Geri Dön

Meme koruyucu cerrahi uygulanmış meme kanserli hastalarda görüntüleme bulgularına göre biyopsi gerektiren lezyonların değerlendirilmesi

The evaluation of the lesions requesting biopsies according to imaging results in breast carcinoma patients having breast conservative surgeries

  1. Tez No: 785461
  2. Yazar: EBRU TORUN
  3. Danışmanlar: UZMAN Z. SUMRU COŞAR
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Radyoloji ve Nükleer Tıp, Radiology and Nuclear Medicine
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2010
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bakanlığı
  10. Enstitü: Dr. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Radyodiagnostik Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 124

Özet

ÖZET AMAÇ: Meme kanseri nedeniyle tedavi edilen hastaların lokal nüks ve/veya yeni bir primer meme kanserinin gelişimi açısından takibi önem taşımaktadır. Çalışmamızda meme koruyucu cerrahi uygulanan hastaların takiplerinde görüntüleme yöntemlerinin doğruluğunu, seçiciliğini ve maligniteyi öngörme değerlerini araştırmayı amaçladık. YÖNTEM: Aralık 1994 ile Mayıs 2007 tarihleri arasında meme kanseri tanısı alıp meme koruyucu cerrahi (MKC) uygulanmış 421 hasta mevcuttu. Bu hastalara takiplerinde Dr. Abdurrahman Yurtarslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyoloji Kliniği'nde kontrol amaçlı görüntüleme yöntemi olarak mamografi, ultrasonografi (US) ve gerekli endikasyonlarda manyetik rezonans görüntüleme (MRG) yapıldı. Gerekli görülen 63 olguya mamografi ya da US eşliğinde iğne-tel sistemi ile işaretlemeyi takiben eksizyonel biyopsi uygulandı. Biyopsi gerektiren lezyonlar, Amerikan Radyoloji Derneği (American College of Radiology, ACR)'nin yayınladığı BI-RADS (Breast Imaging Reporting and Data System)'ın dördüncü basımı dikkate alınarak kategorize edildi. Patolojiye göre mamografi, US ve MRG göstergelerinin tanısal öngörülerini değerlendirebilmek için duyarlılık, seçicilik, pozitif ve negatif öngörü değerleri ile tanısal doğruluk düzeyleri hesaplandı. BULGULAR: Biyopsi sonuçlarına göre 63 lezyonun 42'si benign (%66,7), 7'si malignite açısından yüksek riskli benign (%11,1), 14'ü (%22,2) ise malign özellik göstermekteydi. Aile öyküsü pozitif olan 13 hasta (%20,6) vardı. Mamografide malign özellikte kitle saptanan 11 lezyonun 6'sında (Pozitif Öngörü Değeri, PÖD:%54,5), küme/lineer mikrokalsifikasyon tespit edilen 16 lezyonun 2'sinde (PÖD:%12,5), pleomorfik mikrokalsifikasyon görülen 4 lezyonun 1'inde (PÖD: %25,0), fokal asimetrik dansite (FAD) olan 25 lezyonun 6'sında (PÖD: %24,0), yapı distorsiyonu olan 24 lezyonun 7'sinde (PÖD: %29,2) malignite saptandı. Histopatolojik olarak malign özellik gösteren 14 olgunun 6'sında (%42,9), iii benign özellik gösteren 49 olgunun da 5'inde (%10,2) mamografik olarak malign kitle görüntüsü saptandı. İki grup arasındaki bu farklılık istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p=0,011). Mikrokalsifikasyon, FAD ve yapı distorsiyonu varlığı açısından değerlendirildiğinde iki grup arasında anlamlı farklılık izlenmedi (p>0,05). Ayrıca mikrokalsifikasyon saptanan olgular kendi arasında şekil ve dağılım özelliği açısından değerlendirildiğinde anlamlı istatistiksel farklılık saptanmadı (p>0,05). Ultrasonografik değerlendirmede kontur düzensizliği, boyut, eko paterni ve şekil özelliği açısından malign ve benign grup arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık izlenmedi (p>0,05). Malign grupta 6 olguda (%42,9), benign grupta 6 olguda (%15,4) posterior akustik gölge saptandı. Bu farklılık istatistiksel olarak anlamlı idi (p=0,045). Histopatolojik olarak malign özellik gösteren 3 olgunun tümünde (%100), benign özellik gösteren 19 olgunun da 6'sında (%31,6) MRG'de Tip 2-3/Tip 3 kontrastlanma paterni saptandı. İki grup arasındaki bu farklılık istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p=0,045). Histopatolojik olarak malign özellik gösteren 14 olgunun 11'i (%78,6), benign özellik gösteren 49 olgunun da 23'ü (%46,9) BI-RADS 4C/5 kategorisine dahil edildi. İki grup arasındaki bu farklılık istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p=0,036). SONUÇ: Mamografik taramaların düzenli yapılması sayesinde erken evre meme kanseri insidansı artmıştır. Erken evre meme kanseri tanısı almış hastalarda MKC yapılması ve sonrasında radyoterapi-kemoterapi uygulanması ile memede metalik klipslerin varlığı, yapı distorsiyonu, distrofik kalsifikasyon, cilt kalınlaşması ve parankim dansitesinde artış meydana gelmesi nedeniyle, takiplerde görüntüleme yöntemlerinin duyarlılığı azalmakta ve biyopsi önerilen hasta sayısı artmaktadır

Özet (Çeviri)

