Geri Dön

Göçmen karşıtlığının göçmenlere yönelik sosyal politikalara etkisi- Almanya ve Türkiye üzerine inceleme

The impact of anti-immigration views on social policies towards immigrants-research on Germany and Turkiye

  1. Tez No: 786080
  2. Yazar: MELTEM UZUNPINAR
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ABDULKADİR DEVELİ
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Sosyal Hizmet, Uluslararası İlişkiler, Social Work, International Relations
  6. Anahtar Kelimeler: Göçmen Karşıtlığı, Nefret Söylemi, Güvenlikleştirme, Uluslararası İşgücü Göçü, Geçici Koruma, Sosyal Politika, Refah Devleti, Anti-Immigration, Hate Speech, Securitization, International Labor Migration, Temporary Protection, Social Policy, Welfare State
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Sosyal Politika Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 169

Özet

1942 Beveridge Raporu'ndan beri küreselleşme karşısında eski etkinliğini yitirse de sosyal refah, geliri yeniden dağıtıcı, müdahaleci ve düzenleyici özellikleriyle medeniyete katkı sunmaya devam etmektedir. Bu katkı sürerken, Avrupa'dan tüm dünyaya yayılan ve sosyal devletin koruması altında olması gereken göçmenlere yönelik olarak bir karşıtlık geliştiği görülmektedir. Bu karşıtlık, medya, siyasi aktörler ve bireyler eliyle kalınca çizgilerle çizilmektedir. Sosyal devletlerin sınır güvenliği endişesi, göç politikalarının içine nüfuz etmiştir. Göç ile ilgili tartışmaların güvenlikçi yaklaşım temelinde yeniden şekillenmesi bir yana, göçün refah ve sosyal haklar ekseninde de ele alınması gerekmektedir. Sermayenin serbest dolaşımına izin veren küreselleşmenin göçü kısıtlamaya çalışması aşırı sağın çelişkisidir. Kısıtlayıcı önlemler kayıt dışılığa ve düzensiz göçe sebep olurken, refah devletinin de zayıflamasını hızlandırmaktadır. Refahın yaratıcısı, yerli- yabancı ayrımı yapılmadan herkestir. Refah devleti , salt kamu harcamaları yapan devlet değil, insan ve insaniyetle ilgilenen devlettir. Avrupa'nın güvenlik algısı artık askeri güvenlikten ziyade sosyal ve ekonomik güvenlik ekseninde olduğu için bunu tehdit eden her unsur gibi göçmenler de tehditkar kabul edilmektedir. Refah şovenizmine dönüşen göçmenlere yönelik sosyal harcamalar, toplumda tepkiyle karşılanmaya başlamaktadır. Böylece göç denilince, insani ve ekonomik gerekçeler değil güvenlik endişelerinin dile gelmesi olağan hale gelmektedir. Almanya'da bu yıl 61. yıl dönümü olan İşgücü Göçü'nün bu politik rüzgarın etkisiyle, zaman zaman aşırı göçmen karşıtlığı şeklinde yansımaları olmaktadır. Tarihi itibariyle ırkçılıkla anılır olan ve kıta Avrupası sosyal refahının önemli temsilcisi olan Almanya'da, göçmenler aşırı yararlanıcılar olarak görülmekte, Avrupa toplumunu istila ettikleri iddia edildiği için, sosyal politikalar oluşturulurken yerleşik tepkiler de göz önünde bulundurulmaktadır. 2011 Suriye İç Savaşı'ndan kaçıp sınırlarımıza gelen sığınmacılar için, Avrupa'dan yayılan göçün güvenlikleştirilmesi olgusu ve halk arasında yayılmaya başlayan göçmen karşıtlığı sebebiyle, sosyal politikaları bu çerçevede güncelleme gereği ortaya çıkmaktadır. Misafir kelimesiyle dayatılan bir geçekten, artık yerleşik duruma geçmiş ve hatta vatandaşlık bağı ile o ülkelere bağlı hale gelmiş yeni kuşaklar vardır. Göçmenler Almanya'da işgücü arzını karşılayan, refah düzeyini arttıran ancak yeri geldiğinde hala '' öteki'' olarak kabul edilen yine de göç literatüründe öteki tanımına bütün yönleriyle uyan önemli bir konudur. Almanya'da zaman zaman yükselen ve zaman zaman eyleme dönen göçmen karşıtlığı karşısında Alman hükümetinin mevcut sosyal politika araçlarını kullanarak sosyal politikaları nasıl kullandığı konusu; Türkiye'de sosyal tansiyonun yükselmesi durumunda atılacak adımları göstermesi açısından önemlidir.

