Geri Dön

Türkiye'de maduniyet çalışmaları üzerine kuramsal bir araştırma

A theoretical review of the subalternity research in Turkey

  1. Tez No: 771178
  2. Yazar: NESLİHAN GEZİCİ
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. EMİN BAKİ ADAŞ
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Sosyoloji, Sociology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Sosyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 140

Özet

Madun kavramı Antonio Gramsci tarafından 1920'li yıllarda bir toplumda sesi olmayan, toplumun işleyiş mekanizmaları içinde kendini ifade edemeyen sosyal grupları tanımlamak için kullanılmıştır. Bu gruplar klasik Marksist anlamdaki proletaryadan farklı bir durumda, örgütsüz ve kendiliğinden bilince sahip değillerdir. Gramsci orijinli kullanım 1980'li yıllarla değişmeye başlamış, çokkültürcülük tartışmaları, azınlık grupların tarihlerine yönelik çalışmalar, tekilliklerin ve farklılıkların ön plana çıkarılması gibi süreçler ile kavram, etnik grupları, yerlileri, LGBT+ grupları, kadınları, çocukları ve toplumsal alanda 'öteki' olarak tanımlanan tüm kimlikleri kapsayan bağlamsal bir genişleme yaşamıştır. Bu süreçle birlikte kavram her türlü alt üst ikiliğinde yer alan grupların tanımlandığı şemsiye bir kavram haline gelmiş, genişledikçe muğlaklaşan muğlaklaştıkça 'hissetme biçimi' haline gelen bir içeriğe ulaşmıştır. Türkiye'de yapılan çalışmalarda 2000'li yılların başında kendisine yer bulan kavram sosyolojik olarak ilk defa 'kent yoksulları' üzerinden kullanılmaya başlanmıştır. Nitekim bu süreçte kadınlar, LGBT+ gruplar, Suriyeliler, Çingeneler/Romanlar, Kürtler, Aleviler ve İslamcılar madun olarak ele alınmış ve kavramın geniş kullanımı devam ettirilmiştir. Bu gruplar egemen grup veya iktidar karşısında marjinalize edilen konumlarını çeşitli taktik ve stratejilerle aşmaya çalışmış ve içlerinden bazıları hegemonik alana dahil olmuştur. Tüm bu süreçler sonucunda bu çalışma madun kavramının Türkiye'de hangi görünümlerle ve gruplar üzerinden ele alındığını söylem analizi üzerinden yürütmeyi amaçlayan bir çalışmadır.

Özet (Çeviri)

The term subaltern was coined by Antonio Gramsci in the 1920s to describe social groups that do not have a voice in a society and cannot express themselves within the functioning mechanisms of the society. Unlike the proletariat in the classical Marxist sense, these groups are unorganized and have no class consciousness. The extent of the term Gramsci initially referred to began to shift in 1980s. Due to the processes such as debates on multiculturalism, studies on the history of minority groups, emphasis on difference and particular; the concept has expanded to include ethnic groups, natives, LGBT+ groups, women, children and all identities considered as the“other”in society. Consequently, subaltern has become an umbrella term to identify all the groups who are subject to social hierarchy. Eventually, its meaning has become ambiguous as it expands and turn into 'a way of feeling' as it becomes ambiguous. The concept was introduced to the literature in Turkey at the beginning of the 2000s and initially used sociologically in studies on the“urban poor”. Hence, women, LGBT+ groups, Syrians, Gypsies/Romany, Kurds, Alevis, Islamists were considered as subaltern groups and the wide usage of the concept was perpetuated. These groups tried to overcome their marginalized positions against the dominant group with various tactics and strategies and some of them merged into the hegemonic sphere. In sum, this study aims to analyze through discourse analysis how the concept of subaltern is approached in Turkey, which groups are included and which perspectives are present.

Benzer Tezler

  1. Current models in higher education governance

    Yükseköğretim yönetiminde çağdaş modeller

    BAYRAMGELDI HUDAYBERDIYEV

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2023

    Eğitim ve Öğretimİstanbul Medeniyet Üniversitesi

    Eğitim Yönetimi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. İBRAHİM HAKAN KARATAŞ

  2. Yeni milliyetçi ideoloji olarak ulusalcılık: İzmir örneği üzerinden ulusalcıların duygularının analizi

    Ulusalcilik as a new nationalist ideology: Analysis of the emotions of ulusalcis through the case of Izmir

    GÜNCE SABAH ERYILMAZ ERDAMAR

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Siyasal BilimlerGalatasaray Üniversitesi

    Siyaset Bilimi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HÜSEYİN ÖZGÜR ADADAĞ

  3. Exploring opinions of corporate instructional designers on their professional development and training needs

    Kurumsal öğretim tasarımcılarının mesleki gelişim ve eğitim ihtiyaçları konusundaki görüşlerinin araştırılması

    NAZLI GÖKALP

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2025

    Eğitim ve ÖğretimOrta Doğu Teknik Üniversitesi

    Eğitim Programları ve Öğretimi Ana Bilim Dalı

    DR. ELİF ÖZTÜRK

  4. 1980'den günümüze Türkiye'de sivil toplumun gelişimi bağlamında Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA)

    The Youth Foundation of Türkiye (TÜGVA) in the context of the development of civil society in Türkiye from 1980 to the present

    MERT YEŞİLYURT

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Kamu Yönetimiİstanbul Medeniyet Üniversitesi

    Sivil Toplum Örgütlerinin Yönetimi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FARUK BAL

  5. Türkiye'de dış politika kararlarının şekillenmesinde kültür olgusunun etkisi: Kuzey Irak meselesi ve Suriye iç savaşı örnek olayları (2005-2012)

    Effect of culture phenomena in the formation of Turkey's foreign policy decisions: Northern Iraq issue and Syria civil war case studies (2005-2012)

    MURAT BAYAR

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Uluslararası İlişkilerSakarya Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ERTAN EFEGİL