Kutanöz skuamöz hücreli karsinomlarda tümör tomurcuklanmasının hastalıksız sağkalım ve prognostik parametreler ile ilişkisi
The relationship of tumor buding with disease free survival and prognostic parameters in cutaneous squamous cell carcinoma
- Tez No: 757989
- Danışmanlar: DOÇ. DR. DENİZ TUNÇEL
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Patoloji, Pathology
- Anahtar Kelimeler: Deri, skuamöz hücreli karsinom, tümör tomurcuklanması, Skin, squamous cell carcinoma, tumor budding
- Yıl: 2022
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: İstanbul Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Tıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 99
Özet
ÖZET AMAÇ: Kutanöz skuamöz hücreli karsinomlar (KSHK) genellikle yeterli sınırlarla cerrahi eksizyon ile tedavi edilebilmesine rağmen, bazıları agresif bir seyir izleyerek lokal nükslere ve metastazlara neden olur. Çoğu KSHK'nin prognozu mükemmel olsa da vakaların az bir kısmında metastaz bildirilmiştir ve bu, hastaların kötü prognozu ile yakından ilişkilidir. KSHK'de güvenilir yüksek risk göstergelerinin tanımlanması, daha iyi risk sınıflandırması için gereklidir. Çalışmamızda, pek çok kanser türünde prognostik ve prediktif değeri olan tümör tomurcuklanmasının KSHK'lerde prognostik parametreler ve hastalıksız sağkalım ile ilişkisini araştırmayı amaçladık. MATERYAL VE METOD: Çalışmamızda, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Şişli Hamidiye Etfal Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı'nda 2014- 2022 tarihleri arasında deri yerleşimli, skuamöz hücreli karsinom tanısı ile raporlanmış 120 olgu çalışmaya alındı. Bu olgulardan 20 tanesi lenf nodu örneklemesi ile kanıtlanmış, lenf nodu metastazı gözlenen olgular idi. Olgulara ait Hematoksilen & Eozin boyalı kesitler, Olympus BX50 ışık mikroskopu ile tarandı. Tümör kesitleri içerisinden seçilen bloklara PAN-Sitokeratin immünhistokimyasal çalışması uygulandı. Vakalar, tümör boyutu, tümörün invazyon derinliği, subkutan yağlı doku invazyonu varlığı, histolojik derece, ülserasyon varlığı, stromal yanıt, perinöral ve lenfovasküler invazyon, tümör/stroma oranı, tümörü infiltre eden lenfosit oranı ve tümör tomurcuklanması ve tek hücre tomurcuklanması parametreleri açısından incelendi. Ayrıca cinsiyet, yaş, tümörün boyutu, derinliği, yerleşim yeri, nüks varlığı, hastalıksız sağkalım ve takip süreleri kaydedildi. Tümör tomurcuklanması (TT) için, 20X'lik büyütme objektifinde, en fazla TT olan odak değerlendirilmiştir. TT, tümör tomurcuklarının sayısına göre 1'den 3'e kadar derecelendirildi; derece 1 (TT1): 0 ile 4 tomurcuk, derece 2 (TT2): 5 ile 9 tomurcuk ve derece 3 (TT3): ≥10 tomurcuk olarak belirlendi. Tek hücre tomurcuklanması (TH) sınıflaması da TT ile aynı şekilde yapıldı. BULGULAR: Olguların, %39,2'sinde TT1, %32,5'inde TT2, %28,3'ünde ise TT3 tümör tomurcuklanmasının mevcut olduğu belirlendi. Vakaların, %82,5'inde nüks görülmez iken, %17,5'inde vakada ilk eksizyon sonrası nüks mevcuttu. Tümör tomurcuklanması gruplarının boyut ortalamaları, tümör invazyon derinliği, subkutan yağlı doku invazyonu, perinöral ve lenfovasküler invazyon, stromal reaksiyon ve ülserasyon varlığı gibi risk faktörleri oranlarında, istatistiksel olarak anlamlı fark vardı. TT1'de oranlar düşük TT2 ve TT3'te yüksekti. TT dereceleri artıkça (TT2 ve TT3'te TT'1' e göre) lenf nodu metastazı ve nüks oranında artış görülürken hastalıksız sağkalım oranları daha düşük bulundu. Tek hücre tomurcuklanması gruplarının lenf nodu metastaz oranlarında da istatistiksel olarak anlamlı fark görüldü. TH2 ve TH3 gruplarının hastalıksız sağkalım oranları TH1'e göre daha düşük saptandı. İmmünhistokimyasal çalışma ve H&E boyalı lamlardan değerlendirme yöntemlerinde TT gruplamaları sonuçları arasında iyi düzeyde, TH sonuçları arasında orta düzeyde uyum görüldü. SONUÇ: Çalışmamız, KSHK'lerde yüksek tümör tomurcuklanması skorlarının, artmış lenf nodu metastazı ve nüks oranları ile birlikte azalmış hastalıksız sağkalım oranları ile ilişkili olduğunu göstermektedir. Tek hücre tomurcuklanması parametresi de TT gibi hastalıksız sağkalım ve lenf nodu metastazı ile ilişkili olduğu ve çalışma sonuçlarımızla bu parametrenin de prognostik önemi olabileceği gösterildi. TT'de, İmmünhistokimya kullanımının zorluk yaratan durumlarda objektif değerlendirme için önemi vurgulandı. Büyük vaka serilerinde, daha uzun takip süreleri ile geniş kapsamlı çalışmalarla, yüksek tümör tomurcuklanmasının ve tek hücre tomurcuklanmasının negatif prognostik belirteç olduğunun kanıtlanması gerekmektedir.
