Abortus imminens ile başvuran hastaların tam kan sayımı parametrelerinin gebelik sonuçları ile ilişkisi
The relationship between complete blood count parameters and pregnancy outcomes of patients admitted with abortus imminence
- Tez No: 778338
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ İSMAİL BIYIK
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
- Anahtar Kelimeler: Abortus imminens, düşük tehdidi, nötrofil-lenfosit oranı (NLR), trombosit-lenfosit oranı (PLR), monosit-lenfosit oranı (MLR), sistemik inflamatuar index (SII), abortus imminence, threatened abortion, neutrophil-lymphocyte ratio (NLR), platelet-lymphocyte ratio (PLR), monocyte-lymphocyte ratio (MLR), systemic inflammatory index (SII)
- Yıl: 2023
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 71
Özet
Oğuz Han Karaağaç, Abortus imminens ile başvuran hastaların tam kan sayımı parametrelerinin gebelik sonuçları ile ilişkisi. Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Tezi, Kütahya 2023. Giriş ve Amaç: Abortus imminens (düşük tehdidi), klinikte sık karşılaşılan, hastaları ve ailelerini endişelendiren ve kaygılandıran bir durumdur. Düşük tehdidi yaşayan kadınların az bir kısmı gebelik kaybı yaşamaktadır. Hangi gebenin gebelik kaybı yaşayacağını öngörebilmek için rutinde kullanılan bir belirteç bulunmamaktadır. Bu durum birçok hastanın anksiyetesinin artmasına ve psikolojik problemlere neden olabilmektedir. Bu çalışmamızda, düşük tehdidi ile başvuran hastaların hangilerinin düşükle sonuçlanacağını öngörebilmek için tam kan sayımı parametrelerinin araştırılması planlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Bu retrospektif kohort çalışması KSBÜ Evliya Çelebi Eğitim Araştırma Hastanesinde, 2020 Ocak – 2022 Şubat tarihleri arasındaki hastaları kapsayacak şekilde, Helsinki Deklarasyonu İlkelerine uygun olarak yapılmıştır. Çalışma 20. gebelik haftasından küçük tekil gebeliği olan ve düşük tehdidi yaşayan 205 kadın hasta ile yürütülmüştür. Hastalar 2 gruba ayrılmıştır. Birinci grupta düşük tehdidi yaşayan ve düşük yapan hastalar, ikinci grupta ise düşük tehdidi yaşayan ve gebeliği devam eden hastalar bulunmaktadır. Bu hastaların hastaneye başvuruları sırasında rutin olarak alınan tam kan tetkik değerleri karşılaştırılmıştır. Bütün veriler hasta dosyalarından retrospektif olarak elde edilmiştir. Tam kan sayımı parametrelerinden hemoglobin (Hgb), hematokrit (Hct), trombosit (Plt), beyaz kan hücreleri(WBC), nötrofil, lenfosit, ortalama trombosit hacmi (MPV), trombosit dağılım genişliği (PDW) değerleri kaydedilmiş ve platelet-lenfosit oranı (PLR), nötrofil-lenfosit oranı (NLR), monosit-lenfosit oranı (MLR), sistemik inflamatuar index (SII) gibi değerler hesaplanıp kaydedilmiştir. İki grup arasında belirlenen bu verilerin karşılaştırılmasında istatistiksel analiz olarak Mann Whitney U testi, ki kare testi kullanılmıştır. Bulgular: Çalışmamızda düşük tehdidi yaşayan kadınlarda, gebelik sonuçlarını öngörmede değerlendirdiğimiz tam kan sayımı parametrelerinde istatistiksel anlamlı bir fark saptanmamıştır (p>0.05). Yalnızca gebelik sonucu düşükle sonuçlanan grubun yaşı, 30 (27-36), gebelik sonucu doğum ile sonuçlanan gruba göre, 29 (25-33), anlamlı olarak daha yüksek olduğu saptanmıştır (p=0.021). Sonuç: Düşük tehdidi ile başvuran hastalarda tam kan sayımı parametrelerini araştırdığımız bu çalışmada, gebelik sonucu düşük ile sonuçlanan ve gebelik sonucu doğumla sonuçlanan gruplar arasında tam kan sayımı parametreleri açısından istatistiki olarak anlamlı fark bulunamamıştır. Literatürde tam kan sayımı parametrelerinin hangi hastada düşük gelişeceğini öngörmede faydalı olduğunu iddia eden çalışmalar olduğu gibi, aksini iddia eden çalışmalar da bulunmaktadır. Sonuç olarak düşük gelişecek hastaları öngörmede, tam kan sayımı parametrelerinin klinik kullanımı mümkün görünmemektedir.
