Geri Dön

Alt üriner sistem hastalığı olan kedilerin serum amiloid a düzeylerinin değerlendirilmesi

Evaluation of serum amyloid a levels in cats with lower urinary system disease

  1. Tez No: 790016
  2. Yazar: BUKET VAKVAK
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ARİF KURTDEDE
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Veteriner Hekimliği, Veterinary Medicine
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Üniversitesi
  10. Enstitü: Sağlık Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: İç Hastalıkları Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 110

Özet

Bu çalışmada AÜSS gösteren ve alt üriner sistem hastalığı tanısı koyulan kedilerin SAA düzeylerinin değerlendirilmesi ve bu düzeylerin sağlıklı kedilerden elde edilen SAA düzeyleri ile karşılaştırılmalı olarak değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca bu çalışmada FLUTD tanısı koyulan kedilerden elde edilen SAA değerleri ile WBC değerlerinin karşılaştırmalı değerlendirilmesine de yer verilmiştir. Çalışma alt üriner sistem şikayeti ile gelen 'sahipli/doğal hasta' 10 kedinin oluşturduğu çalışma grubu ve sağlıklı olduğu bilinen 10 kedinin oluşturduğu kontrol grubu olmak üzere toplam 20 kedi ile gerçekleştirildi. Çalışma grubu kendi içerisinde obstrüksiyon gösterip göstermemesine bağlı olarak obstrüktif FLUTD (n=4) ve obstrüktif olmayan FLUTD (n=6) olmak üzere 2 grupta incelendi. Kontrol grubunu oluşturan sağlıklı kedilerin yalnızca tam kan sayımı ve SAA, TP, albumin değerleri analiz edildi, tam idrar analizi yapılmadı ve diagnostik görüntüleme yöntemleri kullanılmadı. Çalışma grubunu oluşturan kedilere ayrıca tam idrar analizi uygulandı ve kedilerde diagnostik görüntülemeye başvuruldu. Kontrol grubundan elde edilen değerler belirlendi, çalışma grubundan elde edilen değerler de kendi arasında obstrüksiyon gösteren ve göstermeyen 2 grup arasında kıyaslandı. Her iki grup içinde yaş, ırk, cinsiyet ayrımı gözetilmedi ve obstrüktif, obstrüktif olmayan ve kontrol grubundaki gözlemlerin cinsiyet, kısırlık, ırk, dağılımlarının ve yaş ve ağırlık değerlerinin istatistiksel olarak her üç grupta da benzer sıklıklarda olduğu gözlendi herhangi bir yatkınlık belirlenemedi. AÜSS gösteren ve çalışma grubuna dahil edilen kedilerin tam idrar analizi; idrarın fiziksel analizi, idrarın biyokimyasal analizi, idrarın mikroskobik analizi ve idrarın bakteriyolojik açıdan incelenmesi olarak sırasıyla uygulandı. İdrar örneklerinin steril olması amacıyla idrar örneği sistosentez yöntemi ile alındı. Fiziksel ve biyokimyasal değerlendirilmesi tamamlanan steril idrar örnekleri sıvı besi yerinde 24 saat 37C 'lik etüvde inkubasyona bırakıldı. İnkübasyonu takiben gram boyama yöntemi ile boyandı ve sonrasında yapılan mikroskobik incelemede 10 idrar örneğinin 3'ünde İYE ile uyumlu bakteri saptandı. Bunlardan 1'inde gram negatif rod tipi bakteriler ve diğer 2'sinde gram pozitif kok tipi bakteriler saptandı. AÜSS gösteren kedilerin (idrar keselerinin dolu olması şartıyla) idrar keseleri ultrasonografik olarak görüntülendi. USG sonucu 10 kediden 2'sine ürolitiyazis tanısı koyuldu. Tanı radyografi ile desteklendi. Ürolitiyazis tanısı koyulan kedilerde aynı zamanda İYE ile uyumlu bakteriüri saptanmıştı. İYE ile uyumlu bakteriüri ve/veya ürolitiyazis tespit edilmeyen 10 kediden 7'sinde ise tanı KİS olarak koyuldu. Kontrol grubunda yer