Özet (Çeviri)
ABSTRACT AIM: Although cutaneous squamous cell carcinomas (CSCC) can usually be treated with adequate margins by surgical excision, some of them follow an aggressive course, causing local recurrences and metastases. Although the prognosis of most CSCCs is excellent, metastases have been reported in a minority of cases and this is closely related to the poor prognosis of patients. Identification of reliable high-risk indicators in CSCC is essential for better risk stratification. In our study, we aimed to investigate the relationship between tumor budding, which has prognostic and predictive value in many cancer types, and prognostic parameters and disease-free survival in CSCCs. MATERIALS AND METHODS: In our study, 120 cases of skin localized squamous cell carcinoma reported between 2014 and 2022 in Health Sciences University Şişli Hamidiye Etfal Health Practice and Research Center Department of Pathology were included in the study. Twenty of these cases were proven as with lymph node metastasis by lymph node sampling. H&E stained sections of the cases were scanned with an Olympus BX50 light microscope. PAN-CK immunohistochemical study was applied to the blocks selected from the tumor sections. Cases were evaluated in terms of tumor size, depth of tumor invasion, presence of subcutaneous fatty tissue invasion, histological grade, presence of ulceration, stromal response, perineural and lymphovascular invasion, tumor/stroma ratio, tumor infiltrating lymphocyte ratio, tumor budding and single cell budding. In addition, gender, age, tumor size, depth, location, presence of recurrence, disease-free survival and follow-up times were recorded. For tumor budding (TT), the focus with the most TT was evaluated in the 20X magnification objective. TT was graded from 1 to 3 based on the number of tumor buds; Grade 1 (TT1): 0 to 4 buds, grade 2 (TT2): 5 to 9 buds, and grade 3 (TT3): ≥10 buds. Single cell budding (TH) classification was done in the same way as TT. RESULTS: Tumor budding was found to be TT1 in 39.2%, TT2 in 32.5%, and TT3 in 28.3% of the cases. While there was no recurrence in 82.5% of the cases, 17.5% of the cases had recurrence after the first excision. There was a statistically significant difference in the ratios of risk factors such as tumor budding groups' mean size, tumor invasion depth, subcutaneous fatty tissue invasion, perineural and lymphovascular invasion, stromal reaction and presence of ulceration. Rates were low in TT1 and high in TT2 and TT3. As TT grades increased (compared to TT'1 in TT2 and TT3), lymph node metastasis and recurrence rates increased, while disease-free survival rates were found to be lower. A statistically significant difference was also observed in the lymph node metastasis rates of the single cell budding groups. The disease-free survival rates of the TH2 and TH3 groups were found to be lower than those of the TH1 groups. In immunohistochemical study and evaluation methods from H&E stained slides, there was good agreement between TT grouping results and moderate agreement between TH results. CONCLUSION: Our study shows that high tumor budding scores in CSCC are associated with decreased disease-free survival rates with increased lymph node metastasis and recurrence rates. Like TT, the single cell budding parameter is also associated with disease-free survival and lymph node metastasis, and our study results showed that this parameter may also have prognostic significance. In TT, the importance of using immunohistochemistry for objective evaluation in challenging situations was emphasized. Larger case series with longer follow-up periods and large-scale studies need to prove that high tumor budding and single cell budding are negative prognostic factors.
Benzer Tezler
- Baş boyun bölgesi kutanöz skuamöz hücreli karsinomlarında tümör tomurcuklanması ve tümöre karşı lenfositik inflamatuar yanıtın değerlendirilmesi, diğer histopatolojik prognostik parametrelerle karşılaştırılması
Evaluation of tumor budding and lymphocytic inflammatory response against tumor in cutaneous squamous cell carcinomas of the head and neck region, comparison with other histopathological prognostic parameters
DERYA AKSU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
PatolojiAfyonkarahisar Sağlık Bilimleri ÜniversitesiTıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ GÜLSÜM ŞEYMA YALÇIN
- Kutanöz skuamöz hücreli karsinom ve bazal hücreli karsinomlarda PD-L1 ekspresyonunun prognostik faktörlerle ilişkisinin araştırılması
Investigation of the relationship between PD-L1 expression and prognostic factors in cutaneous squamous cell carcinoma and basal cell carcinoma
ÖZDEN YÜLEK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
Patolojiİstanbul Üniversitesi-CerrahpaşaPatoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÖVGÜ AYDIN
- Kutanöz skuamöz hücreli karsinomlarda programlanmış ölüm ligandı-1 (PD-L1) ve lenfosit aktivasyon geni-3 (LAG-3) ekspresyonlarının klinikopatolojik önemi
Clinicopathological significance of programmed deathligand -1 (PD-l1) and lymphocyte activation gene -3 (LAG-3)expressions in cutanosus squamous cell carcinoma
SEDA BAYTEKİN KARAOĞLAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
DermatolojiAydın Adnan Menderes ÜniversitesiTıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı
PROF. CANTEN TATAROĞLU
- Baş boyun bölgesi kutanöz skuamöz hücreli karsinomlarda prognostik faktörlerin araştırılması
Investigation of prognostic factors in cutaneous squamous cell carcinoma of the head and neck region
MUSTAFA AKTAŞ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
Kulak Burun ve BoğazOndokuz Mayıs ÜniversitesiKulak Burun Boğaz Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SENEM ÇENGEL KURNAZ
- Baş-boyun bölgesindeki skuamöz hücreli karsinomalarda miyeloid kökenli supresör hücrelerin varlığının araştırılması: Prognostik belirteçlerle ilişkisinin belirlenmesi
Investigation of the presence of myeloid origin suppressor cells in squamous cell carcinomas in the head-neck region: Determining their relationship with prognostic markers
DUYGU BAYRAM
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
PatolojiSağlık Bilimleri ÜniversitesiTıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. GÜLÇİN ŞİMŞEK