Özet (Çeviri)
Oguz Han Karaagac, The relationship between complete blood count parameters and pregnancy outcomes of patients admitted with abortus imminence. Kütahya Health Sciences University Evliya Celebi Training and Research Hospital, Gynecology and Obstetrics thesis, Kutahya 2023. Aim: Abortus Imminence (threatened miscarriage) is a common clinical condition that worries patients and their families. A minority of women who had threatened abortion experience pregnancy loss. There is no routinely used marker to predict which pregnant will experience pregnancy loss. This situation can cause increased anxiety and psychological problems in many patients. In this study, we planned to examine the parameters of the complete blood count in order to predict which patients will result in miscarriage, presenting with the threat of miscarriage. Materials and Methods: This retrospective cohort study was conducted at KSBU Evliya Çelebi Training and Research Hospital, covering patients between January 2020 and February 2022, in accordance with the Principles of the Declaration of Helsinki. The study was conducted with 205 female patients who had a singleton pregnancy less than 20 weeks of gestation and were at risk of miscarriage. The patients were divided into 2 groups. In the first group, there are patients who are threatened with miscarriage and aborted. In the second group, there are patients who are threatened with miscarriage and whose pregnancy continues to birth. The routine blood test values of these patients taken during their admission to the hospital were compared. All data were obtained retrospectively from patient files. Hemoglobin (Hgb), hematocrit (Hct), thrombocyte (Plt),white blood cell(WBC), neutrophil, lymphocyte, mean platelet volume (MPV), platelet distribution width (PDW) values of the complete blood count parameters were recorded. Values such as platelet-lymphocyte ratio (PLR), neutrophil-lymphocyte ratio (NLR), monocyte-lymphocyte ratio (MLR), systemic inflammatory index (SII) were calculated and recorded. Mann Whitney U test and chi-square test were used as statistical analysis in the comparison of these data determined between the two groups. Results: In our study, no statistically significant difference was found in the parameters of complete blood count, which we evaluated in predicting pregnancy outcomes in women at risk of miscarriage (p>0.05). The age of the group that resulted in abortion, 30 (27-36), was significantly higher (p=0.021) than the group that not aborted and pregnancy continued to the birth, 29 (25-33). Conclusion: In this study, which we examined the parameters of the complete blood count in patients presenting with threatened abortion, no statistically significant difference was found between the groups that resulted in abortion and birth as a result of pregnancy. While there are studies in the literature claiming that complete blood count parameters are useful in predicting which patient will have abortion or continue to birth, there are also studies claiming the opposite. As a result, clinical use of complete blood count parameters does not seem possible in predicting patients who will develop miscarriage.
Benzer Tezler
- Birinci trimesterde bakılan sistemik inflamatuar indeksi, C-reaktif protin ve anti-mullerian hormonun abortusları öngörmedeki yerinin prospektif araştırılması
Role of systemic inflammatory index, C-reactive protein and anti-mullerian hormone measured in the first trimester threatened abortions for predicting miscarriage: a prospective case-control study
HALİT DOĞAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ANIL ERTÜRK
- Subkoryonik hematom saptanan ve saptanmayan abortus imminens olgularının gebelik sonuçları
Pregnancy outcomes of abortus i̇mmi̇nens cases detected or non-detected wi̇th subchori̇oni̇c hematoma
ARİFE EBRU TAŞCI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MEHMET METİN ALTAY
UZMAN YILDIZ REİS AKDAŞ
- Gebelik kaybı olmayan abortus imminensli olgularda gebelik sonuçları
Outcome of pregnancy i̇n the cases wi̇th non-loss pregnancy abortus i̇mmi̇nens
ELMAS ULUER
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2013
Kadın Hastalıkları ve DoğumNecmettin Erbakan ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALİ ACAR
- Birinci trimester düşük tehditinde maternal serum CA-125 düzeylerinin klinik önemi
The clinical importance of maternal serum CA-125 levels for first trimester abortus imminens
HAKAN TİMUR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2008
Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık BakanlığıKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. BÜLENT GÖKMEN
- İsteğe bağlı yasal gebelik tahliyesi olgularında gebelik tahliyesinin cinsel işlevler ve duygu durum değişiklikleri üzerindeki etkisinin araştırılması
Analysis of the effects of voluntary termination of pregnancy for medical reasons on female sexual functions and on mood disorders
BETÜL DÜNDAR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2012
Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık BakanlığıKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
PROF. DR. BERNA DİLBAZ