alan 10 kedinin tam kan sayımında yer alan parametrelerin hepsi normal referans değerleri arasında yer almaktaydı. Çalışma grubunda yer alan 10 kedinin tam kan sayımında yer alan parametrelerinin her 3 grupta benzer değerlerde olduğu görüldü, anlamlı bir fark saptanmadı. Total protein değerlerinin her üç gruptaki hayvanlarda benzer olduğu gözlendi. Albumin değerinin 3 grupta istatistiksel olarak anlamlı düzeyde farklı olduğu belirlendi (p=0,003). Obstrüktif gruptaki kedilerde görülen albumin değerinin (2,65) obstrüktif olmayan gruptaki gözlemlerin albumin değeri (3,3) ile benzer, kontrol grubunda gözlenen albumin değerine (4,25) kıyasla anlamlı düzeyde düşük seviyede olduğu belirlendi. Yine SAA değeri normal çalışmada AÜSS gösteren ve alt üriner sistem hastalığı tanısı koyulan kedilerin SAA düzeylerinin değerlendirilmesi ve bu düzeylerin sağlıklı kedilerden elde edilen SAA düzeyleri ile karşılaştırılmalı olarak değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca bu çalışmada FLUTD tanısı koyulan kedilerden elde edilen SAA değerleri ile WBC değerlerinin karşılaştırmalı değerlendirilmesine de yer verilmiştir. Çalışma alt üriner sistem şikayeti ile gelen 'sahipli/doğal hasta' 10 kedinin oluşturduğu çalışma grubu ve sağlıklı olduğu bilinen 10 kedinin oluşturduğu kontrol grubu olmak üzere toplam 20 kedi ile gerçekleştirildi. Çalışma grubu kendi içerisinde obstrüksiyon gösterip göstermemesine bağlı olarak obstrüktif FLUTD (n=4) ve obstrüktif olmayan FLUTD (n=6) olmak üzere 2 grupta incelendi. Kontrol grubunu oluşturan sağlıklı kedilerin yalnızca tam kan sayımı ve SAA, TP, albumin değerleri analiz edildi, tam idrar analizi yapılmadı ve diagnostik görüntüleme yöntemleri kullanılmadı. Çalışma grubunu oluşturan kedilere ayrıca tam idrar analizi uygulandı ve kedilerde diagnostik görüntülemeye başvuruldu. Kontrol grubundan elde edilen değerler belirlendi, çalışma grubundan elde edilen değerler de kendi arasında obstrüksiyon gösteren ve göstermeyen 2 grup arasında kıyaslandı. Her iki grup içinde yaş, ırk, cinsiyet ayrımı gözetilmedi ve obstrüktif, obstrüktif olmayan ve kontrol grubundaki gözlemlerin cinsiyet, kısırlık, ırk, dağılımlarının ve yaş ve ağırlık değerlerinin istatistiksel olarak her üç grupta da benzer sıklıklarda olduğu gözlendi herhangi bir yatkınlık belirlenemedi. AÜSS gösteren ve çalışma grubuna dahil edilen kedilerin tam idrar analizi; idrarın fiziksel analizi, idrarın biyokimyasal analizi, idrarın mikroskobik analizi ve idrarın bakteriyolojik açıdan incelenmesi olarak sırasıyla uygulandı. İdrar örneklerinin steril olması amacıyla idrar örneği sistosentez yöntemi ile alındı. Fiziksel ve biyokimyasal değerlendirilmesi tamamlanan steril idrar örnekleri sıvı besi yerinde 24 saat 37C 'lik etüvde inkubasyona bırakıldı. İnkübasyonu takiben gram boyama yöntemi ile boyandı ve sonrasında yapılan mikroskobik incelemede 10 idrar örneğinin 3'ünde İYE ile uyumlu bakteri saptandı. Bunlardan 1'inde gram negatif rod tipi bakteriler ve diğer 2'sinde gram pozitif kok tipi bakteriler saptandı. AÜSS gösteren kedilerin (idrar keselerinin dolu olması şartıyla) idrar keseleri ultrasonografik olarak görüntülendi. USG sonucu 10 kediden 2'sine ürolitiyazis tanısı koyuldu. Tanı radyografi ile desteklendi. Ürolitiyazis tanısı koyulan kedilerde aynı zamanda İYE ile uyumlu bakteriüri saptanmıştı. İYE ile uyumlu bakteriüri