kendisini emek sürecinin öğeleri üzerindeki değişmeler biçiminde gösteren teknolojik ge lişme üretimin örgütlenişinin tarihsel biçimleri temelinde ele alındı. Manüfaktür dönemine karakterini veren insan gücü, elbir liği ve basit işbölümüne dayalı bir emek organizasyonu sunar ve üretim kasgücünün sınırlılıkları çerçevesinde gerçekleştirilir ken, makinenin keşfi, dönemin temel niteliğini değiştirmiştir. Makine tek bir alet kullanan işçinin yerini alarak, çok sayıda aleti bir merkezden hareket ettirebilecek bir mekanizmayı üre tim sürecine yerleştirdi. Makinenin üretim sürecinde yaygın ola rak başladığı bu dönem“manüfaktür”olarak adlandırılmaktadır.Manüfaktür döneminde işin basamaklara ayrılarak bir dizi işlem le yerine getirildiği sürecin tümü, manüfaktürde tek bir makine tarafından gerçekleştirilebilir hale geldi. Aletler insanın el araçları olmaktan çıkıp makinenin parçaları olmuşlardır. Manü faktürde emek sürecinin işçinin becerisine ve kullandığı aletle rin niteliğine bağlı biçimlenişi, bu yeni dönemde, kaynağını ma kinelerden alan teknik bir belirlenime bırakır. Makinenin basit bir eklentisi durumuna gelen işçi zamanla işin konusu üzerindeki bilgi ve becerisini yitirdi. îşin aynı ya da farklı basamaklarında kullanılan makinelerin işbölümü içinde biraraya getirilmeleri emek sürecinin örgütlenişine tek nik bir temel kazandırmıştır. Bu temel, işçinin güç ve becerisi nin emek sürecinin sınırlayıcı öğesi olmaktan çıkarılması üze rinde yükselir. Manüfaktür dönemi üretimin boyutlarının arttığı, makine üre ten makinelerin yeni sanayiler haline geldiği bir dönem oldu. 20. yüzyılın başlarına gelindiğinde, manüfaktürün, kitle üreti mine dayanan yeni teknoloji ve üretim teknikleri sayesinde ger çekleştirilmiş yeni bir biçimine rastlıyoruz. Bu dönem, emek sü recinin“bilimsel”örgütlenişi ilkelerinin araştırıldığı ve uy gulanmasına geçildiği bir dönemdir. F.W. ^aylor, Bilimsel İşlet menin İlkeleri adlı çalışmasında, üretimin organizasyonunu yöne ten doğal yasaların olduğunu, bu yasaların gözleme ve deneye da yalı incelenişi yoluyla saptanan ilkelerin üretkenliği arttıra cağını ileri sürdü. Taylor bu amacın gerçekleştirilmesi için üç temel yol önermiştir: 1 ) hareket ve zaman etüdleri ile üretim akışının sistematik olarak incelenmesi, 2) üretimi gerçekleştirecek işçilerin uygun seçimi ve yetiş tirilmesi, 3) parça başına işe dayalı bir ücret planlaması ile ücret teşvik sistemi. Taylor'un önerileri 1920'li yıllardan itibaren H. Ford tara- vıfından hayata geçirilmiştir. Ford fabrikalarında T modeli otomo bil üretimi, montaj hattına dayalı bir emek süreci organizasyo nu temelinde gerçekleştirildi. Ford 'un amacı, otomobil üretim maliyetlerini, işçilerin alabilecekleri bir düzeye indirmekti. Gerçekten kullanılan üretim teknikleri ve üretimin bu teknikle re dayalı biçimlenişi o güne kadar görülmedik bir üretkenlik ar tışına yol açtı. Ford 'un otomobil üretiminde kullandığı montaj hattına daya lı ve kitle üretimi amaçlı teknikler îkinci Dünya Savaşı'nı iz leyen yıllarda diğer tüketim malları üreten sanayi dallarını kapsayacak biçimde genelleşmiş, bu süreç üretkenlik artışlarına eşlik eden gerçek ücretlerdeki artışlarla dengeli bir şekilde yaşanmıştır. 