Özet (Çeviri)

Although it has lost its former effectiveness in the face of globalization since the 1942 Beveridge Report, it continues to contribute to civilization with its social welfare, income redistribution, interventionist and regulatory features. While this contribution continues, it is seen that an opposition has developed towards the immigrants who spread from Europe to the whole world and should be under the protection of the welfare state. This contrast is drawn with thick lines by the media, political actors and individuals. Border security concerns of welfare states have permeated their migration policies. Aside from reshaping the discussions on immigration on the basis of the security approach, it is necessary to deal with immigration in the axis of welfare and social rights. It is the contradiction of the extreme right that globalization, which allows the free movement of capital, tries to restrict immigration. While restrictive measures cause informality and irregular migration, they also accelerate the weakening of the welfare state. The creator of prosperity is everyone, regardless of domestic or foreign discrimination. The welfare state is not the state that only makes public expenditures, but the state that deals with people and humanity. Since Europe's security perception is now on the axis of social and economic security rather than military security, immigrants are considered threatening, like any other element that threatens this. Social expenditures for immigrants, who have turned into welfare chauvinism, are beginning to be met with reaction in the society. Thus, when it comes to migration, it becomes usual to mention security concerns rather than humanitarian and economic reasons. With the effect of this political wind, the 61st anniversary of Labor Migration in Germany this year has reflections in the form of extreme anti-immigration. In Germany, which has historically been associated with racism and is an important representative of the social welfare of continental Europe, immigrants are seen as excessive beneficiaries, and since they are claimed to invade European society, established reactions are also taken into account while creating social policies. For the refugees who came to our borders after escaping from the 2011 Syrian Civil War, due to the securitization of immigration from Europe and the anti-immigrant sentiment that has begun to spread among the people, it is necessary to update their social policies within this framework. From a reality imposed by the word“guest”, there are new generations who have become settled and even become attached to those countries with the bond of citizenship. Immigrants are an important issue that meets the labor supply in Germany, increases the level of welfare, but is still considered“other”when appropriate, but still fits the definition of“other”in all aspects in the migration literature. The issue of how the German government uses social policies by using existing social policy tools in the face of anti-immigrant opposition that sometimes rises and sometimes turns into action in Germany; It is important in terms of showing the steps to be taken in case of an increase in social tension in Turkey.

Benzer Tezler

  1. L'Islamophobie croissante en Europe

    Avrupa'da yükselen İslam karşıtlığı

    ONUR SEVİM

    Yüksek Lisans

    Fransızca

    Fransızca

    2024

    Uluslararası İlişkilerGalatasaray Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ZEYNEP ARIKANLI

  2. Göçmen karşıtlığının siyasete etkisi: Anglosakson ülkeleri-Kıta Avrupası karşılaştırması

    The effect of anti-immigration on politics: Anglosaxon countries-Continental Europe comparison

    MEHMET NAZIM UYGUR

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Siyasal Bilimlerİnönü Üniversitesi

    Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SELAHADDİN BAKAN

  3. Güvenlikleştirme perspektifinden Fransa'da iktidarın göç politikaları

    Migration policies of the government in France from the securitization perspective

    ALİ NURDOĞAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Siyasal BilimlerYıldız Teknik Üniversitesi

    Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. FULYA MEMİŞOĞLU

  4. The Rise of Populism in Britain: The Breakthrough of the United Kingdom Independence Party in Between 2010-2015

    Britanya'da popülizmin kuvvetlenmesi: Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi'nin 2010-2015 yılları arasındaki yükselişi

    MUSTAFA MELİH YILMAZER

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2018

    Siyasal BilimlerOrta Doğu Teknik Üniversitesi

    Avrupa Çalışmaları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BAŞAK ZEYNEP ALPAN

  5. Metropol kentte prekarya olgusunun göçmen karşıtlığına etkisi

    Effect of precarial phenomenon on anti-immigration in the metropolitan city

    TUĞBA KOÇAK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Sosyolojiİstanbul Ticaret Üniversitesi

    Sosyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NECMETTİN DOĞAN