ve/veya ürolitiyazis tespit edilmeyen 10 kediden 7'sinde ise tanı KİS olarak koyuldu. Kontrol grubunda yer alan 10 kedinin tam kan sayımında yer alan parametrelerin hepsi normal referans değerleri arasında yer almaktaydı. Çalışma grubunda yer alan 10 kedinin tam kan sayımında yer alan parametrelerinin her 3 grupta benzer değerlerde olduğu görüldü, anlamlı bir fark saptanmadı. Total protein değerlerinin her üç gruptaki hayvanlarda benzer olduğu gözlendi. Albumin değerinin 3 grupta istatistiksel olarak anlamlı düzeyde farklı olduğu belirlendi (p=0,003). Obstrüktif gruptaki kedilerde görülen albumin değerinin (2,65) obstrüktif olmayan gruptaki gözlemlerin albumin değeri (3,3) ile benzer, kontrol grubunda gözlenen albumin değerine (4,25) kıyasla anlamlı düzeyde düşük seviyede olduğu belirlendi. Yine SAA değeri normalçalışmada AÜSS gösteren ve alt üriner sistem hastalığı tanısı koyulan kedilerin SAA düzeylerinin değerlendirilmesi ve bu düzeylerin sağlıklı kedilerden elde edilen SAA düzeyleri ile karşılaştırılmalı olarak değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca bu çalışmada FLUTD tanısı koyulan kedilerden elde edilen SAA değerleri ile WBC değerlerinin karşılaştırmalı değerlendirilmesine de yer verilmiştir. Çalışma alt üriner sistem şikayeti ile gelen 'sahipli/doğal hasta' 10 kedinin oluşturduğu çalışma grubu ve sağlıklı olduğu bilinen 10 kedinin oluşturduğu kontrol grubu olmak üzere toplam 20 kedi ile gerçekleştirildi. Çalışma grubu kendi içerisinde obstrüksiyon gösterip göstermemesine bağlı olarak obstrüktif FLUTD (n=4) ve obstrüktif olmayan FLUTD (n=6) olmak üzere 2 grupta incelendi. Kontrol grubunu oluşturan sağlıklı kedilerin yalnızca tam kan sayımı ve SAA, TP, albumin değerleri analiz edildi, tam idrar analizi yapılmadı ve diagnostik görüntüleme yöntemleri kullanılmadı. Çalışma grubunu oluşturan kedilere ayrıca tam idrar analizi uygulandı ve kedilerde diagnostik görüntülemeye başvuruldu. Kontrol grubundan elde edilen değerler belirlendi, çalışma grubundan elde edilen değerler de kendi arasında obstrüksiyon gösteren ve göstermeyen 2 grup arasında kıyaslandı. Her iki grup içinde yaş, ırk, cinsiyet ayrımı gözetilmedi ve obstrüktif, obstrüktif olmayan ve kontrol grubundaki gözlemlerin cinsiyet, kısırlık, ırk, dağılımlarının ve yaş ve ağırlık değerlerinin istatistiksel olarak her üç grupta da benzer sıklıklarda olduğu gözlendi herhangi bir yatkınlık belirlenemedi. AÜSS gösteren ve çalışma grubuna dahil edilen kedilerin tam idrar analizi; idrarın fiziksel analizi, idrarın biyokimyasal analizi, idrarın mikroskobik analizi ve idrarın bakteriyolojik açıdan incelenmesi olarak sırasıyla uygulandı. İdrar örneklerinin steril olması amacıyla idrar örneği sistosentez yöntemi ile alındı. Fiziksel ve biyokimyasal değerlendirilmesi tamamlanan steril idrar örnekleri sıvı besi yerinde 24 saat 37C 'lik etüvde inkubasyona bırakıldı. İnkübasyonu takiben gram boyama yöntemi ile boyandı ve sonrasında yapılan mikroskobik incelemede 10 idrar örneğinin 3'ünde İYE ile uyumlu bakteri saptandı. Bunlardan 1'inde gram negatif rod tipi bakteriler ve diğer 2'sinde gram pozitif kok tipi bakteriler saptandı. AÜSS gösteren kedilerin (idrar keselerinin dolu olması şartıyla) idrar keseleri ultrasonografik olarak görüntülendi. USG sonucu 10 kediden 2'sine ürolitiyazis tanısı koyuldu. Tanı radyografi ile desteklendi. Ürolitiyazis