1960' lı yılların ortalarına gelindiğinde fordist üretim tek niklerine dayanan Üretim organizasyonu biçiminin, yeterli üret kenlik artışları sağlayacak ve yeni teknolojilerin uygulanması olanağını ortadan kaldıracak esnek olmayan yapısı nedeniyle kri ze girdiği görüldü, üretimde tek amaçlı makinelerin kullanılı yor olması, emek sürecinin hiyerarşik niteliği, kafa ile kol emeği arasındaki derin ayrışma, seri üretimin süreçte zorunlu kıldığı esneksizliklerdir. üretkenlik artışlarının gerçekleşti- rilemeyişi ve sermayenin kârlı yeni üretim alanları bulamayışı nedeniyle tıkanan ve krize giren ekonomiler çözümü bölünmüş üre tim süreçlerini üçüncü Dünya ülkelerine transfer etmekte buldu lar. Gerçekten de îkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde gelişmiş kapitalist ülkelerin dış ticaret hacmi çok azalmışken 1970 'ler ve sonrasında sanayileşmekte olan ülkelerin de dahil edildiği bir süreçte hızla artmıştır. Bunu olanaklı kılan gelişmeler sa vaş sırasında, geliştirilmesine başlanmış enformasyon teknoloji leri ile yeni ulaştırma ve taşıma teknolojilerinin sonraki dö nemlerde hızla gelişerek yaygın olarak kullanılmaya başlanması oldu. 1945 sonrası dönem ve 1980'lerde üretimin organizasyonu nun teknolojik gelişmeye bağlı biçimlenişi ile oluşan uluslara- viirası yeni işbölümü 3. bölümde ayrıntılı olarak incelenmiştir. 1980' ler yeni üretim teknolojilerinin, bilgisayarlaşma ve otomasyonun üretimin örgütlenişi ve emek süreçlerinde köklü de ğişimlere yol açtığı bir dönem oldu. Bilgisayar destekli üretim teknolojileri, emek sürecinde işgücünün kullanımının yer ve ola naklarını değiştirmiş, çok amaçlı programlanabilir makineler farklı üretim süreçlerine kolay uyum sağlayabilecek nitelikleri sayesinde üretimin vazgeçilmez öğeleri haline gelmişlerdir. Endüstriyel süreçlerde bilgisayar destekli imalata (CAM) yö nelmesi, yeniden programlanabilir sistemler ve malzeme teknolo jisindeki gelişmeler üretimin örgütlenişinin temel karakterini değiştirmiştir. Bu değişim kendisini esnek bir üretim örgütlen mesi biçiminde gösteriyor. Küçük paylı üretimin artan olanakla rı, hızlı piyasa tepkisi, ürün uyumu, esnek bir işgücü kullanı mı ve emek sürecinin otomatik denetimi sayesinde gerçekleştiri len üretkenlik artışları esnek üretimin, üretimin uluslararası örgütlenişinde gündeme getirdiği yeni olanaklar oldular. viii
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Yeni teknolojilerin işyeri düzeyindeki çalışma ilişkilerine etkileri
The Effects of new technologies on labor relations at the level of workplace firms
ŞEVLEDA TOPAL
Yüksek Lisans
Türkçe
1998
Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileriDokuz Eylül ÜniversitesiÇalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MERYEM KORAY
- Emek sürecinde denetimin değişen boyutları
Changing dimensions of the labor process control
ERKAN AYDOĞANOĞLU
Doktora
Türkçe
2009
Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileriAnkara ÜniversitesiÇalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. İLKAY SAVCI
- Emek sürecinin dönüşümü, platform kapitalizmi kapsamında sömürü ve denetim mekanizmaları: İzmir moto kuryeler örneği
Transformation of the labor process, exploitation and control tools in the scope of platform capitalism: The case of Izmir moto couriers
TUĞÇE KORKUT
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
SosyolojiMarmara ÜniversitesiSosyoloji Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ AYŞE YETİŞ BAYRAKTAR