ABSTRACT THE EVALUATION OF THE LESIONS REQUESTING BIOPSIES ACCORDING TO IMAGING RESULTS IN BREAST CARCINOMA PATIENTS HAVING BREAST CONSERVATIVE SURGERIES Aim: The follow up of patients having breast carcinoma treatment, for local recurrence or the development of de novo primary breast carcinoma is highly important. In our study, we aimed to evaluate the specificity, the sensitivity and malignity prediction values of imaging methods during the follow up of patients having breast conservative surgeries. Method: In our study, we had 421 breast carcinoma patients who had breast conservative surgeries in between December 1994 and May 2007 in our hospital. These patients were examined by mammography, an imaging method as a control, ultrasonography (USG) and if it is necessary, by magnetic resonance imaging (MRI) in our department. Excisional biopsies were applied to 63 patients after marking by needle-string system assisting via mammography or USG. Lesions were categorized according to the criteria in BI-RADS 4th edition published by ACR. According to pathology results, we evaluated the specificity, the sensitivity and malignity prediction values of imaging methods, such as mammography, USG and MRI. Results: According to biopsy results, 63 lesions were 42 (66.7%) benign, 7 (11.1%) benign which has high risk for malignity and 14 (22.2%) malign lesions. 13 patients (20.6%) had family history. There were malignancies in 6 of 11 lesions (positive predictive value: 54.5%) having malignant tumors in mammography, 2 of 16 lesions (positive predictive value: 12.5%) having clustered linear microcalcifications, 1 of 4 lesions (positive predictive value: 25%) having pleomorphic microcalcifications, 6 of 25 lesions (positive predictive value: 24%) having focal asymmetric density (FAD) and 7 of 24 lesions (positive predictive value: 29.2%) having structural distortion. Using mammography, malign tumors were examined in 6 of 14 lesions (42.9%) having histopathological malignity and 5 of 49 lesions (10.2%) having benign v morphology. The difference between these 2 groups was statistically significant (p=0.011). Unfortunately, there was no statistical difference between these 2 groups for the existence of microcalcification, FAD and structural distortion. And also there was no statistical difference in lesions having microcalcification according to morphology and scatter. In USG, according to irregular shape, size, echo pattern and shape, there was no statistical difference between benign and malign groups. In each group, 6 acoustic shadows were shown. This difference was statistically significant (p=0.045). In MRI, type 2-3/3 contrasting pattern was shown in all 3 cases having histopathological malignity (100%) and 6 of 19 benign cases (31.6%). This difference was also statistically significant (p=0.045). 11 of 14 malign cases (78.6%) and 23 of 49 benign cases (46.9%) were in BI-RADS 4C/5 category. This difference was also statistically significant (p=0.036). Conclusion: The incidence of early stage breast carcinoma was increased by the help of regular mammographic check-ups. In early stage breast carcinoma patients, because of the application of radiotherapy and chemotherapy following breast conservative surgery, metallic clips, structural distortion, dystrophic calcification, skin thickening and an increase in parenchyma density were occurred. These cause a decrease in the sensitivity of imaging methods and an increase in patients requesting biopsies.

Benzer Tezler

  1. Lokal ileri meme kanserinde neoadjuvan kemoterapi yanıt takibinde, mrg ile lezyon boyutuve adc değerleri ile cerrahi sonrası tümör boyutları ve ki67 indeksi ile korelasyonuve karşılaştırılması

    Neoadjuvan in local advanced breast cancerkemotherapy in response, mri with lesion sizeand adc values and tumor after surgerycorrelation with dimensions and ki67 indexand comparison

    ARZU CENGİZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Radyoloji ve Nükleer TıpSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    UZMAN AYŞEGÜL ALTUNKESER

  2. Yeni tanı meme kanseri olgularda PET-CT ve MR görüntüleme yöntemlerinin aksiller lenf nodu cerrahisi yöntemine katkısı

    Başlık çevirisi yok

    MEHMET TARIK BARAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Genel CerrahiRecep Tayyip Erdoğan Üniversitesi

    Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AHMET PERGEL

    DOÇ. DR. GÖKHAN DEMİRAL

  3. Neoadjuvan kemoterapi sonrası meme koruyucu cerrahi yapılan hastalarda tümörün klipslenmesi ile cilt izdüşümünün işaretlenmesi yöntemlerinin karşılaştırılması

    Comparison of tumor clipping and skin projection marking methods in patients undergoing breast conserving surgery after neoadjuvant chemotherapy

    ABDULLAH KUT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Genel Cerrahiİstanbul Üniversitesi

    Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MUSTAFA TÜKENMEZ

  4. Meme koruyucu cerrahi sonrası boost tedavisinde konformal radyoterapi, IMRT ve Cyberknife robotik radyocerrahi tekniklerinin dozimetrik karşılaştırılması

    Dosimetric comparison of the planning system of conformal radiotherapy, ıIMRT and Cyberknife robotic radiological surgery in the post-breast conserving surgery boost treatment

    OLGU GÜVENÇ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Fizik ve Fizik MühendisliğiAnkara Üniversitesi

    Medikal Fizik Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. YILDIZ GÜNEY

    DOÇ. DR. NİYAZİ MERİÇ

  5. Sol meme radyoterapisinde mammaria interna alanın ışınlamasında geniş tanjansiyel-elektron kombinasyon tekniği ile foton-elektron kombinasyon tekniğinin karşılaştırılması ve kardiak dozların analizi

    The comparision of the wide tangential - electron combination technique with photon - electron combination technique on the radiation of mammaria interna field during left breast radiotherapy and the analysis of cardiac doses

    FATMA BETÜL ALTAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    OnkolojiDokuz Eylül Üniversitesi

    Radyasyon Onkolojisi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FEVZİ HİLMİ ALANYALI