tanısı koyulan kedilerde aynı zamanda İYE ile uyumlu bakteriüri saptanmıştı. İYE ile uyumlu bakteriüri ve/veya ürolitiyazis tespit edilmeyen 10 kediden 7'sinde ise tanı KİS olarak koyuldu. Kontrol grubunda yer alan 10 kedinin tam kan sayımında yer alan parametrelerin hepsi normal referans değerleri arasında yer almaktaydı. Çalışma grubunda yer alan 10 kedinin tam kan sayımında yer alan parametrelerinin her 3 grupta benzer değerlerde olduğu görüldü, anlamlı bir fark saptanmadı. Total protein değerlerinin her üç gruptaki hayvanlarda benzer olduğu gözlendi. Albumin değerinin 3 grupta istatistiksel olarak anlamlı düzeyde farklı olduğu belirlendi (p=0,003). Obstrüktif gruptaki kedilerde görülen albumin değerinin (2,65) obstrüktif olmayan gruptaki gözlemlerin albumin değeri (3,3) ile benzer, kontrol grubunda gözlenen albumin değerine (4,25) kıyasla anlamlı düzeyde düşük seviyede olduğu belirlendi. Yine SAA değeri normal düzeyde olan hayvanlarda, TP düzeyinin (8,65) ve albumin düzeyinin (3,25) anlamlı düzeyde daha yüksek değerlerde olduğu tespit edildi. Kontrol grubunda yer alan 10 kedinin SAA değerleri 5ug/ml olarak ölçülüp normal olarak saptandı. Obstrüksiyon gözlenen kedilerin (n=4) 3'ünde SAA değerleri 5ug/ml'nin üzerinde, obstrüksiyon gözlenmeyen gruptaki kedilerin (n=6) ise yalnızca 1'inde SAA değeri 5ug/ml'nin üzerinde anormal olarak saptandı. Ancak yapılan analizler doğrultusunda obstrüktif ve obstrüktif olmayan grubundaki kedilerin SAA verilerinin dağılımlarının istatistiksel olarak benzer sıklıklarda olduğu gözlendi ve SAA ile obstrüktif FLUTD arasında bir ilişki belirlenemedi. SAA normal olan kedilerdeki WBC değerleri ile SAA anormal olan kedilerdeki WBC değerleri kıyaslandı ve iki grupta bu değerlerde fark yoktu. Sonuç olarak; FLUTD kedilerde sıkça karşılaşılan bir sendromdur ve kedilerdeki yatkınlığı ile ilgili olarak cinsiyet, kısırlaştırılma durumu, ırk ve yaş ile ilgili anlamlı bir fark saptanmadı. Bu doğrultuda çalışmadaki kedi sayısının yetersiz kaldığı buna yönelik çalışmaların daha fazla sayıda kedi ile yapılması önerilmektedir. Çalışmada yer alan ve AÜSS gösteren kedilerde en fazla KİS teşhis edilmiştir. FLUTD ile ilişkili AÜSS'ye sahip kedilerde başvurulan tanısal yöntemler arasında tam idrar analizi ve diagnostik görüntüleme yöntemleri önemli bir yer tutmaktadır. Ancak organizmada meydana gelen patolojik süreçler doğrultusunda şekillenecek inflamasyon ile ilgili olarak artış ve/veya azalış gösteren belirteçlerin değerlendirilmesi ayırıcı tanıda ve/veya eş zamanlı hastalıkların varlığını değerlendirmede önemlidir. İnflamasyon ile ilgili olarak sıkça kullanılan belirteç olan WBC değerinin bazı hastalıklarda ve özellikle hastalığın akut döneminde yetersiz kaldığı ve bir AFP olan SAA değerinin daha erken tanı belirteci olabileceği öngörülmüştür. SAA düzeyinin kedilerde birçok inflamasyon ile ilişkili durumda değişkenlik gösterdiğini ifade eden çalışmalar olmasına rağmen özellikle ülkemizde alt üriner sistem hastalıklarına yönelik araştırmalar yetersiz kalmıştır. Buna yönelik daha kapsamlı çalışmaların yapılması önerilmektedir. Artan SAA düzeylerinin daha çok obstrüktif kedilerde görülmesi, obstrüksiyon doğrultusunda meydana gelen akut bir böbrek hasarı ile ilişkili olabileceğini düşündürmektedir. Buna yönelik çalışmalarda eş zamanlı böbrek değerlerinin de incelenmesi önerilmektedir.

Özet (Çeviri)

In this study, it is aimed to evaluate the SAA levels of cats with LUT symptoms and diagnosed with lower urinary tract disease and to evaluate these levels in comparison with the SAA levels obtained from healthy cats. This study was carried out with a total of 20 cats, the study group consisting of 10 'indoor/naturally sick' cats with lower urinary tract disease related complaints and the control group consisting of 10 cats known to be healthy. The study group was analyzed in 2 groups as obstructive FLUTD (n=4) and non-obstructive FLUTD (n=6) depending on whether it is obstructed or not. Healthy cats in the control group were analyzed only for complete blood count, SAA, total protein and albumin levels. Complete urinalysis and diagnostic imaging tools were not utilized. Cats belonging to study group also analyzed for complete urinalysis and were applied diagnostic imaging. Values obtained from the control group were determined. Values obtained from the study group were also compared between the two groups obstructed and nonobstructed. Age, sex and breed was not regarded for both groups. Obstructive, non-obstructive and control groups' values had statistically similar frequencies based on sex, neuter status, breed, age and bodyweight. No predispositon was found. Cats in the study group showing LUT symptoms applied for physical, biochemical, microscopic and bacteriologic urine test respectively. Urine samples collected via cystosentesis in order to ensure sterility. After physical and biochemical evaluation, sterile urine samples were incubated in liquid medium for 24 hours at 37°C. After incubation, samples were stained with Gram stain. In 3 of 10 samples bacteria related to UTI were found, one of these three had gram-negative rod type bacteria and other two samples had gram-positive cocci bacteria. Urinary bladders of cats with LUTS (provided that their bladders are full) were ultrasonographically examined and 2 of the 10 cats diagnosed with urolitiasis. Diagnosis is supported with radiography. Cats diagnosed with urolitiasis had also UTI related bacteria. 7 of 10 cats those tests is not consistant with bacteriauria and/or urolithiasis were diagnosed with FIS. All parameters in the complete blood count of the cats in control group were within reference ranges. It was found that the parameters in the complete blood count of the 10 cats in the study group were similar in all 3 groups, no significant difference was found. Total protein values found similar in all three groups. It was determined that the albumin value was statistically significantly different in all three groups (p=0.003). It was determined that the albumin value (2.65) seen in the cats in the obstructive group was similar to the albumin value (3.3) in the observations in the non-obstructive group, and significantly lower than the albumin value (4.25) observed in the control group. In animals with normal SAA levels, TP levels (8.65) and albumin levels (3.25) were found to be significantly higher. SAA values of 10 cats in the control group were measured as 5ug/ml and were found to be normal. Three of the cats with obstruction (n=4) had SAA values above 5ug/ml, and only 1 of the cats in the non-obstructed group (n=6) had abnormal SAA values above 5ug/ml. However, according to the analyzes made, it was observed that the distribution of SAA data of the cats in the obstructive and non-obstructive groups was statistically similar and a relationship between SAA and obstructive FLUTD could not be determined. WBC values in 86 cats with normal SAA and WBC values in cats with abnormal SAA were compared and there was no difference in these values in the two groups. As a result; FLUTD is a frequently encountered syndrome in cats, and no significant difference was found regarding the predisposition in cats regarding gender, neuter status, breed, and age. In this direction, it is recommended that the number of cats in the study is insufficient and studies should be conducted with more cats. FIS was more commonly diagnosed in cats with LUTS in the study. Among the diagnostic methods used in cats with FLUTD-associated LUTS, complete urinalysis and diagnostic imaging methods have an important place. However, it is also important to evaluate the markers that increase and/or decrease in relation to inflammation, which will be shaped in line with the pathological processes occurring in the organism, in the differential diagnosis and/or to evaluate the presence of secondary diseases. It has been predicted that WBC value, which is a frequently used marker related to inflammation, is insufficient in some diseases and especially in the acute phase of the disease, and SAA value, which is an AFP, may be an earlier diagnostic marker. The fact that increased SAA levels are more common in obstructive cats suggests that it may be associated with an acute kidney injury as a result of obstruction. It is also recommended to examine kidney parameters in studies for this purpose.

Benzer Tezler

  1. Determination of serum and urinary clusterin levels in cats with renal failure

    Böbrek yetmezliği olan kedilerde serum ve idrar clusterin düzeylerinin belirlenmesi

    ALFATIH MOHAMMED AHMED ABOZAID

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2023

    Veteriner HekimliğiErciyes Üniversitesi

    İç Hastalıkları (Veterinerlik) Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. VEHBİ GÜNEŞ

  2. Kedilerin alt üriner sistem hastalığında epidemiyolojik çalışma: potansiyel risk faktörlerinin ve klinik görünümlerinin tanımlanması

    An epidemiological study in feline lower urinary tract disease: identification of potential risk factors and their clinical manifestations

    AHMET SARIKAYA

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Veteriner HekimliğiSelçuk Üniversitesi

    İç Hastalıkları (Veterinerlik) Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET MADEN

  3. Kedi alt üriner sistem hastalığında ultrasonografik ve laboratuvar bulguların karşılaştırılması

    Comparison of ultrasonographic and laboratory findings in feline lower urinary tract disease

    ENDER ERKOÇ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Veteriner HekimliğiAfyon Kocatepe Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TURAN CİVELEK

  4. Şanlıurfa ilinde çalışan aile hekimlerinin akılcı antibiyotik kullanımı konusunda bilgi tutum ve davranışları

    Knowledge attitudes and behaviors of family physicians working in Şanliurfa regarding the rational use of antibiotics

    RAMAZAN AYHAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Aile HekimliğiHarran Üniversitesi

    Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ŞENAY KOÇAKOĞLU

    DR. ÖĞR. ÜYESİ MEHMET REŞAT CEYLAN

  5. Üriner sistem taş hastalığı olan çocukların retrospektif analizi

    Retrospective analysis of children with urinary tract stone disease

    UMAY KAVGACI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    NefrolojiHacettepe Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FATİH ÖZALTIN